Hosting

IPv6 Benimseme Oranlarındaki Artış ve Ağınızı Ne Kadar Hızlı Dönüştürmeniz Gerekiyor?

IPv6 yıllardır konuştuğumuz, ama çoğu zaman “sonra bakarız” diyerek ertelediğimiz bir konu olmaya devam ediyor. Ancak hem sahada gördüğümüz trafik istatistikleri hem de operatörlerin, tarayıcıların ve büyük içerik sağlayıcıların attığı adımlar, bu ertelemenin artık sürdürülebilir olmadığını net şekilde gösteriyor. Birçok ülkede son kullanıcı tarafında IPv6 oranları %40’ların üzerine çıkmış durumda; Türkiye’de de özellikle mobil operatörler ve büyük erişim sağlayıcılar tarafında benzer bir ivme görüyoruz. Kısacası, IPv6 artık laboratuvar projesi değil, gerçek kullanıcı trafiğinin çok ciddi bir kısmı.

DCHost tarafında ağ ve sunucu mimarisi planlarken, özellikle kapasite analizi ve IPv4 maliyet projeksiyonu yaparken neredeyse her toplantıda şu soruyla karşılaşıyoruz: “IPv6’ya ne kadar hızlı geçmemiz gerekiyor, bugün yapmazsak ne kaybederiz?” Bu yazıda tam da bu soruya, saha deneyimlerimiz ve güncel IPv6 benimseme verileri ışığında yanıt vermek istiyoruz. Küresel ve bölgesel IPv6 benimseme oranlarındaki artışı, bu artışın sizin uygulamalarınıza gerçek etkilerini ve pratik bir geçiş yol haritasını adım adım ele alacağız.

IPv6 Benimseme Oranlarındaki Artış Gerçekte Ne Anlama Geliyor?

İstatistik sitelerinde “IPv6 trafiği %X’e ulaştı” başlıklarını görmek ilk bakışta soyut geliyor olabilir. Ancak bu oranlar, web sitenize, API’nize, SaaS uygulamanıza veya kurumsal e-posta altyapınıza doğrudan dokunan sonuçlar üretiyor. Küresel ölçekte bakıldığında, birçok ülkede toplam internet trafiğinin ciddi bir yüzdesi IPv6 üzerinden geliyor. Bu şu demek:

  • Yeni nesil mobil cihazlar ve operatörler, mümkün olan her yerde IPv6 kullanmaya çalışıyor.
  • Büyük içerik ve CDN ağları, performans ve maliyet avantajı için IPv6 trafiğini öncelikli hale getiriyor.
  • IPv4 adres kıtlığı nedeniyle, yeni ağlar ve hizmetler doğrudan IPv6-first veya dual-stack tasarlanıyor.

Bu noktada, daha önce IPv4 tarafındaki maliyet baskısının detaylarını anlattığımız IPv4 adres fiyatlarının rekor seviyelere yükselmesini anlattığımız rehbere de mutlaka göz atmanızı öneririz. IPv4’ün pahalı, sınırlı ve operasyonel olarak zorlaştığı bir dünyada, IPv6 benimsemesindeki artış aslında piyasanın çok net bir “yön tabelası” işlevi görüyor.

Özetle, IPv6 benimseme oranlarının artması; kullanıcıların, operatörlerin ve altyapı sağlayıcılarının aynı anda IPv6’yı tercih etmeye başlaması anlamına geliyor. Siz IPv6’ya hazır değilseniz, internetin önemli bir kısmı sizinle IPv6 üzerinden konuşmak istediğinde, onu istemeden de olsa sadece IPv4’e sıkıştırılmış bir dar boğaza mecbur bırakmış oluyorsunuz.

Neden IPv6 Benimsemesi Bu Kadar Hızlandı?

Sahada sık duyduğumuz bir cümle: “IPv6 yıllardır var, neden şimdi hızlandı?” Aslında birkaç temel sebep var:

1. IPv4 Adres Kıtlığı ve Artan Maliyetler

IPv4 adres havuzları RIPE ve diğer bölgesel kayıt kuruluşları nezdinde tükendi. Piyasada dolaşan ikinci el IPv4 bloklarının fiyatları, son 5–6 yılda katlanarak arttı. Bu da şu sonuçları doğuruyor:

  • Yeni projeler için yeterli sayıda IPv4 adresi almak zor ve pahalı hale geliyor.
  • Mevcut IPv4 bloklarını verimli kullanmak için NAT, CGNAT gibi ek katmanlar devreye giriyor; bu da karmaşıklığı artırıyor.
  • IPv4’e bağımlı kalmak, orta–uzun vadede bütçe ve ölçeklenebilirlik açısından ciddi risk yaratıyor.

Detaylarını başka bir yazıda ele aldığımız gibi, IPv4 kıtlığı işin sadece finansal tarafını değil, ağ tasarımını ve hata ayıklama süreçlerini de zorlaştırıyor. Bu yüzden IPv6, yalnızca “gelecek nesil protokol” değil; bugünün somut bir maliyet ve operasyon cevabı.

2. Operatörler ve Büyük Ağların IPv6-First Stratejisi

Mobil operatörler, büyük ISS’ler ve CDN ağları için yüz milyonlarca kullanıcıya hizmet verirken tasarruf edilebilecek her IP adresi değerli. Birçok operatör, mobil tarafta NAT64/DNS64 gibi tekniklerle IPv6-only ağlar kurup IPv4’e çeviri yapıyor. Böylece:

  • Çekirdek ağlarında IPv6’yı birincil protokol olarak kullanabiliyorlar.
  • IPv4 adreslerini yalnızca dış dünya ile konuşmak için uçta kullanıyorlar.
  • Ağ karmaşıklığını orta vadede azaltma fırsatı buluyorlar.

Bu da sizin tarafınızdan bakıldığında, ziyaretçilerinizin giderek artan bir kısmının IPv6 üzerinden gelmeye “doğal olarak” başlaması demek.

3. Performans, Basitlik ve Güvenlik Argümanları

IPv6 sadece daha fazla adres anlamına gelmiyor. Doğru tasarlanmış bir IPv6 mimarisi ile:

  • NAT zincirleri kısaldığı için bazı senaryolarda daha düşük gecikme (latency) elde edilebiliyor.
  • Her sunucu, servis ve istemci için anlamlı ve izlenebilir adresleme şemaları kurulabiliyor.
  • Firewall ve erişim politikaları, büyük NAT tablolarıyla değil, net adres aralıklarıyla yönetilebiliyor.

Elbette IPv6 tek başına güvenlik sağlamıyor; ancak sadeleştirilmiş adresleme ve doğru IPv6 destekli güvenlik duvarı kuralları ile daha yönetilebilir bir güvenlik mimarisi kurmak mümkün.

IPv6 Benimseme Oranlarını Nasıl Okumalı ve Sizinle Nasıl İlişkilendirmelisiniz?

IPv6 istatistiklerine bakarken sıkça karıştırılan birkaç farklı seviye var. Bunların her biri, kendi kararınızı verirken önemli.

1. Son Kullanıcı (Erişim Sağlayıcı) Tarafı Benimseme

Google, APNIC, RIPE gibi kurumlar; son kullanıcıların IPv6 ile internete ne kadar oranda eriştiğini ölçüyor. Örneğin belirli bir ülkede “IPv6 benimseme oranı %40” dendiğinde, o ülkeden gelen isteklerin %40’ının IPv6 üzerinden geldiği anlamına gelir. Bu oran yükseldikçe, sizin IPv6 sunmamanız daha büyük bir fırsat maliyetine dönüşür.

2. İçerik ve Hizmet Sağlayıcı Tarafı Benimseme

İkinci seviye, sizin gibi içerik, API veya SaaS sunanların IPv6 desteği. Bir web sitesi, yalnızca A kaydı (IPv4) ile yayında ise; IPv6 kullanan bir son kullanıcı yine erişebilir, ama operatör NAT64 gibi mekanizmalarla IPv4’e çeviri yapmak zorunda kalır. Siz AAAA kaydı (IPv6) da eklediğinizde, bu çeviri katmanı ortadan kalkar ve doğrudan IPv6–IPv6 konuşma imkânı doğar.

DNS tarafını daha derin anlamak isterseniz, DNS kayıtları A’dan Z’ye rehberimiz IPv4 A ve IPv6 AAAA kayıtlarının birlikte nasıl çalıştığını netleştirmek için iyi bir başlangıç olacaktır.

3. Kendi Altyapınızda IPv6 Hazırlık Düzeyi

Üçüncü seviye, tamamen sizin kontrolünüzde: DCHost üzerindeki hosting, VPS, dedicated veya colocation altyapınız IPv6’ya ne kadar hazır? Burada şu sorular kritik:

  • Sunucularınızda IPv6 adresleri tahsis edildi mi?
  • Web sunucusu (Nginx, Apache, LiteSpeed vb.) konfigürasyonlarınız IPv6 soketlerini dinliyor mu?
  • Firewall kurallarınız IPv6’yı kapsıyor mu, yoksa varsayılan olarak her şeyi kapatıyor musunuz?
  • Monitoring, loglama ve uyarı sistemleriniz IPv6 trafiğini doğru etiketleyip analiz edebiliyor mu?

Bu tarafı adım adım kurmak için, pratik örneklerle anlattığımız VPS sunucunuzda IPv6 kurulum ve yapılandırma rehberimize göz atabilirsiniz.

IPv6 Benimseme Artışının İşletmeniz Üzerindeki Somut Etkileri

Rakamlardan çıkıp günlük hayata gelelim. IPv6 benimseme oranlarının artışı sizin için hangi alanlarda fark yaratıyor?

1. Erişilebilirlik ve Kullanıcı Deneyimi

Bir e-ticaret sitesini düşünelim. Mobil kullanıcılarınızın önemli bir kısmı IPv6 destekli bir operatörden geliyor. Sitenizde AAAA kaydı yoksa, bu kullanıcılar NAT64/IPv4 çevirisi üzerinden erişiyor. Çoğu zaman çalışır, ama:

  • Bazı bağlantı noktalarında ek gecikme (latency) oluşabilir.
  • NAT cihazlarında yaşanan sorunlar, sadece IPv6 trafiğine özgü garip hatalara dönüşebilir.
  • Büyük kampanya dönemlerinde, operatörün çeviri altyapısı ekstra yük altında kalabilir.

IPv6’yı etkinleştirdiğinizde, bu kullanıcılar sizin IPv6 adresinize doğrudan, ekstra çeviri katmanı olmadan ulaşır. Bu da daha öngörülebilir bir kullanıcı deneyimi ve istatistiklerde daha temiz bir görünürlük sağlar.

2. E-posta Teslim Edilebilirliği ve İtibar

IPv6’nın e-posta tarafındaki etkisi çoğu zaman gözden kaçıyor. Oysa bazı alıcı sunucular, IPv6 bağlantılarını farklı politika ve kara liste (RBL) kurallarıyla değerlendiriyor. Yanlış yapılandırılmış bir IPv6 MX kaydı veya eksik PTR (reverse DNS) kaydı, istemeden teslim sorunlarına veya spam skorlarının yükselmesine yol açabilir.

Bu konuyu detaylı anlattığımız IPv6 ile e-posta teslimi rehberimiz, PTR, HELO, SPF ve kara liste süreçlerini IPv6 bağlamında doğru kurmanız için iyi bir kaynak. DCHost üzerinde sağladığımız VPS ve dedicated sunucularda, IPv6 için doğru PTR yapılandırmasını da sizinle birlikte planlıyoruz.

3. Ağ Mimarisi, Güvenlik ve Loglama

Giderek artan IPv6 trafiği, loglarınızda daha çok IPv6 adresi göreceğiniz anlamına geliyor. Bu da:

  • WAF ve güvenlik duvarı kurallarınızı IPv6 için de tanımlamanızı,
  • SIEM ve merkezi loglama sistemlerinizde IPv6 alanlarının doğru parse edildiğini kontrol etmenizi,
  • Gerektiğinde IPv6 adreslerinden gelen saldırıları engellemek için net stratejiler belirlemenizi

zorunlu kılıyor. Merkezi loglama tarafını nasıl kurgulayabileceğinizi merak ediyorsanız, VPS log yönetimi ve merkezi loglama rehberimizde IPv6 adresli trafiği de kapsayan bir mimariyi örneklendiriyoruz.

IPv6 Geçişinde Zamanlamayı Belirlemek: Ne Kadar Hızlı Hareket Etmelisiniz?

En kritik soruya gelelim: IPv6 benimseme oranları hızlanırken, siz ne kadar hızlı aksiyon almalısınız? Burada tek bir doğru yok, ama bazı gerçekçi eşikler var.

1. Hemen, En Azından DNS ve Web Katmanında

Bugün bir web sitesi, API veya SaaS hizmeti işletiyorsanız, pratikte “minimum” hedefiniz şu olmalı:

  • DCHost üzerindeki hosting/VPS/dedicated sunucunuzda IPv6 adresiniz tahsisli olsun.
  • Web sunucunuz IPv6’yı dinlesin ve TLS sertifikanız IPv6 üzerinden de sorunsuz çalışsın.
  • Alan adınız için doğru bir AAAA kaydı yayınlanmış olsun.

Bu üç adım, hem IPv6 benimseme oranlarına uyum sağlamanız hem de gelecekteki geliştirmeler için sağlam bir temel oluşturmanız açısından kritik. Çoğu projede bu aşama, iyi hazırlanmış bir check-list ile birkaç saatlik planlı bir çalışma ile hayata geçirilebiliyor.

2. 3–12 Ay İçinde: Ağ ve Uygulama Katmanını Dual-Stack’e Taşımak

Daha kurumsal ve karmaşık yapılarda ikinci aşama, ağın ve uygulamaların dual-stack (IPv4 + IPv6) hale getirilmesi. Burada:

  • Uygulama konfigürasyonlarınızda IP bağımlılıkları (sabit IPv4 adresleri, whitelist’ler) gözden geçirilir.
  • Firewall, WAF ve IDS/IPS kurallarınız IPv6’yı da kapsayacak şekilde güncellenir.
  • Monitoring, SLA metrikleri ve kapasite planlama süreçleriniz IPv6’yı da içerecek şekilde revize edilir.

Bu faz, tipik bir orta–büyük ölçekli projede 3–12 aylık bir yol haritasına yayılabilir. Önemli olan, her sprint’te küçük ama ölçülebilir IPv6 adımları atmak ve geriye dönük uyumluluğu (backward compatibility) korumaktır.

3. Orta–Uzun Vade: IPv6-First Mimarilere Hazırlanmak

IPv6 benimseme oranları %60–70 bandına geldiğinde (bazı ülkelerde bu seviyelere yaklaşmış durumda), birçok ağ IPv6-first tasarımlara geçiyor. Bu noktada hedefiniz:

  • Yeni mikroservisler, API’ler ve dahili ağ segmentleri için öncelikle IPv6 adresleme kullanmak,
  • IPv4’ü yavaş yavaş yalnızca dış dünya ile konuşmak için kullanılan bir katman haline getirmek,
  • Yedeklilik, felaket kurtarma ve çok bölgeli mimarilerde IPv6’yı temel varsayım olarak almak

olmalı. Bu seviyede, IPv6’yı sadece “desteklenen bir özellik” değil, mimarinin doğal parçası olarak düşünmek gerekiyor.

Pratik IPv6 Geçiş Yol Haritası: DCHost Sahadan Öneriler

IPv6 benimseme oranlarındaki artışı hem loglarda hem de veri merkezi ağımızda an be an gördüğümüz için, müşterilerimizle sahada defalarca uyguladığımız bir yol haritasını özetlemek istiyoruz.

Faz 1: Envanter, Ölçüm ve Hızlı Kazanımlar

  • Envanter çıkarın: Hangi alan adları, hangi sunucularda barındırılıyor? Hangi servisler (web, API, e-posta, FTP, VPN) devrede?
  • DCHost panelini kontrol edin: Hesaplarınızda IPv6 adres blokları tahsisli mi? Hangi VPS/dedicated sunucularınız IPv6 hazır?
  • DNS kayıtlarınızı gözden geçirin: AAAA kaydı olmayan kritik domain’leri listeleyin.
  • Log analizi yapın: Varsa halihazırda gelen IPv6 trafiği oranını tespit edin. Bu, kendi gerçek verinizle karar vermenizi sağlar.

Bu fazda amaç; yatırım yapmadan, sadece görünürlüğü artırarak ve ufak yapılandırmalarla hızlı kazanımlar elde etmek.

Faz 2: Web ve DNS Katmanında Dual-Stack

İkinci fazda tipik adımlar şunlar:

  • Her kritik domain için web sunucusunda IPv6 virtual host’larını etkinleştirmek.
  • Let’s Encrypt veya kurumsal SSL sertifikalarınızın IPv6 üzerinden de sorunsuz çalıştığını doğrulamak.
  • Alan adlarında AAAA kayıtlarını ekleyip, düşük TTL ile kademeli yayına almak.
  • Monitoring araçlarında IPv6 endpoint’ler için ayrı kontroller tanımlamak.

HTTP/HTTPS tarafını modernleştirmeyi düşünüyorsanız, HTTP/3’ün hosting performansına etkilerini anlattığımız rehber ile IPv6’yı birlikte planlamak oldukça mantıklı olacaktır.

Faz 3: E-posta, İç Servisler ve IPv6-Only Senaryolar

Üçüncü fazda, e-posta ve dahili servisler gündeme gelir:

  • MX kayıtlarınız için IPv6 desteği, PTR ve SPF/DKIM/DMARC ayarlarının gözden geçirilmesi.
  • VPN, monitoring, backup gibi dahili servislerin IPv6 ile çalışabilir hale getirilmesi.
  • Test ortamlarında IPv6-only senaryoların oluşturulması; uygulamalarınızın IPv4’e hiç dokunmadan çalışabildiğinden emin olunması.

IPv6-only dünyasını daha pratik görmek isterseniz, IPv6-only VPS üzerinde web sitesi yayınlama yazımızda NAT64/DNS64 ile IPv4’e köprü kuran gerçekçi bir mimari anlatıyoruz.

Sık Yapılan Hatalar: IPv6 Benimsemesi Artarken Nelerden Kaçınmalısınız?

IPv6 geçiş projelerinde sahada en sık gördüğümüz hataları da not düşmekte fayda var:

  • Yalnızca AAAA ekleyip gerisini unutmak: DNS’e AAAA kaydı ekleyip firewall, web sunucusu ve loglama tarafını güncellememek, beklenmedik bağlantı hatalarına yol açabilir.
  • Güvenlik duvarında IPv6’yı tamamen kapatmak: Bazı ekipler “şimdilik IPv6’yı block edelim” diye düşünüyor; bu da ileride debugging’i zorlaştırıyor. Doğru strateji; en az IPv4 kadar net kurallarla yönetmek.
  • Log ve monitoring’i güncellememek: IPv6 adresleri doğru parse edilmezse, saldırı tespiti ve performans analizi zorlaşır.
  • Test ortamı olmadan canlıya çıkmak: Özellikle e-posta ve ödeme akışı olan sistemlerde, IPv6 değişiklikleri mutlaka staging ortamında doğrulanmalı.

DCHost Altyapısında IPv6’ya Geçişi Nasıl Kolaylaştırıyoruz?

DCHost’ta hem paylaşımlı hosting, hem VPS, hem de dedicated/colocation tarafında IPv6 desteğini uzun zamandır üretim ortamında sunuyoruz. Saha deneyimlerimizden öğrendiğimiz birkaç pratik noktayı paylaşalım:

  • Hazır IPv6 blokları: VPS ve dedicated sunucularda IPv6 adres bloklarını hızlıca tahsis edip, control panel veya doğrudan SSH ile yapılandırmanızı sağlıyoruz.
  • Kontrol panel uyumluluğu: cPanel, DirectAdmin ve Plesk tarafında IPv6 sanal host, DNS ve e-posta ayarlarını tek panelden yönetebiliyorsunuz.
  • Rehber ve best practice desteği: Blogumuzda, IPv6 kurulumundan e-posta teslimine kadar uzanan onlarca adımı gerçek örneklerle anlattık; bunları müşterilerimizle bire bir senaryolara uyarlıyoruz.
  • Gözlemlenebilirlik: Monitoring ve loglama tarafında IPv6 metriklerini de takip ederek, beklenmedik davranışları erken tespit etmenize yardımcı oluyoruz.

VPS veya dedicated tarafında sıfırdan mimari kuruyorsanız, kapasite planlamasından güvenlik duvarı kurallarına kadar adım adım destek olabileceğimiz bir sürece dönüştürmek mümkün.

Sonuç: IPv6 Benimseme Oranları Artarken Geç Kalmadan, Panik Yapmadan İlerlemek

IPv6 benimseme oranları artık kağıt üzerindeki bir “gelecek trendi” değil, log dosyalarınıza ve faturalarınıza yansıyan çok somut bir gerçek. IPv4 adres kıtlığı ve fiyat artışları, operatörlerin IPv6-first stratejileri ve kullanıcı tarafındaki hızlı benimseme, sizi istemeseniz bile bu dönüşümün içine çekiyor. Bu tabloyu bir tehdit değil, maliyetleri kontrol altına alıp altyapınızı sadeleştirmek için bir fırsat olarak görmek, uzun vadede size ciddi avantaj sağlar.

İyi haber şu ki, IPv6’ya geçiş “ya hep ya hiç” türünde bir kırılma olmak zorunda değil. Bu yazıda anlattığımız gibi, önce DNS ve web katmanında küçük ama etkili adımlar atıp, ardından e-posta, iç servisler ve IPv6-only senaryolara doğru kademeli bir yol izleyebilirsiniz. Her fazda ölçülebilir hedefler koyduğunuzda, hem riskleri yönetmek hem de ekibinizi yormadan ilerlemek mümkün.

Eğer siz de altyapınızı IPv6 çağını kaçırmadan ama panik yapmadan dönüştürmek istiyorsanız, DCHost üzerinde kullandığınız hosting, VPS, dedicated veya colocation hizmetleriniz için birlikte bir IPv6 yol haritası çıkarabiliriz. Bu süreçte, teknik ekibimizin saha deneyiminden ve blogumuzdaki detaylı rehberlerden faydalanarak, ağınızı ve uygulamalarınızı adım adım geleceğe hazırlayabilirsiniz.

Sıkça Sorulan Sorular

IPv6'ya geçiş için tek bir "doğru zaman" yok; ancak artık rahatça erteleyebileceğiniz bir dönemde de değiliz. Eğer aktif bir web sitesi, API veya SaaS hizmeti sunuyorsanız, en azından web ve DNS katmanında IPv6'yı bu yıl içinde hayata geçirmenizi tavsiye ederiz. AAAA kayıtlarını eklemek, web sunucusunu IPv6 dinleyecek şekilde ayarlamak ve temel firewall kurallarını tanımlamak, çoğu projede birkaç saatlik planlı bir çalışma ile çözülebiliyor. Daha derin ağ ve uygulama değişiklikleri için ise 3–12 aylık kademeli bir yol haritası çizmek, riski bölerek ilerlemenizi sağlar.

Genel istatistikler için Google, APNIC veya RIPE gibi kurumların yayınladığı ülke bazlı IPv6 raporlarına bakabilirsiniz; ancak asıl önemli olan, sizin sitenize veya uygulamanıza gelen gerçek trafiktir. Web sunucusu loglarınızda IPv6 ve IPv4 istek oranlarını karşılaştırarak kendi benimseme yüzdelerinizi görebilirsiniz. CDN veya WAF kullanıyorsanız, çoğunda IPv6/IPv4 kırılımını gösteren hazır dashboard'lar bulunur. Ayrıca, monitoring araçlarınızda IPv6 endpoint'ler tanımlayarak yanıt sürelerini ve hata oranlarını ayrı ayrı izleyebilir, böylece IPv6 tarafındaki deneyimi somut verilerle ölçebilirsiniz.

Küçük işletmeler için IPv6'ya geçişin doğrudan lisans maliyetinden çok, ayrılacak zaman ve dikkat maliyeti önemlidir. İyi haber şu ki, çoğu modern hosting, VPS ve dedicated altyapıda IPv6 desteği zaten hazır gelir ve ek ücret gerektirmez. Tipik bir senaryoda, alan adınız için AAAA kaydı eklemek, web sunucusu ve firewall ayarlarını güncellemek ve temel testleri yapmak yeterli olacaktır. Eski donanım firewall'ları veya router'lar kullanıyorsanız, bunların IPv6 desteğini kontrol etmek gerekebilir; bu da nadiren ek cihaz yatırımı anlamına gelebilir. DCHost tarafında, bu süreci adım adım planlayarak sürpriz maliyet riskini en aza indirmeye odaklanıyoruz.

Başlangıç için sadece web sitenize IPv6 eklemek büyük bir adımdır ve kullanıcı deneyimine hemen olumlu yansır. Ancak orta vadede, e-posta, VPN, monitoring ve iç servisler gibi diğer bileşenleri de IPv6 ile uyumlu hale getirmeniz gerekir. Özellikle e-posta tarafında MX, PTR ve SPF/DKIM/DMARC ayarlarının IPv6 adresleriyle uyumlu olmaması, teslim edilebilirlik sorunlarına yol açabilir. Bu yüzden strateji olarak; önce web ve DNS, ardından e-posta altyapısı, en son olarak da dahili servisler ve IPv6-only test ortamları şeklinde kademeli ilerlemek hem güvenli hem de sürdürülebilir bir yaklaşımdır.