Hosting

VPS Piyasasında Bulut Entegrasyonları

VPS Piyasasında Bulut Entegrasyonları Neyi İfade Ediyor?

VPS sunucular uzun yıllardır web projelerinin, SaaS uygulamalarının ve iç sistemlerin bel kemiği. Son birkaç yılda ise tablo değişti: artık tek bir VPS yeterli değil; etrafında çalışan bulut servisleri, nesne depolama, izleme, CI/CD ve güvenlik katmanlarıyla birlikte düşünmek gerekiyor. VPS piyasasında bulut entegrasyonları dediğimiz şey, tam olarak bu ekosistemi akıllı bir şekilde birleştirmek anlamına geliyor.

DCHost tarafında birçok müşterimizle yaptığımız mimari tasarım ve maliyet analizi görüşmelerinde aynı soruyla karşılaşıyoruz: ‘Tek VPS ile nereye kadar, ne zaman bulut servisleriyle konuşmaya başlamalıyız?’ Bu yazıda, VPS’inizi merkezde tutarak, çevresine hangi bulut bileşenlerini, hangi senaryoda, hangi derinlikte eklemenin mantıklı olduğunu detaylı bir şekilde ele alacağız. Amacımız sizi soyut kavramlara boğmak değil; gerçek dünyadan örneklerle, adım adım uygulanabilir bir yol haritası vermek.

Neden VPS + Bulut Kombinasyonu Bu Kadar Önemli Hale Geldi?

VPS piyasasında rekabet arttıkça, sadece CPU ve RAM rakamlarıyla öne çıkmak yeterli olmuyor. Asıl fark, bu VPS’lerin bulut hizmetleriyle ne kadar iyi entegre olabildiğinde ortaya çıkıyor. Bunun birkaç nedeni var:

  • Ölçeklenebilirlik: Ani trafik artışlarında yalnızca VPS boyutunu büyütmek yerine, arka planda çalışan kuyruklar, nesne depolama ve CDN gibi hizmetlerle yükü dağıtmak daha sağlıklı.
  • Dayanıklılık ve yedekleme: Yedekleri aynı fiziksel altyapıda değil, bulut tabanlı nesne depolamada tutmak; felaket senaryolarında oyunu değiştiriyor.
  • Operasyonel verimlilik: Manuel yönetim yerine, altyapıyı kodla (Infrastructure as Code) tanımlamak; test ortamı, staging ve canlı ortam geçişlerini dakikalar seviyesine indirebiliyor.
  • Maliyet kontrolü: Her şeyi tek bir büyük VPS’te toplamak yerine, bazı bileşenleri bulut servislerine devretmek; orta-uzun vadede daha öngörülebilir bir maliyet yapısı sunabiliyor.

Bu dönüşümün detaylarını daha önce VPS bulut entegrasyon trendleri üzerine yazdığımız rehberde daha makro düzeyde ele almıştık. Bu yazıda ise teknik ayrıntılara, pratik mimari örneklerine ve DCHost üzerinde bunu nasıl kurgulayabileceğinize odaklanacağız.

Temel Mimariler: VPS Merkezli Bulut Ekosistemleri

VPS piyasasında bulut entegrasyonlarını anlamanın en pratik yolu, tipik mimari kalıpları görmekten geçiyor. Aşağıdaki yaklaşımlar, sahada en sık gördüklerimiz:

1. Basit Entegrasyon: Tek VPS + Harici Yedek ve İzleme

Bu modelde uygulamanız tek bir VPS üzerinde çalışır, ancak kritik iki konu buluta taşınır:

  • Yedekler: Dosya ve veritabanı yedekleri nesne depolama (S3 uyumlu) üzerinde tutulur.
  • İzleme ve alarmlar: CPU, RAM, disk ve servis sağlık kontrolleri merkezi bir izleme sistemine akar.

Örneğin bir WooCommerce mağazası tek VPS’te koşarken, cron job’larla alınan yedekler nesne depolamaya gönderilir, Prometheus + Grafana gibi araçlarla metrikler toplanır. Bu seviyede entegrasyon bile, klasik “yalnız VPS” mimarisine göre büyük fark yaratır. Yedek tarafını daha detaylı kurmak için rclone, restic ve Cron ile nesne depolamaya otomatik yedek alma rehberimize göz atabilirsiniz.

2. Hibrit Mimari: Uygulama VPS’te, Depolama ve Servisler Bulutta

Bir seviye yukarıda ise şu tabloyu görürüz:

  • Web uygulaması VPS üzerinde çalışır.
  • Medya dosyaları nesne depolamada (S3 uyumlu) tutulur.
  • Loglar merkezi log sistemine (örneğin Loki/ELK) akar.
  • Queue sistemi, e-posta gönderimi veya bazı mikro servisler ayrı VPS’ler veya bulut servisleri üzerinde çalışabilir.

Bu yapıda, uygulama katmanı için DCHost üzerinde bir veya birkaç VPS kullanırken; depolama, yedek ve gözlemlenebilirlik ayağını bulut bileşenleriyle zenginleştirirsiniz. Böylece hem performans hem de sürdürülebilirlik tarafında bir denge yakalanır.

3. Çoklu VPS + Bulut Entegrasyonu: SaaS ve Yüksek Trafikli Projeler

Daha olgun yapılarda ise mimari şu şekilde evrilir:

  • Uygulama katmanı: Birden fazla VPS (veya gerektiğinde dedicated sunucu) üzerinde, genelde yük dengeleyici arkasında çalışır.
  • Veritabanı: Ayrı bir VPS kümesinde, replika veya cluster yapısıyla yönetilir.
  • Cache, queue, arama motoru: Ayrı VPS’ler veya bulut servisleri üzerinde.
  • Nesne depolama: Medya, log arşivi ve yedekler için S3 uyumlu depolama.
  • İzleme, loglama, uyarı sistemleri: Tamamen ayrı bir izleme-bulut katmanı.

Bu model, çok kiracılı (multi-tenant) SaaS uygulamaları veya yoğun kampanya dönemleri olan e-ticaret projeleri için oldukça yaygın. DCHost tarafında; gerektiğinde bu yapıyı dedicated ve colocation altyapılarıyla da birleştirerek daha ileri seviye hibrit çözümler kurguluyoruz.

VPS Piyasasında Öne Çıkan Bulut Entegrasyon Alanları

Şimdi tek tek, en kritik entegrasyon başlıklarına bakalım. Böylece kendi projenizde hangilerinin size en çok değer katacağını daha net görebilirsiniz.

Nesne Depolama ile Yedekleme ve Medya Yönetimi

VPS üzerinde tutulan klasik disk tabanlı yedeklerin en büyük problemi, aynı fiziksel altyapı üzerinde olmalarıdır. Donanım sorunu veya büyük bir hata durumunda hem üretim verisi hem de yedek aynı anda risk altına girebilir. Bu nedenle nesne depolama (S3 uyumlu) entegrasyonu, artık neredeyse olmazsa olmaz.

Tipik senaryo şu şekilde işler:

  1. VPS üzerinde günlük/haftalık dosya ve veritabanı yedekleri alınır.
  2. Bu yedekler rclone, restic, borg gibi araçlarla S3 uyumlu nesne depolamaya aktarılır.
  3. Lifecycle politikaları ile eski yedekler otomatik silinir; maliyet kontrol edilir.
  4. Geri yükleme senaryoları düzenli aralıklarla test edilir.

Nesne depolamayı sadece yedek için değil, site medyasını taşımak için de kullanabilirsiniz. Özellikle WordPress, Laravel gibi uygulamalarda medya dosyalarını S3’e taşıyıp, CDN ile sunmak; hem disk yükünü hem de bant genişliği tüketimini ciddi şekilde azaltır. Nesne, blok ve dosya depolamanın farklarını anlamak için object storage vs block storage vs file storage rehberimizi incelemeniz faydalı olacaktır.

İzleme, Loglama ve Uyarı Sistemleri

VPS piyasasında kalıcı başarı, sadece güçlü donanım değil, görünürlük gerektirir. CPU, RAM, disk IO ve ağ trafiğini izlemeden; logları merkezi bir yerde toplamadan sağlıklı bir operasyon yürütmek pek mümkün değil.

Burada tipik bulut entegrasyon paketi şöyle olur:

  • Her VPS’e node exporter veya benzeri ajanlar kurulması.
  • Metriklerin merkezi bir Prometheus/Grafana kümesine akması.
  • Logların Loki/ELK gibi bir log platformuna gönderilmesi.
  • Bu sistemlerin ayrı bir VPS veya bulut üzerindeki izleme kümesi olarak tasarlanması.

Bu yaklaşımın pratik kurulumu için iki yazımızı özellikle öneriyoruz: VPS kaynak kullanımı izleme rehberi ve daha ileri seviye için Prometheus ve Grafana ile uyarı kurulumunu anlattığımız yazımız. Bu yazıda anlattığımız mimarileri, DCHost üzerindeki VPS’lerinizi merkez alarak kolayca uygulayabilirsiniz.

CI/CD ve Infrastructure as Code: Terraform, Ansible ve cloud-init

Bulut entegrasyonlarının en az konuşulan ama en çok iş kurtaran tarafı, otomasyon katmanıdır. VPS’inizi panelden manuel kurmak yerine, her şeyi kodla tarif etmek; özellikle ekipler büyüdükçe ve ortam sayısı arttıkça kritik hale geliyor.

Burada üç katman dikkat çekiyor:

  • cloud-init: VPS ilk açıldığında, kullanıcı, paket ve temel ayarları otomatik yapan başlangıç betikleri.
  • Ansible/Puppet/Chef gibi yapılandırma yönetim araçları: Sunucuların üzerinde çalışan paket, servis ve config’leri idame ettirmek.
  • Terraform gibi altyapı otomasyon araçları: VPS, DNS, yük dengeleyici gibi kaynakların tanımını kodla yönetmek.

Bu yaklaşımı uygulamalı görmek isterseniz, cloud-init ve Ansible ile tekrar üretilebilir VPS kurulumunu anlattığımız rehber ile Terraform ile VPS ve DNS otomasyonu yazımız iyi bir başlangıç noktasıdır. DCHost altyapısında da bu tarz IaC (Infrastructure as Code) senaryolarını destekleyecek şekilde API ve otomasyon odaklı ilerliyoruz.

Ağ ve Güvenlik Entegrasyonları: Özel Ağlar, VPN ve Zero Trust

VPS piyasasında bir diğer önemli başlık, ağ katmanının nasıl kurgulandığı. Birden fazla VPS ve bulut servisini güvenli bir özel ağ içinde konuşturmak istiyorsanız, klasik point-to-point VPN’ler bir süre sonra yönetilemez hale gelir.

Burada öne çıkan yaklaşımlar:

  • Mesh tabanlı özel ağlar: Tailscale/ZeroTier gibi çözümlerle, çok sağlayıcılı VPS kümeleri arasında şifreli overlay ağ kurmak.
  • Zero Trust erişim modelleri: SSH, panel ve yönetim ara yüzlerine IP bazlı değil, kimlik ve cihaz bazlı erişim politikaları koymak.
  • mTLS ve uygulama seviyesi kimlik doğrulama: Mikro servisler ve yönetim panelleri arasında karşılıklı sertifika doğrulaması.

Daha önce çok sağlayıcılı VPS mesh ağı kurulumunu ve VPS sunucu güvenliğini pratik şekilde sertleştirme yöntemlerini detaylıca anlattık. Bu çözümleri DCHost üzerindeki VPS’lerle birleştirerek, hem ofis hem de bulut tarafında oldukça esnek ama güvenli ağlar kurmanız mümkün.

Gerçekçi Senaryolar: Hangi İş Yükü Nasıl Entegre Edilmeli?

Teoriyi pratikle buluşturmak için, sahada sık gördüğümüz üç senaryoyu kısaca netleştirelim.

Senaryo 1: Orta Ölçekli E-ticaret Sitesi

Durum:

  • Günde 5–20 bin ziyaretçi.
  • Yoğun kampanya dönemlerinde ani trafik artışları.
  • On binlerce ürün görseli.

Önerilen mimari:

  • Uygulama (WooCommerce / benzeri) için 2 adet VPS (biri aktif, biri failover veya ikisi de aktif load balancer arkasında).
  • Veritabanı için ayrı, yüksek IOPS’lu bir VPS.
  • Medya dosyaları için S3 uyumlu nesne depolama + CDN.
  • Günlük veritabanı ve dosya yedekleri için nesne depolamaya otomatik yedek akışı.
  • Prometheus + Grafana ile izleme, uyarı ve kapasite planlama.

Böyle bir yapıda, DCHost üzerindeki NVMe VPS planlarını uygulama ve veritabanı katmanı için kullanıp, nesne depolama ve CDN tarafını harici bulut hizmetleriyle entegre etmek; hem performans hem maliyet açısından oldukça dengeli bir çözüm sunar.

Senaryo 2: Küçük SaaS Uygulaması

Durum:

  • 50–200 arası müşteri, her biri kendi alt alan adında çalışıyor.
  • Veri tabanı ve dosya yedekleri kritik; SLA beklentisi var.
  • Geliştirme ekibi küçük, operasyon yükünü minimize etmek istiyor.

Önerilen mimari:

  • Uygulama için 1–2 VPS (canlı ve staging ortamları ayrı).
  • Veritabanı için ayrılmış bir VPS, düzenli replika veya PITR yedekleriyle güçlendirilmiş.
  • Her müşteri için özel domain/alt alan adı, otomatik SSL ve DNS otomasyonu (Terraform + ACME).
  • Nesne depolama üzerinde müşteri dosyaları ve yedekler.
  • CI/CD ile her deploy’un otomatik, geri alınabilir ve izlenebilir olması.

Küçük SaaS’lar için doğru VPS boyutlandırması ve mimari seçimlerini küçük SaaS uygulamaları için hazırladığımız rehberde ayrıntılı olarak ele aldık. Oradaki prensipleri, buradaki bulut entegrasyon önerileriyle birleştirerek oldukça esnek bir yapı kurabilirsiniz.

Senaryo 3: Ajans ve Freelancer’lar İçin Çoklu Müşteri Yönetimi

Durum:

  • 10–50 arası müşteri sitesi (çoğu WordPress, bazı özel PHP/Laravel projeleri).
  • Farklı SLA’ler, farklı yedek beklentileri.
  • Her şeyin tek panelden yönetilebilmesi isteniyor.

Önerilen mimari:

  • Orta/büyük boy bir VPS üzerinde çoklu site barındırma (panel ile veya panel olmadan).
  • Kritik müşteriler için ayrı VPS’ler; genel siteler için paylaşımlı yapı.
  • Tüm sitelerin yedeklerinin nesne depolamada, 3-2-1 stratejisine uygun tutulması.
  • Merkezi izleme ve uptime kontrolü, kritik müşteriler için ek alarmlar.

Bu tarz yapılara özel olarak yazdığımız ajans ve freelancer’lar için hosting mimarisi rehberi, DCHost üzerinde çoklu müşteri yönetirken hangi entegrasyonlardan ne zaman yararlanmanız gerektiğini sahaya yakın örneklerle anlatıyor.

Adım Adım Yol Haritası: VPS’inizi Bulut Entegrasyonlarına Hazırlamak

Teoride her şey güzel; peki pratiğe nasıl dökeceksiniz? Aşağıdaki adımlar, DCHost üzerindeki mevcut bir VPS’i kademeli olarak bulut entegrasyonlarıyla zenginleştirmek için uygulanabilir bir çerçeve sunuyor.

1. Mevcut Durumu Ölçün ve Haritalayın

  • CPU, RAM, disk IO ve ağ tüketimini en az 1–2 hafta izleyin.
  • Disk kullanımını, log büyümelerini ve yedek boyutlarını tespit edin.
  • Hangi bileşenin (veritabanı, medya, cache, background işler) en çok yükü oluşturduğunu netleştirin.

Bu aşamada, henüz merkezi bir izleme sistemi kurmadıysanız bile, temel araçlarla başlayabilirsiniz. htop, iotop ve Netdata ile temel izleme rehberimiz bu ilk fotoğrafı çekmek için fazlasıyla yeterli.

2. Yedek ve Nesne Depolama Entegrasyonunu Kurun

  • Önce yerel (aynı VPS üzerinde) günlük otomatik yedek alın.
  • Ardından bu yedekleri nesne depolamaya gönderen cron job’lar yazın.
  • Yedeklerin geri yükleme süresini test edin; RTO/RPO hedeflerinizle kıyaslayın.

Bu adım, bulut entegrasyon yolculuğunun bel kemiği. Yedeklerin dışarıda ve test edilmiş olması, diğer tüm adımları daha güvenli hale getirir.

3. İzleme, Loglama ve Uyarı Katmanını Ekleyin

  • Node exporter veya benzeri ajanları VPS’lerinize kurun.
  • Merkezi bir izleme VPS’i ayırın ve Prometheus/Grafana kurun.
  • Kritik eşikler için (CPU, disk, HTTP hata oranı, veritabanı bağlantı sayısı) alarmlar tanımlayın.

İlk etapta komplike bir kurulum yapmak zorunda değilsiniz. Zamanla logları da merkezi sisteme alır, dashboard’ları zenginleştirirsiniz. Önemli olan, önce sinyal üretmeye başlamak.

4. Otomasyon ve Infrastructure as Code’a Geçiş

  • Yeni açtığınız VPS’ler için cloud-init script’leri tanımlayın.
  • Yapılandırma yönetimi için Ansible playbook’ları yazmaya başlayın.
  • VPS, DNS ve bazı bulut kaynaklarınızı Terraform ile tanımlamaya geçin.

Bu adıma geçtiğinizde, “yeni test ortamı açmak” artık bir bilet değil, tek bir komut veya pipeline çalıştırmak haline gelir. Deploy süreçlerinizi de buna entegre ederek, insan hatasını ciddi oranda azaltırsınız.

5. Gelişmiş Entegrasyonlar: Ayrı Veritabanı, Cache ve Mikro Servisler

  • Veritabanınızı ayrı bir VPS veya cluster’a ayırın; performans kazançlarını ölçün.
  • Redis/Memcached gibi cache sistemlerini ayrı bir VPS’e taşıyın.
  • E-posta gönderimi, raporlama, arka plan işler gibi bileşenleri ayrı servisler haline getirin.

Bu adımda, artık klasik “tek VPS” yaklaşımından çıkıp, küçük bir bulut mimarisine geçmiş olursunuz. Burada önemli olan, her entegrasyonu ölçerek yapmak; gereksiz karmaşıklık oluşturmadan, gerçekten değer katan parçaları devreye almak.

DCHost ile VPS Piyasasında Bulut Entegrasyonlarını Nasıl Yönetiyoruz?

DCHost olarak biz, VPS’i tek başına bir ürün olarak değil, daha büyük bir mimarinin çekirdeği olarak görüyoruz. Bu yüzden sunduğumuz VPS, dedicated ve colocation hizmetlerini; nesne depolama, otomasyon ve izleme gibi katmanlarla birlikte tasarlıyoruz.

Tipik olarak müşterilerimizle şu akışta çalışıyoruz:

  • İhtiyaç analizi: Mevcut trafiğiniz, büyüme hedefleriniz ve SLA beklentileriniz üzerinden mimariyi birlikte kurguluyoruz.
  • VPS ve ağ tasarımı: Uygulama, veritabanı ve cache katmanı için doğru boyut ve topolojiyi planlıyoruz.
  • Bulut entegrasyon planı: Nesne depolama, izleme ve otomasyon araçlarını hangi sırayla devreye alacağınızı netleştiriyoruz.
  • Geçiş ve test: Mevcut altyapıdan DCHost üzerine kesintisiz geçiş, ardından yük ve felaket senaryosu testleri.

Amacımız, sizi tek bir sihirli reçeteye zorlamak değil; kendi iş yükünüze uygun, adım adım ilerleyen ve sürdürülebilir bir bulut entegrasyon yol haritası çıkarmak. İhtiyacınız olduğunda, VPS’in yanına dedicated veya colocation bileşenleri ekleyerek, hibrit bir altyapıya da birlikte geçebiliyoruz.

Özet ve Sonraki Adımlar

VPS piyasasında oyun artık sadece “kaç CPU, kaç GB RAM” sorusuyla oynanmıyor. Gerçek fark; yedekleri nerede, nasıl tuttuğunuzda, log ve metrikleri ne kadar iyi okuduğunuzda, yeni ortamları ne hızda ayağa kaldırabildiğinizde ve tüm bunları ne kadar otomatikleştirebildiğinizde ortaya çıkıyor. Bulut entegrasyonları da tam bu noktada devreye giriyor: VPS’i merkezde tutup, etrafına akıllı bir ekosistem kurmanızı sağlıyor.

Bu yazıda; nesne depolama, izleme, CI/CD, özel ağlar ve gerçekçi kullanım senaryolarıyla VPS + bulut kombinasyonunun nasıl kurgulanabileceğine detaylıca baktık. Şimdi sırada, kendi projeniz için küçük ama etkili ilk adımı seçmek var: belki yalnızca yedekleri nesne depolamaya taşımak, belki de merkezi izleme için ayrı bir VPS ayırmak.

Eğer hangi adımla başlamanız gerektiğinden emin değilseniz, mevcut VPS kullanımınızı ve hedeflerinizi bizimle paylaşmanız yeterli. DCHost ekibi olarak; projenize uygun VPS boyutunu, gerekli bulut entegrasyonlarını ve yol haritasını birlikte çıkarabilir, hem performans hem de maliyet tarafında sürdürülebilir bir mimari kurmanıza yardımcı olabiliriz.

Sıkça Sorulan Sorular

VPS ile bulut entegrasyonu, uygulamanızın koştuğu sanal sunucuyu (VPS) tek başına düşünmek yerine; etrafına nesne depolama, izleme, loglama, CI/CD, özel ağlar ve güvenlik bileşenleri gibi bulut hizmetleri ekleyerek bütünsel bir mimari kurmak anlamına gelir. Örneğin, siteniz DCHost üzerindeki bir VPS’te çalışırken, dosya ve veritabanı yedeklerini S3 uyumlu depolamada tutabilir, metrikleri merkezi bir Prometheus/Grafana kümesine akıtabilir, DNS ve SSL yönetimini Terraform ve ACME otomasyonlarıyla kodla yönetebilirsiniz. Böylece hem dayanıklılık hem ölçeklenebilirlik hem de operasyonel verimlilik artar.

En çok faydayı genellikle büyüme potansiyeli olan veya kesinti maliyeti yüksek projeler sağlar. Örneğin orta ve büyük ölçekli e-ticaret siteleri, çok kiracılı SaaS uygulamaları, ajansların yönettiği çok sayıda müşteri sitesi, LMS ve eğitim platformları, medya ağırlıklı projeler (video, görsel arşivleri) VPS + bulut mimarisinden ciddi kazanımlar elde eder. Bu projelerde yedeklerin nesne depolamada tutulması, veritabanının ayrı bir VPS veya cluster’a ayrılması, CDN ve cache entegrasyonları, merkezi izleme ve otomatik ölçeklendirme gibi bileşenler hem performansı hem de iş sürekliliğini belirgin şekilde iyileştirir.

En mantıklı başlangıç noktası her zaman yedeklerdir. Önce VPS’inizde düzenli dosya ve veritabanı yedeği alan bir mekanizma kurun (örneğin günlük tam, saatlik artımlı). Ardından bu yedekleri rclone, restic veya benzeri bir araçla S3 uyumlu nesne depolama alanına gönderen cron job’lar oluşturun. Yedeklerinizin şifreli olması, versiyonlama ve lifecycle politikalarının tanımlanması, gereksiz eski yedekleri otomatik silerek maliyeti kontrol etmenizi sağlar. En kritik adım ise geri yükleme testidir: Rastgele seçtiğiniz bir yedeği farklı bir VPS üzerinde açıp gerçekten çalıştığını doğrulamanız gerekir.

Cevap, entegrasyonu nasıl kurguladığınıza bağlı. Kısa vadede, nesne depolama, izleme ve ek VPS’ler gibi bileşenler nedeniyle toplam fatura kalemi artmış gibi görünebilir. Ancak orta ve uzun vadede; gereğinden büyük tek bir VPS kullanmak yerine, doğru boyutlandırılmış birden fazla VPS ve bulut servisine bölünmüş mimariler genellikle daha öngörülebilir ve optimize maliyet sunar. Ayrıca kesinti süresi, veri kaybı ve performans sorunlarının oluşturduğu dolaylı maliyetler de düşer. DCHost tarafında mimari tasarım yaparken, her zaman hem teknik ihtiyaçları hem de toplam sahip olma maliyetini birlikte değerlendiriyoruz.

Evet, mevcut bir DCHost VPS’inizi bir anda değil, adım adım hibrit bulut mimarisine dönüştürebilirsiniz. Örneğin önce yalnızca yedekleri nesne depolamaya taşımakla başlayabilir, ardından merkezi izleme ve loglama katmanı ekleyebilir, daha sonra veritabanını ayrı bir VPS’e ayırabilir, son aşamada da CI/CD ve Infrastructure as Code otomasyonlarını devreye alabilirsiniz. Bu yaklaşım hem riskleri hem de öğrenme eğrisini dağıtır. İsterseniz, mevcut VPS kullanımınızı ve hedeflerinizi bizimle paylaşarak; hangi entegrasyonu hangi sırayla yapmanız gerektiğine dair size özel bir yol haritası da oluşturabiliriz.