İçindekiler
- 1 Subdomain mi Alt Dizin mi Sorusu Neden Bu Kadar Önemli?
- 2 Temel Kavramlar: Subdomain ve Alt Dizin Nedir?
- 3 SEO Perspektifinden Subdomain vs Alt Dizin
- 4 Farklı Senaryolar: Blog, Mağaza ve Dil Sürümleri İçin Hangi Yapı?
- 5 Hosting ve Altyapı Perspektifinden Subdomain vs Alt Dizin
- 6 Performans, Güvenlik ve Yönetilebilirlik Karşılaştırması
- 7 Karar Matrisi: Hangi Durumda Ne Seçmeli?
- 8 DCHost Üzerinde Örnek Mimari Önerileri
- 9 SEO ve Hosting Kararını Birlikte Düşünmek
- 10 Sonuç ve Yol Haritası: Subdomain mi Alt Dizin mi?
Subdomain mi Alt Dizin mi Sorusu Neden Bu Kadar Önemli?
Blogu, içerik tarafı, mağazası ve bir de çok dilli yapısı olan, hızla büyüyen bir projeyi planlarken en sık gelen soru şu oluyor: Blogu nereye koyacağız, blog.site.com mu yoksa site.com/blog mu? Aynı soru mağaza, destek merkezi, uygulama paneli ve dil sürümleri için de geçerli. Kulağa sadece URL estetiğiyle ilgili bir konu gibi gelebilir; ama aslında SEO, performans, güvenlik, altyapı maliyeti ve operasyonel yönetilebilirlik açısından mimarinizi uzun yıllar etkileyecek bir karar veriyorsunuz.
Biz DCHost tarafında, yeni bir proje yayına alınırken veya mevcut bir projeyi taşıyıp büyütürken ilk gün konuştuğumuz başlıklardan biri tam olarak bu: Subdomain mi alt dizin mi? Bu yazıda, blog, e-ticaret mağazası ve dil sürümleri özelinde hem SEO hem de hosting / sunucu mimarisi açısından artıları ve eksileri net şekilde ortaya koyacağız. Amacımız, tek bir ezber cevap yerine, kendi senaryonuz için rasyonel bir karar verebilmenizi sağlamak.
Temel Kavramlar: Subdomain ve Alt Dizin Nedir?
Önce aynı dili konuşalım. İki temel mimari seçeneğiniz var:
- Subdomain (Alt Alan Adı): blog.site.com, shop.site.com, fr.site.com gibi, ana alan adınızın başına eklenen ayrı bir alan adı yapısı.
- Alt dizin (Subdirectory): site.com/blog, site.com/magaza, site.com/fr gibi, ana domain altında klasör mantığıyla organize edilen URL yapısı.
Teknik açıdan bakarsak:
- Subdomain, DNS seviyesinde ayrı bir kayıt anlamına gelir. İsterseniz tamamen farklı bir sunucuya, hatta farklı bir altyapıya yönlendirebilirsiniz.
- Alt dizin, aynı domain ve genellikle aynı uygulama/sunucu üzerinde çalışan bir yol yapısıdır. Yani çoğunlukla tek bir hosting hesabı veya tek bir uygulama içindedir.
SEO tarafında arama motorları subdomainleri çoğu durumda ayrı bir site gibi yorumlar, alt dizinleri ise ana sitenin parçası olarak görme eğilimindedir. Ancak bu, her durumda subdomain kullanmanın kötü, alt dizin kullanmanın otomatik olarak iyi olduğu anlamına gelmez. Proje türü, içerik stratejisi ve teknik kısıtlar kararınızı doğrudan etkiler.
SEO Perspektifinden Subdomain vs Alt Dizin
Otorite Dağılımı ve Link Gücü
SEO açısından en kritik konulardan biri site otoritesinin nasıl dağıldığı. Genel eğilim şu şekilde:
- Alt dizin: site.com/blog altındaki içerikler, ana domainin otoritesini daha direkt paylaşır. Yani ana site güçlü ise blog içerikleri daha hızlı sıralama alabilir ve tersi de geçerlidir.
- Subdomain: blog.site.com çoğu zaman ayrı bir site gibi değerlendirilir. Ana domainin otoritesinden faydalanır ama bu etki daha zayıf ve dolaylıdır.
Bu nedenle sadece içerik pazarlaması yapan, blog yazılarıyla ana ürün sayfalarına organik trafik taşımak isteyen projelerde alt dizin tercihinin biraz daha avantajlı olduğunu sıklıkla görüyoruz. Özellikle SEO tarafında hızlı kazanç hedefleyen projeler için site.com/blog yapısı çoğunlukla daha mantıklı.
Crawl Budget ve Site Yapısı
Crawl budget, arama motorlarının sitenizi ne kadar ve ne sıklıkla taramaya istekli olduğu ile ilgili. Büyük sitelerde yapı ne kadar parçalanırsa, arama motoru botlarının iş yükü de o kadar artıyor. Tek bir domain ve alt dizin yapısı kullanmak:
- Site haritalarını daha basit tutmanızı,
- İç linkleme stratejisini daha net kurmanızı,
- Kanonik URL, breadcrumb ve şema işaretlemelerini daha temiz yönetmenizi
kolaylaştırıyor.
Subdomain yapısında ise her alt alan adının kendine ait sitemap, robots.txt, izleme kodu ve SEO ayarları olması gerekiyor. Büyük ekiplerde bu bir esneklik sağlasa da küçük ekipler için operasyonel yükü artırabiliyor.
Uluslararası SEO ve Dil Sürümleri
İş uluslararası SEO ve dil sürümlerine geldiğinde tablo biraz değişiyor. Burada sadece subdomain vs alt dizin ikilemi yok; ccTLD uzantılar da devreye giriyor. Bu konuya özel olarak hazırladığımız hreflang ve uluslararası SEO rehberinde alt alan, alt dizin ve ülke uzantılarını detaylı kıyasladık.
Kısaca özetlersek:
- Tek marka, merkezi bir SEO gücü, pek çok dil: site.com/en, site.com/fr gibi alt dizin yapıları genelde avantajlı.
- Ayrı pazarlama ekipleri, ülkeden ülkeye farklı ürün ve fiyatlar: fr.site.com, de.site.com gibi subdomain veya ülke uzantısı tercihi denenebilir.
Hangi alan adı stratejisinin ne zaman doğru olduğu konusunda da alan adı stratejisi rehberimize mutlaka göz atmanızı öneririz.
Marka Algısı ve Kullanıcı Güveni
SEO sadece algoritmalardan ibaret değil; kullanıcı algısı da önemli. Kullanıcı gözünde:
- site.com/blog genellikle ana sitenin resmi blogu gibi algılanır,
- blog.site.com ise bazen farklı bir ürün veya yan proje gibi hissedilebilir.
E-ticarette, ödeme alınan mağaza için genellikle ana domain (site.com veya site.com/magaza) tercih edilirken; yardım merkezi veya dokümantasyon alanında docs.site.com, help.site.com gibi subdomain kullanmak kullanıcıya ayrı bir “alan” hissi vererek daha düzenli bir deneyim yaratabiliyor.
Farklı Senaryolar: Blog, Mağaza ve Dil Sürümleri İçin Hangi Yapı?
1. Blog: İçerik Pazarlaması ve Organik Trafik
Blog için ana hedefiniz organik trafiği büyütmek ve bu trafiği ana ürün veya hizmet sayfalarına yönlendirmekse, çoğu projede alt dizin belirgin şekilde öne çıkıyor:
- Otoriteyi ana domainle paylaştığınız için yeni içerikler daha hızlı sıralama alabiliyor.
- İç linkleme, breadcrumb yapısı ve kategori ağacı daha bütünleşik ilerliyor.
- Tek bir analitik ve SEO yapılandırmasıyla her şeyi izlemek ve optimize etmek daha kolay.
Ne zaman subdomain mantıklı olabilir?
- Blogu tamamen farklı bir CMS veya framework ile geliştiriyorsanız,
- Blog tarafında ayrı bir ekip ve yayın politikası varsa,
- Teknik olarak blogu farklı bir sunucuda veya hatta farklı bir bölgede barındırmak istiyorsanız,
blog.site.com gibi bir yapı daha mantıklı hale gelebilir. Yine de SEO’dan en yüksek verimi almak için subdomain yapısında da güçlü iç linkleme ve tutarlı bir marka iletişimi kurmak şart.
2. E-ticaret Mağazası: Dönüşüm ve Güven Odaklı Karar
E-ticaret tarafında genelde iki ana senaryo görüyoruz:
- Kurumsal site + mağaza tek çatı altında
- Ayrı kurumsal site, ayrı mağaza projesi
Kurumsal siteniz ve mağazanız aynı marka ve ürünleri taşıyorsa, müşteriyi karıştırmamak adına çoğunlukla:
- site.com (ana gövde, kurumsal sayfalar),
- site.com/magaza veya site.com/shop (mağaza)
yapısı daha bütüncül ve güven verici oluyor. Ödeme sayfasında farklı bir subdomain görüp tedirgin olan kullanıcı sayısı hiç de az değil.
Ancak teknik açıdan yüksek trafikli, kampanya yükü ağır, stok ve fiyat güncellemesi yoğun bir mağazayı işletiyorsanız; altyapısal sebeplerle shop.site.com gibi bir subdomain üzerinde, tamamen ayrı bir uygulama ve veritabanıyla çalışmak isteyebilirsiniz. Bu durumda:
- Güvenlik duvarı, WAF, oran sınırlama gibi önlemleri mağazaya özel kurgulayabilirsiniz.
- Kampanya dönemlerinde sadece mağazanın ölçeklenmesini sağlayabilirsiniz.
- Kurumsal site çökse bile mağazayı ayrı tutma şansınız olur.
Burada seçimde belirleyici olan genellikle ölçek ve ekip yapısı. Küçük ve orta ölçekli projelerde, başlangıçta tek domain ve alt dizin ile ilerleyip, trafik büyüdükçe mağazayı subdomain + ayrı altyapıya taşımak da makul bir yol.
3. Dil Sürümleri: Tek Domain mi, Subdomain mi?
Dil sürümlerinde asıl soru genelde şu üçlü arasında:
- site.com/tr, site.com/en (alt dizin)
- tr.site.com, en.site.com (subdomain)
- site.com, site.fr, site.de (farklı ülke uzantıları)
Tek marka, tek ekip, tek SEO stratejisiyle ilerliyorsanız; arama motoru sinyallerini dağıtmamak için çoğu durumda alt dizin yapısı en dengeli tercih oluyor. Hem hreflang yönetimi hem de site haritaları, log analizi ve içerik planlaması çok daha basit hale geliyor.
Daha karmaşık bir yapıda, örneğin Almanya ofisinin tüm pazarlamayı bağımsız yürüttüğü, içerik ve fiyatların bambaşka olduğu bir durumda, de.site.com veya tamamen ayrı bir alan adıyla gitmek bütünüyle mantıklı olabilir. Burada hosting ve DNS mimarisi devreye giriyor; her bölgeyi farklı veri merkezlerinde barındırmak ve yerelleştirilmiş performans sağlamak isteyebilirsiniz.
Bu kararları alırken hem domain hem de altyapı boyutunu birlikte değerlendirmeniz için alan adı stratejisi rehberine mutlaka bir göz atın; orada çok dilli mimariler için pratik örnekler anlattık.
4. Yardım Merkezi, Dokümantasyon ve Uygulama Paneli
Blog ve mağaza dışında sıkça karşımıza çıkan bir diğer karar, yardım merkezi, dokümantasyon ve uygulama paneli için URL yapısı. Burada eğilim genelde tersine dönüyor:
- docs.site.com, help.site.com gibi subdomainler kullanıcıya net bir zihinsel model sağlıyor.
- app.site.com, panel.site.com gibi yapılar, ürün panelini pazarlama sitesinden netçe ayırıyor.
SEO açısından dokümantasyon alanı kritikse, dokümanları ana domain altında site.com/docs şeklinde toplamak da mantıklı olabilir. Ancak bu kez, uygulama trafiği ile dokümantasyon trafiğini ayırmak zorlaşacak, özellikle caching ve güvenlik ayarlarında daha fazla özen gerekecek.
Hosting ve Altyapı Perspektifinden Subdomain vs Alt Dizin
DNS, SSL ve Yönlendirmeler
Subdomain tercih ettiğinizde ilk değişen şey DNS yapınız oluyor. Örneğin:
- site.com ana siteniz için bir A veya CNAME kaydına giderken,
- blog.site.com tamamen farklı bir IP adresine, hatta farklı bir veri merkezine işaret edebilir.
Bu, esneklik sağlar ama yönetim yükü de getirir. Her subdomain için:
- Ayrı bir SSL sertifikası (veya wildcard) yönetmeniz,
- Ayrı HTTP yönlendirme kuralları (www/non-www, http/https) tanımlamanız,
- Ayrı güvenlik başlıkları, HSTS ve cache politikaları belirlemeniz
gerekebilir. Alt dizinde ise genellikle tek bir SSL sertifikası ve tek bir sanal host yapılandırmasıyla tüm trafiği yönetirsiniz. Özellikle tek sunucu veya tek hosting hesabında çalışan küçük ve orta ölçekli projelerde bu büyük konfor sağlar.
Tek Sunucu mu, Ayrı Sunucular mı?
Subdomainin en büyük teknik avantajı, farklı sunuculara rahatça dağıtılabilmesi. Örneğin:
- site.com için paylaşımlı hosting,
- blog.site.com için WordPress’e özel optimize edilmiş bir VPS,
- shop.site.com için yüksek performanslı NVMe diskli ayrı bir VPS
kullanabilirsiniz. DCHost tarafında bu tür senaryolarda genelde mağaza veya uygulama tarafını NVMe diskli VPS veya dedicated sunucuya, statik içerik ağırlıklı blogu daha optimize, maliyet-etkin bir sunucuya alarak korunaklı ve ölçeklenebilir bir mimari kurguluyoruz. NVMe tabanlı altyapının performans etkisini merak ediyorsanız NVMe VPS hosting rehberimize göz atabilirsiniz.
Alt dizin tercih ettiğinizde ise her şey genellikle tek sunucuya yığılır. Bu, başlangıçta daha basit ve ucuz olabilir; ama trafik arttıkça ölçekleme stratejilerini daha dikkatli tasarlamak gerekir. Örneğin tek bir VPS üzerinde Nginx ile blog, mağaza ve dil sürümlerini aynı PHP-FPM havuzları üzerine bindirmek, yüksek trafikte darboğaza neden olabilir.
WordPress Multisite, Domain Mapping ve Yapı Seçimi
WordPress dünyasında özellikle çok dilli veya çok siteli yapılarda sıkça karşımıza çıkan bir karar noktası da multisite: Alt dizin multisite mi, subdomain multisite mi? WordPress Multisite mimarisini, domain mapping ve SSL detaylarıyla birlikte ayrıntılı olarak anlattığımız rehberi mutlaka incelemenizi öneririz.
Kısaca özetlersek:
- Tek ürün, tek marka, çok sayıda içerik sitesi: Alt dizin multisite (site.com/blog1, site.com/blog2) daha derli toplu olabilir.
- Aynı altyapı üzerinde farklı markalar veya franchise yapıları: Subdomain multisite (marka1.site.com, marka2.site.com) daha esnek bir yönetim sunar.
Hosting tarafında, multisite yapılar için genellikle ayrı bir VPS veya dedicated sunucu öneriyoruz. Böylece veri tabanı, dosya sistemi ve cache mimarisini tam kontrolle yönetebiliyor, trafik yükseldiğinde dikey veya yatay ölçeklemeye daha rahat gidebiliyorsunuz.
Performans, Güvenlik ve Yönetilebilirlik Karşılaştırması
Önbellekleme ve Performans
Performans tarafında, subdomain ve alt dizin farklı davranışlar gösterebiliyor:
- Subdomain: Her alt alan için ayrı cache politikaları, ayrı CDN ayarları ve hatta ayrı edge sunucu yapılandırmaları kurabilirsiniz. Örneğin blog.site.com için agresif HTML önbelleği kullanırken, app.site.com için daha dinamik bir cache politikası tercih edebilirsiniz.
- Alt dizin: Tek bir domain altında karışan trafiği ayırt etmek için daha ince ayarlı Nginx/Apache kuralları yazmanız gerekir. site.com/blog için ayrı, site.com/magaza için ayrı cache-control başlıkları tanımlamak mümkün; ama kurallar karmaşıklaştıkça yönetim zorlaşır.
CDN tarafında da benzer bir durum var. Subdomain yapısında blog.site.com’u tamamen CDN üzerinden, site.com/app’i doğrudan origin sunucudan servis etmek çok daha doğal bir akış sağlar.
Güvenlik, İzolasyon ve Risk Yönetimi
Güvenlik açısından önemli farklardan biri, izolasyon seviyesi. Tek uygulama ve tek hosting hesabında çalışan alt dizin yapısında:
- Bir zafiyet tüm siteyi etkileyebilir,
- WAF ve güvenlik kurallarını daha genel yazmanız gerekir,
- Logları analiz ederken hangi trafiğin blog, hangisinin mağaza olduğunu ayırmak ekstra efor gerektirir.
Subdomain mimarisinde ise:
- blog.site.com’u ayrı bir kullanıcı hesabında, hatta ayrı bir sunucuda çalıştırarak doküman veya eklenti kaynaklı riskleri ana siteden yalıtabilirsiniz.
- shop.site.com için PCI-DSS gibi ek gereksinimler söz konusuysa, sadece mağaza trafiğine özel katı kurallar uygulayabilirsiniz.
Özellikle ödeme, kişisel veri ve kritik iş süreçleri içeren modülleri subdomain + ayrı sunucu altında izole etmek, risk yönetimi açısından ciddi avantaj sağlar.
Operasyonel Yönetim ve Ekip Dağılımı
Bir de işin insan tarafı var. Tek bir ekip, tek bir geliştirici veya küçük bir ajans ile çalışıyorsanız, tek domain ve alt dizin yapısı çoğu zaman:
- Daha az konfigürasyon,
- Daha az panel ve izleme aracı,
- Daha az hata ihtimali
anlamına geliyor. Ancak ekipler büyüdükçe, farklı takımlar farklı alanlardan sorumlu oldukça subdomain mimarisi, sorumluluk alanlarını da doğal şekilde ayırıyor. Örneğin:
- Marketing ekibi blog.site.com’dan,
- Product ekibi app.site.com’dan,
- Support ekibi help.site.com’dan
sorumlu olabiliyor. Her alt alanın kendi deploy süreci, loglama ve izleme altyapısı olması, özellikle büyük yapılarda hayat kurtarıyor.
Karar Matrisi: Hangi Durumda Ne Seçmeli?
Tüm bu bilgileri masaya yatırınca, kolayca uygulayabileceğiniz pratik bir karar matrisi ortaya çıkıyor. Kısaca özetleyelim:
Blog İçin:
- Hedef: Ana siteye organik trafik taşımak, SEO’yu güçlendirmek
- Ekip: Küçük veya orta, tek SEO stratejisi
- Öneri: Çoğu durumda site.com/blog şeklinde alt dizin
Mağaza İçin:
- Hedef: Güven ve dönüşüm odaklı, tek marka
- Ölçek: Küçük/orta, tek altyapı; başlangıç aşaması
- Öneri: site.com/magaza veya doğrudan site.com (mağaza ana site)
Trafik ve kompleksite arttığında:
- Ölçek: Yüksek trafik, ayrı stok/ödeme sistemleri, kampanya yükü
- Öneri: shop.site.com gibi bir subdomain + ayrı sunucu mimarisi
Dil Sürümleri İçin:
- Hedef: Tek marka, global SEO gücü
- Öneri: site.com/en, site.com/fr gibi alt dizin yapısı
Ayrı ülkeler, ayrı ekipler, farklı fiyatlandırma olduğunda:
- Öneri: de.site.com, fr.site.com gibi subdomain veya ülke uzantıları (ccTLD)
Dokümantasyon ve Uygulama Paneli:
- Öneri: app.site.com, docs.site.com, help.site.com gibi subdomain yapıları, hem kullanıcı algısı hem de teknik izolasyon açısından çoğu zaman daha rahat.
DCHost Üzerinde Örnek Mimari Önerileri
Senaryo 1: Kurumsal Site + Blog + Tek Dilli Mağaza
Tipik bir KOBİ veya büyüyen startup örneği üzerinden gidelim:
- site.com – Kurumsal sayfalar ve ana ürün tanıtımları
- site.com/blog – İçerik pazarlaması ve SEO odaklı blog
- site.com/magaza – Ürün satışının yapıldığı mağaza
Bu yapıda başlangıç için:
- Güçlü bir paylaşımlı hosting veya giriş seviyesi bir VPS
- Tek bir WordPress veya Laravel uygulaması (veya karma)
- Tek SSL sertifikası ve tek bir CDN yapılandırması
çoğu zaman yeterli oluyor. Zamanla trafik arttıkça, özellikle mağaza tarafında performans ihtiyacı artarsa, site.com/magaza yolunu ayrı bir VPS veya dedicated sunucuya taşımak, front tarafını ise reverse proxy ile aynı domain altında sunmak mümkün.
Senaryo 2: Çok Dilli SaaS + Dokümantasyon + Blog
Daha kompleks bir SaaS projesi düşünelim:
- site.com – Pazarlama sitesi (TR)
- site.com/en – İngilizce pazarlama sitesi
- app.site.com – Uygulama paneli
- docs.site.com – Teknik dokümantasyon
- blog.site.com – Global blog
Burada pratik bir yaklaşım:
- app.site.com’u yüksek erişilebilirlik odaklı bir VPS veya dedicated sunucu kümesine almak,
- docs.site.com ve blog.site.com’u ayrı bir VPS üzerinde, statik önbellekleme ve CDN ile sunmak,
- site.com ve site.com/en için ise ön yüzde hafif bir framework (veya headless CMS) kullanmak
olabilir. Böylece:
- Uygulama panelinin trafiği, blog ve dokümantasyonu zorlamaz.
- Blog tarafındaki SEO çalışmaları, subdomain olmasına rağmen güçlü iç linkleme ve kaliteli içerikle desteklenir.
- Her alt alanın güvenlik ve güncelleme süreçleri ayrı ayrı yönetilebilir.
Senaryo 3: WordPress Multisite ile Birden Fazla Dil ve Blog
WordPress kullanan ve merkezi bir panelden birçok dil ve blog yönetmek isteyen projelerde, DCHost olarak sıkça şu yapıyı görüyoruz:
- site.com – Ana dil
- site.com/en – İngilizce
- site.com/es – İspanyolca
- site.com/blog – Ortak blog
Bunu tek bir WordPress Multisite kurulumuyla yönetmek mümkün. Alt dizin multisite veya alt alan multisite kararı, ileride franchise veya alt marka ihtimaline göre veriliyor. Teknik detayları ve performans ayarlarını, WordPress Multisite için VPS hosting rehberimizde adım adım anlattık.
SEO ve Hosting Kararını Birlikte Düşünmek
Çoğu zaman proje sahipleri SEO ve hosting kararlarını birbirinden ayrı veriyor. Oysa subdomain mi alt dizin mi sorusunun cevabı, her iki dünyayı da kapsıyor. Örneğin:
- SEO açısından alt dizin daha mantıklı görünebilir; ama altyapı ekipleri, güvenlik veya regülasyon sebepleriyle mutlaka subdomain ve ayrı sunucu talep edebilir.
- Tam tersi, altyapı açısından tek domain ve tek uygulama çok daha kolaydır; ama SEO ekibi, içerik ve dil sürümlerini ayrı domainlere bölmek isteyebilir.
Bu yüzden DCHost müşterileriyle çalışırken, projeyi ilk günden itibaren beraber masaya yatırmayı seviyoruz. Alan adı stratejiniz, SEO hedefleriniz ve bütçeniz netleştikçe; domain, DNS, hosting, VPS veya dedicated sunucu, hatta colocation gibi seçenekleri doğru kombine etmek mümkün. SEO odaklı hosting tercihini daha detaylı düşünmek isterseniz, SEO için hosting seçimi rehberimiz de karar sürecinizi hızlandırabilir.
Sonuç ve Yol Haritası: Subdomain mi Alt Dizin mi?
Özetlemek gerekirse, herkes için geçerli tek bir doğru yok; ama güçlü bazı eğilimler var:
- Blog ve içerik pazarlaması için çoğu projede alt dizin (site.com/blog) daha iyi çalışıyor.
- Yüksek trafikli, risk ve regülasyonu yüksek modüller (ödeme, panel, API) için subdomain + ayrı altyapı daha güvenli ve ölçeklenebilir.
- Dil sürümlerinde, tek marka ve tek SEO odağı varsa alt dizin, ayrı pazar ekipleri ve farklılaştırılmış stratejiler varsa subdomain veya ayrı domain daha mantıklı.
İyi haber şu: Yanlış bir yapı seçtiyseniz bile her şey bitmiş değil. Doğru 301 yönlendirmeleri, güncel site haritaları ve dikkatli bir geçiş planıyla mimariyi sonradan dönüştürmek de mümkün. Önemli olan, geçişi plansız yapmamak ve hem SEO hem altyapı tarafını aynı masada oturtmak.
Eğer projeniz için subdomain mi alt dizin mi kararında takılı kaldıysanız, DCHost ekibi olarak alan adından DNS’e, hostingten VPS ve dedicated sunucu mimarisine kadar tüm katmanlarda size özel bir plan çıkarmaya hazırız. Mevcut yapınızı ve hedeflerinizi birkaç başlıkta bizimle paylaşmanız, ilk mimari taslağı çıkarmamız için genelde yeterli oluyor. Sonrasında birlikte, hem arama motorlarını hem de altyapınızı mutlu edecek bir URL stratejisi kurabiliriz.
