Teknoloji

Managed vs Unmanaged VPS Hosting: Hangi İş Yükü İçin Hangisi Doğru?

Managed vs Unmanaged VPS Hosting Nedir?

VPS dünyasına adım attığınız anda ilk karşınıza çıkan kritik soru genelde aynıdır: Managed VPS mi, Unmanaged VPS mi? İkisi de aynı fiziksel altyapı üzerinde çalışan sanal sunucular, aynı işlemci ve disk kaynaklarını kullanıyor olabilir; fakat günlük operasyon, sorumluluk paylaşımı ve risk yönetimi açısından bambaşka iki deneyim sunarlar. Yanlış seçilen model, en basit güncellemenin bile stresli bir geceye dönüşmesine ya da tam tersi, aslında rahat rahat yönetebileceğiniz bir sistemi gereğinden pahalıya kullanmanıza neden olabilir.

DCHost olarak biz bu sorunun genelde yanlış yerden sorulduğunu görüyoruz. Soru “Hangisi daha iyi?” değil; “Hangi iş yükü, hangi ekip yapısı ve hangi risk profili için hangisi doğru?” olmalı. Bu yazıda tam da bunu yapacağız: Managed ve Unmanaged VPS’i teknik detaylara boğmadan, ama yüzeyde de kalmadan; iş yükü, sorumluluk matrisi ve gerçek senaryolar üzerinden karşılaştıracağız.

Eğer henüz VPS kavramına yeniyseniz, önce temel kavramları netleştirmek faydalı olacaktır. Dilerseniz daha derin bir temel için VPS hosting nedir ve hangi durumlarda tercih edilir? başlıklı rehberimize de göz atabilirsiniz. Burada ise, bir projeyi planlarken mimari tasarım, kapasite analizi ve maliyet-fayda dengesini düşünürken, kimin neyi yöneteceği sorusuna net cevaplar vereceğiz.

VPS Temeli: Aynı Altyapı, Farklı Sorumluluk Modeli

Önce zemini sağlam kuralım. Her iki modelde de elinizde aslında şu var:

  • Fiziksel sunucular üzerinde sanallaştırma (tipik olarak KVM gibi çözümlerle)
  • Size ayrılmış CPU, RAM, disk ve ağ kaynakları
  • Üzerine istediğiniz işletim sistemini ve yazılımları kurabildiğiniz izole bir ortam

Yani: Managed vs Unmanaged tartışması “ne satın aldığınız”dan çok, “satın aldığınız şeyin günlük sorumluluğunu kimin üstlendiği” ile ilgilidir. Fiziksel altyapı, network, sanallaştırma katmanı ve veri merkezi operasyonları her iki modelde de DCHost sorumluluğundadır. Ayrım, sanal sunucunun içiyle başlar.

Managed VPS Nedir?

Managed VPS’te temel yaklaşım şudur: Siz uygulamanıza odaklanırsınız, biz sunucu katmanını yönetiriz. DCHost tarafında tipik olarak şu başlıklar üstlenilir:

  • İşletim sisteminin kurulumu ve temel optimizasyonu
  • Güvenlik sertleştirme (firewall, temel hardening, SSH ayarları vb.)
  • Güncellemelerin ve güvenlik yamalarının takibi ve uygulanması
  • Temel servislerin (web sunucusu, veritabanı, PHP vs.) ilk kurulum ve sağlıklı çalışır halde tutulması
  • Önceden tanımlı bir kapsam dahilinde izleme (monitoring) ve kritik durumlarda müdahale
  • Yedekleme altyapısının kurulması, periyodik yedek alınması ve gerektiğinde geri dönüş desteği

Uygulamaya özel kod seviyesindeki problemler hala sizin sorumluluğunuzdadır, ancak sunucu katmanında “bu neden cevap vermiyor?”, “disk niye doldu?”, “PHP neden crash oldu?” gibi pek çok başlıkta DCHost ekibi yanınızdadır.

Unmanaged VPS Nedir?

Unmanaged VPS ise daha çok şu cümlelerle özetlenebilir: Sunucu sizin, root erişim sizin, özgürsünüz… ama her şeyden siz sorumlusunuz. DCHost tarafındaki sorumluluklar:

  • Fiziksel donanımın ve sanallaştırma katmanının çalışır durumda tutulması
  • Ağ bağlantısı, güç, disk altyapısı gibi temel veri merkezi bileşenleri
  • VPS’in açılıp kapanabilmesi, konsol erişimi, yeniden oluşturulabilmesi

VPS’in içine girdiğiniz andan itibaren ise:

  • İşletim sistemi kurulumu ve güncellemeleri
  • Firewall ve güvenlik sertleştirme
  • Web sunucusu, veritabanı, cache katmanı gibi servislerin kurulumu ve yönetimi
  • Yedekleme stratejisi, izleme, alarm ve log yönetimi
  • Performans tuning, ölçekleme, kapasite planlama

tamamen sizin (veya ekibinizdeki sistem yöneticisinin) sorumluluğundadır. DCHost desteği bu modelde daha çok altyapı ve erişilebilirlik sınırları içinde kalır.

Hangi Sorumluluk Kimde? Detaylı Karşılaştırma

Managed ve Unmanaged arasındaki farkı netleştirmenin en iyi yolu, konuyu başlık başlık ayırmaktır. Aşağıdaki matrisi, DCHost’ta sıkça yaşadığımız gerçek senaryolardan süzerek hazırladık.

İşletim Sistemi ve Temel Kurulum

  • Managed VPS: DCHost, işletim sistemini önerilen sürümlerle kurar, temel paketleri yükler, hostname, timezone, locale gibi ayarları doğru şekilde yapılandırır. Genelde web barındırma için cPanel/Plesk gibi kontrol panelleriyle birlikte gelir.
  • Unmanaged VPS: ISO veya template seçimi sizde; minimal kurulumdan itibaren her şeyi siz yaparsınız. SSH ile bağlanmak için bile firewall, kullanıcı, anahtar yapılandırmasını sizin kurmanız gerekir.

Güvenlik, Güncellemeler ve Patch Yönetimi

Sunucu güvenliği bugün bir lüks değil, çıplak bir gereklilik. Tek bir zayıf nokta bile tüm işinizi riske atabilir. Bu başlıkta sorumluluk dağılımı çok kritik:

  • Managed VPS: DCHost ekibi, işletim sistemi ve ana servisler için güvenlik güncellemelerini takip eder ve planlı şekilde uygular. SSH sertleştirme, temel firewall kuralları, brute-force korumaları gibi adımlar başlangıçta yapılandırılır ve standartlara uygun tutulur. Detaylı sertleştirme isteyenler için VPS sunucu güvenliği kontrol listemizi inceleyerek talep edebileceğiniz ek politikaları da planlayabilirsiniz.
  • Unmanaged VPS: Tüm güncellemeleri sizin takip etmeniz gerekir. Paket yöneticisini (apt, dnf, yum vb.) düzenli çalıştırmak, kernel güncellemelerini planlamak, SSH, firewall, fail2ban, ModSecurity gibi bileşenleri kurup yönetmek tamamen sizin işinizdir. Bir zafiyet istismarı olduğunda müdahale sorumluluğu da sizdedir.

Yedekleme ve Geri Dönüş (Backup & Restore)

Yedek almadığınız bir sistem aslında üretim değil, şans eseri çalışan bir demo gibidir. Burada genelde iki katman vardır: altyapı yedeği ve uygulama/dosya/veritabanı yedeği.

  • Managed VPS: Çoğu managed senaryoda DCHost, en azından sunucu seviyesinde periyodik yedekler alır ve belirli bir saklama politikası uygular. İhtiyaç halinde geri dönüş (restore) sürecinde de destek verir. Kritik sistemler için 3-2-1 yedekleme stratejisini devreye alarak hem DCHost tarafında hem harici depolamada yedekleme çözümleri kurgulayabilirsiniz.
  • Unmanaged VPS: Varsayılan olarak yedek yokmuş gibi düşünmelisiniz. Snapshot, dosya yedeği, veritabanı dump’ları, yedeklerin şifrelenmesi, farklı lokasyona aktarılması ve periyodik test restore’ları sizin planlamanız gereken işlerdir.

İzleme (Monitoring), Alarm ve Olay Yönetimi

“Sunucu çökmüş, haberimiz yok” cümlesi genelde iyi kurulmamış bir izleme mimarisinin sonucudur.

  • Managed VPS: Temel metrikler (ping, CPU, RAM, disk doluluk, servis ayağa kalkmaması vb.) DCHost tarafından izlenir ve kritik eşikler aşıldığında otomatik alarm ve müdahale süreçleri devreye girebilir. Daha gelişmiş senaryolarda, uygulama katmanı metriklerini de izlemeye katmak mümkündür.
  • Unmanaged VPS: İzleme kurmak sizin işinizdir. Örneğin Prometheus, Grafana ve Uptime Kuma ile kendi izleme stack’inizi kurmak istiyorsanız, VPS izleme ve alarm kurulum rehberimize göz atabilirsiniz. Ancak kurulum, bakım, threshold ayarları ve olay müdahalesi tamamen sizin sorumluluğunuzdadır.

Performans Tuning ve Kapasite Planlama

VPS’inizde CPU ve RAM yetmediğinde “kaynak artırmak” kolaydır, ama asıl iş, bu noktaya gelmeden doğru sinyalleri okuyabilmektir.

  • Managed VPS: DCHost genelde ilk kurulumda optimum ayarlarla başlatır ve belirli ölçüde performans analizi desteği verir. Özellikle WooCommerce, Laravel, WordPress gibi yaygın stack’lerde hangi kaynakların tükendiğini birlikte okuyup, ölçekleme ve optimizasyon için öneriler sunabiliriz. Örneğin yüksek trafikli bir e-ticaret projesi planlıyorsanız, WooCommerce kapasite planlama rehberimiz iyi bir başlangıç noktasıdır.
  • Unmanaged VPS: Burada da top sizde. Linux seviyesinde CPU steal time, I/O bekleme süreleri, disk IOPS, network throughput, database query performansı gibi metrikleri izlemeniz ve ona göre tuning yapmanız gerekir.

Uygulama Desteği ve Sorun Giderme Sınırları

Burada çizgi genelde şudur:

  • Managed VPS: Sunucu katmanına ve temel servislerin çalışırlığına kadar DCHost devrededir. Örneğin PHP-FPM çöküyorsa, Nginx yanlış yapılandırılmışsa, veritabanı servisi açılmıyorsa müdahale edilir. Ancak uygulama kodu içerisindeki hata (örneğin PHP framework’ünüzdeki bir bug) sizdedir.
  • Unmanaged VPS: DCHost desteği, çoğunlukla “sunucu ayağa kalkıyor mu, network var mı, disk sağlam mı” sınırındadır. Servis konfigurasyonları ve log incelemesi sizin tarafınızda kalır.

Hangi İş Yükü İçin Hangisi Doğru?

Teoriyi bir kenara bırakalım, işin en kritik noktasına gelelim: Hangi tip projede hangi modeli seçmek daha mantıklı? Aşağıda sahada sıkça gördüğümüz senaryoları ve pratik önerileri bulacaksınız.

1. Kurumsal Web Sitesi, Blog, Portföy Siteleri

Genelde WordPress, hazır tema veya basit bir PHP uygulamasıyla çalışan, trafik yoğunluğu orta–düşük, ama prestij açısından kritik sitelerden bahsediyoruz. Örneğin bir hukuk bürosunun ya da danışmanlık firmasının kurumsal sitesi.

  • Sunucunun saatlerce kapalı kalması kabul edilemez.
  • İçerik güncellemelerini teknik olmayan ekipler yapar.
  • Şirkette tam zamanlı bir sistem yöneticisi yoktur.

Bu senaryoda Managed VPS neredeyse her zaman daha doğru seçimdir. Siz içerik ve tasarıma odaklanırken, DCHost güvenlik, güncelleme, yedek ve izleme katmanını üstlenir. Eğer WordPress kullanıyorsanız, Managed WordPress hosting ne zaman doğru seçim olur? yazımızdaki kriterler de kararınızı pekiştirecektir.

2. E-ticaret, WooCommerce ve Ödeme Alan Siteler

Burada tablo biraz daha sertleşiyor: kesinti doğrudan ciro kaybı demek. Ayrıca ödeme sayfaları nedeniyle güvenlik ve uyumluluk (PCI-DSS vb.) çok daha fazla önem kazanıyor.

  • Sık kampanya, yoğun trafik dalgalanmaları
  • Ödeme altyapıları, 3D Secure, sanal POS entegrasyonları
  • Veritabanı ve cache katmanında ince tuning ihtiyaçları

Bu tip projelerde Managed VPS neredeyse varsayılan tercihtir. DCHost tarafında güvenlik, yedekleme, ölçekleme ve izleme konularında deneyimli bir ekip yanınızda olur. Özellikle disk IOPS, CPU ve RAM planlaması için WooCommerce kapasite planlama rehberindeki yaklaşımı Managed VPS ile birleştirdiğinizde, hem performans hem de operasyonel anlamda rahat edersiniz.

Unmanaged VPS burada ancak şu durumda mantıklı hale gelir: Ekibinizde Linux, web sunucusu ve veritabanı tuning’inde deneyimli bir DevOps/SRE mühendisi varsa ve 7/24 sorumluluğu kabulleniyorsanız.

3. SaaS Ürünleri, API ve Mikroservis Mimariler

Çok kiracılı SaaS uygulamaları, REST/GraphQL API’ler, arka planda çalışan mikroservisler genelde daha karmaşık bir mimariye sahiptir. CI/CD, container orkestrasyonu, mesaj kuyrukları, background job’lar gibi bileşenler devreye girer.

Burada karar, iki değişkene bağlıdır:

  • Ekibinizde Linux ve otomasyon bilgisi yüksek bir teknik lider veya DevOps mühendisi var mı?
  • Sisteme özel çok ince ayarlar (custom kernel parametreleri, özel routing, gelişmiş güvenlik politikaları) yapmak istiyor musunuz?

Bu sorulara “Evet” diyorsanız, Unmanaged VPS size gerekli esnekliği sağlar. Kendi Kubernetes, Docker Swarm veya özel orkestrasyon yapınızı kurabilirsiniz. DCHost tarafında güçlü bir altyapı ve kaynak esnekliği sunuyoruz; siz de onun üzerinde dilediğiniz mimariyi inşa edebilirsiniz.

Ancak SaaS projenizin ürün tarafına daha çok odaklanmak istiyorsanız ve sistem yönetimi için ayrı bir ekip kurmak istemiyorsanız, Managed VPS + belirli yerlerde profesyonel hizmet karması daha mantıklı olur. Örneğin veritabanı sunucularınızı managed, bazı işleyici node’larınızı unmanaged kurgulamak gibi hibrit modeller sıkça kullanılıyor.

4. Ajanslar, Freelance Geliştiriciler ve Çoklu Müşteri Yönetimi

Birden fazla müşterisinin web sitesini, e-ticaret mağazasını veya landing page’lerini yöneten ajanslar için resim şöyle:

  • Tek bir VPS üzerinde onlarca site olabilir.
  • Her müşterinin uptime ve hız beklentisi yüksektir.
  • Ajans ekibi genelde frontend/backend odaklıdır, tam zamanlı sistem yöneticisi yoktur.

Bu senaryoda Managed VPS, ajans için bir tür sigorta poliçesi gibi çalışır. Siz domain, DNS, içerik ve tasarım tarafına odaklanırken, DCHost altyapıyı ayakta ve güncel tutar. paylaşımlı hosting’de büyüyen ajanslar için, paylaşımlı hosting’den VPS’e geçiş rehberimiz bu dönüşümü kesintisiz yönetmek için iyi bir yol haritası sunuyor.

Unmanaged VPS burada ancak ajans bünyesinde gerçekten Linux bilen birinin olduğu, log okumanın, kernel parametresi ayarlamanın, firewall yönetmenin gündelik işlerden sayıldığı ekiplerde mantıklı olur.

5. Geliştirme, Staging ve Test Ortamları

Üretim öncesi ortamlarda (development, staging, QA) risk toleransı daha yüksektir. Burada genelde:

  • Daha düşük uptime beklentisi vardır.
  • Gün içinde sık sık yeniden deployment yapılır.
  • Yeni teknolojiler, versiyonlar denenir.

Bu nedenle Unmanaged VPS çoğu zaman oldukça mantıklıdır. Geliştirici ekibiniz dilediği gibi deneme yapabilir, yeni PHP sürümü, farklı bir veritabanı veya queue sistemi kurabilir. Sunucu çökerse, en kötü ihtimalle snapshot’tan veya yeniden kurulumdan devam edilir.

Yine de, staging ortamı müşterileriniz tarafından da kullanılan bir demo ortamıysa ve kesintisizliğin önemli olduğu bir yapıdaysa, Managed VPS veya en azından DCHost’un sağladığı ek izleme/yedekleme hizmetleri ile takviye etmek iyi bir fikirdir.

6. Bireysel Kullanım, Öğrenme ve Deneysel Projeler

“Linux öğrenmek istiyorum”, “Kendi VPN sunucumu kuracağım”, “Kişisel blogumu elle yöneteceğim” gibi motivasyonlarla yola çıktıysanız, Unmanaged VPS tam size göredir. Burada esas amaç, stabil üretim değil, öğrenme ve denemedir. Yanlış yapılandırma yaparsınız, bozulur; log bakmayı, geri yüklemeyi, yeniden kurmayı bizzat deneyimlersiniz.

Bu senaryoda Managed VPS’in sağladığı konfor, aslında öğrenme fırsatlarınızı azaltabilir. Yine de kritik bir şeyler barındırıyorsanız (örneğin bir müşterinizin küçük projesi) güvenlik ve yedeklemeyi asgari düzeyde de olsa ciddiye almanız, ve gerekirse DCHost’tan noktasal danışmanlık/kurulum hizmeti almanız faydalı olur.

Karar Verirken Sorulacak 10 Soru

Teoride her şey güzel, peki pratikte kendi projeniz için hangi modeli seçeceğinizi nasıl netleştireceksiniz? Ekibinizle veya tek başınıza şu soruları dürüstçe yanıtlamanız yeterli olacaktır:

  1. Sunucunun 7/24 ayakta kalmasından kim sorumlu olacak? İsim verebiliyor musunuz?
  2. Linux komut satırı, SSH, firewall, log okuma gibi konularda kendinizi ne kadar rahat hissediyorsunuz?
  3. Güncellemeleri ve güvenlik yamalarını takip edecek bir süreç tanımlı mı?
  4. Veri kaybı halinde kabul edilebilir maksimum veri kaybınız (RPO) ve kesinti süreniz (RTO) nedir?
  5. Yedeklerin nerede tutulduğunu, en son ne zaman test restore yaptığınızı biliyor musunuz?
  6. Uygulamanızın trafik profilini ve büyüme hızını tahmin edebiliyor musunuz?
  7. Yasal uyumluluk (KVKK, GDPR, PCI-DSS vb.) açısından özel gereksinimleriniz var mı?
  8. Sunucu yönetimi için aylık ne kadar zaman ayırmayı göze alıyorsunuz?
  9. Sunucu kaynak maliyeti ile yönetim maliyetini (zaman + insan kaynağı) birlikte değerlendiriyor musunuz?
  10. Bir güvenlik olayı ya da büyük kesinti yaşandığında, krizde karar verecek kişinin kim olduğunu netleştirdiniz mi?

Bu sorulara çoğunlukla “bilmiyorum” veya “bizde öyle biri yok” diyorsanız, Managed VPS sizin için daha sağlıklı bir başlangıç noktasıdır. Tersine, teknik ekibiniz güçlü, süreçleriniz olgun ve Linux yönetimi sizin için gündelik bir işse, Unmanaged VPS size daha fazla esneklik ve bazen daha düşük toplam maliyet sunabilir.

DCHost Perspektifi: Kim Ne Yapıyor, Sınırlar Nerede?

Biz DCHost olarak, modeli ne olursa olsun altyapı katmanının tamamından sorumluyuz: veri merkezi güvenliği, network, donanım sağlığı, sanallaştırma platformu, IP yönetimi, temel DDoS korumaları ve benzeri tüm fiziksel/altyapısal bileşenler bizim alanımızda.

Bunun üzerine:

  • Managed VPS’te işletim sistemi, temel servisler, güvenlik sertleştirmesi, izleme, yedekleme ve belirlenmiş kapsamda performans tuning gibi başlıklarda aktif rol alıyoruz.
  • Unmanaged VPS’te size temiz bir sunucu, güçlü bir ağ ve hızlı diskler sağlıyoruz; root erişimiyle tüm kontrolü size bırakıyoruz. Sorularınız olduğunda elimizden geldiğince yönlendirme yapıyoruz, ancak günlük yönetim sizin sorumluluğunuzda kalıyor.

Sınırı net çizmek gerekirse: Managed modelde “sistem ayakta mı?” sorusundan esas biz sorumluyuz; Unmanaged modeldeyse aynı soruya siz cevap veriyorsunuz.

Hibrit Modeller: Kısmen Managed VPS Mümkün mü?

Gerçek hayat her zaman siyah-beyaz değildir. Birçok müşterimizde şu hibrit yaklaşımları görüyoruz:

  • Unmanaged VPS + DCHost’tan bir defalık güvenlik sertleştirme ve temel kurulum
  • Unmanaged uygulama node’ları + Managed veritabanı sunucusu
  • Managed VPS + kritik uygulama için ek izleme ve özel alarm senaryoları
  • Managed panel sunucusu + Unmanaged özel iş yükü (ör. cache/queue sunucuları)

Böylece hem esneklikten vazgeçmemiş, hem de kritik katmanlarda DCHost ekibinin deneyiminden faydalanmış olursunuz. Özellikle veritabanı, e-posta altyapısı ve güvenlik duvarı gibi uzmanlık gerektiren bileşenleri Managed, uygulama mantığını ise Unmanaged kurgulamak sıkça tercih ediliyor.

Benzer şekilde, karmaşık güvenlik ve loglama ihtiyaçları olan projelerde, pratik ve ölçeklenebilir VPS güvenlik yaklaşımlarımızı hibrit mimarilere uyarlayarak sizinle beraber tasarlayabiliyoruz.

Sonuç ve Yol Haritanız

Managed vs Unmanaged VPS tartışması aslında bir “kontrol” – “konfor” dengesi tartışmasıdır. Ne kadar çok kontrol isterseniz, o kadar çok sorumluluk ve operasyon yükü üstlenirsiniz. Ne kadar çok konfor (yani yönetilen hizmet) isterseniz, o kadar çok işi DCHost ekibine devredersiniz.

Karar verirken şunları akılda tutmak yeterli:

  • İşinizin sürekliliği kritikse, güvenlik ve yedeklemeyi dert etmek istemiyorsanız, Managed VPS’ten başlayın.
  • Teknik ekibiniz güçlüyse, sistem yönetimini zaten seviyor ve yapıyorsa, Unmanaged VPS ile daha esnek bir alan kazanırsınız.
  • Her iki dünyanın en iyi yanlarını almak için hibrit senaryoları ve ek yönetim hizmetlerini göz ardı etmeyin.

Bir sonraki adımınız ne olursa olsun, mimari tasarım, kapasite planlama ve güvenlik çerçevesini oturturken yalnız değilsiniz. Projenizin türünü, mevcut ekibinizi ve risk toleransınızı birlikte değerlendirip; Managed mi Unmanaged mı, yoksa hibrit bir model mi sizin için daha doğru olur, beraber netleştirebiliriz.

Eğer kafanızda “VPS mi, fiziksel sunucu mu, paylaşımlı hosting’den ne zaman çıkmalıyım?” gibi ek sorular da varsa, hosting türleri karşılaştırması rehberimize de mutlaka göz atın. Oradaki büyük resmi, bu yazıdaki sorumluluk matrisiyle birleştirdiğinizde, DCHost üzerinde projeleriniz için oldukça sağlam bir yol haritasına sahip olacaksınız.

Sıkça Sorulan Sorular

Managed VPS ve paylaşımlı hosting ilk bakışta benzer görünebilir; ikisinde de sunucu yönetiminin önemli kısmı hizmet sağlayıcıdadır. Ancak paylaşımlı hosting’de yüzlerce site aynı sunucu kaynaklarını paylaşır ve altyapı ayarları tamamen ortak profil üzerinden yönetilir. Managed VPS’te ise size ayrılmış CPU, RAM ve disk kaynakları bulunur; çekirdek, firewall, web sunucusu ve veritabanı ayarları projelerinize özel optimize edilebilir. Kısacası paylaşımlı hosting daha ucuz ve basit, Managed VPS ise daha izole, ölçeklenebilir ve esnektir.

Unmanaged VPS, en azından temel Linux sistem yönetimi bilgisi gerektirir. SSH ile bağlanmayı, kullanıcı ve anahtar yönetimini, paket yöneticisiyle yazılım kurmayı, firewall yapılandırmayı ve log dosyalarını okuyarak sorun gidermeyi bilmeniz beklenir. Ayrıca güvenlik yamalarını takip etmek, yedekleme stratejisi kurmak ve basit performans sorunlarını analiz edebilmek de önemlidir. Bu konular size yabancıysa veya öğrenmek için yeterli zaman ayıramıyorsanız, Unmanaged yerine Managed VPS ya da hibrit bir modelle başlamanız çok daha güvenli olacaktır.

Bu tercih genelde ölçek ve bütçe ile ilgilidir. Küçük ve orta ölçekli projelerde, tam zamanlı bir sistem yöneticisinin maaşı çoğu zaman tüm VPS altyapınızdan daha pahalıya gelir. Managed VPS ile DCHost ekibinin uzmanlığından parçalara bölünmüş şekilde faydalanırsınız; güvenlik, yedekleme ve güncelleme gibi operasyonları dışarıya devretmiş olursunuz. Eğer çok büyük, karmaşık bir mimariniz varsa ve her gün ileri seviye tuning, otomasyon, özel güvenlik politikaları geliştiriliyorsa, o zaman içerde bir DevOps/SRE ekibi kurmak ve bu ekibi Managed hizmetlerle desteklemek daha dengeli bir seçenek olabilir.

Evet, çoğu durumda Unmanaged VPS’ten Managed VPS’e geçiş mümkündür ve oldukça yaygın bir senaryodur. Genellikle ilk aşamada maliyeti düşük tutmak veya teknik denemeler yapmak için Unmanaged tercih edilir; proje olgunlaştıkça ve iş kritik hale geldikçe Managed modele geçilir. Geçiş sürecinde DCHost ekibi mevcut sunucunuzu analiz eder, güvenlik sertleştirmesi, güncelleme, yedekleme ve izleme katmanlarını devreye alır. Bazı durumlarda, daha temiz bir mimari için yeni bir Managed VPS’e taşıma da tercih edilebilir; burada da kesintiyi minimumda tutacak bir plan birlikte hazırlanır.

Managed VPS, tüm sorumlulukların ortadan kalktığı bir sihirli kutu değildir; daha çok iş bölümünün yeniden tanımlanmasıdır. DCHost işletim sistemi, temel servisler, güvenlik, yedekleme ve izleme gibi altyapı konularını üstlenirken, uygulama kodunuzdan, tema ve eklenti güncellemelerinden, iş mantığından, içerik yönetiminden ve iş süreçlerinizden siz sorumlu olursunuz. Örneğin, WordPress’te hatalı bir eklenti kurarsanız bu yine sizin kararınızdır; biz eklenti kaynaklı uygulama hatasını düzeltemeyiz, fakat sunucu tarafında oluşan performans ya da servis sorunlarında devreye gireriz. Bu çizgiyi doğru anlamak, Managed VPS’ten maksimum faydayı almanızı sağlar.