Teknoloji

KVKK ve GDPR Uyumlu Hosting Seçimi: Türkiye, Avrupa ve ABD Veri Merkezleri Arasında Veri Yerelleştirme Stratejisi

KVKK ve GDPR denildiğinde çoğu işletmenin aklına ilk olarak çerez metinleri ve aydınlatma formu geliyor. Oysa işin görünmeyen, ama en kritik tarafı; verinin hangi ülkedeki hangi veri merkezinde tutulduğu, hangi sunucular arasında aktarıldığı ve yedeklerin nerede saklandığı. Yani doğrudan hosting mimariniz. Türkiye, Avrupa ve ABD arasında veri merkezi seçimi yaparken sadece performans ve maliyet değil, veri yerelleştirme, kişisel verilerin yurt dışına aktarımı ve hukuki sorumluluklar da işin içine giriyor.

Bu yazıda DCHost ekibi olarak, KVKK ve GDPR uyumlu hosting mimarisini konuşurken toplantı masasında en çok tartıştığımız konuları sahadan örneklerle anlatacağız: Türkiye, Avrupa ve ABD veri merkezleri arasında nasıl stratejik bir kombinasyon kurulur, hangi senaryoda hangi bölge mantıklıdır, hangi veriler nerede tutulmalı, yedekler ve loglar nasıl planlanmalı? Amacımız; hukuk, güvenlik ve performansı aynı anda gözeten, pratikte uygulanabilir bir veri yerelleştirme stratejisi kurmanıza yardımcı olmak.

İçindekiler

KVKK, GDPR ve Veri Yerelleştirme: Temeli Netleştirelim

Temel kavramlar: Sorumlu, işleyen, yurt dışına aktarım

Önce terminolojiyi sadeleştirelim. KVKK ve GDPR tarafında:

  • Veri sorumlusu: Amaç ve vasıtaları belirleyen taraf. Genellikle işletmenin kendisi.
  • Veri işleyen: Veri sorumlusu adına teknik işlemleri yapan taraf. Hosting sağlayıcınız (DCHost gibi) bu rolde olur.
  • Yurt dışına aktarım: Kişisel verinin Türkiye dışına veya AB/EEA dışına çıkarılması. Sunucunun fiili lokasyonuna göre değerlendirilir.

Buradaki kritik nokta şu: Verileriniz Türkiye’deki bir veri merkezinde tutuluyorsa, CDN, izleme, e-posta gibi bazı yan servisler yurt dışında olsa bile, asıl hosting lokasyonu KVKK anlamında yurt içi sayılır; ancak o yan servisler için ayrıca aktarım hükümlerine uymanız gerekir.

Veri yerelleştirme ≠ Veriyi asla yurt dışına çıkarmamak

“Veri yerelleştirme” çoğu zaman yanlış anlaşılıyor. KVKK, tüm kişisel verilerin her durumda Türkiye’de kalmasını zorunlu kılan mutlak bir kural getirmiyor; ancak yurt dışına aktarım için sıkı şartlar öngörüyor. Benzer şekilde GDPR da verinin mutlaka Avrupa’da kalmasını değil, Avrupa dışına çıkarken yeterli koruma sağlanmasını istiyor.

Dolayısıyla gerçekçi hedef şu olmalı:

  • Mümkün olduğunca verinin birincil kopyasını Türkiye veya AB gibi yüksek koruma rejimi olan bölgelerde tutmak,
  • Yurt dışı aktarımlarda sözleşmesel ve teknik önlemlerle (şifreleme, erişim kontrolü vb.) riski düşürmek,
  • Yedekler, loglar ve analitik veriler için ayrı politika ve mimari tanımlamak.

KVKK ve GDPR’in hosting katmanına yansımasını daha detaylı anlatan rehberimiz olan KVKK ve GDPR uyumlu hosting nasıl kurulur? yazısına da mutlaka göz atmanızı öneririz.

Hosting Lokasyonu Seçimine Hukuki Açıdan Bakış

Türkiye’de sunucu: KVKK odağında en sade senaryo

Türkiye merkezli bir şirket için en az gri alan barındıran senaryo, uygulama ve veritabanı sunucularının Türkiye veri merkezlerinde tutulmasıdır. Bu sayede:

  • Kişisel verilerin depolandığı asıl ortam yurt içi sayılır.
  • Veri sorumlusu–veri işleyen sözleşmesi (DPA) ile DCHost tarafındaki teknik ve idari tedbirleri net tanımlayabilirsiniz.
  • KVKK Kurulu’nun karar ve rehberleriyle bire bir uyumlu bir zemin oluşur.

Bu modelde de CDN, e-posta servisleri veya üçüncü taraf analitik araçları sebebiyle yurt dışına aktarım söz konusu olabilir; fakat çekirdek müşteri verisi Türkiye’de kalır. Bu da denetimlerde elinizi güçlendirir.

Avrupa’da sunucu: GDPR uyumu ve KVKK birlikte nasıl ele alınır?

Eğer hedef kitleniz ağırlıklı olarak AB ülkelerinde ise, sunucuların Avrupa’daki bir veri merkezinde tutulması teknik ve ticari olarak mantıklı olabilir. Böyle bir durumda:

  • AB’deki kullanıcılar için veri yerelleştirme sağlarsınız.
  • GDPR kapsamındaki yükümlülükleriniz (data subject rights, veri ihlali bildirim süreleri vb.) doğrudan devreye girer.
  • Türkiye’deki kullanıcılar açısından bakıldığında, KVKK anlamında bu bir yurt dışına aktarım sayılır.

Bu senaryoda veri sorumlusu olarak şu adımları atmalısınız:

  • DCHost ile imzaladığınız sözleşmeye, GDPR’a uygun işleyen hükümleri ve mümkünse AB standart sözleşme maddelerine uyumlu hükümler eklemek,
  • KVKK tarafında aydınlatma metinlerinizde ve açık rıza metinlerinizde AB’de barındırma yaptığınızı şeffafça belirtmek,
  • Kişisel veri envanterinizde hangi veri kategorilerinin AB’de saklandığını işaretlemek.

ABD’de sunucu: Performans avantajı, uyum tarafında daha fazla ödev

ABD lokasyonu genellikle şu senaryolarda gündeme geliyor:

  • ABD pazarı hedefleniyorsa (SaaS, oyun, medya platformları vb.).
  • Analitik, loglama veya yedeklerin bir kopyası küresel bir altyapıda tutulmak isteniyorsa.

Ancak hem KVKK hem GDPR açısından, ABD genellikle “ek önlem gerektiren bölge” olarak değerlendirilir. Bu nedenle:

  • Verinin ABD’ye aktarılmasını asıl operasyon için zorunlu olan kısımlarla sınırlayın.
  • Mümkün olduğunca anonimleştirilmiş veya psödonomize edilmiş veri gönderin.
  • Şifreleme anahtarlarını Türkiye veya AB’de tutarak ayrık anahtar mimarisi kurgulayın.

Pratikte, ABD; çoğu DCHost müşterisi için yedek veya ikincil altyapı lokasyonu olarak daha mantıklı bir seçenek oluyor. Örneğin verilerin ana kopyası Türkiye veya Avrupa’da, yalnızca felaket kurtarma (DR) replikasyonu ABD’de tutulabiliyor.

Türkiye, Avrupa ve ABD Veri Merkezleri: Teknik ve Regülasyonel Karşılaştırma

Gecikme süresi, SEO ve kullanıcı deneyimi

Veri merkezinin bulunduğu ülke; sayfa açılış süresi, API gecikmesi ve hatta SEO sinyallerini etkiliyor. Bu konuyu detaylı anlattığımız sunucu lokasyonunun SEO’ya etkisi rehberinde de vurguladığımız gibi:

  • Türkiye hedefliyorsanız: Ana sunucunun Türkiye’de olması hem TTFB hem de KVKK açısından avantaj.
  • Avrupa hedefliyorsanız: AB içindeki bir nokta gecikmeyi ciddi azaltır ve GDPR uyumunu sadeleştirir.
  • Küresel kullanıcı kitlesinde: Coğrafi olarak dağınık kullanıcılar için çok bölgeli mimari (multi-region) çoğu zaman en iyi çözüm.

Altyapı standartları ve veri merkezi sertifikasyonları

Hangi ülkede olursa olsun, seçtiğiniz veri merkezinin ve hosting sağlayıcınızın aşağıdaki alanlarda şeffaf olması gerekir:

  • Fiziksel güvenlik (kartlı geçiş, CCTV, ziyaretçi kaydı vb.)
  • Enerji altyapısı (N+1 veya üstü yedeklilik, jeneratör kapasitesi)
  • Ağ altyapısı (çoklu upstream, DDoS koruması, IPv6 desteği)
  • Yangın ve iklimlendirme sistemleri

Veri merkezi kavramına daha teknik bir yerden bakmak isterseniz, veri merkezi nedir ve hosting için neden kritiktir yazımız size altyapı tarafını netleştirmede yardımcı olacaktır.

Türkiye vs Avrupa vs ABD: Uyum perspektifinden özet

  • Türkiye veri merkezi: KVKK açısından yurt içi, Avrupa kullanıcıları için ise yurt dışı aktarım sayılır. Türkiye pazarı odaklı projelerde en sade hukuki yapı.
  • Avrupa veri merkezi: AB kullanıcıları için “yerel”, Türk kullanıcılar için KVKK bakımından yurt dışı. Hem KVKK hem GDPR yükümlülüklerini birlikte yönetmek gerekir.
  • ABD veri merkezi: Çoğu zaman ek teknik ve sözleşmesel önlem gerektirir. Ana kopya yerine yedek/ikincil lokasyon olarak düşünmek genelde daha sağlıklı.

KVKK ve GDPR Uyumlu Hosting için Mimarİ Stratejileri

1. Tek bölgeli Türkiye mimarisi

Hedef kitlesi ağırlıkla Türkiye olan, KVKK yükümlülüklerini sade tutmak isteyen kurumlar için ideal senaryo:

  • Uygulama ve veritabanı sunucuları: Türkiye’deki DCHost veri merkezlerinde.
  • Yedekler: Aynı veri merkezinde kısa süreli, farklı bir Türkiye veri merkezinde (farklı şehirde) uzun süreli.
  • Loglar: KVKK’ya uygun saklama süreleriyle Türkiye içinde merkezi log sunucularında.

Bu modelde, KVKK denetiminde “kişisel verileriniz nerede tutuluyor?” sorusunun cevabı tek cümleyle verilebilir: “Türkiye içindeki DCHost veri merkezlerinde”. Yurt dışına aktarım yalnızca zorunlu yan servislerle sınırlı kalır.

2. Tek bölgeli Avrupa mimarisi

AB pazarına odaklanan ve GDPR uyumunu önceliklendiren SaaS, kurumsal portal veya e-ticaret projelerinde:

  • Tüm uygulama ve veritabanı katmanı AB içindeki bir DCHost veri merkezinde çalıştırılabilir.
  • Yedekler AB içinde en az iki farklı veri merkezine dağıtılabilir.
  • Türk kullanıcılar için KVKK aydınlatma metinlerinde verilerin AB’de işlendiği açıkça belirtilir.

Burada önemli olan, veri envanterinizi ve veri akış haritanızı net çıkarmak. Hangi kullanıcı grubunun verisi AB’de, hangisi Türkiye’de? Eğer karma bir model kullanıyorsanız, bu ayrımı net dokümante etmeniz gerekir.

3. Hibrit Türkiye + Avrupa mimarisi

Pratikte en çok kurduğumuz mimarilerden biri; Türkiye ve Avrupa veri merkezlerinin birlikte kullanıldığı hibrit model:

  • Türkiye’deki kullanıcılar için: Ana veritabanı Türkiye veri merkezinde.
  • AB’deki kullanıcılar için: Ayrı bir veritabanı kümesi Avrupa veri merkezinde.
  • Yönetim panelleri ve raporlama araçları: Hangi tenant’a bağlandığını bilen çok kiracılı mimari.

Böylece hem KVKK hem GDPR açısından, “veri minimizasyonu” ve “gerektiği yerde işleme” ilkesine uygun hareket etmiş olursunuz. Çok bölgeli veri replikasyonu ve DNS yönlendirmesi tarafında yol haritası arıyorsanız, çok bölgeli mimari rehberimize göz atabilirsiniz.

4. Türkiye/Avrupa ana, ABD ikincil (DR) mimarisi

Kurumsal müşterilerde sık gördüğümüz bir model de şu:

  • Ana kopya: Türkiye veya Avrupa’daki DCHost veri merkezinde.
  • İkincil kopya (felaket kurtarma): ABD’de bant genişliği optimize edilmiş replikasyonla.

Bu modelde ABD tarafı, üretim trafği almayan; yalnızca felaket senaryoları için ayakta tutulan bir altyapı olur. KVKK ve GDPR açısından şunu yapmak gerekir:

  • İlgili sözleşmelerde ABD’de tutulan kopyadan bahsetmek.
  • Veriyi mümkün olduğunca şifreli ve psödonomize edilmiş halde replike etmek.
  • DR ortamına erişim yetkilerini sıkı rol tabanlı (RBAC) kurgulamak.

Veri Kategorilerine Göre Veri Yerelleştirme Kararları

Üretim veritabanı: En sıkı kısımlar burada

Kullanıcı hesapları, sipariş bilgileri, sözleşme verileri gibi çekirdek kişisel veriler üretim veritabanınızda durur. Bu nedenle:

  • Hangi ülke/ülkelerde tutulacağına en üst seviye kararı burada verin.
  • Erişimleri en kısıtlı tuttuğunuz katman burası olsun.
  • Okuma kopyaları (read replica) için dahi lokasyon ve şifreleme politikasını netleştirin.

Loglar: Hem güvenlik hem KVKK için kritik gri alan

Sunucu, uygulama, web sunucusu ve güvenlik logları; IP adresi, kullanıcı ajanı, oturum bilgileri barındırdığı için KVKK/GDPR kapsamında kişisel veri kabul edilir. Dolayısıyla:

  • Logların nerede tutulduğu (Türkiye, Avrupa, ABD) net olmalı.
  • Saklama süreleri KVKK ve iç politika ile uyumlu tanımlanmalı.
  • Gerektiğinde anonimleştirme veya maskeleme devreye girmeli.

Bu noktada, log saklama planınızı yaparken hosting ve e-posta altyapısında log saklama süreleri rehberindeki pratik önerileri dikkate almak uyum sürecinizi oldukça kolaylaştırır.

Yedekler: 3-2-1 stratejisi ve lokasyon kararı

Veri yerelleştirme konuşulurken en çok atlanan konulardan biri de yedeklerin nerede durduğu. Oysa yedekler de kişisel veri içerir. Bu yüzden 3-2-1 yedekleme modelini uygularken lokasyonları bilinçli seçmelisiniz:

  • 3 kopya: Üretim + kısa süreli lokal yedek + uzak yedek.
  • 2 farklı ortam: Örneğin disk tabanlı yedek + obje depolama.
  • 1 kopya farklı lokasyonda: İdeal olarak aynı hukuk rejiminde (Türkiye veya AB) ya da çok net tanımlanmış yurt dışı aktarım çerçevesiyle.

Bu stratejiyi KVKK ve GDPR ile uyumlu şekilde nasıl kuracağınızı merak ediyorsanız, 3-2-1 yedekleme stratejisi rehberimiz tam bu noktada işin teknik detaylarını adım adım anlatıyor.

Analitik ve raporlama verileri: Anonimleştirme ile esneklik kazanmak

Ürün geliştirme ve pazarlama için ihtiyaç duyduğunuz analitik veriler (trafik, dönüşüm oranları, tıklama ısı haritaları vb.) çoğu zaman kişisel veri sayılmayacak şekilde anonimleştirilerek tasarlanabilir. Bunu başardığınızda:

  • Analitik verileri daha özgürce farklı coğrafyalarda saklayabilirsiniz.
  • ABD gibi ülkelerde bile uyum yükünüz ciddi şekilde düşer.
  • “Kişisel veriyi mümkün mertebe az işleme” ilkesine yaklaşmış olursunuz.

Uygulamalı Senaryolar: Türkiye, Avrupa ve ABD Kombinasyonları

Senaryo 1: Sadece Türkiye pazarına çalışan e-ticaret sitesi

Başlangıçta Türkiye pazarı odaklı klasik bir e-ticaret projesini düşünelim. Bu projede önerdiğimiz mimari:

  • Sunucu lokasyonu: Türkiye veri merkezinde DCHost VPS veya dedicated sunucu.
  • Veritabanı: Türkiye lokasyonunda, müşteri ve sipariş verileri burada.
  • Yedekler: Aynı veri merkezinde kısa dönem, farklı bir Türkiye veri merkezinde haftalık/aylık uzak yedek.
  • Loglar: Türkiye’deki merkezi log sunucusunda, KVKK’ya uygun saklama süresi ile.

Bu müşteriyle yaptığımız planlama toplantılarında, asıl tartışma konumuz genellikle şunlar oluyor: Yedek saklama süresi ne kadar olmalı, hangi loglar ne kadar süre tutulmalı, hangi çalışan hangi loglara erişebilmeli? Teknik olarak DCHost tarafında bunların hepsini profillere ayırıp ayrı politikalarla yönetebiliyoruz.

Senaryo 2: Türkiye merkezli ama AB’de büyüyen SaaS

İkinci senaryo: Şirket Türkiye’de kurulu, fakat SaaS ürünü artık Almanya, Fransa, Hollanda gibi ülkelerde de ciddi müşteri kazanmaya başlamış. Burada tipik mimari şöyle oluyor:

  • Türkiye müşterileri: Türkiye veri merkezinde ayrı bir veritabanı kümesi.
  • AB müşterileri: Avrupa’daki DCHost veri merkezinde ayrı bir veritabanı kümesi.
  • Uygulama katmanı: Her bölgede kendi uygulama sunucuları ile çalışıyor, çok kiracılı mimari.
  • Merkezi yönetim paneli: Kullanıcının kiracı kimliğine göre doğru lokasyondaki API’ye bağlanıyor.

Bu sayede AB müşterileri için verinin AB dışına gereksiz aktarılmasını önlemiş, Türk müşteriler için de KVKK kapsamında veriyi Türkiye’de tutmuş oluyorsunuz. Çok kiracılı mimariler için doğru hosting altyapısını seçmeye dair daha derin bir okuma yapmak isterseniz, SaaS uygulamalarında çok kiracılı mimari rehberimize göz atabilirsiniz.

Senaryo 3: Küresel kitleye oynayan içerik/medya platformu

Üçüncü senaryoda; hem Türkiye’de hem AB’de hem de ABD’de ciddi trafik alan bir içerik veya medya platformumuz var. Bu durumda hedef:

  • Kullanıcıya en yakın lokasyondan içerik sunarak gecikmeyi azaltmak,
  • Kişisel verilerin tutulduğu asıl veritabanlarını daha sınırlı sayıda bölgede toplamak,
  • CDN ve önbellekleme sayesinde, kişisel veri içermeyen statik içeriği küresel dağıtmak.

Pratik bir yaklaşım:

  • Türkiye ve AB’de ana veritabanı kümeleri.
  • ABD’de yalnızca cache ve (gerekirse) psödonomize edilmiş analitik veriler.
  • Kullanıcı hesap verisi ABD’de tutulmuyor, sadece içerik ve anonimleştirilmiş istatistikler orada çoğalıyor.

DCHost ile KVKK ve GDPR Uyumlu Hosting Seçim Adımları

1. Veri envanteri ve akış haritasını çıkarın

Teknik mimariye geçmeden önce, birlikte yaptığımız ilk iş; hangi verinin nereden geldiğini, nerede tutulduğunu ve nereye aktarıldığını çıkaran bir veri akış diyagramı hazırlamak oluyor:

  • Kullanıcı kayıt formları, sipariş süreçleri, destek talepleri, pazarlama otomasyonu.
  • Loglama: Web sunucusu, uygulama, güvenlik, e-posta, CDN logları.
  • Yedekler ve arşivler.

2. Hangi kullanıcı grubu için hangi lokasyon?

Ardından hedef kitle segmentasyonu yapıyoruz:

  • Sadece Türkiye kullanıcıları → Türkiye veri merkezi.
  • AB kullanıcıları → AB veri merkezi.
  • Karma senaryolarda → Hibrit veya çok bölgeli mimari.

Bu segmentasyon yapıldıktan sonra, DCHost tarafında size uygun VPS, dedicated sunucu veya colocation kombinasyonunu lokasyona göre kurgulamak oldukça kolaylaşıyor.

3. DNS, SSL ve çok bölgeli yönlendirmeleri planlayın

Tek bir bölgeden çok bölgeye geçtiğiniz anda, DNS stratejisi kritik hale gelir. Geo-routing, ağırlıklı yönlendirme ve TTL ayarlarını doğru yapmadığınızda, yanlış kullanıcı grubunu yanlış bölgeye yönlendirebilirsiniz. DNS ve nameserver tercihlerini planlarken DNS kayıtları A’dan Z’ye rehberimiz hem temel kavramları, hem de sık yapılan hataları netleştirir.

4. Loglama, saklama süreleri ve silme süreçlerini netleştirin

KVKK ve GDPR uyumunun en zor kısımlarından biri “unutma hakkı” ve veri silme süreçleridir. DCHost üzerinde şu başlıkları netleştirmenizi öneriyoruz:

  • Hangi log ne kadar süre tutulacak?
  • Yedeklerden silme talepleri nasıl yönetilecek?
  • Hangi ortamlarda sadece anonimleştirilmiş veriler kalacak?

Bu konularda hem işletme içi politika hem de DCHost tarafındaki teknik ayarlar (log rotasyonu, otomatik silme görevleri, yedek saklama kuralları) birbirini tamamlamalı.

5. Felaket kurtarma (DR) ve iş sürekliliği planı

Çok bölgeli veya hibrit mimarilerde, verinin nerede tutulduğu kadar, bir bölgede sorun çıktığında hangi bölgenin hangi sırayla devreye gireceği de önemlidir. Felaket kurtarma planınızı oluştururken şu soruları cevaplayın:

  • Hangi bölgeler aktif–aktif, hangileri aktif–pasif çalışacak?
  • DNS failover senaryosunda hangi lokasyona ne kadar sürede geçilecek?
  • Dönüş senaryosunda (primary bölge geri geldiğinde) veri tutarlılığı nasıl sağlanacak?

Bu sorulara net cevaplar vererek, hem KVKK/GDPR uyumunuzu hem de teknik iş sürekliliğinizi aynı dokümanda toplamış olursunuz.

Sonuç: Doğru Veri Merkezi Kombinasyonu ile Uyum ve Performansı Birlikte Yakalamak

KVKK ve GDPR uyumlu hosting seçimi, sadece “sunucu nerede olsun?” sorusundan çok daha fazlası. Aslında konuştuğumuz şey; hangi veri türünün hangi ülkede, hangi süreyle ve hangi yedeklerle tutulacağına dair uçtan uca bir mimari karar seti. Türkiye, Avrupa ve ABD veri merkezleri arasında seçim yaparken; kullanıcı kitlenizin dağılımını, hukuki risk iştahınızı, performans beklentilerinizi ve bütçenizi birlikte değerlendirmek gerekiyor.

DCHost tarafında günlük pratiğimizde gördüğümüz şu: En sağlıklı projeler; veri envanterini baştan çıkaran, hangi kullanıcı grubunun verisinin hangi bölgede tutulacağını netleştiren ve yedek–log–analitik katmanını ayrı düşünerek kurgulayan projeler. Siz de kendi projeniz için KVKK/GDPR uyumlu bir mimari planlamak, Türkiye, Avrupa ve ABD veri merkezleri arasında sizin senaryonuza en uygun kombinasyonu belirlemek isterseniz, DCHost ekibiyle teknik bir keşif toplantısından başlayabilirsiniz. Birlikte; hem hızlı, hem güvenli, hem de regülasyonlara uyumlu bir hosting altyapısını adım adım inşa edebiliriz.

Sıkça Sorulan Sorular

Hayır, kişisel verilerin hem Türkiye’de hem Avrupa’da tutulması tek başına KVKK’ya aykırı değildir; önemli olan bunun hukuki zeminini ve teknik tedbirlerini doğru kurmaktır. Öncelikle hangi veri kategorilerinin nerede tutulduğunu netleştirmeniz, veri envanterine işlemeniz ve aydınlatma metninizde bu durumu şeffaf şekilde belirtmeniz gerekir. Türkiye’den Avrupa’ya yapılan aktarımlar için gerekirse açık rıza veya KVKK’daki diğer aktarım şartlarına uygunluk sağlanmalı, aynı zamanda DCHost ile yaptığınız sözleşmeye veri işleyen hükümleri ve güvenlik tedbirlerini eklemelisiniz. Teknik tarafta ise şifreleme, erişim kontrolü, loglama ve yedekleme süreçlerinin bu mimariye uygun kurgulanması önemlidir.

ABD’de yedek tutmak, hem KVKK hem GDPR açısından ek değerlendirme gerektiren bir yurt dışı aktarım senaryosudur. Riskin ana kaynağı, ABD’deki mevzuatın ve yetkili otoritelerin erişim yetkilerinin AB veya Türkiye’deki kadar kısıtlayıcı olmamasıdır. Bu yüzden, ABD’yi çoğu zaman birincil değil ikincil (felaket kurtarma) lokasyonu olarak kullanmak, veriyi mümkün olduğunca şifrelenmiş ve psödonomize edilmiş halde replike etmek en doğru yaklaşımdır. Ayrıca DCHost ile imzaladığınız sözleşmede yurt dışı lokasyon, güvenlik tedbirleri, erişim yetkileri ve veri ihlali bildirim süreçleri netleştirilmelidir. Böylece hukuki riskleri minimize edip, iş sürekliliği avantajını koruyabilirsiniz.

Mutlaka Türkiye’de sunucu kullanmak zorunda değilsiniz; ancak Türkiye’de faaliyet gösteren veri sorumluları için Türkiye lokasyonu birçok açıdan uyumu sadeleştirir. Sunucularınız tamamen yurt dışında da olabilir, bu durumda KVKK anlamında yurt dışına aktarım söz konusu olur ve aktarım şartlarının (açık rıza, yeterli koruma, taahhütname vb.) sağlanması gerekir. Avrupa’da sunucu kullanıyorsanız aynı anda GDPR yükümlülükleriniz de devreye girer. Pratikte en konforlu senaryolar, Türkiye kullanıcılarının verisinin Türkiye’de, AB kullanıcılarının verisinin Avrupa’da tutulduğu hibrit modellerdir. DCHost tarafında bu tür çok bölgeli mimarileri KVKK ve GDPR ile uyumlu olacak şekilde birlikte tasarlayabiliyoruz.

Loglar ve yedekler de kişisel veri içerebileceği için, evet, veri yerelleştirme stratejisinin bir parçası olarak düşünülmek zorundadır. Ancak farklı ülkede log veya yedek tutmak stratejiyi bozmak zorunda değildir; önemli olan bunu bilinçli ve dokümante edilmiş şekilde yapmanızdır. Örneğin üretim veritabanınızı Türkiye’de tutup, yalnızca şifrelenmiş uzak yedekleri Avrupa’da veya ABD’de saklayabilirsiniz. Bu durumda sözleşmelerde yurt dışı kopyadan bahsetmeli, saklama sürelerini ve erişim yetkilerini net tanımlamalısınız. Ayrıca gereksiz kişisel veri barındıran logları anonimleştirmek veya süre sonunda otomatik silmek, hem KVKK/GDPR uyumunu hem de güvenlik hijyenini güçlendirir.

Çok bölgeli mimaride her bölgeyi sadece teknik bir nokta olarak görmek büyük hata olur; her bölge aynı zamanda farklı bir hukuk rejimini temsil eder. Öncelikle hangi kullanıcı grubunun verisinin hangi bölgede tutulacağını net tanımlamalı, veri envanterinizde bunu işaretlemeli ve aydınlatma metinlerine yansıtmalısınız. Türkiye’den bakıldığında yurt dışı bölgeler için KVKK kapsamındaki aktarım şartlarını, AB kullanıcıları için ise GDPR’daki aktarım hükümlerini (özellikle Avrupa dışı bölgeler için) değerlendirmeniz gerekir. DCHost ile yaptığınız sözleşmeye, veri işleyen sıfatı, güvenlik tedbirleri, veri ihlali bildirim süreleri, alt işleyen kullanımı ve yurt dışı lokasyonlara ilişkin özel hükümler eklemek bu tip mimarilerde kritik önem taşır.