Teknoloji

Küçük İşletme Siteleri İçin Multi-Region DNS ve CDN Failover Mimarisi

İçindekiler

Küçük İşletme Siteleri İçin Multi-Region ve Failover Neden Gündeme Geliyor?

Küçük bir işletme sitesi yönetirken çoğu zaman öncelik tasarım, içerik ve reklam bütçesinde olur. Ancak pratikte müşteri şikâyetlerinin önemli bir kısmı tek bir noktaya dayanır: “Siteye giremiyorum” veya “Sayfa çok yavaş açılıyor”. Bir sunucu arızası, veri merkezi tarafındaki bir ağ problemi veya beklenmeyen bir bakım çalışması; satışta olan bir e-ticaret sitesini, rezervasyon alan bir otel sitesini ya da B2B teklif formu olan bir kurumsal sayfayı dakikalar içinde iş yapamaz hale getirebilir.

Multi-region DNS ve CDN failover mimarisi tam da bu noktada devreye giriyor. Amaç; bütçeyi zorlamadan, mümkün olduğunca az ek bileşenle, sitenizi birden fazla bölgeye yaymak ve bir bölge ya da sunucu sorun yaşadığında trafiği otomatik olarak ayakta kalan hedefe yönlendirmek. Yani tek bir sunucuya ve tek bir veri merkezine bağımlı kalmamak.

DCHost tarafında hem küçük işletme hem de ajans müşterilerimizle yaptığımız kapasite planlama ve mimari tasarım toplantılarında gördüğümüz ortak nokta şu: Multi-region kavramı genellikle “kurumsal” ve “çok pahalı” bir şeymiş gibi algılanıyor. Aslında doğru planlandığında, iki uygun boyutlu VPS ve akıllı bir DNS/CDN kurgusu ile gayet erişilebilir ve sürdürülebilir bir yapı kurmak mümkün. Bu yazıda tam olarak bunu, adım adım ve bütçeyi de düşünerek anlatacağız.

Temel Kavramlar: DNS, CDN, Failover ve Multi-Region

DNS seviyesinde resim: Trafiği hangi origin’e göndereceğiz?

Multi-region mimarinin kalbi DNS’dir. Kullanıcının tarayıcısı alanadiniz.com için sorgu yaptığında, DNS yanıtınız hangi IP’yi ya da hangi CNAME’i döndürüyorsa trafik oraya gider. Dolayısıyla birden fazla bölgede sunucu veya origin kullanacaksanız, bu hedefler arasında akıllı seçim yapabilmek için DNS’i stratejik kullanmanız gerekir.

DNS kayıtlarının ne anlama geldiğini ve sık yapılan hataları daha önce A, AAAA, CNAME, MX, TXT ve diğer DNS kayıt türlerini anlattığımız rehberde detaylı açıklamıştık. Multi-region senaryosunda özellikle A/AAAA, CNAME ve gerektiğinde CAA gibi kayıtlar önem kazanır.

Ayrıca DNS tarafında Premium DNS, Registrar DNS ve CDN tabanlı DNS farklarını bilmek kritik. Basit bir domain kayıt firmasının sunduğu temel DNS ile gelişmiş sağlık kontrolü, coğrafi yönlendirme veya ağırlıklı routing sunan bir DNS altyapısı aynı değildir. Bu farkları Premium DNS vs Registrar DNS vs Cloudflare karşılaştırma rehberimizde ayrıntılı olarak ele aldık; multi-region kurgusuna girmeden önce o yazıya da göz atmanız faydalı olacaktır.

CDN tarafında resim: İçeriği kullanıcıya en yakın noktadan sunmak

CDN (Content Delivery Network), statik içerikleri (görseller, CSS, JS, çoğu zaman HTML) dünyanın dört bir yanındaki önbellek (edge) noktalarına dağıtır. Böylece kullanıcı, asıl sunucunuza (origin) değil; kendisine en yakın CDN noktasına bağlanır. Bu hem gecikmeyi azaltır hem de origin sunucunuzun üzerindeki yükü hafifletir.

CDN’in ne zaman gerçekten işe yaradığını ve hangi trafik profillerinde mantıklı olduğunu merak ediyorsanız, CDN nedir, ne zaman gerekir ve trafik/lokasyona göre nasıl karar verilir? başlıklı yazımızı da mutlaka okumanızı öneririz. Multi-region failover tasarlarken, CDN’i sadece hız aracı değil, aynı zamanda ek bir dayanıklılık katmanı olarak düşünmek gerekir.

Failover nedir, neyi çözer?

Failover, aktif bir sistem (sunucu, bölge, origin) arıza yaşadığında, trafiğin otomatik olarak yedek sisteme yönlendirilmesi sürecidir. Burada iki kritik kavram vardır:

  • Failover süresi: Arıza anından itibaren trafiğin yeni hedefe yönlenmesine kadar geçen süre.
  • Gözlemlenebilirlik: Problem olduğunu nasıl anlıyorsunuz? DNS sağlayıcısının health check’i mi, CDN’in origin denetimi mi, yoksa sizin uptime izleme aracınız mı alarm üretiyor?

DNS tabanlı failover genelde dakikalar seviyesinde toparlanma süresi sunar (TTL ve health check aralıklarına bağlı). CDN tabanlı origin failover ise doğru yapılandırıldığında saniyeler mertebesine kadar inebilir.

Multi-region kavramı: Aynı sitenin birden fazla bölgede yaşaması

Multi-region, sitenizin (veya uygulamanızın) birden fazla veri merkezinde/bölgede çalışması anlamına gelir. En basit haliyle:

  • İstanbul veri merkezinde bir VPS (Region-1)
  • Avrupa’da veya farklı bir şehirde ikinci bir VPS (Region-2)
  • Veritabanı replikasyonu veya en azından dosya ve yedek senkronizasyonu
  • Üstte DNS + CDN ile trafik yönlendirme

Daha büyük yapılarda coğrafi yönlendirme, yazma/okuma ayrımı, aktif-aktif veritabanı kümeleri gibi karmaşık çözümler gerekir. Bunları DNS geo-routing ve veritabanı replikasyonuyla çok bölgeli mimariler kurmayı anlattığımız yazıda derinlemesine ele aldık. Bu yazıda ise küçük işletmeler için daha sade ve uygun maliyetli senaryolara odaklanacağız.

Kısıtlı Bütçeyle Uygulanabilir Multi-Region ve Failover Senaryoları

Senaryo 1 – Tek origin, akıllı CDN ve basit DNS failover

En düşük maliyetli çözüm, sadece bir origin (örneğin DCHost üzerinde tek VPS veya paylaşımlı hosting) kullanıp, üzerine akıllı bir CDN katmanı oturtmaktır. Mantık şu şekilde işler:

  • Tüm statik içerik (görseller, CSS, JS) CDN üzerinden sunulur.
  • CDN, origin ile bağlantı kuramazsa stale-if-error gibi özelliklerle elindeki son geçerli kopyayı kullanıcıya sunmaya devam eder.
  • DNS tarafında ise kısa TTL ile (örneğin 300 sn) CDN’in IP’lerini veya CNAME’lerini kullanırsınız.

Bu modelde tam anlamıyla multi-region olmasanız da; CDN edge noktaları sayesinde kullanıcıya coğrafi olarak yakın ve bir miktar dayanıklı bir yapı sunmuş olursunuz. Origin tamamen devre dışı kalırsa, dinamik işlemler (giriş, sepet, ödeme vb.) çalışmaz; ancak en azından statik sayfalar (bilgilendirme, sıkça sorulan sorular, hatta basit bir bakım sayfası) CDN önbelleğinden sunulmaya devam eder.

Küçük kataloglu, nadiren güncellenen kurumsal siteler için bu bile çoğu zaman ciddi fark yaratır.

Senaryo 2 – İki farklı bölgede VPS + DNS tabanlı failover

Bir adım ileri gitmek istiyorsanız, en mantıklı ve hâlâ uygun maliyetli çözüm şudur:

  • DCHost üzerinde iki farklı veri merkezinde/konumda iki VPS kiralarsınız (Region-1 ve Region-2).
  • Asıl trafik Region-1’e gider; Region-2 pasif yedek gibi davranır (aktif-pasif).
  • DNS sağlayıcınızda her iki IP için de A/AAAA kayıtları tanımlanır ancak sağlık kontrolleri sadece Region-1’i aktif olarak işaretler.
  • Region-1 down olduğunda DNS kayıtları otomatik olarak Region-2’ye çevrilir.

Bu modelin avantajları:

  • Gerçek anlamda bölgesel yedeklilik elde edersiniz.
  • Bakım veya güncelleme yapmak istediğinizde trafiği geçici olarak Region-2’ye alabilirsiniz.
  • CDN eklediğinizde her iki origin’i de CDN tarafında tanımlayarak çift katmanlı failover kurabilirsiniz: Hem CDN, hem DNS gerektiğinde devreye girer.

Dezavantajı ise veritabanı ve dosya senkronizasyonu gerektirmesidir. WordPress veya benzeri PHP tabanlı uygulamalarda dosya senkronizasyonunu rsync/cron ile, veritabanı tarafını ise basit replikasyon ya da düzenli yedek/restore mantığı ile çözebilirsiniz. DCHost tarafında veritabanı replikasyonu ve senkronizasyonu konusunda daha önce MySQL ve PostgreSQL replikasyon rehberimizde detaylı örnekler paylaşmıştık; oradaki prensipler burada da aynen geçerli.

Senaryo 3 – Statik acil durum sitesi + CDN üzerinden failover

Bazı küçük işletmeler için iki tam kopya sunucu yönetmek fazla olabilir. Bu durumda şu hibrit model oldukça pratiktir:

  • Ana site: DCHost üzerindeki asıl hosting/VPS ortamınız (dinamik, veritabanı ve ödeme sistemi olan site).
  • Acil durum sitesi: Farklı bir bölgede, sadece statik HTML barındırdığınız küçük bir VPS veya statik hosting.
  • CDN: Normalde ana origin’e bağlıdır, ancak origin down olduğunda ikinci origin olarak statik acil durum sitesine failover yapar.

Bu senaryoda asıl siteniz tamamen erişilemez olsa bile, kullanıcılar en azından şu bilgileri görebilir:

  • Marka/logo ve temel iletişim bilgileri
  • “Şu anda bakım çalışması yapıyoruz” veya “Geçici bir teknik sorun yaşıyoruz” mesajı
  • Telefon, e-posta veya alternatif sipariş kanallarına yönlendirme

Özellikle B2B iş yapan, siparişlerini çoğunlukla telefon/e-posta üzerinden alan küçük işletmeler için bu model, tam kesinti yerine degrade olmuş ama ayakta kalan bir deneyim sunar ve maliyet olarak da oldukça düşüktür.

DNS Katmanında Failover: TTL, Health Check ve Multi-Provider Stratejisi

TTL ayarları: Ne kadar küçük, ne kadar mantıklı?

DNS failover’ın toparlanma süresi büyük ölçüde TTL (Time To Live) değerlerine bağlıdır. TTL, DNS yanıtının istemci ve ara sunucular tarafından kaç saniye önbellekte tutulacağını belirler. Çok yüksek TTL, değişikliklerin geç yayılması demektir; çok düşük TTL ise DNS sorgu maliyetlerini artırabilir.

Genel pratik yaklaşım:

  • Normal zamanlarda: 1200–3600 sn gibi daha yüksek TTL ile düşük sorgu maliyeti.
  • Planlı geçişler ve bakım öncesinde: 300 sn hatta 120 sn gibi düşük TTL ile hızlı yönlendirme.

DNS TTL stratejilerini ve zero-downtime geçiş senaryolarını detaylı anlattığımız TTL stratejileri ve DNS yayılımını hızlandırma rehberimiz, multi-region kurgusuna girerken elinizin altında olması gereken bir başucu yazısıdır.

Health check mekanizması: DNS sağlayıcınız siteyi nasıl “ölçüyor”?

DNS tabanlı failover’ın çalışması için DNS sağlayıcınızın belirli aralıklarla sitenizi sağlık kontrolüne tabi tutması gerekir. Bu kontroller genellikle şu şekilde yapılır:

  • HTTP(S) isteği: Belirli bir URL’ye (örneğin /healthz veya ana sayfa) istek atılır; yanıt kodu 200 değilse sunucu sorunlu kabul edilir.
  • TCP port kontrolü: Örneğin 443 portu cevap vermiyorsa sunucu down sayılır.
  • Response time ölçümü: Yanıt süresi belli bir eşiğin üzerindeyse sorunlu olarak işaretlenebilir.

Sağlık kontrolü aralığını çok sık yapmak (örneğin 5 saniyede bir) hızlı tepki sağlar ama maliyeti ve yanlış pozitif ihtimalini artırır. 30–60 saniyelik aralıklar, küçük ve orta ölçekli siteler için genellikle dengeli bir seçimdir. Bunun üzerine TTL eklenince gerçek toparlanma süresi ortaya çıkar.

Multi-provider DNS: Tek bir DNS sağlayıcısına bağlı kalmamak

“Sunucu tarafını yedekledik ama DNS sağlayıcımız sorun yaşarsa ne olacak?” sorusu da giderek daha fazla soruluyor. Burada devreye çoklu sağlayıcı DNS mimarileri giriyor. Yani:

  • Aynı alan adı için birden fazla DNS sağlayıcısında yetkili ad sunucularınız var.
  • Konfigürasyon, kod üzerinden (örneğin YAML) tutulup her iki tarafa da otomatik dağıtılıyor.

Bunu pratikte nasıl kurabileceğinizi, octoDNS ile çoklu sağlayıcı DNS ve zero-downtime geçiş rehberimizde adım adım anlattık. Küçük işletmeler için ilk aşamada şart olmasa da, ajans olarak onlarca marka yönetenler veya uptime’ı kritik olan SaaS ürünleri için orta vadede mutlaka düşünülmesi gereken bir katman.

CDN Katmanında Failover: Origin Sağlığı, Stale İçerik ve Multi-Origin

Origin health check ve otomatik origin geçişi

Pek çok modern CDN, birden fazla origin tanımlamanıza ve bu origin’ler arasında otomatik failover yapmanıza izin verir. Örneğin:

  • Origin-1: DCHost Türkiye veri merkezindeki VPS’iniz.
  • Origin-2: DCHost’un farklı bir lokasyonundaki ikinci VPS’iniz.

CDN, belirlediğiniz health check URL’sine her iki origin için de istek atar. Origin-1 yanıt vermezse, gelen istekleri otomatik olarak Origin-2’ye yönlendirmeye başlar. Bu sayede kullanıcı tarafında DNS önbellekleri değişmeden, saniyeler içinde toparlanma sağlayabilirsiniz.

Stale-if-error ve stale-while-revalidate ile kesintide bile sayfa göstermek

CDN ve tarayıcı önbelleklerinde kullanılan stale-if-error ve stale-while-revalidate direktifleri, çok kritik bir detaydır:

  • stale-if-error: Origin hata veriyorsa (5xx), CDN elindeki eski (stale) kopyayı belirli bir süre daha kullanıcıya sunmaya devam eder.
  • stale-while-revalidate: CDN, kullanıcıya hızlıca önbellekteki içeriği gösterir, arkada origin’den tazeleme isteği atar.

Bu mekanizmaları doğru kullandığınızda, kısa süreli kesintiler veya deploy sırasında yaşanan dalgalanmalar kullanıcıya çok daha az yansır. Bu konuyu stale-while-revalidate ve stale-if-error’un nasıl hayat kurtardığını anlattığımız yazıda örneklerle işlemiştik; multi-region CDN kurgularında da aynı prensipler bire bir geçerlidir.

CDN + DNS birlikte nasıl çalışır?

Sağlam bir failover mimarisi için ideal olan, CDN ve DNS’in birlikte çalışmasıdır:

  • DNS katmanı: Kullanıcıları global CDN ağına yönlendirir (CNAME veya A/AAAA).
  • CDN katmanı: Trafiği en uygun edge’e, oradan da sağlıklı origin’e yönlendirir.
  • Origin tarafı: İki veya daha fazla bölgede barındırılır (multi-region VPS/dedicated).

Bu üçlü yapı sayesinde, hem coğrafi gecikme (latency) optimize edilir, hem de bir katmanda sorun çıksa bile diğer katmanlar olayı bir süre telafi edebilir. DCHost üzerinde kurduğumuz pek çok yüksek erişilebilirlik mimarisi tam olarak bu kombinasyon üzerine inşa ediliyor.

DCHost Üzerinde Örnek Multi-Region DNS + CDN Failover Mimarisi

Adım 1 – Bölgeleri ve sunucu tiplerini seçmek

Küçük bir işletme sitesi için tipik bir senaryo şöyle olabilir:

  • Region-1: Türkiye lokasyonlu NVMe VPS (ana origin)
  • Region-2: Avrupa veya farklı bir Türk veri merkezinde ikinci NVMe VPS (yedek origin)
  • CDN: Global POP ağı olan bir CDN sağlayıcısı (statik ve HTML önbellekleme açık)
  • DNS: Health check ve ağırlıklı routing desteği olan bir DNS altyapısı

DCHost tarafında NVMe diskli VPS ve dedicated sunucularla bu yapının altyapısını kurup, üzerine seçtiğiniz CDN ve DNS çözümlerini entegre ediyoruz. Önemli olan, başlangıçta aşırı büyük makinelere gitmek yerine, doğru boyutlandırılmış kaynaklarla başlamak; ihtiyaca göre CPU/RAM’i büyütebilmek.

Adım 2 – Uygulama kopyasını ve veritabanını senkron tutmak

İki bölgede de çalışan bir site istiyorsanız, en kritik konu veri tutarlılığıdır. Basitleştirilmiş bir yaklaşım:

  • Dosyalar: Uygulama kodu ve yüklenen dosyalar için rsync tabanlı senkronizasyon veya git tabanlı deploy.
  • Veritabanı: MySQL/PostgreSQL replikasyonu veya düzenli yedek alıp yedek sunucuya aktarma.

Örneğin WordPress için:

  1. Uygulama kodunu bir git deposunda tutun ve her iki VPS’e de otomatik deploy edin.
  2. wp-content/uploads klasörünü rsync ile Region-2’ye düzenli eşitleyin.
  3. MySQL’i Region-1 → Region-2 replikasyon yapacak şekilde kurun; Region-2’yi read-only durumda tutun.

Daha sonra gerçekten aktif-aktif yazma ihtiyacı doğarsa, veritabanı kümesi (cluster) gibi daha gelişmiş çözümlere geçilebilir; ancak küçük işletmeler için çoğu zaman aktif-pasif yapı yeterlidir.

Adım 3 – DNS kayıtlarını failover’ı destekleyecek şekilde tasarlamak

DNS tarafında tipik bir kurgu şöyle görünebilir:

  • www.alanadiniz.com → CNAME → cdn.alanadiniz.com
  • cdn.alanadiniz.com → A/AAAA → CDN’in IP’leri veya CNAME
  • CDN’in origin tanımı → Origin-1 (Region-1 VPS) ve Origin-2 (Region-2 VPS)

Eğer CDN kullanmıyorsanız, doğrudan:

  • www.alanadiniz.com → A/AAAA → Region-1 IP (aktif) + Region-2 IP (yedek)

Bu durumda DNS sağlayıcısının panelinden:

  • Region-1 kaydı için health check tanımlarsınız.
  • Region-2 kaydını “standby” veya “backup” olarak işaretlersiniz.
  • TTL’i 300–600 sn bandında tutarsınız.

DNS kayıtlarını yönetirken, çoklu sağlayıcı stratejilerden geo-routing’e kadar pek çok gelişmiş tekniği gelişmiş DNS yönlendirme rehberimizde detaylıca ele aldık. Multi-region mimari kurgularken bu tekniklerin hangisine gerçekten ihtiyacınız olduğunu oradan ilham alarak belirleyebilirsiniz.

Adım 4 – CDN önbellek politikalarını doğru ayarlamak

CDN tarafında yapmanız gereken temel ayarlar:

  • Statik dosyalar için uzun süreli cache (günler/haftalar) + versiyonlama (query string veya dosya adı).
  • HTML için kısa TTL (30–300 sn) + stale-while-revalidate ile düşük riskli önbellekleme.
  • WooCommerce gibi dinamik sepet/hesap sayfaları için cache bypass kuralları.
  • “Maintenance” veya acil durum sayfaları için daha esnek cache politikası.

WordPress ve WooCommerce gibi popüler sistemler için CDN önbellek kurallarını nasıl yazabileceğinizi, WordPress için CDN önbellek kuralları rehberimizde ayrıntılı örneklerle anlattık. Multi-region mimaride de aynı prensipler geçerli; tek fark, arka tarafta bir değil iki origin’iniz olması.

İzleme, Test ve Felaket Provaları: Kâğıt Üstünde Kalmamasını Nasıl Sağlarsınız?

Uptime izleme ve alarm kanalları

Failover mekanizması kurup bir kenara bırakmak yeterli değil. Gerçek dünyada işe yaradığından emin olmanız için düzenli izleme ve test şart:

  • HTTP/HTTPS uptime izleme araçlarıyla hem Region-1 hem Region-2 için ayrı kontroller kurun.
  • Alarm kanallarını (e-posta, SMS, Slack, Teams vb.) yapılandırın.
  • Hem ana domain (www) hem de CDN alt alan adlarını izleyin.

İzleme kurulumuna nereden başlayacağınızı bilmiyorsanız, web sitesi uptime izleme ve alarm kurma rehberimiz küçük işletmeler için oldukça uygulanabilir bir başlangıç listesi sunuyor.

Felaket provası: Kablo çekip test etmeden mimari hazır sayılmaz

Teoride çalışan bir mimarinin pratikte de iş gördüğünden emin olmak için düzenli aralıklarla felaket provası yapmanız gerekir. Örneğin:

  • Region-1 VPS’in web servisini (Nginx/Apache) kısa süreliğine durdurun.
  • Uptime izleme aracınızın ve DNS/CDN providernızın nasıl tepki verdiğini gözlemleyin.
  • Gerçek kullanıcı deneyimini test etmek için farklı lokasyonlardan manuel kontroller yapın.

Daha önce hosting tarafında felaket kurtarma provası ve yedekleri test etme rehberimizde de vurguladığımız gibi, test edilmeyen hiçbir plan gerçek anlamda hazır değildir. Multi-region DNS ve CDN failover mimariniz için de aynı kural geçerli.

Sık Yapılan Hatalar ve Pratik Kontrol Listesi

Yaygın hatalar

Sahada en sık gördüğümüz hatalar şunlar:

  • Çok yüksek TTL değerleri: 14400–86400 sn gibi TTL’lerle DNS failover’dan gerçekçi bir toparlanma beklemek mümkün değil.
  • Sağlık kontrolü olmayan DNS: Sadece elle IP değiştirilerek “failover” yapmaya çalışmak; bu pratikte genelde gecikmiş manuel müdahale anlamına gelir.
  • Veritabanı senkronizasyonunu unutarak iki region açmak: Uygulama kodu kopyalanıyor ama veritabanı sadece bir yerde; failover olduğunda site bozuk veya eski veriyle açılıyor.
  • CDN cache kurallarını yanlış yazmak: Tüm HTML’i agresif cache’leyip dinamik giriş/sepet sayfalarını boğmak.
  • Test etmemek: “Kurduk, panelde gözüküyor” noktasında kalıp gerçek kesinti simülasyonu yapmamak.

Basit kontrol listesi

Multi-region DNS + CDN failover mimarinizi hayata geçirirken şu soruları kendinize sorun:

  • İki farklı bölgede en az birer origin sunucum var mı?
  • Bu origin’lerin dosya ve veritabanı senkronizasyonu nasıl yapılıyor?
  • DNS sağlayıcımda health check’ler tanımlı mı? Hangi aralıkla çalışıyor?
  • TTL değerlerim gerçekçi failover süreleriyle uyumlu mu?
  • CDN üzerinde birden fazla origin tanımlı mı? Health check ve failover aktif mi?
  • stale-if-error / stale-while-revalidate gibi direktifleri kullanıyor muyum?
  • Son 3 ay içinde en az bir kez felaket provası yaptım mı?

Sonuç: Küçük İşletmeler İçin Gerçekçi Multi-Region Yol Haritası

Multi-region DNS ve CDN failover mimarisi kulağa ilk bakışta “büyük kurumsal şirket işi” gibi gelebilir. Ancak doğru kurgulandığında, iki uygun boyutlu VPS, makul bir CDN ve akıllı DNS ayarlarıyla küçük bir işletme sitesi için de gayet erişilebilir hale geliyor. Üstelik kazandığınız şey sadece kesinti anlarında ayakta kalmak değil; aynı zamanda daha düşük gecikme, daha öngörülebilir performans ve müşterinin gözünde profesyonel bir marka algısı.

DCHost olarak biz, küçük işletmelerden ajanslara ve SaaS projelerine kadar farklı ölçekte müşterilerimizle bu tür mimarileri sık sık tasarlayıp hayata geçiriyoruz. Çoğu zaman ilk adım, tek bir bölgede düzgün çalışan bir mimariyi oturtmak; ikinci adım ise burayı yavaş yavaş multi-region ve otomatik failover’a evrimleştirmek oluyor. Yani bir gecede devasa bir yapı kurmak zorunda değilsiniz, adım adım ilerleyebilirsiniz.

Mevcut siteniz için hangi senaryonun (tek origin + CDN, iki VPS ile DNS failover, statik acil durum sitesi vb.) daha mantıklı olduğunu birlikte değerlendirmek isterseniz, DCHost ekibi olarak kapasite planlama ve mimari tasarım sürecinde yanınızdayız. Trafik profilinizi, bütçenizi ve büyüme hedeflerinizi masaya yatırıp, hem cebinizi yormayan hem de gerçek kesintilerde sizi ortada bırakmayan bir multi-region DNS ve CDN failover mimarisi kurmak mümkün. Önemli olan, ilk adımı atmak ve bu konuyu “sonra bakarız” klasöründen çıkarıp gerçek bir yol haritasına dönüştürmek.

Sıkça Sorulan Sorular

Bu tamamen iş modelinize ve kesintinin size maliyetine bağlı. Eğer siteniz sadece kartvizit niteliğinde, satışlarınızın büyük kısmı telefon veya fiziksel mağaza üzerinden yürüyorsa, basit bir CDN kullanımı ve iyi yedekleme çoğu zaman yeterli olabilir. Ancak online sipariş alıyor, rezervasyon yönetiyor, teklif formu üzerinden sürekli lead topluyorsanız; birkaç saatlik kesinti bile ciddi kayıp anlamına gelebilir. Bu durumda iki uygun boyutlu VPS ile kurulacak multi-region DNS ve CDN failover mimarisi, bütçeye göre oldukça iyi bir sigorta poliçesi haline gelir.

Hayır. Küçük ve orta ölçekli projeler için genellikle iki ana bileşen yeterli oluyor: DCHost üzerinde doğru boyutlandırılmış iki VPS veya bir VPS + küçük bir yedek sunucu ve health check/dinamik yönlendirme destekleyen bir DNS sağlayıcısı. Üstüne makul bir CDN katmanı eklendiğinde, oldukça dayanıklı bir mimari elde ediyorsunuz. Burada kritik olan, gereğinden büyük sunucular kiralamak yerine, sistemin tasarımını doğru yapmak: TTL ayarları, origin sağlık kontrolleri, veritabanı replikasyonu ve düzenli felaket provaları. Yani maliyetten çok mimari kalite belirleyici oluyor.

Veritabanı, multi-region mimarinin en hassas noktası. Basit ve çoğu küçük işletme için yeterli yaklaşım, aktif-pasif model kullanmak: Region-1’de ana veritabanı, Region-2’de read-only bir replik. Tüm yazma işlemlerini sadece ana bölgeden yapar, replikayı ise failover durumunda hızlıca anaya terfi ettirirsiniz. MySQL veya PostgreSQL replikasyonunu doğru kurmak, gecikme ve tutarlılık ayarlarını iş yükünüze göre optimize etmek önemli. Daha da önemlisi, düzenli olarak senaryo çalıştırmak: Ana bölgeyi kapattığınızda, yedek bölge gerçekten sorunsuz devreye girebiliyor mu, uygulama bağlantı ayarları bu değişikliği tolere edebiliyor mu gibi soruları pratikte test etmeniz gerekir.

CDN, özellikle statik içerik ve kısa süreli kesintiler için harika bir dayanıklılık katmanı sağlar; ancak tek başına her senaryoyu çözmez. Örneğin veritabanı sunucusuna ulaşamayan bir origin’de, CDN’in elinde yeterli güncel HTML yoksa kullanıcılar hata görmeye devam edebilir. Ayrıca CDN sağlayıcınızın kendisi de nadiren de olsa bölgesel problemler yaşayabilir. DNS tabanlı failover, CDN katmanının altında kalan origin veya hatta CDN sağlayıcısı düzeyindeki sorunlar için ek bir emniyet supabı işlevi görür. Kısacası ideal çözüm, CDN ve DNS’in birlikte çalıştığı, çok katmanlı bir mimaridir; bütçe çok kısıtlıysa en azından birini (tercihen CDN) mutlaka devreye almakta fayda var.

Minimumda üç ayda bir, idealde ise her önemli altyapı değişikliğinden sonra felaket provası yapmanızı öneririz. Örneğin yeni bir CDN kuralı eklediniz, veritabanı replikasyonunu güncellediniz veya DNS sağlayıcınızı değiştirdiniz; bu tür her değişiklikten sonra senaryo çalıştırmak çok değerlidir. Testlerde bir bölgedeki web servisini bilinçli olarak durdurup, hem DNS hem CDN tarafında trafiğin beklediğiniz şekilde diğer bölgeye akıp akmadığını gözlemlemelisiniz. Ayrıca bu esnada uptime izleme araçlarınızın ve alarmlarınızın davranışını da takip etmek, gerçek bir kesintide kaç dakikada haberdar olacağınızı görmenizi sağlar.