İçindekiler
- 1 E-posta arşivleme neden artık lüks değil, zorunluluk?
- 2 Yasal saklama yükümlülükleri: Sadece “silme hakkı” değil, “saklama zorunluluğu” da var
- 3 E-posta arşivleme yedek değildir: Neden ayrı bir katman olmalı?
- 4 Hosting ve bulut üzerinde e-posta arşivleme mimarileri
- 5 Güvenlik, şifreleme ve erişim yönetimi: Arşiviniz delil mi, zafiyet mi olacak?
- 6 Yedekleme, replikasyon ve felaket kurtarma açısından e-posta arşivi
- 7 Adım adım e-posta arşivleme projesi: Nereden başlamalı?
- 8 DCHost altyapısıyla e-posta arşivleme stratejinizi nasıl güçlendirebilirsiniz?
E-posta arşivleme neden artık lüks değil, zorunluluk?
Birçok işletmede proje planlama toplantılarında bütçe, süre ve insan kaynağı tartışılırken e-posta arşivleme konusu genellikle listenin sonuna itiliyor. Oysa denetim, dava, vergi incelemesi veya iç soruşturma anında ilk sorulan şey çoğu zaman şudur: “İki yıl önceki şu yazışmayı nereden bulacağız?” Eğer arşiv mimariniz yoksa, tek umudunuz çalışanların posta kutuları ve dağınık yedekler olur. Bu da hem teknik açıdan güvensiz, hem de hukuken zayıf bir zemin demektir.
E-posta; sözleşme pazarlıkları, fiyat onayları, insan kaynakları süreçleri, müşteri şikâyetleri, KVKK başvuruları, tedarikçi yazışmaları gibi neredeyse tüm kritik iş akışlarının izi anlamına gelir. Dolayısıyla e-posta arşivleme ve yasal saklama politikası kurmak, sadece “disk temizliği” değil; risk yönetimi, uyum (compliance) ve kurumsal hafızayı koruma meselesidir. Bu yazıda, DCHost ekibi olarak pratikte işe yarayan hosting ve bulut tabanlı e-posta arşivleme yaklaşımlarını, KVKK/GDPR ve diğer yasal gereksinimlerle birlikte teknik mimari bakış açısıyla ele alacağız.
Yasal saklama yükümlülükleri: Sadece “silme hakkı” değil, “saklama zorunluluğu” da var
E-posta arşivleme konuşulurken çoğu zaman KVKK ve GDPR kapsamında “unutulma hakkı” ve silme süreçleri öne çıkar. Ancak pratikte bir işletme aynı anda hem silme taleplerini yönetmek, hem de çeşitli kanunlar gereği belirli verileri belirli sürelerle saklamak zorundadır. Bu ikisini dengelemek, sağlam bir e-posta arşivleme ve yasal saklama politikası gerektirir.
Türkiye’de ticari ve mali mevzuat perspektifi
Bu yazı hukuki danışmanlık yerine geçmez; ancak teknik mimariyi doğru kurmak için bazı genel çerçeveleri bilmek gerekir. Örneğin:
- Ticari defter ve belgelerin yıllarca saklanması zorunludur; bu belgelerin önemli kısmı artık e-posta üzerinden yürüyen yazışmalara dayanır.
- Vergi incelemelerinde teklif, fatura teyidi, sipariş onayı gibi belgeler e-posta delilleriyle desteklenmek istenebilir.
- Sektörel düzenlemeler (finans, sigorta, telekom, sağlık vb.) bazı yazışmaların belirli süreyle erişilebilir ve değiştirilemez şekilde tutulmasını şart koşabilir.
Dolayısıyla “her şeyi 6 ayda bir sileriz” yaklaşımı pek çok işletme için gerçekçi değildir. Bunun yerine; hangi tür e-postaların, hangi hukuki gerekçeyle, ne kadar süre saklanacağını tanımlayan net bir saklama matrisi oluşturmak gerekir.
KVKK, GDPR ve kişisel veri boyutu
E-postalar, isim, iletişim bilgisi, özgeçmiş, sağlık verisi, finansal bilgi gibi pek çok kişisel veriyi barındırabilir. Bu nedenle KVKK ve GDPR kapsamında birer kişisel veri işleme faaliyeti sayılırlar. Burada kritik noktalar şunlardır:
- Her e-posta akışı için bir işleme amacı ve hukuki sebep tanımlanmalı (sözleşme ifası, hukuki yükümlülük, meşru menfaat gibi).
- Yasal saklama süresi dolduğunda, arşivdeki ilgili kişisel verilerin silinmesi, anonimleştirilmesi veya erişimin kısıtlanması gerekir.
- Veri sahibi başvurularında, ilgili kişinin kendisiyle ilgili e-postalara ulaşabilmek için arşiv üzerinde iyi bir arama ve filtreleme altyapısı şarttır.
KVKK ve GDPR boyutunu sadece e-posta özelinde değil, tüm altyapı açısından düşünmek için KVKK ve GDPR uyumlu hosting seçimi üzerine detaylı rehberimize de mutlaka göz atmanızı öneririz.
Saklama politikası ve sınıflandırma olmadan mimari kurulmaz
Teknik tarafta hangi hosting veya bulut çözümünü kullanacağınıza karar vermeden önce, mutlaka şu soruları netleştirmelisiniz:
- Hangi e-posta türleri (sözleşme, insan kaynakları, finans, destek talepleri vb.) hangi süreyle saklanacak?
- Saklama süresi dolduğunda ne olacak: otomatik silme mi, anonimleştirme mi, erişim kısıtlama mı?
- Kim hangi e-posta arşivlerine, hangi gerekçeyle erişebilecek?
- Denetim veya dava durumunda arşivden nasıl hızlı ve iz bırakacak şekilde çıktı alınacak?
Bu sorulara yanıt vermeden doğrudan “şu arşiv yazılımını kuralım” demek, ileride ciddi veri karmaşasına ve uyum sorunlarına yol açar.
E-posta arşivleme yedek değildir: Neden ayrı bir katman olmalı?
En sık karşılaştığımız hatalardan biri, normal yedekleri e-posta arşivleme çözümü sanmaktır. Oysa ikisinin amacı ve mimarisi temelden farklıdır.
Yedekleme ne yapar, arşiv ne yapar?
Yedekleme (backup):
- Amaç: Felaket, donanım arızası, kullanıcı hatası gibi durumlarda sistemi eski haline döndürmek.
- Odak: Tüm sistemi, belirli zaman noktalarındaki anlık görüntüler (snapshot) şeklinde korur.
- Erişim: Genellikle son kullanıcıya açık değildir; teknik ekip geri yükleme yapar.
Arşivleme (archive):
- Amaç: Uzun vadeli saklama, arama, denetim ve hukuki delil ihtiyacını karşılamak.
- Odak: Tek tek mesajların, belirli kurallara göre sınıflandırılıp saklanması ve indekslenmesi.
- Erişim: Yetkili kullanıcılar veya uyum ekibi arama, filtreleme ve raporlama yapabilir.
Yani iyi bir yapıda, yedekler felaketten geri dönüş için, arşiv ise kurumsal hafıza ve yasal delil için kullanılır. Bu ayrımı yedekleme tarafında daha derinlemesine anlamak isterseniz 3-2-1 yedekleme stratejisi rehberimiz size iyi bir temel sağlayacaktır.
Kullanıcı bazlı çözümler neden yetmez?
Bazı işletmeler, kullanıcıların kendi Outlook PST dosyalarını veya IMAP klasörlerini harici disklere yedeklemesini “arşiv” zanneder. Bu yaklaşımın ciddi riskleri vardır:
- Çalışan işten ayrıldığında, kritik yazışmaların bir kısmı onun kişisel arşivinde kalabilir.
- PST dosyaları bozulmaya çok açıktır; denetim anında açamadığınız bir dosya, hukuki anlamda ciddi sıkıntı yaratır.
- İç aramayı merkezileştiremezsiniz; her posta kutusunu tek tek taramak zorunda kalırsınız.
- Erişim ve loglama denetlenemez; kim hangi e-postayı ne zaman açtı, değiştirdi, iletti gibi sorular yanıtsız kalır.
Bu nedenle kurumsal ölçekte arşivleme, mutlaka sunucu veya altyapı seviyesinde çözülmelidir.
Sunucu tarafı journaling ve MTA seviyesinde kopyalama
Sağlam bir e-posta arşiv mimarisinde tipik olarak şu yöntemler kullanılır:
- Journaling: E-posta sunucusu, gelen/giden her mesajın bir kopyasını otomatik olarak belirlenmiş bir arşiv kutusuna veya ayrı bir sunucuya iletir.
- MTA seviyesinde kopyalama: Postfix gibi MTA yazılımlarında, belirli domainler için gelen/giden tüm trafiği transparan şekilde ikinci bir noktaya (örneğin arşiv sunucusuna) yönlendirebilirsiniz.
- Immutable depolama: Arşive düşen mesajların belirli süre boyunca değiştirilemez/silinebilir olmaması için WORM benzeri politikalar uygulanır.
Bu sayede, kullanıcının kendi posta kutusunda e-postayı silmesi bile arşivdeki kopyayı etkilemez; yasal delil zinciri bozulmamış olur.
Hosting ve bulut üzerinde e-posta arşivleme mimarileri
E-posta altyapınızı ister paylaşımlı hosting, ister VPS/dedicated sunucu, ister hibrit bir mimari üzerinde çalıştırın; arşiv katmanını doğru konumlandırmanız gerekir. DCHost olarak müşterilerimizle çalışırken en sık gördüğümüz üç temel yaklaşımı aşağıda özetleyebiliriz.
Paylaşımlı hosting üzerinde temel arşiv seçenekleri
Küçük işletmelerde e-posta, genellikle cPanel veya benzeri bir kontrol paneli üzerinden sağlanan paylaşımlı hosting hesaplarında barındırılır. Bu senaryoda:
- Otomatik IMAP klasör arşivleri ile belirli klasörlerdeki eski iletiler ayrı dizinlere taşınabilir.
- Sunucu tarafı yedekler, belirli bir süre için tüm posta kutularının geçmişine dönme imkânı sağlar ancak bu, tam anlamıyla arşiv değildir.
- Log saklama ve temel arşiv ihtiyacı için, panel seviyesinde sunulan export/backup araçları devreye alınabilir.
Bu seviyede, uyum gereksinimleri yüksek olmayan, küçük ekipli işletmeler için asgari bir çözüm oluşturulabilir. Ancak KVKK/GDPR baskısı, denetim ve dava riski arttıkça, genellikle daha gelişmiş mimarilere geçme ihtiyacı doğar.
VPS veya dedicated sunucu üzerinde özel arşiv sunucusu kurmak
Orta ve büyük ölçekli işletmeler için en esnek yaklaşım, e-posta altyapısını veya en azından arşiv katmanını VPS veya dedicated sunucu üzerinde konumlandırmaktır. DCHost altyapısında tipik olarak şu model tercih ediliyor:
- Bir VPS veya dedicated sunucu, sadece e-posta arşiv sunucusu olarak ayrılır.
- Operasyonel e-posta sunucularından journaling veya MTA kopyalama ile tüm trafik bu arşiv sunucusuna da akıtılır.
- Arşiv sunucusunda gelen iletiler indekslenir, sınıflandırılır ve saklama politikalarına göre farklı depolama katmanlarına taşınır.
Bu modelin avantajları:
- Kaynakları (CPU, RAM, disk) tamamen arşiv ihtiyacına göre ölçekleyebilirsiniz.
- İşletme içi erişim yetkilerini, arşiv sunucusuna özel politikalarla sıkılaştırabilirsiniz.
- Felaket kurtarma ve replikasyon planlarında arşiv katmanını ayrı bir servis gibi ele alabilirsiniz.
VPS ve dedicated yaklaşımları arasındaki farkları genel olarak anlamak için dedicated sunucu mu VPS mi rehberimizi incelemek, kapasite planlama açısından işinizi kolaylaştıracaktır.
Nesne depolama (S3 uyumlu) ile ölçeklenebilir e-posta arşivi
E-posta arşivlerinde en büyük zorluklardan biri, yıllar içinde hızla büyüyen depolama kapasitesidir. On binlerce kullanıcı, milyonlarca mesaj ve ek dosyayı tek bir disk veya klasik file storage üzerinde tutmak, hem maliyet hem de yönetilebilirlik açısından sürdürülebilir değildir. Bu noktada, S3 uyumlu nesne depolama çözümleri devreye girer.
Tipik bir mimari şu şekilde kurulabilir:
- Arşiv sunucusu, gelen iletileri ilk etapta yerel diske yazar ve indeksler.
- Saklama politikasına göre belirli bir yaşı aşan mesaj gövdeleri ve ekler, otomatik olarak S3 uyumlu object storage’a taşınır.
- Arama indeksleri VPS/dedicated üzerinde tutulmaya devam eder; böylece sorgular hızlı, arka plan depolama ise ucuz ve ölçeklenebilir olur.
- İsteğe bağlı olarak, nesne depolamada versioning ve immutability (WORM benzeri) politikalar devreye alınarak, arşivdeki kayıtların geriye dönük değiştirilememesi sağlanır.
DCHost altyapımızda, bu tarz senaryolar için hem yüksek performanslı NVMe VPS/dedicated sunucular hem de S3 uyumlu depolama çözümleri birlikte konumlandırılarak, uzun vadeli maliyet ve güvenlik dengesi kurulabiliyor.
Güvenlik, şifreleme ve erişim yönetimi: Arşiviniz delil mi, zafiyet mi olacak?
E-posta arşivinde tuttuğunuz veriler, çoğu zaman canlı sistemlerinizden bile daha hassastır. Çünkü yıllarca biriken tüm yazışmalar, tek bir yerde yoğunlaşır. Dolayısıyla bu katmanı hem şifreleme, hem de erişim yönetimi açısından çok sıkı korumanız gerekir.
İletim ve depolama sırasında şifreleme
Dikkat edilmesi gereken başlıca noktalar şunlardır:
- İletim sırasında TLS: Operasyonel e-posta sunucularınız ile arşiv sunucusu arasındaki tüm trafik TLS ile şifrelenmeli; mümkünse sadece belirli IP’lerden gelen bağlantılara izin verilmeli.
- Disk/volume şifreleme: VPS veya dedicated sunucuda kullanılan diskler, volume seviyesinde şifrelenerek fiziksel erişim riskleri azaltılmalı.
- Nesne depolamada şifreleme: S3 uyumlu depolama çözümlerinde hem sunucu tarafı (SSE) hem de gerekirse istemci tarafı şifreleme seçenekleri değerlendirilmeli.
- Anahtar yönetimi: Şifreleme anahtarlarının nerede tutulduğu, kimlerin erişebildiği ve nasıl döndürüldüğü (rotation) ayrıca tasarlanmalı.
Rol bazlı erişim (RBAC), 2FA ve kapsamlı loglama
Arşiv sistemine erişimi, “IT’de herkes her şeyi görebilir” şeklinde kurgulamak hem KVKK/GDPR hem de iç denetim açısından çok risklidir. Bunun yerine:
- Rol bazlı erişim: Sistem yöneticisi, uyum sorumlusu, denetçi, hukuk birimi gibi roller tanımlanmalı; her role sadece ihtiyacı kadar yetki verilmeli.
- Çok faktörlü kimlik doğrulama (2FA): Özellikle arşiv yönetim paneline erişen hesaplarda 2FA zorunlu olmalı.
- IP ve ağ kısıtlamaları: Yönetim arayüzüne sadece VPN içinden veya belirli ofis IP’lerinden erişim izni verilmeli.
- Detaylı loglama: Kim, hangi mesajı, ne zaman aradı, görüntüledi, dışa aktardı veya sildi? Bunların hepsi ayrıntılı loglarla kayıt altına alınmalı.
Log saklama boyutunu daha detaylı anlamak için hosting ve e-posta altyapısında log saklama süreleri rehberimizi okumanız, arşiv ve log politikalarını uyumlu hale getirmenize yardımcı olacaktır.
Yedekleme, replikasyon ve felaket kurtarma açısından e-posta arşivi
Arşiv, felaket anında geri dönmek için değil, denetim ve delil gereksinimi için tasarlansa da, kendisinin de bir felaket kurtarma planı içinde olması gerekir. Çünkü arşivin kaybı, geçmiş yılların tüm yazışmalarının kaybı anlamına gelebilir.
3-2-1 stratejisi ve arşiv
Genel bir kural olarak, 3-2-1 yedekleme stratejisi arşivler için de uygulanmalıdır:
- En az 3 kopya (canlı arşiv + birincil yedek + ikincil/uzak yedek).
- En az 2 farklı ortam (örneğin NVMe disk + object storage).
- En az 1 kopya farklı lokasyonda (farklı veri merkezi veya coğrafi bölge).
Bu sayede, tek bir donanım arızası, veri merkezi problemi veya insan hatası nedeniyle tüm arşivi kaybetme riskini minimize etmiş olursunuz.
Immutable (değiştirilemez) yedekler ve fidye yazılımı riski
Son yıllarda fidye yazılımlarının, sadece canlı sistemleri değil, yedekleri ve arşivleri de hedef aldığını görüyoruz. Buna karşı alınabilecek bazı önlemler:
- Nesne depolamada Object Lock / WORM benzeri mekanizmalarla belirli süre değiştirilemeyen kopyalar oluşturmak.
- Yedekleme sunucularına erişimi ayrıştırmak; üretim ve yedekleme erişimlerini aynı kimlik bilgileriyle yönetmemek.
- Replikasyon ve yedekleme işlemlerini ayrı servis hesapları ve kısıtlı rollere bağlamak.
- Belirli aralıklarla geri dönüş testleri yaparak, arşivden gerçekten veri çekebildiğinizi doğrulamak.
Felaket kurtarma planı yazarken, e-posta arşivini özel bir başlık halinde ele almanızda fayda var. Bu konuda daha geniş bir perspektif için felaket kurtarma planı hazırlama rehberimize göz atabilirsiniz.
Adım adım e-posta arşivleme projesi: Nereden başlamalı?
Teorik kısım netleştikten sonra, konuyu somut bir proje planına dökmek gerekir. DCHost’ta işletmelerle çalışırken genellikle aşağıdaki adımları izleyerek sağlıklı sonuç aldığımızı görüyoruz.
1. Envanter ve gereksinim analizi
Önce bugünkü durumu fotoğraflayın:
- Kaç aktif e-posta kullanıcınız var, yıllık ortalama mesaj hacmi nedir?
- E-posta altyapınız şu anda nerede çalışıyor (paylaşımlı hosting, VPS, dedicated, hibrit)?
- Hangi departmanların hangi tür yazışmaları kritik (finans, hukuk, IK, satış vb.)?
- KVKK, GDPR, sektörel mevzuat ve şirket içi politika açısından minimum saklama süreleri neler?
Bu analiz, hem kapasite planlama hem de saklama matrisi çıkarmak için temeliniz olacak.
2. Saklama matrisi ve erişim politikasını yazılı hale getirmek
Teknik mimariye geçmeden önce, mutlaka yazılı bir e-posta saklama politikası oluşturun. Örneğin:
- Finansal yazışmalar: 10 yıl.
- Sözleşme süreçleri: Sözleşme bitiminden itibaren X yıl.
- İK süreçleri: İş ilişkisinin bitiminden itibaren X yıl.
- Genel bilgilendirme ve bültenler: En fazla X yıl.
Ayrıca kimlerin arşive erişebileceğini, hangi şartlarda arama yapabileceğini ve dışa aktarımların nasıl onaylanacağını tanımlayın. Bu doküman, hem denetimlerde hem de çalışan eğitimlerinde referansınız olacaktır.
3. Teknik mimari seçimi: Paylaşımlı mı, VPS/dedicated mi, hibrit mi?
Artık hangi teknik mimarinin sizin için uygun olduğuna karar verme aşamasına gelebilirsiniz. Bazı örnek senaryolar:
- Küçük işletme (10–20 kullanıcı): Paylaşımlı hosting üzerinde basit bir arşiv kurgusu + düzenli tam yedekler ve sınırlı journaling yeterli olabilir.
- Büyüyen KOBİ (50–200 kullanıcı): E-posta altyapısını veya en azından arşiv sunucusunu DCHost üzerinde bir VPS’e taşıyarak journaling ve indeksleme katmanı kurmak daha sağlıklı olur.
- Orta/Büyük ölçek (>200 kullanıcı): Ayrı bir dedicated arşiv sunucusu + S3 uyumlu object storage + coğrafi yedeklilik çoğu zaman en dengeli modeldir.
E-posta altyapınızı taşıma planı yaparken kesinti yaşamamak için e-posta altyapısını taşırken kesinti yaşamamak rehberimizi incelemeniz, projenin adımlarını daha net görmenizi sağlayacaktır.
4. Pilot uygulama ve testler
Arşiv çözümünü doğrudan tüm şirkete açmak yerine, önce sınırlı bir pilot grubuyla test edin:
- 1–2 departmanı (örneğin Finans ve Hukuk) pilot olarak seçin.
- Journaling/MTA kopyalama kurallarını önce bu domainler veya gruplar için uygulayın.
- Arama performansını, saklama kurallarını ve raporlama özelliklerini test edin.
- KVKK/GDPR gereği, silme/anonimleştirme senaryolarını da mutlaka deneme ortamında deneyin.
Bu aşamada hem teknik hem de süreçsel problemler ortaya çıkar; tüm organizasyona açmadan önce düzeltme fırsatı yakalarsınız.
5. Canlıya geçiş, dokümantasyon ve kullanıcı eğitimi
Pilot aşamasından sonra çözümünüzü tüm kullanıcılara yayarken, şu adımları atlamayın:
- Arşiv politikasını, sık sorulan sorularla birlikte çalışanlara sade bir dille anlatan bir kılavuz yayınlayın.
- Kimlerin arşivde neyi görebileceğini, hangi isteklerin hangi kanaldan yapılacağını (örneğin hukuk birimi üzerinden) netleştirin.
- Yedekleme, replikasyon ve felaket kurtarma runbook’larını güncelleyerek, arşiv katmanını da plana ekleyin.
- Periyodik gözden geçirme takvimi oluşturun; yılda en az bir kez saklama politikası ve kapasite planınızı yeniden değerlendirin.
DCHost altyapısıyla e-posta arşivleme stratejinizi nasıl güçlendirebilirsiniz?
Doğru arşiv mimarisini kurmak, sadece depolama alanı satın almak değildir. E-posta altyapınız, domain ve DNS yapınız, log saklama politikalarınız ve yedekleme stratejiniz birlikte düşünülmelidir. DCHost olarak:
- Kurumsal e-posta altyapısını kendi alan adınızla en sağlıklı şekilde kurabilmeniz için kendi alan adınızla kurumsal e-posta kurma rehberimizde adım adım yol gösteriyoruz.
- Farklı altyapı modellerini karşılaştırmak isterseniz, e-posta hosting seçimi yazımız karar vermenize yardımcı olabilir.
- Log, yedekleme ve arşiv katmanlarını bir arada düşünmeniz için hem VPS/dedicated hem de nesne depolama çözümlerini aynı veri merkezi omurgasında sunuyoruz.
Sonuç olarak; iyi tasarlanmış bir e-posta arşivleme ve yasal saklama stratejisi, size sadece denetim ve dava anında değil, günlük operasyonlarda da büyük rahatlık sağlar. Geçmiş yazışmaları saniyeler içinde bulabilir, iç ve dış denetimlere daha özgüvenli hazırlanabilir, KVKK ve GDPR risklerini daha somut şekilde yönetebilirsiniz. E-posta altyapınızı veya arşiv katmanınızı DCHost üzerine taşımayı düşünüyorsanız, mevcut durumunuzu birlikte analiz edip ihtiyaçlarınıza uygun bir VPS, dedicated veya hibrit mimariyi planlamak için her zaman yanınızdayız.
