Alan Adı

ICANN Yeni gTLD Turu Başlatıyor: Marka, Teknik ve Strateji Açısından Ne Değişiyor?

İçindekiler

ICANN Yeni gTLD Turu Başlatıyor: Gerçekte Ne Oluyor?

Domain dünyasında uzun süredir beklenen hareketlilik yeniden başlıyor: ICANN, bir sonraki yeni gTLD turu için resmi hazırlıkları başlattı ve süreç artık sadece teorik tartışmalardan çıkıp somut adımlara dönmüş durumda. Yani önümüzdeki yıllarda, tıpkı önceki turda hayatımıza giren .shop, .tech, .istanbul gibi uzantılara benzer şekilde, yüzlerce yeni genel alan adı uzantısının (gTLD) daha root zone’a eklenmesini bekliyoruz.

Bu gelişme; markalar, ajanslar, girişimler, kamu kurumları ve hatta niş topluluklar için hem büyük fırsatlar hem de iyi yönetilmediğinde ciddi riskler barındırıyor. Bir yandan kendi marka uzantınıza sahip olmak (örneğin .markanız) artık yeniden masaya gelebilirken, diğer yandan defansif domain satın alma stratejilerini gözden geçirmek neredeyse zorunlu hale geliyor. DCHost ekibi olarak hem domain hem hosting tarafında onlarca müşterimizin önceki turdaki deneyimlerine doğrudan tanıklık ettik; bu yazıda, yeni turda nelerin aynı kalacağını, nelerin kökten değiştiğini ve teknik/stratejik açıdan şimdiden nasıl hazırlanmanız gerektiğini adım adım ele alacağız.

Yeni gTLD Turu Nedir, Neden Önemli?

ICANN, internetin alan adı sistemini (DNS) yöneten küresel organizasyon. gTLD (generic Top-Level Domain) ise .com, .net, .org gibi ülke kodu içermeyen, genel amaçlı üst seviye alan adlarını ifade ediyor. 2012’de başlatılan ilk büyük yeni gTLD turu ile yüzlerce yeni uzantı hayatımıza girdi ve alan adı piyasasının dengeleri ciddi şekilde değişti. Şimdi, ICANN’in çok yıllı politika çalışmaları ve topluluk süreçleri sonucunda, ikinci büyük yeni gTLD turu için düğmeye yeniden basılmış durumda.

Bu turun önemi birkaç başlıkta özetlenebilir:

  • Adres alanı çeşitleniyor: Klasik .com/.net yoğunluğu yerine yüzlerce tematik ve marka odaklı uzantı daha kullanılabilir hale gelecek.
  • Marka koruması karmaşıklaşıyor: Marka adınızın çok daha fazla uzantıda tescil edilebilir hale gelmesi, defansif strateji ihtiyacını büyütüyor.
  • Teknik gereksinimler ağırlaşıyor: Registry (kayıt otoritesi) tarafında dnssec, anycast DNS, abuse yönetimi, EPP, SLA gibi konular önceki tura göre daha olgun ve beklenti çıtası daha yüksek.
  • SEO ve kullanıcı algısı yeniden şekilleniyor: Özellikle niş sektörler ve dikey pazarlarda, doğru uzantı seçimi marka algısında fark yaratabiliyor.

Bu çerçeveyi, DCHost blogundaki ICANN yeni gTLD politikaları üzerine kapsamlı rehberimizde teknik detaylarıyla ele almıştık. Bu yazıda ise odak noktamız, yeni turun resmen başlamasıyla birlikte önünüzdeki somut yol haritası olacak.

Takvim, Aşamalar ve Oyunun Resmi Kuralları

ICANN ekosisteminde hiçbir şey bir gecede olmaz. Yeni gTLD turu da bir anda “başvurular açıldı, buyurun” seviyesinde değil; birden çok adımdan oluşan uzun bir yolculuk. Kabaca şu fazlardan söz edebiliriz:

1. Politika ve Kılavuz (Applicant Guidebook) Dönemi

ICANN topluluğu yıllardır “SubPro” (Subsequent Procedures) adı altında, sonraki gTLD turlarının nasıl işleyeceğini tartışıyordu. Bu süreç, başvuru kriterlerinden teknik gereksinimlere, itiraz mekanizmalarından topluluk TLD’lerine kadar pek çok detayı netleştirdi. Şimdi bu çıktılar, Applicant Guidebook (Başvuru Sahibi Kılavuzu) adı verilen, başvuru yapacak herkes için “anayasa” niteliğindeki dokümana dönüştürülüyor.

Bu doküman nihai hale gelip onaylandığında, artık oyunun kuralları tamamen netleşmiş olacak: Kim başvurabilir, hangi ücretleri ödemek zorunda, minimum teknik standartlar neler, hangi isimlere itiraz edilebilir, topluluk veya coğrafi (city/region) TLD’ler için fazladan ne gerekiyor gibi soruların hepsinin cevabı burada yer alacak.

2. Başvuru Penceresi ve Değerlendirme Süreci

Guidebook onaylandıktan sonra ICANN belirli bir süre için başvuru penceresi açıyor. Önceki turda bu süre birkaç ayla sınırlıydı ve aynı modeli yeniden görmeyi bekliyoruz. Bu dönemde şirketler, kurumlar veya topluluklar kendi TLD projeleri için resmi başvuru dosyalarını sunuyor:

  • Hukuki ve organizasyonel yapı
  • Finansal dayanıklılık ve iş planı
  • Teknik altyapı sağlayıcısı (registry backend, DNS, EPP vs.)
  • Abuse (kötüye kullanım) ve güvenlik politikaları
  • Topluluk veya coğrafi TLD ise ilgili kamu/yerel otorite onayları

Başvurular daha sonra ön inceleme, teknik/finansal değerlendirme, itiraz süreçleri ve gerekirse açık artırma veya öncelik sıralaması gibi aşamalardan geçiyor. Birden fazla tarafın aynı uzantıya başvurması durumunda (örneğin iki farklı şirketin .cloudvari bir isim istemesi) çözüm için ya anlaşma ya da ICANN mekanizmaları devreye giriyor.

3. Sözleşme, Delegasyon ve Gerçek Hayat

Başvurunuz başarıyla değerlendirilip itiraz sürecini geçtiğinde, ICANN ile Registry Agreement (kayıt operatörü sözleşmesi) imzalayarak resmi olarak o uzantının işletmecisi olursunuz. Sonrasında:

  • Teknik altyapınız IANA testlerinden geçer.
  • Uzantınız root zone’a delegasyon alır.
  • Sunrise, landrush, genel kayıt gibi aşamaları içeren lansman planınızı uygularsınız.

Bu noktadan sonra artık siz bir domain sahibi değil, bir TLD’nin işletmecisisiniz. Yani domain işinin DNS, whois/RDAP, abuse, SLA ve yasal uyum tarafı hayatınızın kalıcı bir parçası haline gelir. DCHost olarak tam da bu aşamada devreye girip, hem DNS altyapısı hem de alan adı güvenliği ve DNSSEC tarafında uçtan uca destek verebiliyoruz.

Hangi Tür Yeni TLD’ler Geliyor?

Yeni turda hangi tür uzantılar göreceğimiz, büyük oranda başvurulara bağlı olacak. Yine de önceki tur ve ICANN tartışmalarından hareketle, aşağıdaki kategorilerin öne çıktığını söyleyebiliriz:

1. Marka TLD’leri (.marka)

Örneğin .canon, .bmw gibi tamamen tek bir markaya ait, halka açık kayıt almayan, sadece marka içi kullanım için tasarlanan uzantılar. Yeni turda birçok büyük kurumun “markamı .com içinde sıkıştırmak yerine kendi uzantıma taşıyayım mı?” sorusunu yeniden gündeme alacağını öngörüyoruz.

Bu tür TLD’ler; kurumsal e-posta adreslerinden, intranet/partner portallara, ürün sitelerinden kampanya sayfalarına kadar çok geniş bir kullanım alanına sahip. Güven, phishing ile mücadele ve marka bütünlüğü açısından da ciddi avantaj sağlıyor.

2. Tematik ve Sektörel gTLD’ler

Belirli bir dikey sektöre, hobiye veya iş modeline odaklanan uzantılar: örneğin finans, sağlık, SaaS, oyun, eğitim veya AI gibi alanlara yönelik yeni strings bekleniyor. Bu tür uzantılar; niş topluluklarda marka konumlandırmasını güçlendirmek ve kısa, akılda kalıcı alan adları bulmak için oldukça cazip.

3. Coğrafi ve Şehir TLD’leri

Önceki turda .istanbul, .berlin, .london gibi örnekleri gördük. Yeni turda da şehirler, bölgeler veya turizm odaklı coğrafi uzantıların tekrar masaya gelmesi bekleniyor. Bu tür TLD’ler genellikle yerel yönetimler veya onların yetki verdiği kuruluşlar tarafından işletiliyor ve güçlü bir yerel marka kimliği yaratıyor.

4. Topluluk (Community) TLD’leri

Belirli bir dil, kültür, meslek grubu veya sivil toplum topluluğu için tasarlanan TLD’ler de yine gündemde olacak. Topluluk TLD’leri; kimlerin kayıt alabileceği, hangi politikalarla yönetileceği ve nasıl denetleneceği konularında daha sıkı kurallara sahip olabiliyor.

Marka ve Domain Stratejisi Açısından Yeni Tur Ne İfade Ediyor?

İster yeni bir girişim, ister köklü bir kurumsal marka olun, yeni gTLD turu domain stratejinizi gözden geçirmek için güçlü bir sinyal. DCHost blogunda alan adı stratejisi nasıl kurulur ve uluslararası SEO için doğru domain mimarisi üzerine detaylı rehberler paylaştık. Yeni tur, bu rehberlerde anlattığımız karar noktalarına yeni bir boyut ekliyor.

Fırsatlar: Sadece Daha Fazla Domain Değil

  • Dolu .com havuzundan kaçış: Kısa ve akılda kalıcı .com adresleri büyük oranda dolu. Yeni gTLD’ler, markanıza çok daha uygun, kreatif ve boş alan adları sunabilir.
  • Konumlandırma ve güven: Sektörünüze veya topluluğunuza özel bir TLD’de var olmak, “bu işin içinde gerçekten biz varız” mesajını güçlendirebilir.
  • Marka TLD ile tam kontrol: Kendi .marka uzantınıza sahip olmak, phishing ve sahte site riskini ciddi şekilde azaltır; kullanıcılarınıza “bu uzantıdaysa bize aittir” mesajı verirsiniz.
  • Dil ve coğrafya uyumu: Yerel veya çok dilli yapılar için doğru TLD seçimi, hreflang ve uluslararası SEO mimarisi ile birlikte kurgulandığında ciddi avantaj sağlar.

Riskler: Defansif Stratejiyi Hafife Almamak

Her yeni TLD, aynı zamanda markanızın farklı kombinasyonlarda kötü niyetli kişilerce tescil edilebileceği yeni bir alan anlamına geliyor. Özellikle:

  • Typosquatting (yazım hatalı alan adları)
  • Phishing ve kimlik avı siteleri
  • Marka adıyla ilişkisiz ama kullanıcıyı yanıltan kayıtlar

bu turlarda sık görülen problemler. DCHost blogunda marka koruması için defansif domain satın alma stratejilerini detaylandırdık; yeni turda bu stratejileri güncellemek çok daha kritik hale geliyor.

Hukuki boyutta ise UDRP ve alan adı ihtilafları sürecini bilen ekiplerle çalışmak şart. Ancak unutmayın: Hukuki mücadele reaktif bir çözümdür; en ucuz ve en etkili koruma yolu, akıllıca planlanmış defansif ve proaktif domain stratejisidir.

Teknik Perspektif: Yeni TLD Açmak “Bir Domain Daha Almak” Değil

Özellikle marka TLD düşünen büyük kurumlar için kritik bir nokta var: Bir TLD işletmek; bir domain satın almaktan tamamen farklı, ciddi teknik ve operasyonel sorumluluk gerektiren bir iştir. Kısaca nelerle uğraşacağınızı özetleyelim:

Registry Altyapısı ve DNS Tasarımı

Bir TLD’nin arkasında çalışan yapıya registry sistemi diyoruz. Bu sistemin başlıca bileşenleri şunlar:

  • SRS (Shared Registry System): Registrar’ların alan adı kayıt, yenileme, transfer gibi işlemler yaptığı çekirdek veritabanı ve API katmanı.
  • EPP Sunucuları: Registrar’larla konuşan standart protokol. Yüksek erişilebilirlik, rate limiting ve güvenlik burada kritik.
  • DNS Altyapısı: Anycast ağ üzerinde çalışan, birden fazla kıta ve veri merkezine yayılmış ad sunucuları, gecikme ve kesinti toleransını doğrudan etkiler.
  • DNSSEC: Kökten son kullanıcıya kadar imzalı bir zincir için doğru anahtar yönetimi, DNSSEC anahtar döngüsü ve DS kayıtlarının doğru kurgulanması gerekir.

DCHost olarak uzun süredir yüksek erişilebilirlik odaklı DNS, Anycast ve DNSSEC mimarileri kuruyoruz. Kendi TLD’sini işletmek isteyen kurumlar için bu tecrübeyi registry tarafına taşıyabilecek, hem teknik hem operasyonel tarafta uçtan uca danışmanlık sağlayabilecek bir altyapıya sahibiz.

Güvenlik, Abuse Yönetimi ve Uyum

ICANN, yeni turda güvenlik ve kötüye kullanım (abuse) politikalarına daha fazla ağırlık veriyor. Bu da şu anlama geliyor:

  • Phishing, malware dağıtımı, botnet komuta/kontrol gibi aktiviteler için hızlı müdahale süreçleri tasarlamanız gerekiyor.
  • LEA (hukuk uygulayıcı kurumlar) ve CERT’lerle işbirliği kanallarınız olmalı.
  • Whois/RDAP verilerinin gizlilik, şeffaflık ve KVKK/GDPR uyumu gözetilerek yönetilmesi şart.

DCHost’un KVKK ve GDPR odaklı log anonimleştirme ve veri yerelleştirme stratejileri hakkındaki rehberleri, TLD işletirken de birebir geçerli: hangi veriyi nerede, ne kadar süreyle, hangi hukuki dayanağa göre tutuyorsunuz sorusunu baştan netleştirmek çok önemli.

Veri Merkezi, Yüksek Erişilebilirlik ve Felaket Senaryoları

Bir TLD’nin “erişilemiyor” olması, birkaç web sitesinin çökmesinden çok daha ciddi bir durumdur; binlerce alan adını, e-postayı ve iş kritik uygulamayı aynı anda etkiler. Bu yüzden:

  • Çok bölgeli DNS ve registry altyapısı
  • Aktif-aktif veya aktif-pasif veri merkezi replikasyonu
  • Düzenli felaket kurtarma (DR) testleri ve runbook’lar

olmazsa olmazdır. Bu konuda çok bölgeli mimariler ve DNS geo-routing üzerine hazırladığımız rehber, TLD işletmeyi düşünenler için de iyi bir referans niteliğinde.

KOBİ’ler, Ajanslar ve Startuplar İçin Pratik Yol Haritası

“Kendi TLD’mi açmak gerçekçi değil, ama yeni gTLD dünyasından maksimum faydayı almak istiyorum” diyen KOBİ’ler, ajanslar ve girişimler için daha yalın ama bir o kadar da kritik bir yol haritası gerekiyor. DCHost olarak müşterilerimizle birlikte sıkça uyguladığımız pratik plan şöyle:

1. Mevcut Domain Portföyünüzü Haritalayın

İlk adım, bugün elinizde ne olduğunu netleştirmek. Bunun için:

  • Marka adınızı taşıyan tüm TLD’leri (.com, .net, ülke uzantıları vs.) listeleyin.
  • Typosquat (yazım hatalı) alan adlarınızı ve park ettiğiniz domainleri ekleyin.
  • Farklı ürün/dikeyler için kullandığınız ayrı domainleri haritalayın.

Bu çalışmayı; alan adı portföy yönetimi rehberimizde anlattığımız yöntemlerle bir tabloya dökerseniz, yeni gTLD turundaki fırsatları ve açıkları çok daha net görürsünüz.

2. Hangi Yeni gTLD’ler Sizin İçin Stratejik, Hangileri “Güzel Ama Şart Değil”?

Yeni turda çıkabilecek tüm uzantıları almak zaten mantıksız ve maliyetli. Bunun yerine üç seviyeli bir matris oluşturmanızı öneriyoruz:

  1. Stratejik çekirdek TLD’ler: Marka, sektör veya coğrafya açısından vazgeçilmez gördüğünüz, mutlaka yer almak istediğiniz uzantılar. Buralar için hem aktif kullanım hem de defansif kayıt düşünülmeli.
  2. Defansif/kritik risk TLD’ler: Aktif kullanmasanız bile marka istismarı riskinin yüksek olduğunu düşündüğünüz, minimum düzeyde domain alımı yapacağınız uzantılar.
  3. İzle & değerlendir TLD’ler: Lansmanı, fiyatlandırması ve kabul görme durumuna göre daha sonra karar vereceğiniz, başlangıçta sadece takip listesine alacağınız uzantılar.

DCHost tarafında müşterilerimiz için sıklıkla “watch list” mantığında, belirli TLD’lerde marka ismi veya çeşitleri çıktığında uyarı veren yapılar kurguluyoruz. Yeni turda, bu tür otomasyonlar defansif stratejinin önemli bir parçası olacak.

3. Hosting, DNS ve SSL Tarafını Yeni Uzantılara Hazırlayın

Yeni gTLD’leri kullanmaya başladığınızda sadece domain tarafı değil, hosting ve güvenlik katmanları da etkileniyor. Örneğin:

  • Yeni TLD’niz için SSL/TLS sertifikalarının doğru kurulması ve otomatik yenilenmesi (Let’s Encrypt, ACME otomasyonu, wildcard/san sertifikalar).
  • DNS kayıtlarının (A/AAAA, MX, CNAME, TXT vs.) doğru yapılandırılması ve yayılım stratejileri. Bu konuda DNS kayıtları rehberimiz ve DNS yayılım süresini hızlandırma yazımız başlangıç için ideal.
  • Yeni uzantının SEO tarafında sorun yaratmaması için 301 yönlendirmeler, canonical etiketler ve sitemap/robots yapılandırması. Bunun için de robots.txt ve sitemap.xml rehberimizi mutlaka gözden geçirmenizi öneririz.

DCHost olarak yeni gTLD’lerinizin hepsini, mevcut hosting, VPS veya dedicated sunucu altyapınızla entegre edecek şekilde planlayabiliyor; SSL otomasyonu, DNSSEC, yedekleme ve izleme tarafında uçtan uca yapı kuruyoruz.

4. Yeni Markalar ve Ürünler İçin İsimlendirmeyi Baştan Doğru Kurun

Eğer önünüzde yeni bir marka, ürün veya dikey proje planı varsa, yeni gTLD turu isimlendirme çalışmalarınıza dahil edilmeli. DCHost blogunda yeni markalar için alan adı, marka tescili ve sosyal medya kullanıcı adlarını birlikte planlama rehberimizi paylaşmıştık. Buna ek olarak, ICANN’ın güncellediği politikaların marka stratejinize etkisini de ayrı bir yazıda detaylandırdık.

Yeni turda, marka isimlerinin TLD + ikinci seviye alan adı kombinasyonu olarak tasarlanması, klasik “marka + generic TLD” yaklaşımından daha yaratıcı çözümler sunabilir. Önemli olan; bu kararı rastgele değil, SEO, hukuki koruma ve kullanıcı algısını birlikte değerlendiren bir çerçevede vermek.

DCHost Bu Yeni Turda Size Nasıl Destek Olacak?

DCHost olarak hem domain kayıt hem de hosting tarafında, ICANN politikalarındaki değişimleri uzun süredir yakından takip ediyoruz. Zaten ICANN alan adı politikalarındaki değişiklikleri ve teknik/stratejik etkilerini düzenli olarak analiz etmemizin sebebi de tam olarak bu: müşterilerimizin bir sonraki dalgaya hazırlıksız yakalanmamasını sağlamak.

Yeni gTLD turunda DCHost’tan alabileceğiniz desteği üç katmanda özetleyebiliriz:

1. Domain Stratejisi ve Portföy Tasarımı

  • Mevcut domain portföyünüzü birlikte analiz edip, olası yeni gTLD’ler için fırsat ve risk matrisini çıkartıyoruz.
  • Stratejik, defansif ve izleme kategorilerinde hangi uzantılara odaklanmanız gerektiğini planlıyoruz.
  • Yeni turda çıkacak TLD’ler için “watch list” ve bildirim mekanizmaları kuruyoruz.

2. Operasyonel ve Teknik Kurulum

  • Yeni gTLD’leriniz için DNS, DNSSEC, SSL/TLS, e-posta ve barındırma altyapısını DCHost üzerinde tasarlıyor ve yönetiyoruz.
  • VPS veya dedicated sunucularınızda, çoklu domain ve çoklu TLD yapısını ölçeklenebilir ve güvenli bir mimariyle kurguluyoruz.
  • Yedekleme, felaket kurtarma ve izleme tarafında, yeni uzantılarınızın da dahil olduğu uçtan uca bir hosting stratejisi oluşturuyoruz.

3. Kendi TLD’sini Açmak İsteyen Kurumlar İçin Özel Çözümler

Eğer ciddi bütçeye ve uzun vadeli vizyona sahip bir kurum olarak kendi marka TLD’nizi (.marka) hayata geçirmek istiyorsanız, bu noktada da tek başınıza değilsiniz. DCHost olarak:

  • Ön fizibilite ve maliyet/yarar analizi
  • Teknik mimari tasarımı (DNS, registry backend, veritabanı, izleme, güvenlik)
  • Veri merkezi ve coğrafi dağıtım planlaması
  • ICANN gereksinimlerine uygun SLA, loglama ve güvenlik politikaları

konularında sizinle birlikte çalışabiliyoruz. Mevcut VPS, dedicated ve colocation hizmetlerimiz, ihtiyaç duyduğunuzda TLD seviyesine kadar ölçeklenebilecek şekilde tasarlandı; yani elinizdeki altyapı yatırımlarını çöpe atmadan, üzerine TLD katmanı inşa etmeniz mümkün.

Sonuç: Yeni gTLD Turu Bir Dalga, Soru “Üstünde mi Sürersiniz, Altında mı Kalırsınız?”

ICANN’in yeni gTLD turu, sadece “daha fazla domain uzantısı” anlamına gelmiyor; alan adı, marka, güvenlik ve hosting stratejinizin tamamını yeniden gözden geçirmek için güçlü bir sinyal. Önümüzdeki birkaç yıl boyunca:

  • Yeni uzantılar duyurulacak, bazıları hızla kabul görecek, bazıları sessizce kaybolacak.
  • Markalar, isimlerini defansif şekilde korumak için daha akıllı portföy yönetimi yapmak zorunda kalacak.
  • Teknik gereksinimler (DNSSEC, güvenlik başlıkları, yüksek erişilebilirlik) daha da standart hale gelecek.

DCHost olarak biz, bu süreci “panikle son dakika domain kovalamak” yerine, planlı bir domain ve hosting mimarisi kurmak için eşsiz bir fırsat olarak görüyoruz. Mevcut alan adlarınızı, markalarınızı ve yeni gTLD turundan beklentilerinizi birlikte masaya yatırıp; hangi uzantılarda aktif varlık göstereceğinizi, hangilerinde defansif pozisyon alacağınızı, tüm bunları hangi DCHost altyapısı üzerinde güvenle çalıştıracağınızı netleştirebiliriz.

Eğer siz de yeni gTLD dalgasını lehinize çevirmek, marka ve teknik altyapınızı bir üst seviyeye taşımak istiyorsanız, DCHost ekibiyle iletişime geçin; domain, hosting, VPS, dedicated sunucu ve colocation hizmetlerimizi, önümüzdeki bu büyük dönüşüme göre birlikte şekillendirelim.

Sıkça Sorulan Sorular

ICANN yeni gTLD turları tek bir tarihten ziyade bir dizi aşamadan oluşur: önce politika ve Applicant Guidebook (Başvuru Sahibi Kılavuzu) nihai hale getirilir, ardından belirli bir süre için resmi başvuru penceresi açılır. Önceki turda bu pencere birkaç ay sürmüştü ve benzer bir model bekleniyor. Başvurular kapandıktan sonra teknik, finansal ve hukuki değerlendirmeler, olası itirazlar ve aynı uzantıya birden fazla başvuru olması durumunda çözüm süreçleri devreye giriyor. Yani fiilen “başvuru açıldı” ile ilk alan adının gerçek kullanıcılar tarafından alınması arasında çoğu zaman birkaç yıl bulunuyor. Bu yüzden akıllıca olan, kesin tarihi beklemek yerine bugün domain portföyünüzü, marka stratejinizi ve teknik altyapınızı hazırlamaya başlamaktır.

Bu karar tamamen bütçeniz, vizyonunuz ve dijital ayak izinize verdiğiniz önemle ilgili. Kendi marka TLD’nizi (.marka) hayata geçirmek; ICANN başvuru ücretleri, teknik altyapı, veri merkezi, DNS, güvenlik ve operasyon ekipleri dahil ciddi bir yatırım gerektirir. Karşılığında ise phishing riskini azaltan, güveni artıran, tüm dijital varlıklarınızı tek bir çatı altında toplayan çok güçlü bir marka aracı kazanırsınız. Eğer küresel ölçekte güçlü bir markaysanız bu yatırım anlamlı olabilir. Daha küçük ölçekli şirketler için ise genellikle stratejik yeni gTLD’lerde (sektörel veya coğrafi uzantılarda) domain kaydı yapmak, defansif alan adı stratejisini güncellemek ve DCHost üzerinde sağlam bir hosting/DNS mimarisi kurmak çok daha gerçekçi ve maliyet etkin bir çözümdür.

Arama motorları, özellikle de Google, resmi olarak TLD türünü (yeni gTLD, klasik gTLD veya çoğu durumda ccTLD) tek başına bir sıralama faktörü olarak kullanmadığını söylüyor. Yani yeni bir gTLD kullanmanız SEO açısından otomatik bir ceza veya avantaj anlamına gelmiyor. Asıl belirleyici olan; içerik kalitesi, teknik SEO, site hızı, Core Web Vitals, backlink profili gibi klasik faktörler. Ancak kullanıcı algısı ve tıklama oranı (CTR) üzerinden dolaylı bir etki oluşabilir: niş ve net bir uzantı, doğru kurgulanırsa güven ve alaka uyandırarak daha yüksek tıklama sağlayabilir. Özetle, yeni gTLD seçimini sadece “Google bunu sever mi?” sorusuyla değil, marka konumlandırması, kullanıcı güveni ve uzun vadeli domain mimarisiyle birlikte düşünmek gerekir. DCHost olarak hem SEO hem hosting açısından bu dengeyi kurmanıza yardımcı olabiliriz.

Yeni gTLD turunda her çıkan uzantıda domain almak maliyet ve operasyon açısından sürdürülemez. Bunun yerine katmanlı bir defansif strateji kurmak gerekir. Önce marka, sektör ve coğrafya açısından en kritik gördüğünüz TLD’leri belirleyip bu uzantılarda marka adınızın temel varyasyonlarını mutlaka tescil edin. İkinci halkada, istismar riski yüksek ama işinizle zayıf ilişkili uzantılarda sadece en temel kombinasyonları alın. Üçüncü halkada ise bazı TLD’leri sadece izleme listesine alıp lansman, fiyat ve istismar örneklerine göre karar verin. Typosquat alan adları, IDN (uluslararası karakterli) varyasyonlar ve olası yanlış yazım kombinasyonlarını da bu stratejiye dahil etmek önemli. DCHost blogunda detaylandırdığımız defansif domain rehberindeki yöntemleri, yeni gTLD listesi kesinleştikçe yeniden uygulamak en sağlıklı yoldur.

Küçük işletmeler ve ajanslar için hedef, kendi TLD’sini açmak değil; doğru sayıda ve doğru yerde yeni domain almak olmalı. Önce mevcut domain portföyünüzü ve müşteri markalarınızı envanter haline getirin. Ardından, sektörünüz ve hizmet verdiğiniz dikeyler için olası yeni gTLD’leri takip edin ve üç kategoriye ayırın: mutlaka alınacaklar, sadece defansif birkaç kayıt yapılacaklar ve sadece izlenecekler. Örneğin niş bir dikeyde çalışıyorsanız, o dikeye özel bir gTLD’de kısa ve hatırlanabilir bir alan adı yakalamak ciddi marka avantajı sağlayabilir. Tüm bu yeni domainleri DCHost üzerinde mevcut hosting, VPS veya dedicated altyapınızla entegre ederek yönetir; DNS, SSL ve e-posta yapılandırmalarını standartlaştırırsanız operasyonel yükünüz de artmaz. Böylece yeni gTLD turunu, hem kendi markanız hem de müşterileriniz için rekabet avantajına dönüştürebilirsiniz.