Teknoloji

Hosting Maliyetlerini Düşürme Rehberi: Doğru VPS Boyutlandırma, Trafik ve Depolama Planlaması

Hosting Maliyetleri Neden Şişiyor?

Bir projeye başlarken kapasite planlaması çoğu zaman heyecanlı özellik listelerinin gölgesinde kalıyor. “Nasıl ölçekleriz?” sorusunu mimari tasarım toplantılarında konuşuyoruz ama “Gerçekte ne kadar kaynağa ihtiyacımız var ve ne kadar bütçe ayırmalıyız?” kısmı çoğu zaman son dakikaya kalıyor. Sonuç: Gereğinden büyük VPS paketleri, hiç kullanılmayan depolama alanları, gerçekçi olmayan trafik tahminleri ve ay sonunda gereksiz şişmiş faturalar.

DCHost tarafında yüzlerce projeye VPS, dedicated sunucu ve colocation altyapısı sağlarken gördüğümüz ortak bir tablo var: Projelerin önemli bir kısmı ihtiyacından fazla kaynak kiralıyor. Güvenli tarafta kalalım derken, aslında aylarca hatta yıllarca atıl kapasiteye para ödeniyor. Oysa biraz veri analizi, mantıklı varsayımlar ve düzenli gözlemle, hem performanstan ödün vermeyip hem de faturayı ciddi şekilde aşağı çekmek mümkün.

Bu rehberde, özellikle VPS tarafında olmak üzere, doğru boyutlandırma, trafik ve bant genişliği planlaması ve depolama/yedekleme stratejileri ile nasıl fazla ödeme yapmadan ilerleyebileceğinizi adım adım ele alacağız. Hedefimiz, DCHost altyapısında (ve genel olarak modern hosting ortamlarında) uygulayabileceğiniz pratik, sahadan süzülmüş bir yol haritası sunmak.

VPS Boyutlandırma Temelleri: CPU, RAM ve Disk Neyi Değiştirir?

Maliyetleri kısmaya çalışırken yapılan en büyük hata, rastgele küçük bir paket seçmek değil; asıl problem, kaynakların neye etki ettiğini bilmeden karar vermek. Doğru boyutlandırma için önce üç ana kaynağı netleştirelim:

  • CPU (vCPU): PHP, Node.js, Java, arka plan işleri, raporlar, cron görevleri gibi işlem yoğun işlerin performansını belirler.
  • RAM: Veritabanı, cache (Redis/Memcached), PHP-FPM, uygulama süreçleri ve dosya önbelleği için kritik. Yetersiz RAM genellikle disk takılmaları ve yavaşlamalar olarak karşınıza çıkar.
  • Disk (SSD/NVMe): Okuma/yazma hızı, IOPS ve toplam kapasite hem veritabanı performansını hem de dosya yükleme/indirme deneyimini doğrudan etkiler.

Daha teknik bir rehbere ihtiyacınız varsa, özellikle uygulama bazlı seçim yapmak için WooCommerce, Laravel ve Node.js için doğru VPS kaynaklarını seçme rehberimizi mutlaka okumanızı öneririz. Burada ise daha çok maliyet ve boyutlandırma bakış açısından ilerleyelim.

CPU: Kaç vCPU Gerçekten Gerekli?

VPS seçiminde en çok abartılan kaynak genellikle CPU oluyor. Çünkü kulağa güzel geliyor: 8 vCPU, 16 vCPU, hatta daha fazlası… Ama pek çok web projesi için temel ihtiyaç çok daha mütevazı.

  • Kişisel blog, kurumsal site, basit kurumsal uygulamalar: 1–2 vCPU çoğu zaman fazlasıyla yeterli.
  • Küçük/orta ölçekli WooCommerce, standart Laravel uygulaması: 2–4 vCPU ile genellikle rahat edersiniz.
  • Yoğun arka plan işleri, çok kiracılı SaaS, kapsamlı raporlama: 4 vCPU ve üzeri ihtiyaçları olabilir; bu noktada profil çıkarma ve yük testleri önemli.

DCHost tarafında sık gördüğümüz bir senaryo: 4 vCPU’lu bir VPS’e geçen e-ticaret sitesi, CPU kullanımının aylarca %20’yi geçmediğini fark ediyor. Bu durumda daha küçük (örneğin 2 vCPU) bir plana inip, tasarruf edilen bütçeyi CDN veya profesyonel yedekleme gibi katma değerli servislere ayırmak çok daha mantıklı.

RAM: Veritabanı ve Cache İçin Gerçek İhtiyaç

RAM tarafında cimrilik yapmak kısa vadede maliyeti düşürse de orta vadede genellikle pahalıya patlıyor. Yetersiz RAM, sistemin sürekli disk swap kullanmasına, dolayısıyla performansın yerle bir olmasına yol açar.

  • Statik ağırlıklı siteler, hafif CMS: 1–2 GB RAM başlangıç için çoğu zaman yeterli.
  • WordPress + WooCommerce, basit Laravel/Node.js: 2–4 GB RAM daha sağlıklı bir aralık.
  • Yoğun veritabanı ve cache kullanan uygulamalar: 4 GB ve üzeri, veritabanında buffer pool ve cache için alan bırakmak adına kritik.

Buradaki püf nokta, RAM’i sadece uygulama için değil, veritabanı ve disk önbelleği için de hesaba katmak. Örneğin MySQL/MariaDB tarafında buffer pool’u çok kısarsanız, her sorgu diskten veri çekmek zorunda kalır. Bu da hem performansı hem de NVMe/SSD ömrünü olumsuz etkiler.

Disk: NVMe, SSD ve Toplam Kapasiteyi Fazla Abartmamak

Pek çok kullanıcı depolama tarafında şöyle düşünüyor: “Nasıl olsa fark çok değil, 50 GB yerine 200 GB alayım, kafam rahat olsun.” Sorun şu ki, bu fazladan 150 GB’ı yıllarca hiç kullanmayıp her ay ücretini ödemek anlamına geliyor.

  • Tek web sitesi + birkaç yedek sürüm: 20–40 GB çoğu zaman fazlasıyla yeterli.
  • Birden fazla site, orta ölçekli medya (görsel/doküman): 40–80 GB aralığı mantıklı.
  • Büyük medya arşivleri, kullanıcı yüklemeleri: Burada artık klasik VPS diski yerine, S3 uyumlu depolama gibi çözümleri düşünmek daha ekonomik olabilir.

Performans tarafında ise NVMe disklerin avantajlarına değindiğimiz NVMe VPS hosting rehberimizi inceleyebilirsiniz. Özetle: IOPS ve gecikme anlamında NVMe ciddi fark yaratıyor; bu da kimi projede daha az vCPU/RAM ile aynı performansı almanızı sağlayarak dolaylı yoldan maliyetleri düşürebiliyor.

Trafik ve Bant Genişliği Planlaması: Faturayı Uçurmadan Ölçeklenmek

Kaynak planlamasında ikinci kritik kalem, trafik (data transfer) ve bant genişliği. Buradaki temel hatalar iki uçta yoğunlaşıyor:

  • Gerçekçi olmayan yüksek tahminler yapıp gereksiz yüksek trafik paketleri satın almak,
  • Hiç hesap yapmayıp düşük pakete girmek, sonra aşım ücretleriyle daha pahalıya gelmesini izlemek.

Basit Bir Trafik Hesaplama Yaklaşımı

Kaba ama işe yarar bir yaklaşım şöyle olabilir:

  1. Sayfa başına ortalama boyutu hesaplayın (HTML + CSS + JS + görseller). Örneğin 2 MB.
  2. Aylık tahmini sayfa görüntüleme sayısını belirleyin (Google Analytics verisi veya tahmin). Örneğin 50.000.
  3. 2 MB x 50.000 = 100.000 MB ≈ 100 GB aylık trafik.

Buna admin paneli, API istekleri, bot trafiği gibi ek yükleri de katıp %20–30 pay bırakmak sağlıklı olur. Yani örneğimizde 130 GB civarı bir plan mantıklı bir alt sınır.

Trafiğin sadece “kaç GB” değil, hangi hızda aktarıldığı da önemli. Bant genişliğinin ne anlama geldiğini ve nasıl ölçüldüğünü daha detaylı anlamak için bant genişliği nedir rehberimize göz atabilirsiniz.

CDN ve Önbellekleme ile Trafiği Düşürmek

VPS paketinizdeki trafik limitine takılmamanın en etkili yolu, statik içeriği mümkün olduğunca önbelleğe almak ve kullanıcıya en yakın noktadan sunmak. Burada iki güçlü araç var:

  • CDN: Görseller, CSS, JS gibi statik dosyalarınız CDN üzerinden sunulduğunda, VPS’iniz üzerinden geçen trafik ciddi oranda azalır.
  • Sunucu tarafı cache: Nginx FastCGI cache, Varnish veya LiteSpeed Cache gibi çözümlerle HTML çıktısını önbelleğe alarak hem CPU yükünü hem de gereksiz trafik tekrarlarını düşürebilirsiniz.

WordPress tarafında tam sayfa önbelleklemenin detaylarını WordPress tam sayfa önbellekleme rehberimizde oldukça detaylı anlattık. Buradaki prensipler, Laravel veya diğer framework’ler için de büyük ölçüde geçerli.

Trafik Aşımından Korkmadan Plan Yapmak

Trafik aşımı durumunda ne olacağı, sağlayıcınıza göre değişir. DCHost tarafında sunulan paketlerin limitleri ve aşım politikaları şeffaf şekilde belirtilir; plan yaparken mutlaka şu noktaları kontrol edin:

  • Aşım olursa GB başına ne kadar ücretlendirme yapılacak?
  • Trafik limitine yaklaşınca uyarı/e-posta bildirimi var mı?
  • Yoğun kampanya dönemleri için geçici plan yükseltme imkânı bulunuyor mu?

Kural basit: Az biraz yüksek plan + net aşım politikası, genellikle çok yüksek plana gereksiz para vermekten daha ekonomiktir.

Depolama ve Yedekleme Stratejileri: Fazla Disk Alma Tuzakları

VPS maliyetlerinde çoğu zaman disk kapasitesi, CPU ve RAM kadar belirleyici. Özellikle medya ağırlıklı sitelerde (e-ticaret, kurs platformu, topluluk siteleri vb.) depolama kalemi hızla şişebiliyor.

Canlı Veri, Arşiv ve Yedekleri Ayırmak

Depolama maliyetini azaltmanın en etkili yolu, veriyi üç kategoriye ayırmak:

  • Canlı veri: Uygulamanın aktif olarak kullandığı dosyalar ve veritabanı. En hızlı depolamada (NVMe/SSD) tutulmalı.
  • Sıcak arşiv: Sık erişilmeyen ama yine de gerektiğinde hızla ulaşmak istediğiniz veri (örneğin son 3–6 ayın medya dosyaları).
  • Soğuk arşiv/yedek: Nadiren ihtiyaç duyacağınız ama silmeye cesaret edemediğiniz veriler ve uzun süreli yedekler.

Her şeyi tek bir büyük VPS diski üzerinde tutmak yerine, bu kategorilere göre plan yapmak çoğu zaman hem daha güvenli hem de daha ucuz olur. Örneğin canlı veriyi VPS diskinizde, soğuk arşivleri ise harici, S3 uyumlu bir depolama sisteminde tutmak mantıklıdır. S3 tipi depolamanın mantığını anlamak için S3 depolama nedir yazımıza göz atabilirsiniz.

Gerçekçi Disk Kapasitesi Hesabı

Kapasite planlarken aşağıdaki kalemleri ayrı ayrı tahmin etmek işinizi kolaylaştırır:

  • Uygulama kodu + bağımlılıklar (genellikle 1–3 GB)
  • Veritabanı boyutu (mevcut ve 1–2 yıllık büyüme tahmini)
  • Medya dosyaları (görsel, doküman, video vs.)
  • Log dosyaları (rotasyon ve otomatik temizleme kuralları ile sınırlanmalı)
  • Yedekler (aynı disk üzerinde kaç gün/sürüm tutacağınız)

Örneğin:

  • Kod + sistem: 3 GB
  • Veritabanı (bugün): 2 GB, 1 yıl içinde 4 GB olur diyelim
  • Medya: 10 GB (yılda +5 GB)
  • Loglar: Rotasyonla 2 GB’yi geçmeyecek şekilde ayarladınız
  • Disk içi kısa süreli yedek: 10 GB

Böyle bir senaryoda 40 GB diskle başlamak son derece makul. İlk günden 100 GB veya 200 GB almanın hiçbir anlamı yok; diskler büyütülebilir ama yıllarca boş duran kapasitenin ücretini geri alamazsınız.

Yedekleme Stratejisi: Ucuz Olan Değil, Doğru Olan Tasarruf Ettirir

Yedekleme konusunda yapılan en tehlikeli “tasarruf” hatası, yedeği tamamen kısmak. Oysa sağlıklı bir strateji ile hem güvenliği hem de maliyeti dengelemek mümkün.

3-2-1 kuralını anlattığımız 3-2-1 yedekleme stratejisi rehberimizde detaylara girdik; burada özetleyelim:

  • En az 3 kopya (canlı veri + 2 yedek)
  • En az 2 farklı ortam (örneğin VPS diski + S3 uyumlu uzak depolama)
  • En az 1 farklı lokasyon (farklı veri merkezi veya bölge)

Bu yaklaşım ilk bakışta masraflı gibi görünse de, veri kaybı veya fidye yazılımı senaryosunda tek bir gün bile ayakta kalmanın maliyetini düşündüğünüzde, aslında en ucuz sigorta poliçesi haline geliyor.

Farklı Senaryolar İçin Örnek VPS Planları

Teoriyi pratikle birleştirelim. DCHost’ta en sık karşılaştığımız üç tip projeyi ele alalım: kurumsal web sitesi, WooCommerce mağazası ve küçük/orta ölçekli SaaS uygulaması.

1) Kurumsal Web Sitesi veya Blog

Özellikler:

  • WordPress veya benzeri bir CMS
  • Aylık 5.000–50.000 ziyaret
  • Yoğun veritabanı sorgusu yok, sınırlı form gönderimi

Önerilen başlangıç:

  • CPU: 1–2 vCPU
  • RAM: 1–2 GB
  • Disk: 20–40 GB NVMe/SSD
  • Trafik: 50–200 GB / ay

Burada en kritik optimizasyon, iyi bir önbellekleme (page cache) ve hafif bir tema/eklenti yapısı. WordPress tarafında performans optimizasyonuna giriş yapmak için WordPress için sunucu tarafı optimizasyon rehberimizi inceleyebilirsiniz.

2) WooCommerce Mağazası (Küçük/Orta Ölçek)

Özellikler:

  • WordPress + WooCommerce
  • 100–1.000 arası ürün
  • Aylık 10.000–100.000 sayfa görüntüleme

Önerilen başlangıç:

  • CPU: 2–4 vCPU
  • RAM: 4 GB (en az 2 GB)
  • Disk: 40–80 GB NVMe
  • Trafik: 200–500 GB / ay

WooCommerce’de maliyet/performans dengesini kurmak için, sadece VPS kaynağı değil, sorgu optimizasyonu ve indeksleme de kritik. Bu konuda WooCommerce kapasite planlama rehberimiz ile MySQL/InnoDB tuning kontrol listemizi bir arada okumanızı öneririz.

Buradaki tasarruf noktası şudur: İyi yapılandırılmış 2–4 vCPU’lu bir NVMe VPS, yanlış yapılandırılmış 8 vCPU’lu bir sunucudan hem daha performanslı hem de daha ucuz olabilir.

3) Küçük/Orta Ölçekli SaaS Uygulaması

Özellikler:

  • Laravel, Node.js veya benzeri bir backend
  • Çok kiracılı yapıda kullanıcı hesapları
  • API ağırlıklı trafik, yönetim panelleri

Önerilen başlangıç:

  • CPU: 4 vCPU (gerektikçe yatay/dikey ölçekleme)
  • RAM: 4–8 GB
  • Disk: 80–160 GB (uygulama + veritabanı + loglar)
  • Trafik: 500 GB – 1 TB / ay (kullanıma göre)

SaaS tarafında genellikle ilk günden devasa bir sunucuya ihtiyaç yok. Önemli olan, DCHost altyapısında yukarı doğru sorunsuz büyüyebilecek bir tasarımla başlamak. Örneğin:

  • Uygulama ve veritabanını ayrı VPS’lere bölmek,
  • Medya dosyalarını S3 uyumlu depolamaya taşımak,
  • İleride yük dengeleyici (load balancer) ve birden çok uygulama VPS’i ekleyebileceğiniz mimariyi baştan düşünmek.

Paylaşımlı Hosting’den VPS’e Geçerken Maliyeti Kontrol Etmek

Pek çok kullanıcı, performans sorunu yaşamaya başladıktan sonra paylaşımlı hosting’den VPS’e geçiyor. Burada en büyük endişe: “Fatura bir anda uçacak mı?” DCHost tarafında bu geçişi planlarken şu adımları öneriyoruz:

  1. Önce paylaşımlı hosting’deki kaynak kullanım raporlarını inceleyin (CPU, RAM, IO limitlerine ne kadar yaklaşılmış?).
  2. Mevcut trafik ve disk kullanımınızı netleştirin.
  3. VPS tarafında, bu değerlerin biraz üzerinde ama gereksiz abartmadan bir paket seçin.
  4. Geçiş sonrası 1–2 ay düzenli izleyip, gerekiyorsa yukarı/aşağı ölçekleyin.

Detaylı bir yol haritası için paylaşımlı hosting’den VPS’e geçiş rehberimizi adım adım takip edebilirsiniz. Doğru boyutlandırmayla, çoğu zaman sandığınız kadar yüksek bir maliyetle karşılaşmayacağınızı göreceksiniz.

Maliyetleri İzleme, Ölçme ve Sürekli Optimizasyon

Bir kez doğru VPS’i seçmek yetmez; asıl tasarruf, sürekli ölçmek ve küçük ayarlarla optimize etmekten gelir. Bunun için üç katmanda izleme yapmanızı öneriyoruz:

1) Sunucu Kaynak Kullanımı

Aşağıdaki metrikleri aylık bazda takip edin:

  • Ortalama ve pik CPU kullanımı
  • RAM kullanımı (özellikle swap kullanımına dikkat)
  • Disk kullanım oranı ve IOPS
  • Aylık trafik tüketimi

Eğer aylarca CPU kullanımı %20’yi geçmiyor, RAM hiçbir zaman %50’nin üzerine çıkmıyorsa, bir alt plana inerek maliyetinizi azaltmayı düşünebilirsiniz. Tam tersine, sürekli %80–90 bandında dolaşıyorsanız, küçük bir yükseltme performans sorunlarını çözerek hem kullanıcı deneyimini hem de uzun vadeli maliyeti iyileştirebilir.

2) Uygulama Seviyesi Optimizasyonlar

VPS boyutlandırmayı doğru yapsanız bile, verimsiz kod, ağır sorgular ve gereksiz dosya yükleri maliyeti yukarı çeker. Şu soruları düzenli olarak sorun:

  • En çok CPU tüketen işlemler hangileri? (raporlar, cron, toplu işler)
  • En ağır veritabanı sorguları neler, indeks eksikleri var mı?
  • Görseller optimize mi, gereksiz büyük dosyalar servis ediliyor mu?

Gelişmiş izleme için, VPS izleme ve alarm kurulumunu anlattığımız Prometheus ve Grafana ile VPS izleme rehberimize göz atabilirsiniz.

3) Fatura ve Plan Gözden Geçirme Rutini

Maliyetleri kontrol altında tutmanın en basit ama en çok ihmal edilen yöntemi, aylık/üç aylık fatura inceleme rutini oluşturmaktır:

  • Son 3 ayda kaynak kullanımı nasıl değişmiş?
  • Beklenmedik trafik artışları veya disk büyümeleri var mı?
  • Artık kullanılmayan test ortamları, staging sunucuları açık mı kaldı?

Örneğin kampanya dönemi için geçici olarak yükselttiğiniz bir VPS’i, kampanya bitince eski planına döndürmeyi unutmak oldukça yaygın bir hata. DCHost yönetim panelinde periyodik olarak planlarınızı gözden geçirmek, gereksiz masrafları kolayca fark etmenizi sağlar.

Ne Zaman VPS’ten Dedicated Sunucuya veya Colocation’a Geçmeli?

Belli bir noktadan sonra, sürekli daha büyük VPS kiralamak yerine fiziksel sunucu (dedicated) veya colocation seçeneklerini düşünmek daha ekonomik hale gelebilir. Özellikle:

  • Sürekli yüksek CPU/RAM kullanan iş yükleri (büyük veritabanları, yoğun arka plan işleri),
  • Çok sayıda VPS çalıştırıp toplamda yüksek kaynak tüketen ajanslar veya SaaS sağlayıcıları,
  • Özelleştirilmiş donanım gereksinimi (yüksek disk kapasitesi, özel SSD/NVMe konfigürasyonu) olan projeler.

DCHost olarak hem güçlü dedicated sunucu kiralama hem de kendi donanımınızı veri merkezimize getirip barındırabileceğiniz colocation hizmeti sunuyoruz. VPS faturalarınız belirli bir eşiği geçtiğinde, bizimle birlikte bir maliyet karşılaştırma çalışması yapmak çoğu zaman ciddi tasarruf çıkarabiliyor.

Sonuç ve Yol Haritası: Fazla Ödeme Yapmadan Rahat Etmek Mümkün

Hosting maliyetlerini kısmak, performanstan ve güvenlikten ödün vermek anlamına gelmek zorunda değil. Tam tersine, doğru boyutlandırılmış VPS, gerçekçi trafik ve depolama planlaması ve sağlam bir yedekleme stratejisi ile hem kullanıcılarınıza hızlı bir deneyim sunup hem de bütçenizi verimli kullanabilirsiniz.

Özetlemek gerekirse:

  • CPU, RAM ve disk seçiminde, “ileride lazım olur” refleksiyle değil, gerçek kullanım verileriyle hareket edin.
  • Trafiği hesaplayın, CDN ve önbellekleme ile gereksiz veri transferini azaltın.
  • Depolamayı canlı veri, sıcak arşiv ve soğuk yedek olarak ayırıp; pahalı NVMe diskleri yalnızca ihtiyaç duyduğunuz yerde kullanın.
  • Düzenli izleme ve fatura analizi ile gereksiz büyük paketleri tespit edip küçültmekten çekinmeyin.
  • Belli bir ölçeğin üzerine çıktığınızda, DCHost’un dedicated sunucu ve colocation seçeneklerini masaya yatırın.

Eğer hangi plandan başlamanız gerektiğine karar veremiyorsanız, mevcut sitenizin veya projenizin trafiği, teknoloji yığını ve büyüme planını bizimle paylaşıp DCHost ekibinden ücretsiz kapasite analizi isteyebilirsiniz. Birlikte, ne performanstan feragat eden aşırı düşük bir paket, ne de bütçenizi yiyen gereksiz büyük bir sunucu seçmeden; tam size göre, esnek ve sürdürülebilir bir altyapı tasarlayabiliriz.

Sıkça Sorulan Sorular

Önce mevcut veya tahmini kullanımınızı netleştirmeniz gerekir. Mevcut bir siteniz varsa, hosting panelinizden ya da izleme araçlarından CPU, RAM, disk ve trafik kullanımınızı son 1–3 ay için inceleyin. Yeni bir proje ise, benzer ölçek ve teknoloji yığınına sahip örnekleri baz alın. Temel web siteleri için genellikle 1–2 vCPU, 1–2 GB RAM ve 20–40 GB disk yeterli başlangıç olur. E-ticaret, WooCommerce veya Laravel tabanlı projelerde ise 2–4 vCPU ve 4 GB RAM daha güvenlidir. Başlangıçta biraz temkinli, ama abartmadan seçip, DCHost paneli üzerinden ihtiyaca göre yukarı veya aşağı ölçeklemek en sağlıklı yaklaşımdır.

Trafik limitinizi hesaplamak için sayfa başına ortalama veri boyutunu (HTML, CSS, JS, görseller) ve aylık sayfa görüntüleme sayınızı çarpabilirsiniz. Örneğin ortalama 2 MB’lık sayfalar ve aylık 50.000 görüntüleme için yaklaşık 100 GB trafik gerekir. Yönetim paneli, API ve bot trafiği için %20–30 ek pay bırakarak plan seçmek mantıklıdır. Trafik limitinizi aşmanız durumunda, DCHost paketinizin şartlarına göre ya ek GB başına ücretlendirme yapılır ya da bir üst plana geçmeniz önerilir. Sürpriz yaşamamak için, aşım ücretlerini ve limit uyarı mekanizmalarını sözleşme ve panel üzerinden mutlaka kontrol etmenizi tavsiye ederiz.

Doğru planlama ile tam tersi, hem maliyeti düşürüp hem de veri güvenliğini artırabilirsiniz. Buradaki kritik nokta, veriyi önem ve erişim sıklığına göre katmanlara ayırmaktır. Canlı veritabanı ve aktif uygulama dosyaları hızlı NVMe/SSD üzerinde, uzun süre saklanması gereken ama nadiren erişilen arşiv ve yedekler ise daha ekonomik, S3 uyumlu depolama gibi çözümlerde tutulabilir. Ayrıca 3-2-1 yedekleme kuralını (3 kopya, 2 farklı ortam, 1 farklı lokasyon) uygulamak, olası donanım arızası veya fidye yazılımı saldırısında sizi korur. Yani amaç diski kısmak değil; doğru yerde, doğru tür depolamayı kullanıp gereksiz kapasiteyi azaltmaktır.

Öncelikle paylaşımlı hosting hesabınızdaki kaynak kullanım raporlarını inceleyin: CPU, RAM, disk ve IO limitlerine ne kadar yaklaşıyorsunuz? Eğer yalnızca ara ara limitlere takılıyorsanız, çok yüksek özellikli bir VPS yerine, mevcut limitlerin biraz üzerine çıkacak 1–2 vCPU ve 2–4 GB RAM’li bir plan genellikle yeterlidir. Trafik ve disk kullanımınızı da gerçek rakamlara göre seçin; ilk günden devasa diskler almaktan kaçının. Geçişten sonra 1–2 ay boyunca kaynak kullanımını takip edip, gerekirse bir üst veya alt plana geçin. DCHost olarak, geçiş sürecinde birlikte kapasite analizi yaparak, performans ve maliyeti dengede tutan en uygun VPS’i seçmenize yardımcı olabiliriz.