Teknoloji

.com mu ccTLD mi? Uluslararası SEO İçin Doğru Domain Mimarisi

Uluslararası SEO’da Alan Adı Seçimi Neden Bu Kadar Kritik?

Uluslararası pazarlara açılan hemen her projede ilk tartışmalardan biri, alan adına dair oluyor: .com ile mi ilerleyelim, yoksa ülke uzantılı ccTLD’lere mi ayrışalım? Üstelik konu sadece uzantıyla da sınırlı değil. Dil ve ülke hedeflemeyi /tr/, /de/ gibi alt dizinlerle mi, tr.example.com gibi subdomain’lerle mi, yoksa tamamen ayrı alan adlarıyla mı kurgulayacağınıza karar vermeniz gerekiyor.

Bu karar, sadece markanızın görünen yüzünü değil, uluslararası SEO performansınızı, teknik mimarinizi, hosting maliyetlerinizi ve operasyonel iş yükünüzü doğrudan etkiliyor. Yanlış kurgulanan bir yapı, birkaç yıl sonra bütün siteyi taşımayı, yüzlerce URL’yi 301 yönlendirmeyle düzeltmeyi ve ciddi SEO riskleri almayı zorunlu hale getirebiliyor.

Bu yazıda DCHost ekibi olarak; .com (ve diğer gTLD’ler), ccTLD’ler, alt dizin ve subdomain mimarilerini SEO, teknik altyapı ve operasyonel açıdan yan yana koyacağız. Alan adı stratejisini kurgulamak üzerine önceki rehberlerimizi de referans alarak, farklı senaryolar için somut öneriler paylaşacağız.

Temel Kavramlar: gTLD, ccTLD, Alt Dizin ve Subdomain

Önce terminolojiyi netleştirelim; çünkü uluslararası SEO tartışmalarında kavramlar çok çabuk birbirine karışıyor.

gTLD (Generic Top Level Domain), global uzantıları ifade eder: .com, .net, .org, .io, .ai gibi. Google bu uzantıları belirli bir ülkeye bağlamaz; Search Console üzerinden isteğe göre ülke hedeflemesi yapılabilir, ama varsayılan olarak global kabul edilir.

ccTLD (Country Code Top Level Domain) ise belirli bir ülkeye bağlı uzantılardır: .tr, .de, .fr, .uk gibi. Google bu uzantıları çok güçlü bir coğrafi hedefleme sinyali olarak yorumlar. Örneğin example.de neredeyse otomatik olarak Almanya için optimize edilmiş kabul edilir.

Uluslararası mimaride sık gördüğümüz üç temel model ise şöyle:

  • ccTLD: example.de, example.fr, example.com.tr
  • Alt dizin: example.com/de/, example.com/tr/
  • Subdomain: de.example.com, tr.example.com

Bu modellerin her biri, link otoritesi, teknik yönetim, hreflang kurgusu ve hosting mimarisi açısından farklı artı/eksi’lere sahip. Detaya geçmeden önce .com (ve genel olarak gTLD) ile ccTLD’leri ayrı ayrı masaya yatıralım.

.com (ve Diğer gTLD’ler) ile Uluslararası SEO

.com uzun yıllardır global projelerin varsayılan tercihi. Bunun iki temel sebebi var: Kullanıcıların alışkanlıkları ve SEO açısından otoritenin tek bir alanda birikmesi.

Tek bir example.com alanı altında tüm ülkeleri/dilleri alt dizin veya subdomain’lerle topladığınızda:

  • Tüm geri bağlantılar (backlink’ler) aynı domain otoritesini besler.
  • Tek bir domain için barındırma, SSL, DNS, güvenlik ve izleme yönetirsiniz.
  • Tek Search Console mülkü (veya birkaç tane) ile tüm yapıyı yönetebilirsiniz.
  • Site içi linkleme ve teknik SEO kararları daha tutarlı olur.

Bu yüzden Google tarafında uzun süredir gözlenen trend, uluslararası projelerde iyi kurgulanmış bir gTLD + alt dizin mimarisinin hem yönetimsel hem SEO açısından oldukça başarılı sonuçlar üretmesi yönünde.

Ne Zaman .com (gTLD) Tercih Edilmeli?

Deneyimlerimizde .com (veya başka bir gTLD) + alt dizin mimarisi özellikle şu senaryolarda mantıklı oluyor:

  • SaaS ve dijital ürünler: Ürününüz zaten global; kullanıcı gözünde ülke uzantısından çok, ürünün kendisi ve destek kalitesi önemli.
  • İçerik siteleri ve medya projeleri: Aynı içerik ekibinin yönettiği, çok dilli ama tek marka algısı yaratmak isteyen yayınlar.
  • Erken aşama startuplar: Önce bir pazarda ürün/pazar uyumunu bulup sonra başka ülkelere açılmayı planlayan, ekibi küçük olan projeler.
  • Tek merkezli teknik ekipler: Tüm yazılım/DevOps ekibi tek bir kod tabanı ve tek pipeline üzerinden deploy yapmak istiyorsa.

Bu yapıda genellikle şu URL modeli tercih ediliyor:

  • example.com/ → Global veya İngilizce
  • example.com/tr/ → Türkiye
  • example.com/de/ → Almanya

Bu modelin hreflang, canonical ve teknik ince ayarları için hreflang etiketlerini doğru kurmanın sırlarını anlattığımız rehbere mutlaka göz atmanızı öneririz.

ccTLD Yapısı: Ülke Uzantıları ile Net Coğrafi Hedefleme

ccTLD kullanmak, Google’a ve kullanıcılara çok net bir sinyal verir: “Bu site bu ülke için.” Örneğin example.com.tr Türkiye’deki kullanıcıya çok güçlü bir yerellik hissi sunar; example.de için de Almanya’da benzer bir durum söz konusudur.

SEO tarafında ccTLD’nin avantajları şöyle özetlenebilir:

  • Güçlü coğrafi hedefleme sinyali (özellikle yerel aramalarda).
  • Kullanıcı tarafında güven ve yerellik algısı (özellikle finans, hukuk, kamu hizmetleri, eğitim gibi sektörlerde).
  • Bazı ülkelerde hukuki ve regülasyon uyumu açısından daha pratik çözümler (örneğin veri yerelleştirme beklentileri).

Örneğin Türkiye’de kurumsal projelerde sık tercih edilen .com.tr uzantısının marka ve güven algısına etkisini .com.tr alan adı rehberimizde ayrıntılı biçimde anlatmıştık.

Ancak ccTLD yapısının görünmeyen maliyetleri de var:

  • Her ülke için ayrı domain satın almak ve yenilemek gerekir.
  • Her domain için ayrı SEO çalışması, link inşası ve içerik stratejisi yürütmeniz gerekir.
  • Update ve deploy süreçleri daha karmaşık hale gelir (deploy matrisiniz büyür).
  • İleride birleştirme veya yeniden yapılandırma (örneğin example.deexample.com/de/) daha riskli ve zaman alıcı olur.

Ne Zaman ccTLD Mantıklı?

ccTLD yapısını biz özellikle şu tip projelerde öneriyoruz:

  • Güçlü yerel marka olmayı hedefleyen kurumlar: Büyük perakendeciler, bankalar, telekom operatörleri, kamuya yakın çalışan kurumlar.
  • Her ülkede farklı fiyat, stok, hukuki metin ve teklif yapısı sunan e-ticaret siteleri.
  • Franchise ve distribütör ağları: Her ülkenin ayrı operasyon ekibi, hatta ayrı içerik ve SEO ajansı olduğu modeller.
  • Ülkeden ülkeye farklı marka isimleri kullanmak zorunda kalan yapılar (marka tescili, kültürel sebepler vb.).

Buradaki kritik nokta şu: ccTLD yapısı, genellikle “kurumsal olgunluk seviyesi yüksek” ve kaynakları yeterli şirketler için anlamlı. Yeni başlayan, ekibi küçük projelerde çoğu zaman gereksiz karmaşa yaratıyor.

Alt Dizin mi Subdomain mi? /tr/ mi tr.example.com mu?

.com veya genel bir gTLD ile ilerlemeye karar verdiğinizde ikinci soru geliyor: “Peki dil/ülke yapısını alt dizin ile mi, subdomain ile mi ayıracağım?”

Alt dizin yapısı şu şekilde görünür:

  • example.com/tr/
  • example.com/en/
  • example.com/de/

Subdomain yapısı ise şöyledir:

  • tr.example.com
  • en.example.com
  • de.example.com

Teknik olarak her ikisi de çalışır; Google ikisini de dizine katıp sıralayabilir. Fakat pratikte alt dizinler, domain otoritesinin daha kolay paylaşılması ve yönetimsel basitlik nedeniyle bir adım öne çıkıyor.

Bu konuyu daha geniş çerçevede, blog/mağaza/dil yapıları için ayrıntılı şekilde anlattığımız subdomain mi alt dizin mi karşılaştırması yazımıza da göz atabilirsiniz.

Alt Dizin Kullanmanın Avantajları

  • Tüm link otoritesi tek domain altında toplanır; yeni dil/ülke açıldığında sıfırdan domain otoritesi kasmanız gerekmez.
  • Analytics, Search Console, log analizi vb. araçlar tek domain üzerinde daha sade raporlar sunar.
  • Tek SSL, tek CDN kurgusu ve daha basit cache stratejileriyle yönetim maliyeti düşer.
  • Hreflang, canonical ve iç linkleme kuralları daha tutarlı uygulanır.

Subdomain Kullanmanın Avantajları ve Riskleri

Subdomain’ler bazen teknik veya organizasyonel sebeplerle tercih edilebiliyor:

  • Her ülke/dil için farklı bir ekip veya ajans tamamen ayrı ortamda çalışmak istiyor olabilir.
  • Farklı teknoloji stack’leri (ör. bir ülkede WordPress, diğerinde özel yazılım) devrede olabilir.
  • Belirli ülkeleri farklı bir hosting altyapısına taşımak istenebilir.

Ancak Google, subdomain’leri kısmen “ayrı site” gibi değerlendirebildiği için, otoritenin paylaşımı ve SEO sinyallerinin yönetimi daha karmaşık hale gelebiliyor. Subdomain yapısına mecbur değilseniz, çoğu senaryoda aynı hedef alt dizinlerle daha sade şekilde elde edilebiliyor.

ccTLD, Alt Dizin ve Subdomain: Karşılaştırmalı Özet

Model Örnek SEO Avantajı Operasyonel Zorluk Önerilen Kullanım
ccTLD example.de Güçlü yerel sinyal, yerel güven Yüksek: her ülke için ayrı site ve SEO Büyük, olgun ve ülke bazlı çalışan markalar
Alt dizin example.com/de/ Otorite paylaşımı, hızlı ölçekleme Düşük-Orta: tek site, iyi planlanmış yapı SaaS, içerik projeleri, büyüyen startuplar
Subdomain de.example.com Esnek teknik ayrışma Orta-Yüksek: ayrı siteye yakın karmaşıklık Farklı teknoloji stack’leri veya ekipler

Hreflang, Canonical ve Teknik SEO Boyutu

Hangi mimariyi seçerseniz seçin, uluslararası SEO’nun kritik teknik bileşenleri hreflang, canonical ve tutarlı URL yapısıdır.

  • Hreflang: Aynı içeriğin farklı dil/ülke sürümlerini birbirine tanıtır; Türk kullanıcının /tr/ sürümünü, Alman kullanıcının /de/ sürümünü görmesini sağlar.
  • Canonical: Birden fazla benzer sayfa olduğunda “asıl” sayfanın hangisi olduğunu belirtir; yanlış kullanımda dil sürümlerini birbirini kanonikleştirerek görünmez hale getirebilirsiniz.
  • URL tutarlılığı: Dil kodlarını, ülke kodlarını, trailing slash kullanımını ve parametreleri net kurallarla standartlaştırmak gerekir.

Özellikle ccTLD, alt dizin ve subdomain yapılarının bir arada kullanıldığı karmaşık projelerde, hreflang hataları çok sık görüyoruz. Bunları detaylı örneklerle hreflang’i doğru kurmanın sırları yazımızda tek tek ele almıştık; alan adı mimarisini planlarken mutlaka beraber düşünün.

Hosting ve Sunucu Lokasyonu: Domain Kararını Nasıl Tamamlar?

Alan adı mimarisi güzel; peki ya hosting? Uluslararası SEO’da sayfa hızı, TTFB ve istikrar da en az doğru domain kadar kritik. Sunucularınız ziyaretçi kitlenize ne kadar yakınsa, ağ gecikmesi (latency) o kadar düşer, Core Web Vitals metrikleriniz iyileşir.

Google, sunucu lokasyonunu eskisi kadar güçlü bir ülke sinyali olarak kullanmasa da, sunucu lokasyonunun SEO’yu dolaylı etkileri hâlâ önemli: hız, kullanıcı deneyimi ve bazen hukuki gereklilikler.

DCHost tarafında biz genellikle şu yaklaşımı öneriyoruz:

  • gTLD + alt dizin yapısında, hedef kitlenin çoğunluğuna en yakın bölgede güçlü bir VPS veya dedicated mimarisi kurup, gerekirse CDN ile global dağıtım.
  • ccTLD’li yapılarda, kritik pazarlarda ayrı sunucular veya bölgesel kümeler; DNS ve CDN katmanında akıllı yönlendirme.

Özellikle çok bölgeli yapılarda GeoDNS ve çok bölgeli hosting mimarisiyle global ziyaretçilere yakınlaşmayı anlattığımız rehber, domain kararınızı altyapıyla uyumlu hale getirmeniz için iyi bir tamamlayıcıdır.

Ayrıca SEO için hosting seçimi rehberimizde de vCPU, RAM, disk, HTTP/2–HTTP/3 ve önbellekleme ayarlarının sıralamalara dolaylı etkilerini detaylı olarak işledik. Domain mimarinizi belirlerken bu teknik boyutu mutlaka masaya koyun.

Farklı Senaryolar İçin Önerilen Mimariler

Senaryo 1 – Türkiye’den Çıkan SaaS, 3-5 Yılda Global Hedef

Elinizde B2B veya B2C bir SaaS ürünü var, şu an ana pazar Türkiye ama orta vadede Avrupa ve Amerika planlanıyor. Bu durumda genellikle tavsiyemiz:

  • .com veya benzer global bir gTLD ile başlamak (example.com).
  • Türkiye’yi example.com/tr/ altında konumlandırmak; İngilizceyi example.com/en/ olarak kurgulamak.
  • Hreflang ve dil seçim mekanizmasını (header, footer dil menüsü + otomatik yönlendirme opsiyonel) erken aşamada tasarlamak.
  • Tek kod tabanı, tek CI/CD pipeline, tek DCHost VPS veya dedicated altyapısı üzerinde barındırmak.

Böyle bir yapıda 3–5 yıl sonra yeni dil veya ülke eklemek; /fr/, /es/ gibi alt dizinler açıp içerik üretmek oldukça kolaydır. ccTLD’ye geçmek isterseniz de iyi planlanmış 301 ve hreflang stratejisiyle alan adı değiştirirken SEO kaybını en aza indiren teknikleri uygulayabilirsiniz.

Senaryo 2 – Çok Ülkeli E-Ticaret Markası

Türkiye’de güçlü bir e-ticaret markasısınız, Avrupa’daki birkaç ülkeye lokal fiyat, kampanya ve lojistikle açılmak istiyorsunuz. Burada karar genelde bütçe ve organizasyonel yapıya göre şekilleniyor.

Eğer:

  • Tüm ülkelerdeki operasyonu tek merkezden yönetiyorsanız,
  • Ürün kataloğu ve stok yapısı büyük ölçüde örtüşüyorsa,
  • Merkezi bir yazılım ekibiniz ve altyapınız varsa,

çoğu zaman .com + alt dizin mimarisi (example.com/de/, example.com/fr/) daha mantıklı oluyor.

Ancak:

  • Her ülkede farklı fiyatlandırma, farklı hukuki metinler, farklı ödeme yöntemleri ve kampanyalar varsa,
  • Yerel ekipler kendi içerik ve kampanya yönetiminde özerklik istiyorsa,

o zaman kritik pazarlarda ccTLD’lere geçmek (example.de, example.fr) ve bunları ortak bir ürün altyapısına bağlamak daha sağlıklı olabilir. Bu tip yapılarda veritabanı, API ve cache katmanı için DCHost üzerinde ayrı VPS kümeleri veya güçlü dedicated sunucularla çalışmak sık gördüğümüz bir model.

Senaryo 3 – Sadece 1-2 Ülkeye Hizmet Veren Lokal İşletme

Örneğin Türkiye ve Almanya’da şubeleri olan bir sağlık turizmi merkezi, lojistik firması veya hukuk bürosu düşünelim. Hedef net: sadece bu iki ülkeden müşteri çekmek istiyorsunuz.

Bu durumda iki opsiyon sık karşımıza çıkıyor:

  1. Tek .com + alt dizin: example.com/tr/, example.com/de/
  2. İki ayrı ccTLD: example.com.tr ve example.de

Bütçe ve ekip ufaksa, SEO ve içerik tarafında “iki ayrı site” yönetmek istemiyorsanız, .com + alt dizin genelde daha mantıklı. Fakat markanız hem Türkiye’de hem Almanya’da güçlü birer “yerel oyuncu” olarak konumlanacaksa, ccTLD’ler (.com.tr ve .de) güven ve dönüşüm oranları açısından bir adım öne geçebiliyor.

Gelecekteki Taşınmaları, Birleşmeleri ve Marka Stratejisini Hesaba Katmak

Domain mimarisi, “şimdi ne işimize yarıyor” sorusundan ibaret değil. En az 3–5 yıllık perspektifte şu soruları sormanızı öneriyoruz:

  • İleride farklı bir ülke/şirket ile birleşme veya satın alma planı var mı?
  • Marka isimleriniz zaman içinde değişebilir mi?
  • .com veya ana gTLD’nizi kaybetmeniz durumunda B planınız var mı?
  • Farklı uzantılarda marka koruması için defansif domain stratejisi uygulanıyor mu?

Bu açıdan bakınca, alan adı stratejisi nasıl kurulur rehberimiz ve alan adı portföyünü kontrol altına alma rehberimiz iyi bir çerçeve sunuyor. Özellikle ccTLD’den gTLD’ye veya tam tersi geçişlerde, alan adı değiştirirken SEO kaybetmemek için 301, canonical, hreflang ve sunucu tarafı ayarların koordineli yapılması şart.

DCHost ile Doğru Domain + Hosting Mimarisi Nasıl Kurulur?

Uluslararası SEO’da “tek doğru” yok; doğru karar, sizin iş modeliniz, ekibiniz, bütçeniz ve zaman ufkunuzla birlikte anlam kazanıyor. DCHost tarafında biz bir projeye bakarken:

  • Hedef ülkeleri ve dilleri,
  • Beklenen trafik hacmini ve büyüme hızını,
  • Organizasyon yapısını (tek merkezli ekip mi, ülke bazlı ekipler mi),
  • Regülasyon ve veri yerelleştirme gereksinimlerini,

beraber değerlendiriyor; buna göre .com/gTLD, ccTLD, alt dizin veya subdomain modellerinden hangisinin daha sürdürülebilir olacağını netleştiriyoruz.

Ardından bu mimariyi, ihtiyacınıza göre paylaşımlı hosting, güçlü VPS’ler, dedicated sunucular veya colocation altyapılarıyla birleştirip; DNS, SSL, yedekleme ve izleme katmanlarını baştan doğru kurguluyoruz. Böylece 2–3 yıl sonra mecburi bir mimari değişiklik yüzünden hem SEO hem de operasyon tarafında yeniden başlamak zorunda kalmıyorsunuz.

Eğer uluslararası SEO için alan adı mimarinizi henüz netleştirmediyseniz veya mevcut yapınızdan emin değilseniz, projeyi birlikte masaya yatıralım. DCHost ekibi olarak hem domain stratejisi hem de uygun hosting altyapısı tarafında, uzun vadeli ve sürdürülebilir bir yol haritası çıkarmanıza yardımcı olabiliriz.

Sıkça Sorulan Sorular

Hangisinin daha iyi olduğu, iş modelinize ve kaynaklarınıza bağlı. .com gibi bir gTLD üzerinde alt dizin yapısı kurduğunuzda tüm otorite tek alan adında toplanır, yönetim ve SEO yatırımı daha derli toplu olur. Özellikle SaaS, içerik siteleri ve büyüme aşamasındaki startuplar için bu model çok verimlidir. ccTLD (örneğin .com.tr, .de) ise yerel güven ve coğrafi hedefleme sinyali açısından daha güçlüdür; ancak her ülke için ayrı site, ayrı SEO ve ayrı operasyon gerektirir. Yani küçük-orta ölçekli projeler için genellikle .com + alt dizin, kurumsal ve ülke bazlı yapılandırılmış büyük markalar için ccTLD daha anlamlıdır.

Mümkünse alt dizin kullanmak daha avantajlı. Alt dizin yapısında tüm diller ve ülkeler aynı domain otoritesini paylaşır; backlink’ler, içerik ve marka sinyalleri tek yerde birikir. Analytics, Search Console, log analizi gibi araçlar da daha sade çalışır. Subdomain ise teknik veya organizasyonel sebeplerle (farklı ekipler, farklı teknoloji stack’leri, ayrı hosting ortamları) tercih edilebilir, ancak Google subdomain’leri kısmen ayrı site gibi gördüğü için SEO sinyallerini yönetmek daha karmaşık hale gelir. Özel bir zorunluluk yoksa, uluslararası SEO projelerinde alt dizin yapısı çoğu zaman daha sürdürülebilirdir.

Tek başına hem .com hem ccTLD sahibi olmak SEO’ya zarar vermez; sorun, bunların nasıl yönlendirildiği ve yapılandırıldığıyla ilgilidir. Örneğin .com ana siteyken, aynı içeriği .com.tr üzerinde de yayınlarsanız, kopya içerik ve otorite bölünmesi yaşayabilirsiniz. Doğru kurgu genellikle şudur: Bir alan adı “ana” kabul edilir, diğerleri kalıcı 301 ile ona yönlendirilir veya sadece marka koruması için park edilir. Farklı ülkeler için ayrı ccTLD’ler kullanıyorsanız, hreflang ve canonical etiketlerini dikkatle kurgulamanız gerekir. Düzgün yönlendirme ve hreflang ile çok alan adlı yapılar sağlıklı şekilde yönetilebilir.

Alan adı değişikliği her zaman belirli bir risk taşır; ama doğru planlandığında bu risk kontrol altına alınabilir. Tüm eski URL’lerin bire bir 301 yönlendirme ile yeni yapıya taşınması, canonical ve hreflang etiketlerinin güncellenmesi, sitemap’lerin revize edilmesi ve Search Console tarafında yeni mülkün eklenmesi temel adımlardır. Ayrıca DNS, SSL ve hosting geçişinin aynı anda ve kesintisiz yapılması gerekir. DCHost tarafında biz bu tür geçişlerde önce staging ortamında test ederek, sonra düşük trafikli saatlerde kesintisiz cutover yapmayı tercih ediyoruz. Doğru uygulandığında, kısa vadeli dalgalanma sonrası sıralamalar genellikle toparlanır, hatta yeni mimari daha sağlıklıysa orta vadede iyileşme bile görülür.