Teknoloji

IPv6‑Only Hosting mi Dual‑Stack mi? Web Sitesi, E‑Posta ve SEO İçin Gerçekçi Değerlendirme Rehberi

İçindekiler

Neden IPv6‑Only vs Dual‑Stack Kararı Artık Masada?

IPv4 adreslerinin pahalı ve kısıtlı hale gelmesiyle birlikte, son yıllarda sıkça şu soruyu duymaya başladık: “Yeni projede sadece IPv6 mı kullanalım, yoksa klasik dual‑stack (IPv4 + IPv6) mimarisine mi devam edelim?” Özellikle kapasite planlama, maliyet analizi ve uzun vadeli altyapı mimarisi üzerinde çalışan ekipler, bu kararı artık erteleyemiyor. Mobil operatörlerin IPv6 kullanımını artırması, tarayıcıların IPv6 desteğinin olgunlaşması ve IPv4 fiyatlarındaki artış, teorik bir tartışmayı çok somut bir bütçe ve risk hesabına dönüştürdü.

Diğer yandan, web sitenizin her kullanıcıya açılması, e‑postalarınızın spam klasörüne düşmemesi ve arama motorlarında SEO performansınızın korunması hâlâ işin en kritik kısmı. Yani sadece IP versiyonunu değil, gerçek dünyadaki erişilebilirliği, e‑posta teslim edilebilirliğini ve SEO tarafındaki etkileri birlikte düşünmek gerekiyor. Bu rehberde, DCHost ekibi olarak sahada gördüğümüz senaryolara dayanarak IPv6‑Only hosting ile dual‑stack arasındaki farkları, avantaj ve riskleri; web sitesi, e‑posta ve SEO açısından netleştireceğiz. Sonunda da farklı proje tipleri için hangi yaklaşımın daha mantıklı olduğuna dair pratik bir yol haritası çıkaracağız.

IPv6‑Only ve Dual‑Stack Temel Kavramlar

Karar verebilmek için önce iki mimariyi sade bir dille netleştirelim.

IPv6‑Only Hosting Nedir?

IPv6‑Only hosting, sunucunuzun yalnızca IPv6 adresi olduğu, herhangi bir IPv4 adresi atanmadığı modeldir. Yani:

  • Sunucunun bir veya daha fazla IPv6 adresi vardır.
  • Doğrudan IPv4 adresi yoktur; IPv4 dünyasına ancak NAT64 / DNS64 gibi çeviri katmanlarıyla ulaşılır.
  • Alan adınız için yalnızca AAAA kaydı (IPv6) yayınlanır; A kaydı (IPv4) ya hiç yoktur ya da farklı bir origin’e işaret eder.

Bu model, özellikle IPv4 adres maliyetlerinden kaçınmak, sadece IPv6 konuşan modern ağlara odaklanmak ve büyük ölçekli altyapılarda adres yönetimini sadeleştirmek için tercih edilir. Ancak uyumluluk tarafında dikkat edilmesi gereken ciddi başlıklar vardır; bu rehberin büyük kısmı da aslında bu başlıkları gerçekçi şekilde tartışmak üzerine kurulu.

Dual‑Stack Hosting Nedir?

Dual‑stack hosting ise sunucunun hem IPv4 hem IPv6 adresine sahip olduğu, iki protokolün aynı anda desteklendiği modeldir. Alan adınızda tipik olarak:

  • Bir veya daha fazla A kaydı (IPv4 için),
  • Bir veya daha fazla AAAA kaydı (IPv6 için)

yayınlanır ve kullanıcı tarafında hangi protokolün kullanılacağı istemci işletim sistemi ve tarayıcının tercihine bırakılır. Modern tarayıcılar genellikle “Happy Eyeballs” algoritması ile hem IPv4 hem IPv6 bağlantısını çok hızlı test ederek en hızlı yanıt veren yolu seçer.

IPv4 Kıtlığı ve IPv6 Geçişi: Büyük Resim

IPv4 adres maliyetlerindeki artış ve tahsis kurallarındaki sıkılaşma üzerine DCHost blogunda pek çok kez değindik. Özellikle IPv6 benimseme oranlarındaki artış ve performans–güvenlik–maliyet dengesi üzerine yazdığımız rehberde, uzun vadede IPv6’nın kaçınılmaz olduğunu detaylı anlattık. Bu yazıda ise odağı daraltıp şu soruya cevap veriyoruz: Bugün, web sitesi, e‑posta ve SEO tarafında risk almadan IPv6‑Only mimariye ne kadar yaklaşabilirsiniz?

Web Sitesi Erişilebilirliği: Kullanıcılarınız Gerçekte Ne Görüyor?

Teoride IPv6 destekleyen bir ağda, IPv6‑Only hosting çok mantıklı görünür. Pratikte ise hâlâ tamamen IPv4 ağı kullanan kullanıcılar, kurumsal ağlar ve eski cihazlar var. Dolayısıyla ilk sorumuz şu olmalı: IPv6‑Only bir origin kullanırsam, siteme erişemeyecek kayda değer bir kullanıcı kitlesi kalır mı?

Küresel IPv6 Benimsemesi ve Türkiye Gerçeği

Dünya genelinde IPv6 benimsemesi birçok ülkede %40–60 bandına gelmiş durumda. Bazı mobil operatörler trafiğin büyük çoğunluğunu IPv6 üzerinden geçiriyor. Ancak:

  • Birçok kurumsal ağ hâlâ sadece IPv4 kullanıyor veya IPv6 trafiğini kısıtlıyor.
  • Eski modem/router cihazları IPv6’yı desteklemiyor ya da devre dışı bırakılmış durumda.
  • Gelişmekte olan pazarlarda IPv6 yaygınlığı ülke içinde bile bölgeden bölgeye ciddi farklılık gösterebiliyor.

Türkiye özelinde mobil tarafta IPv6 kullanımı artarken, sabit hat internette ve kurumsal ofis ağlarında IPv6 desteği halen homojen değil. Bu tablo, genel erişilebilirlik açısından dual‑stack’in hâlâ en güvenli seçenek olduğunu gösteriyor.

IPv6‑Only Sunucuda Web Sitesi Yayınlamak Mümkün mü?

Kısa cevap: Evet, mümkün. Ancak çoğu senaryoda tek başına yeterli değil; yanına çeviri ve proxy katmanları eklemek gerekiyor. DCHost blogunda yayınladığımız IPv6‑Only VPS üzerinde web sitesi yayınlamak ve NAT64/DNS64 ile IPv4’e köprü kurmak rehberinde bu mimariyi adım adım anlattık. Özetle:

  • Origin sunucunuz yalnızca IPv6 adresine sahip olur.
  • IPv4 trafiği, bir reverse proxy veya CDN üzerinden IPv6 origin’e taşınır.
  • Kullanıcı IPv4 konuşurken, onun adına IPv6 konuşan bir ara katman devreye girer.

Bu yaklaşım sayesinde, origin tarafında IPv4 adresi tüketmeden tüm kullanıcı kitlesine erişebilirsiniz. Ancak bunun bedeli ek karmaşıklık, izleme ve hata ayıklama maliyetidir. Örneğin:

  • Gerçek istemci IP’sini log’larda görmek için X-Forwarded-For gibi başlıkları doğru işlemek zorundasınız.
  • TLS/SSL sonlandırma genellikle proxy katmanında gerçekleşir; sertifika yönetimini orada da kurgulamanız gerekir.
  • Ağ gecikmesine ek bir hop eklenmiş olur; çoğu zaman önemli olmasa da hassas uygulamalarda dikkate alınmalıdır.

Dual‑Stack Web Erişiminin Avantajları

Dual‑stack modelde durum çok daha sade:

  • IPv4 kullanıcılar doğrudan IPv4 ile bağlanır.
  • IPv6 kullanıcılar doğrudan IPv6 ile bağlanır.
  • Reverse proxy veya CDN kullanıyorsanız, bu katman hem IPv4 hem IPv6’dan gelebilir; backend yine dual‑stack olabilir.

Bu sayede:

  • Erişemeyen kullanıcı kalma riski minimuma iner.
  • Hata ayıklamak daha kolaydır; traceroute, ping gibi araçlarla her iki protokolde de doğrudan test yapabilirsiniz.
  • Aşamalı geçiş mümkündür: Önce dual‑stack’e geçer, log’larınızı ve performansı izler, daha sonra IPv4 bağımlılığını azaltma yoluna gidersiniz.

DCHost tarafında, yeni projeler için genellikle şu yaklaşımı öneriyoruz: Önce dual‑stack ile başlayın, IPv6 trafiğinizi artırın, altyapı ve uygulamanız IPv6’dan emin ellerle geçsin. Daha sonra IPv4 tarafını kademeli sadeleştirin.

E‑Posta Teslim Edilebilirliği: IPv6’nın Zayıf Karnı

Web trafiği için IPv6‑Only mimarilerle görece rahat oynayabiliyoruz; çünkü ara katmanlar ve CDN’ler işi oldukça kolaylaştırıyor. E‑posta tarafında ise tablo daha karmaşık. SMTP dünyasında IPv6 hâlâ IPv4 kadar olgun ve yaygın değil.

Gelen E‑Postalar: MX Kayıtları ve IPv6

Alan adınız için MX kayıtları oluştururken, ilgili mail sunucularına hem IPv4 (A kaydı) hem IPv6 (AAAA kaydı) atayabilirsiniz. Birçok büyük alıcı posta sunucusu, IPv6 ile gelen bağlantıları kabul edebiliyor. Bu noktada:

  • Gelen e‑postalar için dual‑stack bir MTA (mail transfer agent) kurmak, tipik olarak sorunsuz çalışır.
  • IP itibar yönetimini doğru yaparsanız, IPv6’dan gelen mailleri almak genellikle problem oluşturmaz.

DNS tarafında A, AAAA, MX ve TXT gibi DNS kayıtlarını doğru kurgulamak, hem IPv4 hem IPv6 için kritik önemdedir.

Giden E‑Postalar: IPv6 ile Spam Filtreleri Arasındaki Güç Dengesi

Zor kısım giden e‑postalar. Birçok spam filtresi ve RBL (kara liste) altyapısı, IPv6 için IPv4 kadar olgun değil. Sahada gördüğümüz tipik sorunlar:

  • IPv6 üzerinden giden mailler bazı alıcılar tarafından daha şüpheli görülebiliyor.
  • Kimi alıcı sistemler, IPv6’dan gelen mailleri kabul etse bile, itibar inşası ve kara liste yönetimi IPv4’e kıyasla daha kırılgan.
  • Yanlış yapılandırılmış bir IPv6 MTA, beklenmedik oranda spam klasörü oranı üretebiliyor.

DCHost blogunda yayınladığımız IPv6 ile e‑posta teslimini PTR, HELO, SPF ve RBL’lerle rayına oturtma rehberinde IPv6 e‑posta trafiğinin ince ayarlarını detaylı anlattık. Özetle, IPv6’dan sağlıklı e‑posta gönderebilmek için:

  • Doğru PTR (reverse DNS) kaydı, hem IPv4 hem IPv6 için şart.
  • SPF, DKIM ve DMARC kayıtlarının eksiksiz ve tutarlı olması gerekiyor.
  • SMTP banner’ınızda kullandığınız HELO/EHLO alan adı ile DNS kayıtlarınız uyumlu olmalı.

IPv6‑Only E‑Posta Altyapısının Riskleri

Teoride, tamamen IPv6‑Only bir MTA kurabilirsiniz. Pratikte ise bugün için bunu genel üretim ortamlarında nadiren tavsiye ediyoruz. Nedeni:

  • Hâlâ sadece IPv4 konuşan bazı alıcı posta sunucuları var; bu alıcılara ulaşamazsınız.
  • Bazı büyük e‑posta sağlayıcıları, IPv6’dan gelen mailleri kabul etse bile, IPv4’e göre daha katı oran sınırları ve itibar politikaları uygulayabiliyor.
  • Mail trafiğinizde küçük bir hata bile; teslim edilebilirlikte büyük düşüş anlamına gelebilir.

Bu yüzden DCHost tarafında tipik strateji şu şekilde oluyor:

  • Dual‑stack MTA: Hem IPv4 hem IPv6 adresi olan bir mail sunucusu.
  • İlk aşamada giden trafiğin çoğunu IPv4 üzerinden koşturup, IPv6’yı daha kontrollü şekilde devreye almak.
  • Log ve raporları (bounce mesajları, spam şikayetleri, RBL durumu) yakından izleyerek IPv6 oranını yavaşça artırmak.

Özetle: Web için cesur, e‑posta için temkinli IPv6 stratejisi genellikle daha sağlıklı sonuç veriyor.

SEO Açısından IPv6‑Only vs Dual‑Stack

SEO perspektifinden baktığımızda asıl kritik konu şu: Arama motoru botları sitenize ulaşabiliyor mu ve kullanıcı deneyimi (hız, istikrar) nasıl etkileniyor? IP versiyonu, bu sorulara dolaylı olarak dokunuyor.

Arama Motoru Botları IPv6 Destekliyor mu?

Büyük arama motorlarının botları (örneğin Googlebot) uzun süredir IPv6 destekliyor. Yani siteniz yalnızca IPv6 üzerinden erişilebiliyor olsa bile, teoride bu botlar sitenizi tarayabilir. Ancak pratikte dikkat edilmesi gerekenler var:

  • SEO araçları, backlink tarayıcıları ve küçük arama motorlarının bir kısmı hâlâ sadece IPv4 üzerinden çalışabiliyor.
  • CDN / reverse proxy kullanıyorsanız, yanlış yapılandırılmış IPv6‑Only senaryolarında 302 döngüleri veya 5xx hataları görebiliyoruz.
  • HTTPS sertifika veya DNS (AAAA kaydı) hataları, kullanıcıdan önce botları yakalayabiliyor ve indekslemeyi olumsuz etkileyebiliyor.

Bu yüzden, arama motorları IPv6’yı destekliyor diye IPv4 erişimini tamamen kesmek, çoğu marka için hâlâ gereksiz risk. Özellikle yeni projelerde, yeni web sitesi yayına alınırken hosting tarafında SEO ve performans kontrol listemizde de vurguladığımız gibi, önce istikrarı garanti altına almak gerekiyor.

IPv6’nın Hız ve Core Web Vitals Etkisi

Birçok mobil operatör, IPv6 üzerinden daha sade bir yol izlediği için bazı kullanıcı senaryolarında IPv6 bağlantıları IPv4’ten daha düşük gecikme sunabiliyor. Bu da:

  • TTFB (Time To First Byte) değerlerinde iyileşme,
  • Dolayısıyla LCP (Largest Contentful Paint) gibi metriklerde hafif avantajlar

anlamına gelebiliyor. DCHost blogunda HTTP/2 ve HTTP/3 desteğinin SEO ve Core Web Vitals üzerindeki etkilerini detaylı anlatırken de vurguladığımız gibi, ağ katmanındaki her küçük iyileşme SEO tarafında dolaylı katkı sağlayabiliyor.

Ancak unutmayalım: SEO açısından en büyük risk, sitenin hiç açılmaması veya sık sık hata vermesidir. IPv6 sayesinde milisaniyeler kazanırken, IPv4 kullanıcılarının bir kısmını kaybetmek, SEO tarafında net bir kayıp anlamına gelir.

Canonical, Sitemap ve robots.txt Açısından Fark Var mı?

Teknik olarak canonical etiketler, XML sitemap ve robots.txt dosyanız IP versiyonundan bağımsız çalışır; alan adınız üzerinden erişilebildiği sürece problem yoktur. Dikkat edilmesi gereken noktalar:

  • IPv6‑Only sunucuda canonical URL’lerinizin her zaman HTTPS ve doğru host adı ile tanımlandığından emin olun.
  • Sitemap’ınızda listelenen URL’lerin tamamı hem botlar hem kullanıcılar için erişilebilir ve hızlı olmalı.
  • Reverse proxy veya CDN kullanıyorsanız, robots.txt ve sitemap dosyalarınızın bu katmanlarda yanlış cache’lenmediğini kontrol edin.

Özetle, SEO tarafında IPv6‑Only vs dual‑stack farkından çok, erişilebilirlik, hız ve tutarlılık farkı konuşuyoruz.

Maliyet, Operasyon ve Ağ Mimarisi Boyutu

IPv6‑Only veya dual‑stack kararını verirken sadece teknik uygunluk değil, maliyet ve operasyonel karmaşıklık da ciddi rol oynuyor.

IPv4 Adres Maliyeti ve Tasarruf Potansiyeli

IPv4 adresleri artık kıymetli bir kaynak. Büyük hacimli altyapılarda her sunucuya ayrı IPv4 vermek, ciddi bir OPEX yüküne dönüşebiliyor. Bu nedenle:

  • İç sistemler (internal API’ler, backend servisler) için sadece IPv6 kullanmak,
  • Kullanıcıya bakan az sayıdaki edge / proxy sunucusunda IPv4 bulundurmak,

giderek daha popüler hale geliyor. Böylece:

  • Adres yönetimi sadeleşiyor.
  • IPv4 adresi tüketen sunucu sayısı düşüyor.
  • Mimariyi gelecekte tamamen IPv6’ya geçirebilmek için güçlü bir zemin hazırlanıyor.

IPv6‑Only Mimari Kurmanın Gizli Maliyetleri

Öte yandan, IPv6‑Only mimarinin de kendi gizli maliyetleri var:

  • Çeviri (NAT64/DNS64) veya reverse proxy katmanlarını kurup yönetmek.
  • Gözlemleme (monitoring), loglama ve hata ayıklama süreçlerini bu katmanları da dahil edecek şekilde güncellemek.
  • Operasyon ekibinizi IPv6 ve ilgili araçlara (tcpdump, traceroute6, ip -6 vs.) hâkim hale getirmek.

DCHost tarafında gördüğümüz gerçek dünya vakalarında, küçük ve orta ölçekli projelerde IPv4 adres maliyetinden kaçınmak için getirilen IPv6‑Only karmaşıklığı, çoğu zaman beklenen tasarrufu gölgeliyor. Buna karşılık, yüzlerce/ binlerce sunuculuk büyük yapılarda edge’de birkaç IPv4, gerisinde IPv6‑Only mimari belirgin avantaj sağlayabiliyor.

Operasyonel Basitlik: Dual‑Stack’in Gücü

Dual‑stack modelin en büyük kozu sadeliği:

  • Ek çeviri katmanına ihtiyacınız yok.
  • Altyapı ekipleri zaten yıllardır IPv4 ile çalışıyor; IPv6 desteğini eklemek görece daha az sancılı.
  • Hata anında IPv4 ve IPv6’yı ayrı ayrı test ederek problemi hızlıca izole etmek mümkün.

Bu yüzden DCHost olarak, IPv6 geçiş stratejisini planlayan müşterilerimize genellikle şu yolu öneriyoruz:

  1. Önce tüm kritik servisleri dual‑stack hale getirmek.
  2. Log’larda ve izleme araçlarında IPv6 trafiğini görünür kılmak.
  3. İç servisler ve yeni mikroservisler için tercihen önce IPv6 yaklaşımını benimsemek.
  4. IPv4 bağımlılıklarını en sona bırakıp, gerekirse sadece edge katmanında tutmak.

Hangi Profil İçin Hangi Model? Karar Matrisi

Teoriyi yeterince konuştuk; şimdi farklı senaryolarda IPv6‑Only ve dual‑stack seçeneklerini daha somutlaştıralım.

1. Basit Kurumsal Site / Blog

Hedef kitleniz geniş, trafiğiniz orta düzeyde ve en kritik beklenti, sitenin her yerden sorunsuz açılması ise:

  • Öneri: Dual‑stack hosting.
  • Alan adınızda hem A hem AAAA kaydı yayınlayın.
  • Sunucunuzda IPv6’yı etkinleştirip test edin; ama IPv4 erişimini kaldırmayın.

Bu tür projeler için, IPv4 adresinden tasarruf amacıyla getirilen ekstra IPv6‑Only karmaşıklığı genellikle geri dönmüyor. DCHost’in paylaşımlı hosting ve VPS çözümlerinde, bu tip siteler için hazır dual‑stack altyapı, sade ve güvenli bir başlangıç sunuyor.

2. E‑Ticaret / WooCommerce Gibi Gelir Odaklı Siteler

E‑ticaret sitelerinde her 1% erişilebilirlik kaybı, doğrudan ciroya yansıyabiliyor. Ödeme sayfasına erişemeyen veya yoğun saatlerde zaman zaman bağlantı hatası alan kullanıcı kaybediliyor. Bu nedenle:

  • Kesin öneri: Dual‑stack ve mümkünse CDN + WAF desteği.
  • IPv6’yı aktif edip, mobil kullanıcılar için performans avantajından faydalanın.
  • Ancak tüm kullanıcı erişimini sadece IPv6’ya bağlayıp, IPv4’ü tamamen terk etmeyin.

DCHost blogunda e‑ticaret özelinde log analizi ile dönüşüm kaybı ve 4xx/5xx hatalarını yakalama gibi yazılarda da anlattığımız gibi, bu tip sitelerde “deneysel” IPv6‑Only denemeleri, küçük hatalarda bile pahalıya patlayabilir.

3. SaaS, API ve Geliştirici Odaklı Hizmetler

Geliştiricilere veya teknik ekiplere yönelik API ve SaaS ürünlerinde, kullanıcı kitleniz teknik olarak daha ileri olabiliyor. Burada üç seviyeli bir strateji mantıklı:

  1. Üretim ortamı: Dual‑stack. Tüm müşterilere sorunsuz erişim.
  2. Yeni özellik test ortamları: IPv6 ağırlıklı, hatta bazı alt servislerde IPv6‑Only.
  3. İç mikroservisler: Mümkün olduğunca sadece IPv6 kullanarak yeni mimariyi zorlamak.

Böylece hem bugünün müşterilerini riske atmamış olursunuz, hem de yarının IPv6‑Only dünyasına şimdiden hazır bir uygulama mimarisi geliştirirsiniz.

4. İç Servisler, VPN, Lab ve Test Ortamları

Burada kartlar çok daha serbest dağıtılabiliyor:

  • Geliştirme / test ortamları için tamamen IPv6‑Only kurulumlar yapmak, uygulamanızdaki IPv6 hatalarını erken yakalamanıza yardımcı olur.
  • İç mikroservisler, veri tabanı replikasyon trafiği, log koleksiyonu gibi trafiği IPv6’ya taşımak, gelecekteki geçişi ciddi anlamda kolaylaştırır.
  • VPN ve özel ağ senaryolarında, IPv6 ağ tasarımı ve adres planlaması konusunda ekibiniz pratik kazanır.

DCHost üzerinde kurduğunuz VPS’lerde, bu tür lab ve test ortamlarında rahatlıkla IPv6‑Only senaryolarla oynayabilir; sorun yaşadığınızda hızlıca dual‑stack’e dönebilirsiniz.

DCHost Üzerinde Pratik Yol Haritası

Peki DCHost altyapısında somut olarak nasıl bir plan izleyebilirsiniz? Aşağıdaki adımlar, çoğu müşteri senaryosunda işe yarayan pratik bir çerçeve sunuyor.

1. Mevcut Durumu Haritalayın

  • Hangi siteleriniz, API’leriniz ve e‑posta servisleriniz yayında?
  • Hangi alan adlarınızda A, AAAA, MX, TXT kayıtları var?
  • Hangi uygulamalar IPv4’e “sert” bağımlı (IP’ye göre whitelisting, eski kütüphaneler vb.)?

Bu aşamada DNS kayıtları A’dan Z’ye rehberimiz ile alan adı tarafındaki tabloyu netleştirmeniz çok faydalı olacaktır.

2. Tüm Kritik Servisleri Önce Dual‑Stack’e Taşıyın

IPv6‑Only denemelerinden önce, mevcut üretim servisleriniz için hedef şu olmalı:

  • Web sunucularınızda IPv6’yı etkinleştirmek.
  • Alan adlarınıza AAAA kaydı eklemek.
  • Firewall kurallarınızda IPv6 trafiğine izin verildiğinden emin olmak.

Böylece IPv6 trafiği akmaya başlar; ama IPv4 de hâlâ oradadır. Log ve izleme katmanınız IPv6’yı görmeye başlar; bu da ileride IPv6‑Only senaryolarına geçiş için hayati bir hazırlıktır.

3. Log ve Performans İzleme ile IPv6 Sağlığını Ölçün

Dual‑stack’e geçtikten sonra:

  • Web sunucu log’larınızda IPv6 ile gelen isteklerin oranını takip edin.
  • IPv4 ve IPv6 bağlantıları arasında TTFB ve hata oranı karşılaştırması yapın.
  • Gerekirse ayrı uptime kontrolleri ile IPv4 ve IPv6 erişimini bağımsız izleyin.

Böylece, IPv6 tarafında istikrar ve performans konusunda özgüven kazanmadan IPv4’ü terk etmemiş olursunuz.

4. İç Servisleri ve Yeni Projeleri IPv6 Odaklı Tasarlayın

Yeni geliştirdiğiniz servislerde şu prensipleri benimseyebilirsiniz:

  • Dahili servisler (örneğin mikroservisler arası iletişim) için önce IPv6.
  • Veri tabanı replikasyonu, cache katmanları gibi arka plan trafiğini mümkün olduğunca IPv6’dan geçirmek.
  • CI/CD ve test ortamlarında IPv6‑Only senaryolarla düzenli testler yapmak.

Böylece, bir gün IPv4 adres fiyatları daha da yükseldiğinde veya belirli pazarlarda IPv6 zorunlu olduğunda, uygulama mimariniz buna hazır olur.

5. E‑Posta İçin Özel Strateji Belirleyin

E‑posta, IPv6 geçişinin en hassas alanı olmaya devam edecek. Bu yüzden:

  • Önce dual‑stack bir MTA ile başlayın.
  • Giden trafiğin önemli bir kısmını IPv4’te tutarken, IPv6’yı kademeli olarak artırın.
  • SPF, DKIM, DMARC, PTR ve HELO yapılandırmalarınızı hem IPv4 hem IPv6 için eksiksiz uygulayın.

Detaylı e‑posta mimarisi ve DNS tarafı için DCHost blogundaki ayrı gönderim alan adı ve DNS stratejisi rehberi de elinizin altında olsun.

Sonuç: Bugün Ne Yapmalı, Yarın Nereye Hazırlanmalı?

IPv6‑Only hosting fikri, IPv4 adreslerinin pahalılaştığı ve global IPv6 benimsemesinin hızlandığı bir dünyada kulağa çok çekici geliyor. Ancak sahaya baktığımızda şunu açıkça görüyoruz: Bugün, genel web siteleri, e‑ticaret projeleri ve iş kritik uygulamalar için en güvenli, en gerçekçi yaklaşım hâlâ dual‑stack.

IPv6‑Only model ise özellikle iç servisler, yeni mikroservis mimarileri, test ortamları ve çok büyük ölçekli altyapılarda ciddi avantajlar sunuyor. DCHost olarak önerimiz; bu iki yaklaşımı birbirinin alternatifi değil, aynı yol haritasının iki aşaması gibi düşünmeniz:

  • Bugün: Tüm kritik servisleri dual‑stack’e taşıyın, IPv6’yı güvenle devreye alın.
  • Yarın: İç ağlarınızı ve yeni projelerinizi IPv6 ağırlıklı tasarlayarak IPv4 bağımlılığınızı azaltın.
  • Orta vadede: Edge’de az sayıda IPv4, geride yaygın IPv6‑Only servisler ile maliyet ve performans dengesini yakalayın.

Eğer IPv6‑Only veya dual‑stack kararı kafanızı kurcalıyorsa, mevcut altyapınızın durumunu ve önümüzdeki 2–3 yıl içindeki hedeflerinizi beraber değerlendirelim. DCHost ekibi olarak, ister paylaşımlı hosting, ister VPS, ister dedicated sunucu veya colocation olsun, IPv6 stratejinizi gerçekçi risk ve maliyet hesabıyla birlikte planlamanıza yardımcı olabiliriz. Projenizin türünü ve hedef kitlenizi bize anlatmanız, doğru IP mimarisi için çoğu zaman en iyi başlangıç noktasıdır.

Sıkça Sorulan Sorular

Küçük bir kurumsal site veya blog için bugün itibarıyla tamamen IPv6‑Only hosting kullanmak genellikle gereksiz riskli. Çünkü hâlâ sadece IPv4 kullanan kurumsal ağlar, eski modemler ve bazı ülke/bölgelerde IPv6 desteği zayıf ISS’ler var. Bu da sitenize erişemeyen az da olsa bir kullanıcı kitlesi kalabileceği anlamına geliyor. Biz DCHost tarafında bu tip projeler için öncelikle dual‑stack (IPv4 + IPv6) modelini öneriyoruz: Alan adınızda hem A hem AAAA kaydı olur, IPv6’yı aktif kullanır ama IPv4 erişimini de korursunuz. Böylece hem geleceğe hazırlık yapar, hem de bugünkü erişilebilirliği ve SEO performansını riske atmamış olursunuz.

SEO açısından e‑posta altyapınızın doğrudan bir etkisi yok; arama motorları web sitenizin erişilebilirliğine ve hızına bakıyor. Ancak e‑posta teslim edilebilirliği tarafında IPv6‑Only ciddi risklidir. Birçok alıcı MTA IPv6’yı desteklese de, bazı sistemler hâlâ sadece IPv4 üzerinden mail kabul ediyor veya IPv6’dan gelen maillere daha katı politika uyguluyor. Ayrıca IPv6 için RBL ve itibar altyapıları IPv4 kadar olgun değil. Bu nedenle giden mailleri sadece IPv6 üzerinden göndermek, spam klasörüne düşme ve teslim problemlerini artırabilir. En sağlıklı yol, dual‑stack bir MTA kullanıp giden trafiğin çoğunu IPv4’te tutarken, IPv6’yı kademeli ve kontrollü şekilde devreye almak ve logları yakından izlemektir.

Evet, bunu yapmak mümkün ve sık kullanılan bir strateji. Origin sunucunuzu sadece IPv6 adresiyle çalıştırıp, kullanıcıları IPv4 ve IPv6 üzerinden bir reverse proxy veya CDN ile karşılayabilirsiniz. IPv4 kullanıcılar proxy’ye bağlanır, proxy ise backend’e IPv6 ile gider. Bu sayede origin tarafında IPv4 adres tüketmeden tüm kitleye hizmet verirsiniz. Ancak bu mimari, NAT64/DNS64, reverse proxy veya CDN katmanı gibi ek bileşenler gerektirir; loglama, gerçek istemci IP’sini görmek, TLS sonlandırma ve hata ayıklama süreçleri daha karmaşık hale gelir. Özellikle küçük projelerde bu karmaşıklık, IPv4 tasarrufundan daha pahalıya mal olabilir. DCHost olarak genelde önce dual‑stack ile başlamak, sonra ihtiyaca göre böyle bir proxy mimarisine evrilmek yönünde bir yol haritası öneriyoruz.

IPv6 kullanmak, tek başına sizi arama sonuçlarında yukarı taşıyan bir faktör değil. Google gibi arama motorları asıl olarak içerik kalitesi, kullanıcı deneyimi, hız, mobil uyumluluk ve site yapısına bakıyor. IPv6, bazı mobil operatörlerde daha düşük gecikme sağlayarak TTFB ve dolayısıyla Core Web Vitals metriklerinde hafif iyileşmeler getirebilir. Bu da dolaylı bir SEO katkısı sayılabilir. Ama asıl önemli olan, sitenizin hem IPv4 hem IPv6 üzerinden kararlı ve hızlı açılması. Yani kötü kurgulanmış bir IPv6‑Only senaryosunda erişilebilirlik sorunu yaşarsanız, bu durum SEO açısından net bir eksi yazdırır. Bu yüzden SEO bakış açısıyla en güvenli model hâlâ dual‑stack’tir.

İlk adım olarak, mevcut hosting veya VPS hizmetinizde IPv6 desteğinin açık olduğundan emin olun ve alan adınıza AAAA kaydı ekleyerek dual‑stack’e geçin. Ardından web sunucusu, uygulama ve güvenlik duvarı ayarlarınızda IPv6 trafiğini test edin; loglarda IPv6 isteklerini ve hata oranlarını ayrı ayrı takip edin. E‑posta tarafında MTA’nızı dual‑stack hale getirip, giden trafiği önce çoğunlukla IPv4’te tutun; IPv6’yı kademeli artırın ve bounce raporlarını izleyin. İç servisler ve yeni projeler için mümkün olduğunca IPv6‑First bir tasarım benimsemeniz, gelecekte IPv6‑Only senaryolara geçişinizi kolaylaştırır. Tüm bu adımları planlarken DCHost destek ekibiyle birlikte mevcut mimarinizi gözden geçirip size özel bir geçiş haritası çıkarabilirsiniz.