Teknoloji

E‑Posta İçin Ayrı Gönderim Alan Adı Kullanmak: Transactional ve Pazarlama E‑postaları İçin Doğru Domain ve DNS Stratejisi

E‑posta teslim edilebilirliği bugün hâlâ en çok yanlış anlaşılan konulardan biri. Çoğu işletme, tüm e‑postalarını tek bir alan adından ve tek bir IP’den göndermeye devam ediyor; ta ki sipariş mailleri müşteriye ulaşmamaya, kampanya bültenleri topluca spam klasörüne düşmeye başlayana kadar. Oysa doğru kurgulanmış bir ayrı gönderim alan adı ve DNS stratejisiyle, hem transactional (işlem/sistem) e‑postalarınızı hem de pazarlama/bülten gönderilerinizi çok daha kontrollü yönetebilirsiniz.

Bu yazıda, DCHost ekibi olarak sahada sıkça kurduğumuz yapılardan yola çıkarak, transactional ve pazarlama e‑postaları için domain mimarisi, DNS kayıtları, itibar (reputation) yönetimi ve barındırma tarafında dikkat etmeniz gerekenleri adım adım anlatacağız. Subdomain mi kullanmalısınız, yoksa tamamen ayrı bir alan adı mı? SPF, DKIM, DMARC ve PTR kayıtlarını nasıl kurgulamalısınız? Pazarlama mailleri kara listeye girerse kurumsal alan adınızı nasıl korursunuz? Tüm bu soruların teknik ama anlaşılır yanıtlarını birlikte netleştireceğiz.

Neden Ayrı Gönderim Alan Adı Düşünmelisiniz?

Tek alan adı ve tek IP ile her tür e‑postayı göndermek başta pratik görünür; ancak ölçek büyüdükçe şu sorunlar kaçınılmaz hâle gelir:

  • İtibarın karışması: Pazarlama kampanyaları yoğun şikâyet (spam report) alırsa, aynı alan adını kullanan sipariş onayı ve şifre sıfırlama mailleri de etkilenir.
  • Hata ayıklamanın zorlaşması: Farklı tür e‑postaların bounce oranlarını, spam şikâyetlerini ve açılma oranlarını ayrı ayrı takip etmek güçleşir.
  • Riskin tek sepette toplanması: Bir kara liste (blacklist) kaydı veya yanlış SPF/DKIM yapılandırması, tüm e‑posta trafiğinizi aynı anda vurur.
  • Uyumluluk ve güvenlik gereksinimleri: Özellikle finans, e‑ticaret ve SaaS uygulamalarında, kritik transactional e‑postaların daha sıkı güvenlik (TLS zorunluluğu, DMARC p=reject vb.) altında olması istenir.

İşte bu yüzden pek çok olgun e‑posta altyapısı, transactional ve pazarlama e‑postalarını farklı alan adları veya alt alan adları üzerinden gönderir. Böylece itibar ayrışır, sorun yaşanan tarafta değişiklik yapmak kolaylaşır ve ana markanızın alan adını olası hatalardan korumuş olursunuz.

Transactional ve Pazarlama E‑postalarını Neden Ayırmalı?

Önce bu iki e‑posta türünün davranışını netleştirelim:

  • Transactional e‑postalar: Sipariş onayı, fatura, şifre sıfırlama, güvenlik uyarıları, bildirim mailleri gibi; kullanıcı bir aksiyon aldığı için tetiklenen mesajlardır. Kullanıcı bu mailleri bekler, açılma oranı yüksektir, şikâyet oranı düşüktür.
  • Pazarlama / bülten e‑postaları: Kampanyalar, indirim duyuruları, haber bültenleri, ürün önerileri vb. Gönderim hacmi dalgalıdır, kullanıcı bazen bu mailleri istemez ve spam işareti verme oranı daha yüksektir.

Bu iki grubun karışmasının başlıca riskleri şunlardır:

  • Pazarlama tarafındaki yüksek şikâyet oranları, aynı alan adını kullanan transactional maillerin de güven skorunu düşürür.
  • Bir kampanya sırasında kısa sürede çok büyük hacimde e‑posta gönderirseniz, sağlayıcılar (Gmail, Outlook vb.) geçici rate limit uygulayabilir; bu da kritik işlem maillerini geciktirebilir.
  • Bir yanlış yapılandırma (örneğin hatalı bir SPF kaydı) her iki tür e‑posta için de anında teslim problemleri yaratır.

Bu nedenle, en azından domain seviyesinde bir ayrım yapmak uzun vadede hayat kurtarır. Örneğin:

  • Transactional için: mail.ornekfirma.com
  • Pazarlama için: news.ornekfirma.com veya ornekfirmamail.com

Bu ayrımı yaptıktan sonra, her bir alan adı/alt alan adı üzerinde ayrı SPF, DKIM, DMARC ve hatta IP itibar stratejisi kurgulayabilirsiniz.

Gönderim Alan Adı Seçimi: Alt Alan Adı mı, Ayrı Domain mi?

Şimdi en kritik soruya gelelim: Ayrı gönderim alan adını nasıl konumlandıracaksınız? Üç temel model var:

1) Ana alan adından doğrudan gönderim

Örnek: [email protected], [email protected]

  • Kurulum en basit olan modeldir.
  • Küçük hacimli sitelerde ve sadece temel transactional e‑posta gönderen projelerde kabul edilebilir.
  • Pazarlama e‑postalarını da buradan göndermek, orta vadede ana alan adınızın itibarını yıpratma riski taşır.

Biz DCHost tarafında, sadece işlem/sistem mailleri varsa ve gönderim hacmi düşükse bu modeli tolere edilebilir buluyoruz; ancak pazarlama işin içine giriyorsa mutlaka ayrıştırmayı öneriyoruz.

2) Alt alan adı (subdomain) üzerinden gönderim

Örnek:

Avantajları:

  • Markanızla tutarlı kalırsınız (kullanıcı ornekfirma.com alan adını görmeye devam eder).
  • Her alt alan için ayrı SPF, DKIM, DMARC, hatta ayrı IP havuzu kullanabilirsiniz.
  • Bir alt alan kara listeye girse bile, diğer alt alanları ve ana alanı koruma şansınız artar.

Genellikle en dengeli ve tavsiye ettiğimiz mimari budur. Kurumsal sitelerde, e‑ticaret ve SaaS projelerinde hem güvenlik hem itibar yönetimi açısından ideal bir orta yol sunar.

3) Tamamen ayrı alan adı ile gönderim

Örnek:

Bu model en yüksek izolasyonu sağlar; fakat marka algısı ve yönetim karmaşıklığı açısından dikkatli planlanmalıdır:

  • Pazarlama için agresif testler yapmanız gerekiyorsa (farklı gönderim hacimleri, A/B testleri, yeni IP’ler denemek vb.) ayrı domain işinizi kolaylaştırır.
  • Kullanıcı tarafında “Bu gerçekten aynı şirket mi?” sorusunu doğurmamak için, içerikte ve From adında markanızı net vurgulamanız gerekir.
  • DNS, SSL ve barındırma tarafında ekstra yönetim yükü getirir.

Özetle:

  • Küçük hacim + sadece transactional: Ana domain veya tek bir subdomain yeterli olabilir.
  • Transactional + orta seviye pazarlama: Farklı subdomain’ler en mantıklı seçimdir.
  • Yüksek hacimli, agresif pazarlama: Pazarlama için ayrı domain + transactional için daha korunaklı bir subdomain önerilir.

DNS Temelleri: Gönderim Alanınız İçin Zorunlu Kayıtlar

Ayrı gönderim alan adı belirledikten sonra işin asıl kritik kısmı DNS tarafı. Aşağıdaki kayıtlar, modern e‑posta teslim edilebilirliği için olmazsa olmaz:

1) MX kayıtları

MX (Mail Exchanger) kayıtları, alan adınıza gelen e‑postaların hangi sunucuya teslim edileceğini belirtir. Sadece gönderim yapıyorsanız bile, bounce (geri dönüş), cevap ve hata maillerinin nereye gideceğini tanımlamak için MX kaydı önemlidir.

DNS kavramlarına yabancıysanız, öncelikle DNS kayıtları A’dan Z’ye rehberimize göz atmanızı öneririz.

2) SPF kaydı

SPF (Sender Policy Framework), hangi IP adreslerinin sizin adınıza e‑posta göndermeye yetkili olduğunu tanımlar. Yanlış veya eksik SPF, spam klasörüne düşmenin en yaygın sebeplerinden biridir.

SPF’yi doğru kurmak için şu yazıyı mutlaka okumanızı tavsiye ederiz: SPF, DKIM, DMARC ve rDNS ile e‑posta teslim edilebilirliğini adım adım yükseltmek.

3) DKIM kaydı

DKIM (DomainKeys Identified Mail), e‑postalarınıza kriptografik bir imza ekleyerek, mesajın gönderim sırasında değiştirilip değiştirilmediğini ve gerçekten ilgili alan adından çıkıp çıkmadığını doğrular. Ayrı gönderim alanı kullanıyorsanız, her alan/subdomain için ayrı DKIM anahtarı üretmeniz önerilir.

4) DMARC kaydı

DMARC, SPF ve DKIM sonuçlarını bir politika çerçevesinde birleştirir ve alıcı sunuculara sahtekârlık (spoofing) şüphesi durumunda ne yapmaları gerektiğini söyler (none, quarantine, reject). Transactional alanınız için sıkı bir p=reject, pazarlama alanınız için başlangıçta daha yumuşak bir p=none veya p=quarantine politikası ile başlayabilirsiniz.

5) PTR (Reverse DNS) kaydı

Gönderen IP’nizin PTR (reverse DNS) kaydı, IP → alan adı eşlemesini yapar. Birçok alıcı, PTR kaydı olmayan veya anlamsız bir host adına işaret eden IP’leri güvensiz kabul eder.

VPS veya dedicated sunucu üzerinde kendi MTA’nızı kuruyorsanız, PTR (reverse DNS) kaydı ve teslimata etkisi rehberimizi mutlaka inceleyin.

6) İzleme, takip ve bounce alanları için CNAME/TXT

Pazarlama tarafında kullandığınız e‑posta servisleri genellikle ek CNAME kayıtları ister:

  • Takip (tracking) linkleri için: click.ornekfirma.com
  • Görsel ve dosya sunumu için: img.ornekfirma.com
  • Bounce yönetimi için özel subdomain’ler: bounce.news.ornekfirma.com

Bu kayıtlar sayesinde hem markalı linkler kullanır, hem de itibar ve ölçümlemeyi daha net yönetirsiniz.

Transactional E‑postalar İçin Örnek Domain ve DNS Stratejisi

Kritik işlem mailleriniz (sipariş, fatura, güvenlik uyarısı vb.) için önerdiğimiz tipik mimari şöyle:

  • Alt alan adı: mail.ornekfirma.com
  • Gönderen adresleri: [email protected], [email protected], [email protected]
  • DNS kayıtları:
    • MX → Transactional MTA’nızın host adına işaret eder
    • SPF → Sadece transactional gönderen IP veya servisleri içerir
    • DKIM → Bu alt alan için ayrı anahtar
    • DMARC → p=reject veya en azından p=quarantine
    • PTR → Sunucu IP’nizden mail.ornekfirma.com’a doğru reverse DNS

Ayrıca, güvenlik ve teslim edilebilirliği bir adım öteye taşımak için MTA‑STS, TLS‑RPT ve DANE gibi modern protokolleri de devreye alabilirsiniz. Bu konuyu ayrıntılı anlattığımız MTA‑STS, TLS‑RPT ve DANE/TLSA ile SMTP güvenliği rehberimizi incelemenizde fayda var.

WordPress veya WooCommerce tabanlı siteler kullanıyorsanız, uygulama tarafında da transactional e‑postayı düzgün konfigüre etmek gerekir. Bunun için WordPress ve WooCommerce için transactional e‑posta altyapısı yazımızda, SMTP ayarları ve kuyruk yönetimi gibi konulara pratik örneklerle değindik.

Pazarlama ve Bülten E‑postaları İçin Örnek Domain ve DNS Stratejisi

Pazarlama tarafı, hacim ve şikâyet oranları nedeniyle itibar riskinin en yüksek olduğu alandır. Bu yüzden çoğu zaman ayrı bir alt alan hatta gerekirse ayrı bir domain kullanmak akıllıcadır.

Pazarlama için alt alan adı örneği

Senaryo:

  • Alt alan adı: news.ornekfirma.com
  • Gönderen adresleri: [email protected], [email protected]
  • DNS kayıtları:
    • MX → Pazarlama tarafı için kullanılan servis/MTA
    • SPF → Sadece bülten gönderdiğiniz IP/servisleri içerir
    • DKIM → Pazarlama için ayrı selector ve anahtar
    • DMARC → Başlangıçta p=none + raporlama, zamanla quarantine’e çekilebilir
    • Takip CNAME’leri → click.news.ornekfirma.com, img.news.ornekfirma.com

Avantajlar:

  • Transactional e‑posta alanınızdan tamamen ayrı bir itibar yolculuğuna sahiptir.
  • Gerekirse pazarlama alanınız için kullandığınız IP’leri değiştirmek veya yeni IP ısıtmak (warming) kolaylaşır.
  • Whitelist/blacklist süreçlerinde transactional trafiği etkilemeden hareket edebilirsiniz.

Ayrı domain ile pazarlama

Daha agresif pazarlama yapan, farklı ülkeler için farklı e‑posta stratejileri uygulayan büyük yapılarda, ornekfirmamail.com gibi tamamen ayrı bir domain de mantıklı olabilir. Bu durumda:

  • Kullanıcı güvenini kaybetmemek için From adında ve içerikte ana markayı açıkça belirtmelisiniz.
  • DMARC raporlarını dikkatle izleyip, domain ısınma (warming) sürecini planlı yürütmelisiniz.
  • Yeni domainin ilk haftalarında hacmi kademeli artırmalı, ani yüksek hacimli kampanyalardan kaçınmalısınız.

Hosting ve Altyapı Tarafı: DCHost ile Pratik Yaklaşım

DNS ve domain stratejisi kadar, bu mailleri hangi altyapıdan gönderdiğiniz de önemli. DCHost olarak hem paylaşımlı hosting hem de VPS/dedicated senaryolarında sıkça şu mimarileri kuruyoruz:

  • Paylaşımlı hosting + ayrı subdomain: Küçük işletmeler için yeterli. cPanel üzerinden SPF, DKIM ve DMARC kayıtlarını yöneterek, transactional/pazarlama alt alanlarınızı ayırabilirsiniz.
  • VPS üzerinde özel MTA: Postfix + Dovecot + spam filtresi (örneğin rspamd) ile tam kontrol isteyen projeler için ideal. Ayrı IP havuzları, farklı subdomain’ler ve gelişmiş loglama mümkündür.
  • Dedicated veya colocation ile yüksek hacimli gönderim: Kendi IP bloklarınız ve karmaşık domain mimarileriyle çalışan büyük e‑ticaret ve SaaS projeleri için.

VPS üzerinde kendi posta sunucunuzu kurmak istiyorsanız, adım adım detayları VPS’te e‑posta sunucusu kurulumu rehberimizde anlattık. Oradaki IP ısıtma ve teslim edilebilirlik ipuçları, bu yazıda anlattığımız domain/DNS stratejileriyle birlikte düşünüldüğünde çok daha etkili sonuç verir.

Operasyonel İpuçları: İzleme, Loglar ve İtibar Yönetimi

Ayrı gönderim alanı kullanmak tek başına sihirli bir çözüm değil; asıl fark düzenli izleme ve ince ayar ile ortaya çıkar. Dikkat etmeniz gereken başlıklar:

  • DMARC raporları: Hangi IP’ler sizin adınıza mail gönderiyor, SPF/DKIM uyumu nasıl, kimler sizi taklit etmeye çalışıyor? Bu raporları düzenli analiz edin.
  • IP/domain kara listeleri: Kritik listeleri (Spamhaus vb.) periyodik olarak kontrol edin, sorun varsa hızlıca aksiyon alın.
  • Geri dönüş (bounce) oranları: Yüksek hard bounce oranı, ya kötü liste kalitesi ya da yanlış DNS yapılandırmasına işaret eder.
  • Spam şikâyet oranları: Özellikle pazarlama alanınız için yakından takip edin; belirli bir eşiğin üstüne çıkarsa frekansları ve segmentasyonu yeniden gözden geçirin.

Blacklist’e düşme veya itibar kaybı yaşadıysanız, e‑posta itibarını kurtarma rehberimizde blacklist’ten çıkma, IP/domain ısıtma ve Postmaster araçlarını kullanma süreçlerini ayrıntılı şekilde anlattık. Ayrı gönderim alanları sayesinde, bu tür temizleme operasyonlarını ana kurumsal domaininizi riske atmadan yürütebilirsiniz.

Sık Yapılan Hatalar ve Kaçınma Yolları

Ayrı gönderim alanı kullandığı hâlde hâlâ teslim sorunları yaşayan projelerde en çok gördüğümüz hatalar şunlar:

  • Wildcard SPF veya aşırı geniş yetkiler: v=spf1 +a +mx +ip4:0.0.0.0/0 ~all gibi abartılı tanımlar, spoofing’e davetiye çıkarır ve itibarınızı bozar.
  • DMARC kaydı eksik veya p=none’de bırakılmış: Hiç politika uygulamadan yıllarca rapor toplamak, saldırganlara konfor alanı sunar.
  • PTR kaydı yanlış veya eksik: IP’niz bambaşka bir hostname’e işaret ederken, HELO/EHLO’da farklı bir isim kullanmanız şüphe çeker.
  • Transactional ve pazarlama için aynı alt alan: mail.ornekfirma.com’dan hem şifre sıfırlama hem de kampanya göndermek, ayrıştırma stratejinizi zayıflatır.
  • Yetersiz TLS ve güvenlik başlıkları: Bazı alıcılar artık TLS’siz veya zayıf şifre takımlı bağlantıları puan kırma sebebi sayıyor.

Bu hataların bir kısmı, DNS ve e‑posta doğrulamasının temellerine hâkim olarak kolayca önlenebilir. SPF, DKIM ve DMARC’ı teknik ama sade bir dille anlattığımız özel alan adı ile e‑posta doğrulama rehberimiz, ayrı gönderim alanı projelerine başlarken başucu kaynağınız olabilir.

Sonuç ve Yol Haritası: Adım Adım Uygulanabilir Plan

Özetlemek gerekirse, sağlıklı bir e‑posta stratejisinin üç temel ayağı var: alan adı mimarisi, DNS doğrulama kayıtları ve barındırma (MTA) altyapısı. Transactional ve pazarlama e‑postalarını aynı sepetten göndermek kısa vadede işinizi kolaylaştırsa da, büyüdüğünüz anda teslim sorunları ve itibar problemi olarak geri dönme ihtimali çok yüksek.

DCHost olarak sahada gördüğümüz en pratik yol haritası şu şekilde:

  1. Transactional ve pazarlama e‑postalarınızı net şekilde ayırın.
  2. Her biri için ayrı bir alt alan (ve gerekirse ayrı domain) belirleyin.
  3. Her alt alan için SPF, DKIM, DMARC ve PTR kayıtlarını temizce kurun.
  4. Küçük hacimlerde paylaşımlı hosting, büyüdükçe DCHost VPS veya dedicated çözümlerine geçerek IP ve itibar üzerinde daha fazla kontrol kazanın.
  5. DMARC raporları, bounce oranları ve kara liste durumunu periyodik olarak izleyin; gerekirse itibar kurtarma ve IP/domain ısıtma adımlarını devreye alın.

Eğer altyapınızda bu geçişi planlamak, yeni gönderim alanlarını devreye almak veya mevcut e‑posta trafiğinizi DCHost üzerindeki daha kontrollü bir mimariye taşımak istiyorsanız, teknik ekibimizle birlikte somut bir plan çıkarmak için bizimle iletişime geçebilirsiniz. Böylece sipariş mailleriniz güvenle ulaşırken, pazarlama kampanyalarınızı da daha cesurca kurgulayabileceğiniz sağlam bir e‑posta temeli kurmuş olursunuz.

Sıkça Sorulan Sorular

Hukuken veya teknik standartlar gereği ayrı gönderim alan adı kullanmak zorunlu değil; ancak belirli bir hacmin üzerine çıkan her projede pratikte neredeyse zorunlu hâle geliyor. Küçük ölçekli bir blog veya sadece birkaç yüz abonesi olan bir bülten için tek alan adıyla devam edebilirsiniz. Fakat hem transactional (sipariş, şifre sıfırlama vb.) hem de pazarlama e‑postalarınız varsa, bunları en azından farklı birer subdomain’e ayırmak, itibar yönetimini ve hata ayıklamayı ciddi şekilde kolaylaştırır. Özellikle e‑ticaret, SaaS ve kurumsal yapılarda, ayrı gönderim alanı mantıklı ve uzun vadede maliyeti azaltan bir yatırım olur.

Küçük hacimlerde aynı IP’yi kullanmak büyük bir felaket yaratmayabilir; ancak orta ve yüksek hacimlerde risk hızla artar. Pazarlama e‑postaları genelde daha çok spam şikâyeti alır, bounce oranı daha yüksektir ve zaman zaman kara liste riskine girer. Bu olduğunda, aynı IP’den çıkan transactional mailler de otomatik olarak puan kaybeder ve kritik bildirimleriniz spam klasörüne düşebilir. İdeal senaryo, en azından domain seviyesinde ayrım yapmak; imkân varsa IP seviyesinde de transactional trafiğe daha temiz, stabil bir IP havuzu ayırmaktır. DCHost üzerinde VPS veya dedicated çözümlerle bu ayrımı rahatlıkla uygulayabilirsiniz.

Çoğu işletme için en dengeli ve pratik çözüm subdomain kullanmaktır; örneğin transactional için mail.ornekfirma.com, pazarlama için news.ornekfirma.com gibi. Böylece hem marka bütünlüğü korunur hem de SPF, DKIM, DMARC ve hatta IP bazında itibar ayrımı yapabilirsiniz. Tamamen ayrı domain (ornekfirmamail.com gibi) ise daha yüksek izolasyon sağlar ama kullanıcı güveni ve yönetim yükü açısından dikkat ister. Genellikle yüksek hacimli, agresif pazarlama yapan ve farklı ülkeler için ayrı stratejiler yürüten yapılarda tercih edilir. Küçük ve orta ölçekli projeler için önce subdomain modeliyle başlamak, ihtiyaç doğarsa ayrı domain’e geçmek daha sağlıklıdır.

Yeni bir alan adı veya IP ile bir anda yüksek hacimde e‑posta göndermek, birçok alıcı tarafından şüpheli davranış olarak algılanır ve teslim edilebilirliği ciddi biçimde düşürür. Sağlıklı bir ısınma için önce en etkileşimli, aktif kullanıcılarınızdan başlayarak düşük hacimli gönderimler yapın; örneğin ilk hafta günde birkaç yüz, sonra birkaç bin, ardından kademeli artış şeklinde. Şikâyet, bounce ve açılma oranlarını yakından izleyin, sorunlu segmentleri temizleyin. Bu sırada SPF, DKIM, DMARC ve PTR kayıtlarınızın kusursuz olduğundan, TLS ve MTA‑STS gibi güvenlik ayarlarının da düzgün çalıştığından emin olun. DCHost üzerindeki VPS veya dedicated çözümlerinizde loglara erişerek bu süreci çok daha kontrollü yönetebilirsiniz.