Alan Adı

ICANN Yeni Alan Adı Politikaları: Teknik ve Stratejik Etkileri

ICANN Yeni Alan Adı Politikaları Neden Bu Kadar Önemli?

Alan adları bugün sadece bir adres değil, markaların en kritik dijital varlığı. DNS tarafında yaşanan bir sorun, yanlış yapılandırılmış bir transfer süreci veya WHOIS verilerinizdeki bir tutarsızlık; SEO’dan güvenliğe kadar pek çok alanda doğrudan hasar verebiliyor. İşin arka planında ise alan adlarının nasıl kayıt edileceğini, transfer edileceğini, hangi verilerin tutulacağını ve güvenliğin nasıl sağlanacağını belirleyen küresel bir otorite var: ICANN. Son yıllarda ICANN yeni alan adı politikalarıyla hem güvenlik hem de veri gizliliği tarafında ciddi değişikliklere gitti. Biz de DCHost tarafında, hem kendi altyapımızı hem de müşterilerimizin domain stratejilerini bu değişikliklere göre sürekli güncelliyoruz.

Bu yazıda; ICANN yeni alan adı politikalarının teknik detaylarına gereksiz hukuk jargonu olmadan değineceğiz, kayıt/transfer/WHOIS ve güvenlik başlıklarındaki değişiklikleri özetleyeceğiz, ardından da KOBİ’ler, ajanslar ve SaaS projeleri için pratik bir yol haritası çıkaracağız. Eğer onlarca domain yöneten bir ajans, tek markasıyla büyüyen bir işletme ya da global hedefleri olan bir SaaS girişimiyseniz; bu politikaları anlamak, alan adı portföyünüzü korumak ve gelecek planınızı netleştirmek için kritik hale geldi.

ICANN ve Alan Adı Politikası Temelini Kısaca Netleştirelim

ICANN (Internet Corporation for Assigned Names and Numbers), internetin adresleme sistemini yöneten küresel organizasyon. Kısaca söylemek gerekirse:

  • .com, .net, .org gibi gTLD’lerin ve birçoğu yeni gelen yüzlerce uzantının en üst düzey kurallarını belirler.
  • Alan adlarının nasıl kayıt edileceği, yenileneceği, transfer edileceği ve silineceği konusunda kurallar (politikalar) yayınlar.
  • WHOIS/RDAP gibi kayıt verisi sistemlerini, DNSSEC gibi güvenlik adımlarını ve uyuşmazlık çözüm mekanizmalarını çerçeveye oturtur.

Bu kurallar; alan adı kayıt operatörlerini (registry), domain satan firmaları (registrar) ve dolaylı olarak son kullanıcıyı, yani sizi etkiler. DCHost olarak biz, ICANN politikalarına tabi olan bir ekosistemde çalışırken, bir yandan da bu karmaşık kuralları müşterilerimiz için olabildiğince şeffaf ve pratik hale getirmeye odaklanıyoruz.

ICANN alan adı politikalarındaki değişikliklerin genel çerçevesini ve zaman çizelgesini daha geniş bir perspektiften görmek isterseniz, ICANN alan adı politikalarındaki değişiklikleri domain sahipleri için yol haritası şeklinde anlattığımız rehbere da göz atabilirsiniz.

Son Yıllarda Öne Çıkan ICANN Yeni Alan Adı Politikaları

ICANN tarafında her yıl onlarca çalışma grubu, taslak politika ve yorum süreci dönüyor. Ancak pratikte alan adı sahiplerini en çok etkileyen birkaç ana başlık var. Bunları sahada en sık karşımıza çıktığı şekliyle gruplayalım.

1. WHOIS’ten RDAP’e Geçiş ve Veri Gizliliği

Eskiden alan adı sorgusu yaptığınızda; ad, soyad, e-posta, adres gibi pek çok kişisel bilgi WHOIS çıktısında ham şekilde görünüyordu. GDPR ve benzeri yerel veri koruma yasaları devreye girdikçe ICANN bu yapıyı değiştirmek zorunda kaldı.

  • Veri minimizasyonu: Artık son kullanıcıya açık görünen alan adları çoğu zaman kısıtlı bilgi gösteriyor, kişisel veriler maskeleniyor veya tamamen gizleniyor.
  • RDAP altyapısı: WHOIS’in yerini alacak modern, makineler tarafından okunabilir bir API standardı (RDAP) zorunlu hale geliyor. Daha yapılandırılmış, erişim yetkisi tanımlanabilir ve denetlenebilir bir sistem.
  • İrtibat kanalı zorunluluğu: Veri gizliliği artarken, hukuki bildirimler ve teknik güvenlik uyarıları için domain sahibine ulaşılabilir bir kanal tutmak zorunlu.

Bu noktada “WHOIS tamamen bitti” denemez, ancak klasik WHOIS’in yavaş yavaş RDAP odaklı daha kontrollü bir yapıya evrildiğini görüyoruz. WHOIS mantığını ve çıktılarını daha temel seviyede anlamak isterseniz, WHOIS nedir ve alan adı sahibi nasıl sorgulanır rehberimizi de okumanızı öneririz.

2. Transfer Politikalarındaki Sıkılaşma

ICANN transfer politikaları son yıllarda özellikle iki amaç için güncelleniyor: Güvenlik ve suistimalleri azaltma. Bunun pratikte sizde nasıl göründüğünü şöyle özetleyebiliriz:

  • Transfer kilidi (Registrar Lock) vurgusu: Çoğu alan adında transfer kilidi varsayılan olarak açık geliyor. ICANN politikaları, kilidin açık olduğu durumlarda izinsiz transferleri engellemek için çerçeveyi güçlendiriyor.
  • E-posta doğrulama akışları: Transfer talebi geldiğinde domain sahibi ve yönetici e-postalarına giden onay/red mesajları daha standart ve izlenebilir hale getiriliyor.
  • İhtilaf çözüm süreçleri: Yanlış veya yetkisiz transfer şüphesi olduğunda, geri alma ve itiraz prosedürleri daha net tanımlanıyor.

Bu sıkılaşma, “bir tıkla transfer” konforunu biraz zayıflatsa da güvenlik açısından net bir kazanım. DCHost’ta domain transfer süreçlerini tasarlarken, bu kurallara uyarken aynı zamanda müşterilerimiz için mümkün olan en az adımlı akışı kurmaya çalışıyoruz.

3. DNS Güvenliği ve DNSSEC’in Önemi

ICANN’in en odaklandığı başlıklardan biri DNS güvenliği. Phishing, cache poisoning ve DNS hijacking gibi saldırı türleri arttıkça, alan adı sahiplerinin DNSSEC gibi ek katmanları kullanması teşvik ediliyor.

  • DNSSEC desteği: ICANN politikaları, üst seviye alan adlarının DNSSEC desteklemesini ve alt taraftaki registrar/hosting firmalarının bu desteği uçtan uca sunabilmesini bekliyor.
  • DS kaydı yönetimi: Alan adınızın DNSSEC anahtarları ile registry tarafındaki DS kayıtlarının uyumlu olması gerekiyor. Buradaki uyumsuzluk direkt kesinti nedeni olabiliyor.

DNSSEC’in teknik çalışma prensibini ve sitenizi pratikte nasıl daha güvenli hale getirdiğini merak ediyorsanız, DNSSEC nedir ve web sitenizi nasıl daha güvenli hale getirir rehberimize göz atabilirsiniz. DCHost olarak DNSSEC entegrasyonunu domain ve DNS hizmetlerimizle birlikte ele alıyoruz.

4. Yeni gTLD Turları ve Uzantı Çeşitliliği

ICANN, ilk nesil .com/.net/.org ağırlıklı ekosistemi, binlerce yeni gTLD ile genişletmeye devam ediyor. Şehir uzantılarından marka uzantılarına, niş sektörlere özel TLD’lere kadar çok çeşitli alternatifler ortaya çıktı.

  • Yeni gTLD turları: ICANN periyodik olarak yeni başvuru turları açıyor; şehirler, markalar ve topluluklar kendi uzantılarını alabiliyor.
  • Hak koruma mekanizmaları: Yeni gTLD’ler için Sunrise, Trademark Claims gibi marka sahiplerini koruyan süreçler politikaların parçası haline geldi.

Yeni gTLD ekosisteminin marka stratejisine doğrudan etkisini daha detaylı tartıştığımız ICANN yeni gTLD politikaları rehberine de mutlaka göz atmanızı öneririz. Özellikle global büyüme planlayan markalar için, doğru TLD kombinasyonu ciddi fark yaratabiliyor.

5. Kayıt Verisi Doğruluğu ve İletişim Yükümlülükleri

ICANN politikaları, alan adı sahibinin iletişim bilgilerinin doğru ve güncel tutulmasını zorunlu kılıyor. Bu zorunluluğun pratikteki yansımaları:

  • Kayıt sırasında verdiğiniz e-posta adresini doğrulamanız istenir; doğrulanmayan alan adları askıya alınabilir.
  • Hukuki bildirimler, kötüye kullanım şikayetleri ve teknik güvenlik uyarıları bu e-posta üzerinden gelir.
  • Yanlış veya sahte bilgi tespiti, alan adınızın askıya alınması veya silinmesine kadar gidebilir.

Bu yüzden, alan adlarınızı kaydederken kullandığınız iletişim adreslerinin kurumsal ve uzun ömürlü olmasına özellikle dikkat etmenizi öneriyoruz. DCHost kontrol panelinde iletişim bilgilerinizi periyodik olarak gözden geçirmenizi sağlayan hatırlatmalarla bu süreci basitleştiriyoruz.

ICANN Yeni Alan Adı Politikaları Sizi Hangi Açılardan Etkiliyor?

Politika değişiklikleri kağıt üzerinde teknik görünse de, günlük hayatta çok somut sonuçlar doğuruyor. Bunları rol bazlı düşünmek çoğu zaman daha açıklayıcı oluyor.

Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeler İçin Etkiler

Bir KOBİ olarak genellikle 1–10 arası kritik alan adına sahipsinizdir. Öne çıkan başlıklar:

  • Transfer süreçleri: Yanlış kurulan transferler markanızın ana domain’ini kaybetmenize kadar gidebilir; transfer kilidi ve doğrulama adımları burada hayat kurtarıcı.
  • WHOIS/RDAP gizliliği: Çalışan adları, ofis adresleri gibi bilgilerin gereksiz yere ortalıkta dolaşmaması güvenlik ve spam açısından büyük avantaj.
  • DNSSEC ve güvenlik: Özellikle e-ticaret ve kurumsal e-posta kullanan işletmeler için DNS’in manipüle edilmesi, doğrudan gelir ve itibar kaybı demek.

Bu yüzden biz DCHost’ta, KOBİ müşterilerimizin domain, hosting ve e-posta altyapısını tek panelden yönetilebilir, yedekli ve güvenli bir yapıda sunmaya çalışıyoruz.

Ajanslar ve Freelancerlar İçin Etkiler

Ajanslar ve çoklu proje yöneten freelancerlar için ICANN politikaları bir anda operasyonel yüke dönüşebiliyor. Onlarca müşterinin domain’inin:

  • Transfer kilidi, yenileme tarihleri ve kayıt bilgileri doğru tutulmalı,
  • DNSSEC, SPF/DKIM/DMARC gibi güvenlik ayarları tutarlı olmalı,
  • Yetkili e-posta adresleri gerçekten ajans tarafından kontrol edilebilir olmalı.

Bu noktada, alan adı portföy yönetimi rehberimizde onlarca domain’i tek çatı altında nasıl yönetebileceğinizi, ICANN kaynaklı yükümlülükleri nasıl takipte tutabileceğinizi detaylı anlattık. DCHost paneli üzerinde ajans müşterilerinin bu yükü hafifletmesi için kurguladığımız yapı da doğrudan bu ihtiyaçlardan doğdu.

SaaS ve Ürün Odaklı Girişimler İçin Etkiler

SaaS veya ürün odaklı girişimlerde genellikle tek bir ana domain olsa da, alt alan adları, bölgesel domain’ler ve test ortamları devreye giriyor. ICANN politikalarının bu taraftaki kritik etkileri:

  • Global büyüme planlıyorsanız; doğru gTLD seçimi, marka uzantıları ve defansif kayıt stratejileri önem kazanıyor.
  • DNSSEC, CAA kayıtları, SSL/TLS politikaları gibi güvenlik adımları doğrudan ürün güven algınızı etkiliyor.
  • Kullanıcı verisi ve gizlilik konuları, WHOIS/RDAP değişiklikleriyle hukuki riskleri azaltırken, şeffaflık beklentisini de artırıyor.

DCHost olarak SaaS müşterilerimizle çalışırken; domain, DNS, SSL ve hosting mimarisini bir bütün olarak ele alıyoruz. Çok kiracılı yapılar, subdomain stratejileri ve otomatik SSL yenileme akışlarını ICANN ekosistemini dikkate alarak tasarlamak, ileride çıkabilecek domain kaynaklı sorunların önüne geçiyor.

Marka ve Domain Stratejinizi Güncellemek İçin Yol Haritası

ICANN yeni alan adı politikalarını tek tek ezberlemenize gerek yok; önemli olan bu politikaların arkasındaki mantığı okuyup kendi stratejinize uyarlamak. Bunu üç adımlı bir yol haritası ile toparlayalım.

1. Portföy Envanteri Çıkarın ve Yaşam Döngüsünü Netleştirin

İlk adım, elinizdeki tüm alan adlarının net bir envanterini çıkarmak:

  • Hangi uzantılara sahipsiniz? (.com, .net, yeni gTLD’ler vb.)
  • Her bir domain’in yenileme tarihi nedir ve otomatik yenileme açık mı?
  • Transfer kilidi durumu, registrar bilgisi ve yönetim paneline erişim net mi?

Alan adlarının kayıt, yenileme, grace ve redemption dönemlerini anlamak için alan adı yaşam döngüsü rehberimizi mutlaka okumanızı öneririz. ICANN politikaları nedeniyle sürelere müdahale şansınız sınırlı; bu yüzden doğru zamanda aksiyon almak kritik.

2. Güvenlik Katmanlarını ICANN Politikalarıyla Uyumlu Hale Getirin

ICANN’in son dönemdeki ana odağı güvenlik. Sizin tarafınızda atabileceğiniz pratik adımlar şunlar:

  • Registrar Lock aktif olsun: Özellikle marka değeri yüksek ana domain’lerde transfer kilidini daima açık tutun.
  • DNSSEC kullanın: DNS altyapınız destekliyorsa, DNSSEC’i etkinleştirip DS kayıtlarınızı doğru girdiğinizden emin olun.
  • Alan adı hesabınıza 2FA ekleyin: Panel girişlerinizi mutlaka iki faktörlü doğrulama ile koruyun.
  • İletişim e-postanızı güvenli tutun: Domain yönetiminde kullanılan e-posta hesabının şifresi ve güvenlik ayarları ekstra özen gerektirir.

Bu başlıkları daha derinlemesine ve pratik örneklerle görmek için alan adı güvenliği rehberimize göz atabilirsiniz. DCHost altyapısında bu adımların büyük kısmını panel seviyesinde yönlendirmelerle basitleştiriyoruz.

3. Yeni gTLD ve Defansif Kayıt Stratejinizi Gözden Geçirin

Yeni ICANN politikalarıyla birlikte gTLD evreni genişledikçe, şu soruları yeniden sormak gerekiyor:

  • Markanız için sadece .com almak yeterli mi, yoksa belirli yeni uzantıları da defansif olarak satın almalısınız?
  • Hedef pazarlarınız için ülke kodu TLD’ler (ccTLD) mi öncelikli, yoksa global gTLD odaklı bir strateji mi daha mantıklı?
  • Benzer yazımlar, sık yapılan yazım hataları (typosquat) ve marka varyasyonlarını ne kadar kapsıyorsunuz?

Bu soruların tamamını tek bir yazıda çözmek mümkün değil; bu yüzden işletmeniz için SEO uyumlu alan adı seçimi rehberimizi ve marka koruması için defansif domain satın alma stratejilerini de okumanızı öneririz. ICANN tarafındaki yeni gTLD turları hızlandıkça, alan adı stratejisini sadece “boşta bulduğumu aldım” düzeyinde bırakmak uzun vadede ciddi risk oluşturuyor.

Teknik Tarafta Hazırlanmanız Gerekenler

Politikalar soyut kalmasın; bir de teknik gözle bakalım. DCHost’ta alan adı ve hosting altyapınızı yönetirken ICANN politikalarıyla uyumlu kalmak için dikkat etmeniz gereken temel teknik başlıkları listeleyelim.

1. DNS ve Nameserver Mimarisi

ICANN politikaları, registry ve registrar düzeyinde asgari gereklilikleri tanımlar; ancak nameserver altyapınızın nasıl olacağını siz ve hosting sağlayıcınız belirler. Önerdiğimiz yapı:

  • En az iki farklı fiziki lokasyonda çalışan yedekli DNS sunucuları.
  • DNSSEC destekli, log tutan ve değişiklikleri versiyonlayabildiğiniz bir DNS altyapısı.
  • Otomatik SSL yenileme (ACME) gibi süreçlerle uyumlu, esnek DNS kayıt yönetimi.

DNS kayıt türleri, TTL stratejisi ve hata teşhisi hakkında daha teknik bir rehber arıyorsanız, DNS kayıtları A’dan Z’ye rehberimize mutlaka göz atın. ICANN’in doğrudan dikte etmediği ama fiilen zorunlu hale gelen pek çok iyi uygulamayı orada topluca anlattık.

2. SSL/TLS ve E-Posta Güvenliği ile Uyum

ICANN politikaları doğrudan SSL sertifikası vermez; ancak DNS ve alan adı sahipliği üzerinden SSL/TLS altyapınızın temelini oluşturur. Dikkat etmeniz gerekenler:

  • CAA kayıtları ile hangi sertifika otoritelerinin alan adınız için sertifika üretebileceğini sınırlayın.
  • SPF, DKIM ve DMARC kayıtlarını doğru kurgulayarak e-posta altyapınızı suistimale kapatın.
  • Alan adı tabanlı phishing risklerini azaltmak için defansif domain stratejisini SSL ve e-posta politikalarıyla birlikte düşünün.

Bu konuları daha operasyonal bir gözle ele aldığımız SPF, DKIM, DMARC ve rDNS ile e-posta teslim edilebilirliğini yükseltme rehberi, ICANN politikalarının pratik çıktısını özellikle e-posta tarafında hissetmenize yardımcı olacaktır.

3. Panel ve Hesap Güvenliği

ICANN politikaları, alan adı yönetiminde yetkili kişinin kim olduğuna çok önem verir; ancak sizin hesabınıza kimlerin erişebildiğini bilmez. Bu yüzden:

  • Alan adlarınızı yönettiğiniz DCHost hesabınızda iki faktörlü doğrulamayı (2FA) mutlaka etkinleştirin.
  • Ajanssanız, müşterilerinizle şifre paylaşmak yerine alt hesap veya temsilci erişimi gibi çözümler tercih edin.
  • Şifreleri ekip içinde e-posta veya chat uygulamaları üzerinden paylaşmak yerine, şifre kasası (password manager) kullanın.

Tecrübemiz gösteriyor ki; alan adlarının çalınması vakalarının çok büyük kısmı, ICANN politikalarından ziyade zayıf panel güvenliğinden kaynaklanıyor. Politikalar sizi çerçeveye sokar; hesabınızı korumak ise doğrudan sizin ve sağlayıcınızın sorumluluğundadır.

DCHost Olarak ICANN Politikalarını Sizin İçin Nasıl Yönetiyoruz?

DCHost ekibi olarak alan adı, hosting, VPS, dedicated ve colocation hizmetlerimizi tasarlarken, arka planda ICANN politikalarını sürekli takip ediyoruz. Bunu pratikte şu şekilde hissettiriyoruz:

  • Basitleştirilmiş domain akışları: Kayıt, yenileme, transfer ve nameserver değişiklikleri ICANN kurallarıyla uyumlu ama son kullanıcı için sade arayüzlerle sunuluyor.
  • Otomatik hatırlatmalar: Yenileme tarihleri, yaklaşan grace/redeption dönemleri, WHOIS/RDAP doğrulama talepleri gibi kritik bildirimleri zamanında iletiyoruz.
  • Güvenlik odaklı varsayılanlar: Registrar Lock, 2FA, DNSSEC desteği gibi özellikleri “isteğe bağlı ekstra” olmaktan çıkarıp, mimarinin doğal parçası haline getirmeye çalışıyoruz.
  • Tek panel, bütüncül yaklaşım: Domain, DNS, hosting ve SSL’in aynı panelden yönetilmesi; ICANN kaynaklı değişikliklere daha hızlı ve kontrollü yanıt vermemizi sağlıyor.

Yani siz işinizle ilgilenirken, ICANN tarafındaki güncellemeleri takip etmek ve altyapıyı buna göre ayarlamak bizim günlük işimizin bir parçası. Özellikle çok sayıda domain yönetiyorsanız, bu yükü tek başınıza omuzlamanız gerekmiyor.

Sonuç ve DCHost ile Güçlü Bir Domain Stratejisi Kurmak

ICANN yeni alan adı politikaları, ilk bakışta sadece teknik dokümanlar ve uzun PDF’ler gibi görünebilir. Ancak perdeyi biraz araladığınızda; markanızın dijital varlıklarını, güvenliğinizi, SEO performansınızı ve hatta hukuki risklerinizi doğrudan etkilediğini görüyorsunuz. WHOIS’ten RDAP’e geçişten transfer kurallarının sıkılaşmasına, DNSSEC zorunluluğundan yeni gTLD turlarına kadar her değişiklik; “alan adı al, yönlendir, unut” döneminin bittiğini gösteriyor.

DCHost olarak biz; domain, hosting, VPS, dedicated sunucu ve colocation hizmetlerimizi tasarlarken, ICANN politikalarını sadece bir “zorunluluk listesi” olarak değil, müşterilerimizin lehine çevrilebilecek birer fırsat seti olarak görüyoruz. Domain portföyünüzü gözden geçirmek, güvenlik katmanlarınızı güçlendirmek veya gelecekteki TLD stratejinizi planlamak isterseniz, ekibimiz bu konuda günlük operasyon yürüten bir ekip olarak yanınızda. Alan adlarınızı DCHost altyapısında konumlandırarak; ICANN dünyasındaki değişimlere yalnız değil, tecrübeli bir teknik ekiple birlikte uyum sağlayabilirsiniz.

Sıkça Sorulan Sorular

Son yıllarda ICANN yeni alan adı politikaları özellikle dört alanda yoğunlaştı: WHOIS verilerinin gizliliği, alan adı transfer süreçlerinin güvenliği, DNSSEC gibi DNS güvenlik mekanizmalarının yaygınlaştırılması ve yeni gTLD turlarının çerçevesi. WHOIS’ten RDAP’e geçişle kişisel veriler daha fazla korunuyor, transfer kilidi ve çok aşamalı onay süreçleriyle izinsiz domain taşıma vakaları azaltılıyor. DNSSEC entegrasyonu sayesinde DNS manipülasyonu kaynaklı saldırılara karşı ek bir imza katmanı geliyor. Yeni gTLD politikaları ise marka ve şehir uzantılarının daha kontrollü ve hak koruma mekanizmalarıyla birlikte piyasaya çıkmasını sağlıyor.

Transfer süreçleri eskisine göre daha sıkı; bu doğru, ancak amaç transferi zorlaştırmak değil, yetkisiz transferleri engellemek. Registrar Lock varsayılan olarak açık geliyor, transfer talepleri birden fazla e-posta onayı gerektirebiliyor ve itiraz/geri alma mekanizmaları daha net tanımlanmış durumda. Pratikte, gerçekten alan adı sahibinin bilgisi dahilinde yapılan transferlerde tek fark, birkaç ek doğrulama adımı görmeniz. Buna karşılık, çalıntı şifrelerle veya sosyal mühendislikle başlatılan transfer girişimlerinin durdurulma ihtimali ciddi biçimde yükseliyor. DCHost tarafında bu süreci olabildiğince sade arayüzlerle yönettiğimiz için, güvenlik artarken kullanım deneyimi minimum düzeyde etkileniyor.

DCHost müşterisiyseniz, ICANN politikalarının büyük kısmına altyapı tarafında zaten bizim yerinize uyum sağlıyoruz. Sizin özellikle dikkat etmeniz gereken üç temel nokta var: Birincisi, domain hesabınıza tanımlı e-posta adresinin etkin ve güvenli olması; tüm kritik bildirimler bu adrese geliyor. İkincisi, kontrol panelinizde iki faktörlü doğrulamayı (2FA) etkinleştirerek hesabınızı korumak. Üçüncüsü ise DNSSEC, Registrar Lock ve yenileme ayarlarını gözden geçirip, özellikle kritik domain’lerde otomatik yenileme ve transfer kilidini açık tutmak. Geri kalan kısımda, ICANN güncellemelerini takip etmek ve panelde gerekli teknik iyileştirmeleri yapmak DCHost ekibinin sorumluluğunda.