İçindekiler
- 1 Alan adı seçimi neden SEO için bu kadar kritik?
- 2 SEO uyumlu alan adının temel prensipleri
- 3 Marka odaklı alan adı stratejileri
- 4 Uzantı (TLD) seçimi ve SEO etkisi
- 5 Anahtar kelime içeren alan adları: Ne zaman mantıklı?
- 6 Alan adı geçmişi, yaş ve güven sinyalleri
- 7 Birden fazla alan adını yönetmek ve yönlendirme stratejileri
- 8 Alan adını değiştirmek: SEO riskini nasıl minimize edersiniz?
- 9 Teknik kontrol listesi: Yeni alan adı aldıktan sonraki ilk 30 gün
- 10 Özet ve uygulanabilir aksiyon planı
Alan adı seçimi neden SEO için bu kadar kritik?
Yeni bir web sitesi, e-ticaret projesi veya SaaS ürünü planlarken genelde tasarım, özellik listesi ve pazarlama bütçesine odaklanıyoruz. Ancak proje planlama toplantılarında gördüğümüz en yaygın eksik, alan adı stratejisinin son dakikaya bırakılması. Oysa alan adınız, hem markanızın dijital kimliği hem de SEO performansınız için temel bir bileşen. Kullanıcıların sizi ilk kez gördüğü yer çoğu zaman alan adınız ve sayfa başlığınızın birlikte göründüğü arama sonuçları.
İyi seçilmiş, SEO uyumlu bir alan adı tıklanma oranınızı yükseltir, marka algınızı güçlendirir ve uzun vadede organik trafiğinizi daha öngörülebilir hale getirir. Kötü seçilmiş veya aceleyle alınmış bir alan adı ise ileride rebranding, domain değişikliği, karmaşık yönlendirmeler ve SEO kaybı gibi maliyetli süreçlere yol açabilir. DCHost tarafında hem küçük işletmelerin hem de yüksek trafikli projelerin alan adı ve hosting mimarisini kurarken, alan adının iş hedefleriyle ne kadar uyumlu olduğunun SEO performansına doğrudan yansıdığını defalarca gördük.
Bu yazıda, işletmeniz için SEO uyumlu alan adı seçerken marka, uzantı (TLD) ve anahtar kelime stratejilerini nasıl dengelemeniz gerektiğini; gerçekçi senaryolar, dikkat edilmesi gereken teknik detaylar ve uygulanabilir bir kontrol listesiyle anlatacağız.
SEO uyumlu alan adının temel prensipleri
Önce sağlam bir çerçeve kuralım. Alan adınızın SEO açısından sağlıklı olması için bazı temel prensipler var. Bunları doğru kurguladığınızda, uzantı veya anahtar kelime detayları çok daha netleşiyor.
Kısa, akılda kalıcı ve kolay yazılabilir olmalı
Alan adınız ne kadar kısa ve sade olursa, kullanıcıların:
- Arama sonuçlarında sizi fark etmesi,
- Ağızdan ağıza tavsiyede isminizin doğru aktarılması,
- Tarayıcıya elle yazarken hata yapmaması
o kadar kolay olur. Bu da dolaylı olarak SEO’ya pozitif yansır, çünkü doğru yazılan URL’ler, direkt trafik ve marka aramaları Google’ın güven sinyali olarak gördüğü metriklerdendir.
Türkçe karakter, tire ve sayı kullanımında denge
Teknik olarak Türkçe karakterli (IDN) alan adları alınabiliyor, ancak pratikte “ş”, “ç”, “ı”, “ö”, “ü”, “ğ” içeren domainler:
- E-posta adreslerinde ve bazı formlarda sorun çıkarabiliyor,
- Kopyala-yapıştır dışında yazması daha zor oluyor,
- Tarayıcı adres çubuğunda punycode (örneğin
xn--ile başlayan) olarak görünebiliyor.
Bu yüzden genellikle marka isminizin Türkçe karaktersiz versiyonunu ana domain olarak kullanıp, gerekirse Türkçe karakterli versiyonu ek bir domain olarak alıp 301 ile yönlendirmek daha sağlıklı. Bu konunun teknik arka planı için alan adı stratejisi nasıl kurulur yazısındaki IDN bölümünü de inceleyebilirsiniz.
Tire (-) ve sayı kullanımı da benzer şekilde dikkat istiyor:
- Mecbur kalmadıkça birden fazla tire kullanmayın; spam domain hissi verir.
- Alan adının başında veya sonunda tire kullanmaktan kaçının.
- Rakam kullanımı, marka isminizin doğal bir parçası değilse (örneğin
3dprintergibi) genellikle akılda kalıcılığı düşürür.
Aşırı anahtar kelime doldurmaktan kaçının
Eskiden “tam eşleşmeli domain” (exact match domain) yani örneğin istanbul-dis-hekimi.com gibi alan adları, kısa süreli SEO avantajı sağlıyordu. Bugün ise Google bu tarz aşırı anahtar kelime yoğun alan adlarını yakından izliyor ve düşük kaliteli siteleri filtreliyor. Eğer içerik kaliteniz ve kullanıcı deneyiminiz zayıfsa, alan adındaki anahtar kelime sizi kurtarmıyor; hatta tam tersine “manipülasyon” sinyali olarak algılanabiliyor.
Buradaki ideal nokta: marka + anlamlı bir ipucu. Örneğin “markaadı+legal”, “markaadı+medikal”, “markaadı+digital” gibi; hem marka odaklı hem de kullanıcıya sektör hakkında fikir veren, fakat spam durmayan kombinasyonlar.
Marka odaklı alan adı stratejileri
SEO uyumlu alan adı seçerken en temel soru: “Marka ismimi mi öne çıkarmalıyım, yoksa anahtar kelime mi?” DCHost’ta gördüğümüz projelerde uzun vadede kazanan strateji, neredeyse her zaman marka odaklı olanlar.
Marka ismi mi, anahtar kelime mi?
Şöyle düşünebilirsiniz:
- Marka odaklı domain:
ornekmedya.comgibi. Zamanla kullanıcılar doğrudan marka adını aramaya başlar, bu da güçlü bir SEO sinyalidir. - Anahtar kelime odaklı domain:
istanbulreklamajansi.comgibi. İlk bakışta ne yaptığınız anlaşılsa da, markalaşma zor, alan adı uzun ve sıkıcıdır.
Genellikle önerdiğimiz yaklaşım: Ana domaini mutlaka marka merkezli seçmek, sektör veya hizmet vurgusunu ise:
- Sayfa başlıklarında,
- Kategori isimlerinde,
- Alt sayfa URL yapısında,
- Meta açıklamalarda
çözmek. Böylece hem markayı büyütür hem de anahtar kelime hedeflerini esnek tutarsınız.
Farklı işletme türleri için örnek senaryolar
1) Yerel hizmet işletmesi (kuaför, diş hekimi, tamirci vb.)
- Kötü örnek:
en-iyi-ankara-dis-hekimi-uzmani.com - Daha sağlıklı örnek:
markaadi.comveyamarkaadi-dental.com
Şehir ve hizmet adını sayfa bazında kullanmak daha temizdir: markaadi.com/ankara-dis-hekimi gibi.
2) E-ticaret sitesi
- Kötü örnek:
ucuz-ayakkabi-bot-spor-ayakkabi.com - İyi örnek:
markaadi.com, kategorilerde anahtar kelime:/kadin-spor-ayakkabi,/erkek-botgibi.
3) SaaS veya teknoloji ürünü
Burada marka ismi daha da kritik. İnsanlar ürünü bulut servisi gibi kullanacağı için, alan adınız adeta uygulamanızın kısayolu. Kısa, tek kelimeye yakın, okunması kolay domainler burada ciddi avantaj sağlar.
Marka koruması için ek alan adları
Markanız büyüdükçe, alan adı tarafında defansif hamleler yapmak önem kazanıyor. Örneğin:
- Yaygın yazım hataları (typosquat) içeren varyasyonlar,
- Türkçe karakterli versiyonlar,
- Önemli ülke uzantıları (örneğin
.com.tr), - Marka adınızla karıştırılabilecek benzer kombinasyonlar.
Bunların hepsini ana siteye 301 ile yönlendirerek hem marka haklarınızı korur hem de kullanıcıların yanlış yazım yüzünden kaybolmasını engellersiniz. Bu yaklaşımı daha derinlemesine ele aldığımız defansif domain satın alma stratejileri yazısını da okumanızı öneririz.
Uzantı (TLD) seçimi ve SEO etkisi
Alan adı seçerken ikinci büyük karar, hangi uzantıyı (TLD) kullanacağınızdır. .com, .com.tr, yeni jenerasyon .store, .app gibi yüzlerce seçenek var. SEO açısından bakınca tabloyu netleştirelim.
.com, ülke uzantıları ve yeni gTLD’ler
Basitleştirirsek üç ana kategori var:
- Geleneksel gTLD’ler:
.com,.net,.orggibi. Global geçerliliği ve kullanıcı alışkanlığı yüksek. - Ülke kodlu TLD’ler (ccTLD):
.tr,.de,.ukgibi. Ülke hedeflemesi için güçlü sinyal. - Yeni gTLD’ler:
.store,.app,.online,.agencygibi sektör veya kullanım odaklı uzantılar.
Google, resmi olarak tüm bu uzantıları teknik SEO açısından eşit kabul ettiğini söylüyor. Yani iyi yapılandırılmış bir .com sitesi ile aynı kalitede bir .store sitesi arasında sadece uzantı yüzünden bir sıralama farkı beklememelisiniz. Ancak kullanıcı algısı ve ülke hedeflemesi farklı hikaye.
Hangi senaryoda .com, hangi senaryoda .com.tr?
Türkiye pazarına odaklı bir işletmeyseniz karar genellikle şu şekilde veriliyor:
- Global hedef + Türkçe içerik: Öncelik
.comalan adı, ardından mümkünse.com.trversiyonunu defansif olarak almak. - Sadece Türkiye’ye odaklı yerel işletme:
.com.troldukça güçlü ve güven verici. Kullanıcılar özellikle e-ticaret ve kurumsal sitelerde.com.tradreslere daha fazla güveniyor.
Burada asıl kritik nokta, seçiminizi URL mimarinizle, hosting konumunuzla ve Search Console’daki ülke hedeflemesi ile uyumlu hale getirmek. ccTLD ve gTLD seçimlerinin uluslararası SEO ve mimariye etkisini detaylı anlattığımız alan adı stratejisi rehberini mutlaka gözden geçirin.
Sunucu lokasyonu, TLD ve SEO ilişkisi
Artık Google konum sinyallerinde IP lokasyonuna eskisi kadar ağır ağırlık vermese de, sunucu lokasyonu hâlâ önemini koruyor. Özellikle:
- Kullanıcılara fiziksel olarak yakın veri merkezlerini kullanmak,
- TTFB (ilk bayt süresi) gibi performans metriklerini düşürmek,
- Yerel yasalara ve veri yerelleştirme gereksinimlerine uyum sağlamak
için doğru lokasyonu seçmek gerekiyor. Bu konuyu sunucu lokasyonunun SEO etkisi yazısında teknik detaylarıyla anlattık. Alan adınızın TLD’si ile hedeflediğiniz ülke ve sunucu konumunuz arasında tutarlı bir üçgen kurarsanız, SEO tarafında daha net bir sinyal üretmiş olursunuz.
ICANN ve yeni gTLD dalgaları
Yeni gTLD’ler (örneğin .shop, .blog, .istanbul) sayesinde; hem markanızı daha niş bir şekilde konumlandırabilir hem de .com tarafında dolu olan birçok ismi uygun fiyatla yakalayabilirsiniz. Ancak her yeni TLD eşit değil. Bazıları kullanıcıda spam çağrışımı yaparken, bazıları (özellikle sektörel olanlar) oldukça profesyonel bir imaj sağlıyor.
ICANN’ın yeni gTLD politikaları ve yaklaşan TLD turları, önümüzdeki yıllarda alan adı stratejilerini ciddi şekilde etkileyecek. Detaylı bir strateji kurmak istiyorsanız ICANN yeni gTLD politikaları ve yeni gTLD turu analizimizi mutlaka okuyun.
Anahtar kelime içeren alan adları: Ne zaman mantıklı?
Alan adına anahtar kelime eklemek tamamen yanlış değil; mesele bunu doğru dozda yapmak.
Exact match vs. partial match domain
İki temel kategori var:
- Exact Match Domain (EMD): Alan adı, hedef anahtar kelimeyle birebir aynı. Örneğin
istanbulkuafor.com. - Partial Match Domain (PMD): Hem marka hem de anahtar kelime unsuru içerir. Örneğin
markakuafor.comveyamarkaistanbul.com.
Güncel algoritmalarda EMD, tek başına bir avantaj sağlamıyor. Hatta içerik kalitesi düşükse hızlıca filtreye takılabiliyor. Buna karşılık, PMD yapısındaki alan adları daha doğal göründüğü ve marka yaratımına izin verdiği için çok daha sağlıklı.
Anahtar kelime kullanırken kaçınmanız gereken hatalar
- 3–4 kelimeden uzun, okunması zor kombinasyonlar üretmek,
- Aynı kelimeyi tekrar tekrar kullanmak (örneğin
ayakkabi-spor-ayakkabi-ucuz-ayakkabi.com), - Türkçe–İngilizce karışık, anlamsız ifadelerle dolu domainler almak,
- Sırf alan adında anahtar kelime var diye; marka isminizi tamamen geriye atmak.
Doğru yaklaşım, markanızı öne koyup, mümkünse tek, net, sektörle ilgili bir kelimeyi eklemek. Örneğin markadigital.com, markalaw.com, markamedikal.com gibi.
Sektörel örneklerle kısa bir rehber
Hukuk bürosu: markaadli.com veya markalaw.com gibi çözümler, hem alanı hem de markayı dengeler. Hukuk odaklı siteler için özel altyapı ve güvenlik gereksinimlerini hukuk büroları için güvenli hosting rehberimizde ayrıca anlattık.
Eğitim platformu: Kurs veya LMS (öğrenme yönetim sistemi) projelerinde, domaininiz genellikle ürününüzün tamamını temsil eder. Bu yüzden kısa ve global okunabilir bir isim daha kıymetli. Teknik tarafta nasıl bir altyapı gerektiğini merak ediyorsanız LMS hosting çözümleri yazımıza göz atabilirsiniz.
E-ticaret: Sektör adı (örneğin petshop, home, store) ile marka ismini birleştirmek; aşırı anahtar kelime doldurmak yerine sade bir sektörel ipucu vermek açısından daha sağlıklıdır.
Alan adı geçmişi, yaş ve güven sinyalleri
Yeni bir domain alırken sadece ismine ve uzantısına bakmak yetmez. Özellikle ikinci el, eski bir domain alıyorsanız; geçmişi SEO tarafında ciddi fark yaratabilir.
Eski domain alırken dikkat edilmesi gerekenler
Eski bir alan adının potansiyel avantajları:
- Önceden bir otorite kazanmış olabilir,
- Doğal ve kaliteli backlink’ler barındırabilir,
- Google tarafından daha önce tanınmış olduğu için sandbox etkisi daha hafif olabilir.
Ancak bunun tam tersi de mümkün: Spam amaçlı kullanılmış, ceza almış veya kalitesiz backlink’lerle dolu bir geçmiş, yeni projenizi daha yayına almadan sorunlu hale getirebilir. Bu süreci adım adım anlattığımız eski domain satın alma rehberine mutlaka göz atın.
Alan adı yaşam döngüsü ve düşen domainler
Bir alan adı süresi dolduğunda hemen serbest kalmıyor. Grace period, redemption period gibi aşamalardan geçiyor. Bu dönemlerde domaini yeniden almak veya düşmesini bekleyip backorder ile yakalamak mümkün. Ancak bu süreçte başka kişilerin alan adı üzerinde spekülasyon yapması, marka riskleri ve SEO açısından karmaşık senaryolar oluşabiliyor.
Bu nedenle, elinizdeki değerli domainlerin süresini son dakikaya bırakmadan yenilemeniz ve yaşam döngüsünü iyi anlamanız önemli. Detaylar için alan adı yaşam döngüsü rehberimize bakabilirsiniz.
Birden fazla alan adını yönetmek ve yönlendirme stratejileri
Markanız büyüdükçe çoğu zaman elinizde birden fazla alan adı olur: .com, .com.tr, yazım hatası varyasyonları, eski markadan kalan domainler vb. Bunları SEO açısından doğru yönetmek kritik.
301 yönlendirme, canonical ve park edilmiş domainler
Temel prensip şu olmalı: Tek bir ana domain belirleyin ve tüm diğer alan adlarını kalıcı 301 yönlendirme ile buraya taşıyın. Aksi halde:
- İçerik kopyası (duplicate content) sorunları oluşur,
- Backlink otoritesi farklı domainler arasında dağılır,
- Google hangi domaini esas alacağını anlamakta zorlanır.
Örneğin ana domaininiz markaadi.com ise; markaadi.com.tr, yazım hatalı versiyonlar ve diğer uzantıları 301 ile buraya yönlendirebilirsiniz. Aynı zamanda sayfa seviyesinde canonical etiketlerini doğru ayarlamak, arama motorlarına hangi URL’yi esas alması gerektiğini net şekilde ifade etmenizi sağlar.
Bu konuyu teknik örneklerle detaylandırdığımız birden fazla alan adını aynı siteye yönlendirme rehberini incelemenizi öneririz.
Çok dilli ve çok bölgeli projelerde domain stratejisi
Eğer hem Türkiye’yi hem başka ülkeleri hedefliyorsanız, işin içine:
- Ayrı ccTLD’ler (örneğin
.de,.fr), - Alt alan adları (örneğin
en.ornek.com), - Alt dizin yapıları (örneğin
ornek.com/en/)
gibi seçenekler girer. Burada hreflang etiketleri, içerik planlaması ve hosting mimarisini birlikte düşünmek gerekir. Çok dilli kurumsal siteler için domain ve hosting mimarisi ve hreflang’i doğru kurmanın sırları bu noktada iyi bir yol haritası sunuyor.
Alan adı portföyü büyüyünce düzeni korumak
Ajanslar, holding yapıları veya çok markalı işletmelerde, bir süre sonra onlarca alan adı birikir. Hangi domain neye yönleniyor, hangisinin süresi dolmak üzere, hangisinde e-posta hizmeti var gibi bilgiler dağınık kalırsa SEO ve operasyonel tarafta hatalar kaçınılmaz olur.
Alan adlarınızı düzenli tutmak için basit bir envanter tablosu oluşturup; DNS kayıtları, yenileme tarihleri, yönlendirme durumu ve ilgili proje gibi bilgileri takip etmek büyük fark yaratır. Bu konuda pratik bir çerçeve için alan adı portföy yönetimi rehberimize göz atabilirsiniz.
Alan adını değiştirmek: SEO riskini nasıl minimize edersiniz?
Başta yanlış bir tercih yaptıysanız veya markanız büyüyüp isim değiştirmek istiyorsanız, alan adını değiştirmek kaçınılmaz hale gelebilir. Burada en çok sorulan soru: “SEO performansım tamamen sıfırlanır mı?” Kısa cevap: Hayır, doğru planlarsanız zorunlu bir kayıp dönemi olur ama kalıcı yıkım olmak zorunda değil.
Kritik adımlar özetle:
- Eski ve yeni domainler için tam ve tutarlı 301 yönlendirme haritası çıkarmak,
- İç linkleri, site haritalarını, canonical etiketlerini yeni domaine göre güncellemek,
- Search Console’da adres değişikliği aracını kullanmak,
- Dış backlink’leri mümkün olduğunca yeni domaine yönlendirtmek,
- Performansı dikkatle izleyip 4–12 hafta aralığındaki dalgalanmalara hazırlıklı olmak.
Bu süreci adım adım anlattığımız alan adı değiştirirken SEO kaybetmemek rehberini mutlaka inceleyin. Yeni domaininizi de DCHost üzerinde doğru DNS, SSL ve hosting kurgusuyla yayına alırsanız, geçiş çok daha pürüzsüz olur.
Teknik kontrol listesi: Yeni alan adı aldıktan sonraki ilk 30 gün
Alan adını seçtiniz, satın aldınız. Bundan sonrası en az seçim süreci kadar önemli. İlk 30 günde yapmanız gereken teknik adımlar, SEO performansınızın temelini oluşturur.
DNS, SSL, e-posta ve temel SEO ayarları
Yeni domaininizi devreye alırken aşağıdaki adımları atlamayın:
- Düzgün yapılandırılmış DNS kayıtları (A/AAAA, CNAME, MX, TXT, SPF, DKIM, DMARC),
- HTTP’den HTTPS’e zorunlu yönlendirme ve geçerli bir SSL sertifikası,
- Basit ama mantıklı bir URL yapısı (gereksiz parametreler ve alt dizin derinliğinden kaçınma),
- Google Search Console ve Analytics kurulumları,
- Robots.txt ve XML site haritasının oluşturulması ve test edilmesi,
- Temel hız optimizasyonları (önbellekleme, görsel sıkıştırma, sunucu tarafı optimizasyon).
Bu süreci adım adım kontrol etmek için hazırladığımız yeni alan adı için ilk 30 gün kontrol listesi ve domain, DNS, sunucu ve SSL nasıl birlikte çalışır rehberlerimiz oldukça işinize yarayacaktır.
Ardından, barındırma altyapınızın SEO’ya etkisini de düşünmeniz gerekiyor. Hızlı diskler, yeterli CPU/RAM, doğru lokasyon ve istikrarlı uptime değerleri; alan adınız ne kadar iyi olursa olsun, zayıf bir hosting üzerinde tam performans gösteremeyecektir. Bunun için SEO için hosting seçimi yazımıza da göz atabilirsiniz.
Özet ve uygulanabilir aksiyon planı
SEO uyumlu alan adı seçimi; sadece “boşta olan en yakın ismi kapmak” değildir. Marka stratejiniz, hedef pazarınız, uzun vadeli ürün planlarınız ve teknik mimarinizle birlikte düşünmeniz gereken stratejik bir karardır. DCHost olarak yüzlerce projede gördük ki, alan adını baştan doğru kurgulayan işletmeler; yıllar sonra bile bu kararın meyvesini toplamaya devam ediyor.
Toparlayalım; işletmeniz için bugünden uygulayabileceğiniz kısa bir aksiyon listesi:
- Önce marka odaklı, kısa, akılda kalıcı 3–5 alan adı alternatifi üretin.
- Türkçe karakter, tire ve sayı kullanımını minimumda tutun.
- Hedef pazarınıza göre
.comve/veya.com.trkombinasyonuna odaklanın; gerekiyorsa sektörel bir yeni gTLD’yi de değerlendirin. - Eski veya düşen bir domain alacaksanız mutlaka geçmişini ve backlink profilini kontrol edin.
- Birden fazla domain alıyorsanız; tek bir ana domain belirleyip diğerlerini 301 ile ona yönlendirin.
- Yeni domaininizi aldıktan sonraki ilk 30 günde DNS, SSL, e-posta ve temel SEO ayarlarını kontrol listesiyle tamamlayın.
- Alan adıyla birlikte; hız, güvenlik ve uptime tarafında güçlü bir altyapı için DCHost üzerindeki hosting, VPS, dedicated sunucu veya colocation seçeneklerini değerlendirerek projenize uygun çözümü seçin.
Eğer alan adı stratejiniz, uzantı seçiminiz veya mevcut domaininizi yeni bir mimariye taşımakla ilgili kararsızsanız, DCHost ekibi olarak hem alan adı hem de barındırma tarafında deneyimlerimizi sizinle paylaşmaya hazırız. Doğru kurgulanmış bir alan adı ve sağlam bir altyapı ile SEO tarafında uzun vadeli, sürdürülebilir bir büyüme yakalamak mümkün.
