Alan Adı

ICANN’ın Yeni Alan Adı Politikaları: Marka ve Domain Stratejinizi Nasıl Değiştiriyor?

ICANN’ın yeni alan adı politikaları neden bu kadar gündemde?

Son yıllarda alan adı dünyasında alıştığımız pek çok kural yavaş yavaş değişiyor. ICANN’ın yeni alan adı politikaları; WHOIS verilerinin gösteriminden transfer süreçlerine, DNS kötüye kullanımına karşı alınan önlemlerden yeni gTLD (yeni jenerik uzantılar) turuna kadar geniş bir alanı kapsıyor. Eğer markanız için birden fazla domain yönetiyor, müşterilerinizin sitelerini barındırıyor ya da domain yatırımı yapıyorsanız; bu güncellemeler sadece teorik birer kural değil, günlük operasyonunuzu etkileyen somut değişiklikler anlamına geliyor.

DCHost tarafında hem alan adı kayıt ve transferleri hem de hosting, VPS, dedicated ve colocation altyapılarını yönetirken bu değişiklikleri yakından takip ediyoruz. Özellikle iletişim bilgileri, güvenlik gereksinimleri, DNS yapılandırmaları ve yenileme/transfer akışları; ICANN tarafındaki kararlarla doğrudan etkileniyor. Bu yazıda, ICANN’ın yeni alan adı politikalarını sadeleştirerek anlatacağız, ardından domain sahipleri, ajanslar ve e-ticaret siteleri için ne anlama geldiğini pratik örneklerle açacağız. Son bölümde ise DCHost üzerinden alan adlarını ve barındırma altyapısını yönetenler için adım adım bir uygulama planı çıkaracağız.

ICANN nedir, alan adı politikaları nerede başlar nerede biter?

ICANN (Internet Corporation for Assigned Names and Numbers), internetin adres defteri diyebileceğimiz alan adları ve IP adresleri ekosistemini koordine eden kuruluştur. Tüm .com, .net, .org gibi gTLD uzantıları ve yeni jenerik uzantıların (örneğin şehir, sektör veya marka bazlı uzantılar) arkasındaki ana politika yapıcı otorite ICANN’dır. Kayıt operatörleri (registry), alan adı sağlayıcıları (registrar) ve bizler gibi hosting firmaları, bu politikaların belirlediği çerçeve içinde çalışır.

ICANN direkt olarak “şu fiyat olsun” veya “şu DNS kaydını böyle yaz” gibi detaylara karışmaz; ama:

  • Alan adı kayıt ve transfer kurallarını,
  • WHOIS / RDAP üzerinden hangi verilerin nasıl gösterileceğini,
  • DNS kötüye kullanımına (phishing, malware vb.) karşı minimum önlemleri,
  • Yeni gTLD programlarını ve başvuru şartlarını,
  • Veri koruma ve güvenlik için asgari standartları

politikalar düzeyinde tanımlar. Biz DCHost olarak; hem ICANN tarafındaki bu gerekliliklere uyum sağlamak hem de müşterilerimizin operasyonunu olabildiğince basit ve şeffaf tutmak zorundayız.

ICANN politikalarındaki önceki dönem değişiklikleri ve hukuki boyutlarıyla daha derin bir çerçeve görmek isterseniz, ICANN alan adı politikalarındaki değişiklikler için hazırladığımız yol haritasına mutlaka göz atın.

Yeni alan adı politikalarının ana eksenleri

Son dönemde öne çıkan ICANN güncellemeleri birkaç ana başlıkta toplanıyor. Hepsini ezberlemeniz gerekmiyor; ancak hangi başlığın sizi nereden etkilediğini bilmek kritik.

1. WHOIS’ten RDAP’e geçiş ve kayıt verisi politikaları

Yıllarca WHOIS sorgularında alan adı sahibi bilgileri neredeyse çıplak şekilde görünüyordu. GDPR ve benzeri veri koruma düzenlemeleriyle birlikte ICANN, “kayıt verisi” konusunu baştan ele almak zorunda kaldı ve RDAP (Registration Data Access Protocol) tabanlı yeni bir modele geçiş süreci başlattı.

Yeni politikaların öne çıkan noktaları:

  • Veri minimizasyonu: Herkese açık olarak gösterilen alan adı sahibi bilgileri kısıtlanıyor; çoğu durumda sadece teknik olarak gerekli minimum bilgi paylaşılıyor.
  • Rol bazlı erişim: Hukuki makamlar, marka temsilcileri veya teknik operatörler gerekçeye göre daha detaylı verilere erişebiliyor; ama bu erişim kayıt altına alınıyor.
  • Standart format: WHOIS çıktılarındaki dağınık yapı yerine, RDAP ile makine tarafından okunabilir, standart bir veri formatına geçiliyor.

Pratikte bu ne anlama geliyor? Örneğin DCHost üzerinden bir alan adı kaydettiğinizde, kişisel bilgilerinizin hangi kısmının kamuya açık olacağını daha net göreceksiniz ve kayıt verinizin yönetimi için daha şeffaf kontrol arayüzleriyle karşılaşacaksınız. Ayrıca alan adı güvenliği rehberimizde anlattığımız WHOIS gizliliği ve registrar lock gibi mekanizmalar bu yeni modelle daha da önem kazanıyor.

2. Transfer politikalarındaki sıkılaşma

Alan adı transferi, geçmişte kötüye kullanıma en açık alanlardan biriydi. Hatalı e-posta adresleri, ele geçirilmiş hesaplar, zayıf doğrulama süreçleri nedeniyle alan adları izinsiz transfer edilebiliyordu. ICANN’ın yeni alan adı politikaları, transfer tarafında özellikle şu konuları öne çıkarıyor:

  • Açık ve kayıtlı onay: Transferin hem gönderen hem de alan tarafta net şekilde onaylanması zorunlu hale geliyor; “sessiz onay” alanlar ciddi sınırlanıyor.
  • Güçlü kimlik doğrulama: Hesap girişi, e-posta doğrulaması, mümkünse 2FA gibi katmanlarla transfer isteğinin gerçekten alan adı sahibi tarafından yapıldığı doğrulanmak zorunda.
  • Transfer kilidi süreleri: Yeni kayıt, sahip değişikliği veya önemli profil güncellemeleri sonrası belirli bir süre boyunca transfer kısıtlaması uygulanması teşvik ediliyor.

Biz DCHost tarafında, EPP kodu, transfer kilidi ve kesintisiz geçiş için detaylı bir transfer rehberi hazırlamıştık. ICANN politikalarındaki yeni dalgayla birlikte; o rehberde önerdiğimiz güvenlik adımları artık “iyi olur” değil, giderek “olmazsa olmaz” hale geliyor.

3. DNS kötüye kullanımına karşı artan baskı

ICANN uzun süre DNS kötüye kullanımını (phishing siteleri, malware dağıtımı, botnet komuta sunucuları vb.) daha çok kayıt operatörlerine ve ağ sağlayıcılarına bırakmıştı. Yeni politikalarla birlikte, registry ve registrar’ların bu konuda daha aktif rol alması bekleniyor.

Öne çıkan noktalar:

  • Şikâyet işleme süreçleri: DNS kötüye kullanım bildirimlerine belirli süre içinde yanıt verme ve gerekli durumlarda alan adını askıya alma zorunluluğu netleşiyor.
  • İzlenebilirlik: Kötüye kullanımla ilişkilendirilen kayıtların, logların ve aksiyonların belirli süre saklanması ve denetlenebilir olması önem kazanıyor.
  • Proaktif analiz: Bazı politikalarda, sadece şikâyet geldikten sonra değil, trafik ve DNS desenlerini analiz ederek proaktif aksiyon alma tavsiye ediliyor.

DCHost olarak, sunucu ve hosting tarafında zaten hosting sektöründe artan siber güvenlik tehditlerini ayrı bir yazıda ele almıştık. ICANN’ın yeni politikaları, bu güvenlik bakış açısını alan adı katmanında da zorunlu hale getiriyor.

4. Yeni gTLD turu ve özel uzantılar

Yeni gTLD programı, bir süredir beklenen yeni turuna hazırlanıyor. Şehir uzantıları, sektör bazlı uzantılar ve hatta markaya özel uzantılar için önümüzdeki yıllarda yeni bir başvuru penceresi açılması planlanıyor. ICANN’ın yeni politikaları bu turda:

  • Başvuru süreçlerini daha şeffaf ve tahmin edilebilir hale getirmeyi,
  • DNS kötüye kullanımını en baştan minimize edecek şartları koymayı,
  • Marka hakları ve itiraz mekanizmalarını daha hızlı işletmeyi

amaçlıyor. Eğer kendi uzantısını düşünen büyük bir marka, holding veya gelişmiş bir SaaS ürünü yönetiyorsanız; “ICANN Yeni gTLD Turu Neden Şimdi?” başlıklı yazımızda bu konunun stratejik tarafını detaylı anlattık. Bu yeni tur için politik çerçeve netleştikçe, DCHost olarak hem başvuru süreci hem de altyapı (DNS, anycast, güvenlik, SSL) tarafında danışmanlık ve barındırma çözümlerini netleştiriyoruz.

5. Güvenlik odaklı güncellemeler: DNSSEC, CAA ve daha fazlası

ICANN, kök DNS ve TLD seviyesindeki güvenlik standartlarını yıllardır yükseltiyor. Yeni politikalar bu çizgiyi devam ettiriyor ve özellikle şu başlıkların altını kalın çizgilerle çiziyor:

  • DNSSEC: Alan adı imzalama oranlarının artması için registry ve registrar’lara daha net sorumluluklar veriliyor.
  • CAA kayıtları: Hangi sertifika otoritelerinin sizin alan adınız için SSL üretebileceğini belirleyen CAA kayıtlarının kullanımı teşvik ediliyor.
  • Şifreleme ve protokol güncellemeleri: SSL/TLS tarafında modern protokollere geçiş için daha sıkı tavsiyeler yer alıyor.

DCHost altyapısında DNSSEC, CAA ve modern TLS yapılandırmalarını zaten aktif olarak kullanıyoruz. Örneğin DNSSEC’in sitenizi nasıl daha güvenli hale getirdiğini anlattığımız rehber ve SSL/TLS güvenlik güncellemeleri için hazırladığımız yol haritası, ICANN tarafındaki bu eğilimin pratik yansımalarını anlamanıza yardımcı olacak.

Bu değişiklikler sizi nereden vurur? Farklı profil ve senaryolar

“Politika” deyince kulağa soyut geliyor olabilir; ama alan adlarınızı, DNS kayıtlarınızı ve hosting altyapınızı yönetme biçiminiz doğrudan etkileniyor. Gelin bunu birkaç tipik profil üzerinden somutlaştıralım.

Küçük işletme veya girişim sahibiyseniz

Birkaç markanız ve her marka için 2-3 ana alan adınız olduğunu düşünelim. ICANN’ın yeni alan adı politikaları sizin için şunları ifade edecek:

  • Daha net iletişim yükümlülüğü: Kayıt bilgilerinizin güncel olmaması, ileride yenileme hataları veya itiraz süreçlerinde aleyhinize dönebilir. E-posta adresleri ve telefon numaralarınızın doğruluğunu korumak zorundasınız.
  • Transferlerde ek adımlar: Alan adınızı farklı bir sağlayıcıya taşırken ekstra onay e-postaları, 2FA gibi ek doğrulama adımlarına hazırlıklı olmanız gerekecek.
  • Gizlilik ve güvenlik: WHOIS verilerinizin bir kısmı artık otomatik olarak kısıtlanmış olabilir; ama DNSSEC, registrar lock, 2FA gibi ek güvenlik özelliklerini aktif etmeniz bekleniyor.

Eğer çok sayıda alan adı yönetmiyorsanız bile, alan adı süresi dolduğunda ne olduğuna dair rehberimizi okuyup yenileme ve hatırlatma süreçlerinizi gözden geçirmeniz iyi bir başlangıç olacaktır.

Ajanslar ve domain portföy yönetenler için etkiler

Bir dijital ajans, yazılım evi ya da onlarca domain barındıran bir grup çatısıysanız, ICANN politikalarının etkisi katlanarak büyüyor:

  • Tekil kişi yerine kurumsal iletişim: Artık portföyünüzdeki tüm alan adlarını tek bir çalışanın kişisel e-posta adresiyle yönetmek ciddi risk. Kurumsal, role-based (örneğin domains@…) adresler kullanmak şart hale geliyor.
  • Portföy planlama ihtiyacı: Transfer ve yenileme kurallarındaki değişiklikler, toplu taşıma ve yenileme takvimlerini daha dikkatli planlamanızı gerektiriyor.
  • Yetki delege etme: Müşterinin adına alan adı kaydederken, hangi bilginin gerçekten müşteriye, hangisinin ajansa ait olacağını netleştiren sözleşme ve süreçler kurmak zorundasınız.

Bu noktada, onlarca domain yönetenler için hazırladığımız alan adı portföy yönetimi rehberi, ICANN politikalarındaki yeni eğilimlerle birlikte pratik bir kontrol listesi olarak işinize yarayabilir.

E-ticaret siteleri ve güçlü markalar

E-ticaret veya güçlü bir marka yönetiyorsanız, alan adları sadece birer adres değil; doğrudan cironuzu ve marka itibarınızı koruyan varlıklar. ICANN’ın yeni alan adı politikaları bu profildeki işletmeler için şu kritik noktaları öne çıkarıyor:

  • Defansif kayıt stratejileri: Typosquat (yazım hatalı) alan adları, IDN varyasyonları ve marka uzantılarını daha planlı şekilde yönetmeniz gerekiyor. Bu konuda detaylı bir çerçeve için defansif domain satın alma stratejileri rehberimize göz atabilirsiniz.
  • UDRP ve ihtilaf mekanizmaları: ICANN politikaları, marka ihtilafı durumunda kullanılacak UDRP süreçlerini de etkiliyor. Hangi durumda UDRP’ye gitmeli, hangi durumda mahkeme yolunu tercih etmelisiniz? Bunu marka tescili ve UDRP rehberimizde detaylandırdık.
  • Güvenlik ve sertifikalar: DNSSEC, CAA, HSTS, modern TLS sürümleri gibi konular; hem SEO hem de güvenlik açısından e-ticaret siteleri için artık lüks değil zorunluluk.

Domain yatırımcıları ve drop-catcher’lar

Alan adını bir yatırım aracı olarak gören domain yatırımcıları ve düşen domain kovalayanlar için ICANN politikalarındaki değişimler doğrudan iş modelini etkileyebiliyor:

  • Alan adı yaşam döngüsü: Grace, redemption ve pending delete sürelerinde yapılacak değişiklikler; hangi anda backorder veya yakalama işlemi yapacağınızı etkiler. Bunun temellerini alan adı yaşam döngüsü ve düşen domain yakalama rehberinde detaylı anlattık.
  • WHOIS / RDAP verisine erişim: Potansiyel alıcılarla iletişim kurmak için WHOIS verisine güvenen yatırımcılar, yeni veri erişim modeliyle yeni araçlar ve stratejiler geliştirmek zorunda kalabilir.
  • Kötüye kullanım riski: Portföyünüzdeki alan adlarından biri kötüye kullanımda yakalanırsa; tüm portföyünüzün risk puanı yükselebilir. Dolayısıyla parked domain’ler için bile temel güvenlik ve izleme süreçleri kurmak gerekiyor.

Operasyonel açıdan neyi değiştirmeniz gerekiyor?

Teoriyi bir kenara bırakıp, günlük iş akışınızda neleri güncellemeniz gerektiğine bakalım.

1. Kayıt verilerini ve iletişim bilgilerini düzenleyin

ICANN’ın yeni alan adı politikaları, “kayıt verisi doğruluğu” konusunu giderek ciddileştiriyor. Pratik bir kontrol listesi:

  • Tüm alan adlarınızda kullanılan e-posta adreslerini kontrol edin. Artık kullanmadığınız kişisel adresleri rol bazlı kurumsal adreslerle değiştirin.
  • Telefon numaralarınızın ülke kodu ve formatının standartlara uygun olduğundan emin olun.
  • Fatura ve teknik iletişim bilgilerini ayrı ayrı tanımlayıp, her biri için doğru muhatabı atayın.
  • DCHost panelinde alan adlarınız için tanımlı tüm kişi kayıtlarını (contact handle) gözden geçirerek gereksiz olanları temizleyin.

2. Transfer ve yenileme stratejilerinizi yeniden planlayın

Transfer süreçlerinin sıkılaşması ve yenileme dönemlerine dair kuralların netleşmesi, şu tür adımları gerektiriyor:

  • Alan adlarınız için otomatik yenileme seçeneklerini değerlendirin. Kritik markalar için manuel yenilemeye güvenmek riskli.
  • Toplu transfer planlıyorsanız, ICANN politikalarına göre oluşabilecek kilit sürelerini dikkate alarak bir takvim oluşturun.
  • Transfer öncesinde, alan adının registrar lock ve 2FA durumunu kontrol edin; transferden hemen önce açıp, işlem bittiğinde tekrar devreye alın.

DCHost üzerinde yeni bir alana adım attıysanız, yeni alan adı aldıktan sonra ilk 30 gün için hazırladığımız DNS, SSL, e-posta ve SEO kontrol listesini ICANN politikaları ışığında güncel bir başlangıç rehberi olarak kullanabilirsiniz.

3. Güvenliği sadece hosting değil, domain katmanında da ciddiye alın

Yalnızca sunucu güvenliğine odaklanmak artık yetmiyor; alan adı katmanında da birkaç temel önlemi kalıcı olarak devreye almalısınız:

  • Registrar lock: Tüm kritik alan adlarınızda transfer kilidinin açık olduğundan emin olun.
  • DNSSEC: Desteklenen TLD’ler için DNSSEC’i aktif edin ve anahtar rollover süreçlerini planlayın.
  • 2FA: DCHost müşteri panelinizde iki faktörlü kimlik doğrulamayı devreye alın; özellikle alan adı ve DNS değişikliklerine yetkisi olan hesaplar için.
  • Yetki ayrımı: DNS ve hosting erişimlerini aynı kullanıcıda toplamayın; mümkünse alan adları, DNS ve sunucu yönetimi için farklı rol hesapları kullanın.

Alan adı güvenliğini daha geniş bir çerçevede ele almak isterseniz, registrar lock, DNSSEC, WHOIS gizliliği ve 2FA konularını detaylı anlattığımız rehberi bir kontrol listesi gibi kullanabilirsiniz.

4. DNS ve hosting tarafında uyumlu bir mimari kurun

ICANN politikaları doğrudan DNS sunucularını konfigüre etmese de, güvenlik ve dayanıklılık gereksinimlerini yükseltiyor. DCHost altyapısında şu başlıklara özellikle önem veriyoruz:

  • Yedekli DNS: Birden fazla coğrafi lokasyonlu DNS sunucusuyla, alan adlarınızın tek noktaya bağlı kalmamasını sağlıyoruz.
  • DNSSEC desteği: Destekleyen TLD’ler için DNSSEC imzalama ve anahtar yönetimini sadeleştirilmiş arayüzlerle sunuyoruz.
  • Güvenli hosting: paylaşımlı hosting, VPS, dedicated ve colocation hizmetlerimizde; firewall, WAF, DDoS azaltma, güncel TLS ve modern protokol desteğini standartlaştırıyoruz.

Özellikle kritik projelerinizde, alan adı katmanında yaşanabilecek sorunların sitenizin erişilebilirliğini nasıl etkileyebileceğini anlamak için DNS kayıtları ve yaygın hatalar rehberimizi de incelemenizi tavsiye ederiz.

DCHost olarak ICANN politikalarına nasıl uyum sağlıyoruz?

DCHost ekibi olarak ICANN tarafındaki politika güncellemelerini sadece “uyulması gereken kurallar” olarak görmüyoruz; bunları hizmet kalitesini artırmak için bir çerçeve gibi ele alıyoruz. Özetle:

  • Güncel kayıt politikaları: Domain kayıt ve transfer süreçlerimizi, ICANN’ın yeni transfer ve kayıt verisi politikalarıyla uyumlu olacak şekilde periyodik olarak güncelliyoruz.
  • Şeffaf güvenlik seçenekleri: Registrar lock, DNSSEC, WHOIS/RDAP gizlilik seçenekleri ve 2FA gibi özellikleri son kullanıcı arayüzünde mümkün olduğunca görünür ve anlaşılır kılıyoruz.
  • Otomasyon ve loglama: Alan adı değişiklikleri, DNS güncellemeleri ve transfer akışları için ayrıntılı log tutuyor; gerektiğinde hem müşterilerimize hem de regülatörlere şeffaflık sağlayacak bir izlenebilirlik sunuyoruz.
  • Entegrasyonlu altyapı: Domain, DNS, hosting, VPS, dedicated ve colocation hizmetlerini tek panelden yönetilebilir kılarak; ICANN politikalarına uyumu karmaşıklaştırmadan, aksine sadeleştiriyoruz.

Bu sayede siz; alan adlarınız, web siteleriniz ve uygulamalarınız için stratejik kararlara odaklanırken, arka plandaki uyum ve güvenlik gereksinimlerini DCHost ekibine bırakabiliyorsunuz.

İlk 30 günde atabileceğiniz 10 somut adım

ICANN’ın yeni alan adı politikaları çerçevesinde, alan adı ve hosting tarafında hızlıca uygulayabileceğiniz pratik bir yol haritası hazırlayalım:

  1. Tüm domain listenizi çıkarın: Hangi uzantıları nerede tuttuğunuzu, süre sonu tarihlerini ve ilişkilendirilmiş e-posta adreslerini listeleyin.
  2. İletişim bilgilerini doğrulayın: Her alan adı için kayıtlı e-posta ve telefon numaralarını güncelleyin, rol bazlı e-posta adreslerine geçin.
  3. Registrar lock durumunu kontrol edin: Kritik alan adlarında transfer kilidini aktif hale getirin.
  4. 2FA’yı devreye alın: DCHost müşteri paneliniz ve diğer kritik paneller için iki faktörlü kimlik doğrulama kurun.
  5. DNSSEC uygunluğunu test edin: Uygun TLD’ler için DNSSEC’i etkinleştirip, doğrulamanın hatasız çalıştığını kontrol edin.
  6. CAA kayıtları ekleyin: Hangi sertifika otoritelerinden SSL sertifikası üretilebileceğini açıkça belirleyin.
  7. Alan adı yenileme takvimi oluşturun: Otomatik yenilemeyi kritik domain’ler için açın; kalanlar için ortak bir takvim dosyası oluşturun.
  8. Portföy segmentasyonu yapın: Ana marka domain’leri, defansif domain’ler ve deneysel domain’leri sınıflandırın; her kategoriye farklı güvenlik ve yenileme politikası tanımlayın.
  9. UDRP ve marka stratejisini gözden geçirin: Markanıza yakın typosquat alan adlarını tespit edin ve defansif kayıt listesi hazırlayın.
  10. Hosting ve DNS entegrasyonunu sadeleştirin: Mümkünse domain, DNS ve hosting yönetimini DCHost altında konsolide ederek, ICANN uyumunu tek yerden takip edilebilir hale getirin.

Son söz: ICANN politikaları değişiyor, peki siz hazır mısınız?

ICANN’ın yeni alan adı politikaları, ilk bakışta sadece registrar ve registry’leri ilgilendiriyor gibi görünse de; işin sonunda yükümlülük ve risk alan adı sahibine dönüyor. Kayıt verilerinin doğruluğu, transfer güvenliği, DNS kötüye kullanımına karşı alınan önlemler ve yeni gTLD turuyla birlikte gündeme gelen marka stratejileri; doğrudan sizin sorumluluğunuzda.

DCHost olarak amacımız; bu karmaşık görünen çerçeveyi sizin için sade ve uygulanabilir hale getirmek. Alan adlarınızı DCHost üzerinde yönetiyor, aynı zamanda paylaşımlı hosting, VPS, dedicated veya colocation altyapılarımızı kullanıyorsanız; ICANN uyumu için ihtiyaç duyduğunuz teknik ve operasyonel araçları tek panelde sunuyoruz. Şimdi domain listenizi elden geçirme, güvenlik ve yenileme stratejinizi netleştirme ve ICANN’ın yeni alan adı politikalarını lehinize çevirecek adımları atma zamanı.

Alan adlarınızı DCHost’a taşımak, yeni projeleriniz için doğru uzantıları seçmek veya portföyünüzü yeniden yapılandırmak istiyorsanız; ekibimizle iletişime geçerek mevcut durumunuza özel bir yol haritası çıkarabilirsiniz. ICANN tarafında değişen kuralların peşinden koşmak yerine, birlikte oyunun bir adım önünde kalalım.

Sıkça Sorulan Sorular

ICANN politikaları tek bir tarihte topluca değişmiyor; farklı başlıklar kademeli olarak devreye giriyor. Örneğin kayıt verisi (WHOIS/RDAP) ve transfer politikalarındaki güncellemeler, önce karar olarak kabul ediliyor, ardından registry ve registrar’lara uyum için belirli bir geçiş süresi tanınıyor. Bu süre genellikle aylar mertebesinde oluyor. Ayrıca bazı kurallar tüm gTLD’ler için zorunlu hale gelirken, ccTLD’ler (ülke uzantıları) kendi yerel regülasyonlarına göre hareket edebiliyor. DCHost olarak, ICANN tarafındaki takvimleri takip edip, panel ve süreç güncellemelerini sizin ekstra bir şey yapmanıza gerek kalmadan kademeli şekilde devreye alıyoruz.

Yeni yaklaşımda WHOIS’ten RDAP’e geçişle birlikte, alan adı kayıt verilerinin herkese açık gösterimi daha da kısıtlanıyor. Yani klasik WHOIS çıktılarında gördüğünüz kapsamlı kişisel veriler, varsayılan olarak genellikle gizleniyor veya maskeleme uygulanıyor. Ancak bu, verilerin tamamen ortadan kalktığı anlamına gelmiyor; ICANN, hukuki makamlar, marka temsilcileri veya güvenlik araştırmacıları için gerekçeye dayalı ve kayıt altına alınan bir erişim modeli tanımlıyor. Sonuç olarak, son kullanıcı olarak gizliliğiniz daha güçlü korunurken, yetkili taraflar gerektiğinde denetlenebilir biçimde gerekli bilgilere ulaşabiliyor. DCHost tarafında da WHOIS gizliliği, registrar lock ve 2FA gibi ek katmanlarla bu modeli destekliyoruz.

Bu sorunun tek bir doğru cevabı yok; bütçe, marka stratejisi ve teknik kapasitenize göre karar vermek gerekiyor. Kendi marka uzantınızı almak, özellikle global ölçekte faaliyet gösteren büyük şirketler, holdingler veya güçlü SaaS ürünleri için ciddi bir marka ve güven unsuru sağlayabiliyor. Ancak başvuru ücretleri, operasyonel gereklilikler ve teknik işletme yükü oldukça yüksek. Çoğu KOBİ ve orta ölçekli işletme için; defansif domain kayıtları, typosquat koruması ve doğru gTLD/ccTLD kombinasyonları çok daha mantıklı bir yatırımı oluşturuyor. Eğer marka uzantısı fikriniz varsa, ICANN’ın yeni tur politikalarını ve maliyetlerini dikkatle inceleyip, DCHost ekibiyle birlikte toplam sahip olma maliyetini çıkarmanızı öneririz.

Evet, özellikle de sitelerinizde e-ticaret, üyelik, indirme veya yorum/katkı gibi dinamik fonksiyonlar varsa dolaylı da olsa etkilenirsiniz. ICANN, registry ve registrar’lardan phishing, malware dağıtımı, botnet komuta sunucuları gibi kötüye kullanımlara karşı daha hızlı aksiyon almasını bekliyor. Bu da, alan adınız bilginiz dışında tehlikeli içerik barındırmaya başlarsa (hack sonucu bile olsa), alan adınızın geçici olarak askıya alınmasına kadar giden süreçler doğurabilir. Bu nedenle hem hosting tarafında güçlü güvenlik önlemleri (güncel yazılımlar, WAF, yedekleme) hem de domain katmanında DNSSEC, registrar lock ve izleme mekanizmaları kurmak önemli. DCHost altyapısında bu iki katmanı birlikte ele alarak riskinizi azaltmaya odaklanıyoruz.