Cloudflare mi BunnyCDN mi CloudFront mu? WordPress ve WooCommerce İçin Doğru CDN Seçimi

CDN Neden WordPress ve WooCommerce İçin Artık Opsiyon Değil, Zorunlu?

WordPress veya WooCommerce ile çalışan hemen herkes aynı soruyu bir noktada kendine soruyor: “Sitem hâlâ yavaş, sırada CDN mi var?” Özellikle Türkiye’den yayın yapıp Avrupa, Orta Doğu veya global kitleye satış yapan e-ticaret sitelerinde, tek bir lokasyondaki sunucuyla her ziyaretçiye düşük TTFB (Time To First Byte) ve iyi Core Web Vitals skorları vermek neredeyse imkânsız hale geliyor.

CDN (Content Delivery Network), statik dosyalarınızı ve isteğe göre HTML çıktınızı ziyaretçiye en yakın uç noktadan sunarak yükü origin sunucudan alır, sayfa açılış sürelerini ciddi şekilde düşürür ve ani trafik dalgalanmalarında sitenizi ayakta tutar. Ancak piyasada onlarca CDN varken, en çok öne çıkan üç isim Cloudflare, BunnyCDN ve CloudFront. Her birinin fiyat modeli, özellik seti, yönetim paneli ve WordPress/WooCommerce entegrasyonu farklı çalışıyor.

DCHost ekibi olarak, hem küçük bloglardan hem de çok yüksek trafikli WooCommerce mağazalarından gelen gerçek senaryoları görüyoruz. Bu yazıda; Cloudflare mi BunnyCDN mi CloudFront mu daha mantıklı sorusunu, özellikle WordPress ve WooCommerce yükleri üzerinden, teknik ama anlaşılır bir dille netleştireceğiz. Ayrıca CDN’in tek başına sihirli çözüm olmadığını, doğru origin kapasite planlamasıyla birlikte düşünmeniz gerektiğini de hatırlatacağız.

Cloudflare, BunnyCDN ve CloudFront’u Doğru Konumlandırmak

Önce üç oyuncunun da karakterini doğru anlamak gerekiyor. Her biri “CDN” diyor ama bakış açıları farklı.

Cloudflare: DNS + CDN + Güvenlik Platformu

Cloudflare, sadece CDN değil; DNS, WAF (Web Application Firewall), DDoS koruması, bot filtreleme ve çeşitli edge özelliklerini aynı çatı altında sunan bir platform. Nameserver’larınızı Cloudflare’e taşıdığınız anda, HTTP trafiğini kendi ağı üzerinden dolaştırarak CDN, SSL terminasyonu ve temel güvenlik katmanını birlikte verebiliyor.

Cloudflare’in güçlü olduğu taraflar:

• Entegre DNS ve CDN: DNS tarafında da Cloudflare kullanıyorsanız gecikme ve yönetim basitliği sağlıyor. Bu konuya özel olarak yazdığımız Cloudflare DNS mi, hosting DNS’i mi? rehberinde detayları anlattık.
• Güvenlik: Ücretsiz seviyeden itibaren belirli oranda DDoS ve temel WAF kuralları.
• HTTP/2, HTTP/3, Brotli gibi modern protokolleri basit ayarlarla açabilme.

Cloudflare’in zayıf noktası ise, özellikle WooCommerce gibi dinamik içeriklerde tam sayfa cache stratejisini düzgün kurmadığınızda, beklediğiniz performansı verememesi veya sepet/oturum problemlerine yol açabilmesi.

BunnyCDN: Hafif, Esnek ve Geliştirici Dostu CDN

BunnyCDN daha çok “saf CDN” çizgisine yakın. Yani işin ağırlığı statik dosyalarınızı ve isteğe göre HTML çıktınızı çok hızlı ve ucuz bir şekilde dünyanın dört bir yanına taşımak üzerine. Paneli sade, fiyatlandırması anlaşılır ve WordPress tarafında pek çok eklentiyle kolay entegre oluyor.

Öne çıkan tarafları:

• Basit yapı: Pull zone / push zone mantığı net, WordPress yöneticileri için sezgisel.
• Detaylı cache kontrolü: Cache key, query string, cookie bazlı bypass gibi ayarlar ince ayara izin veriyor.
• Makul fiyat/performans: Özellikle sürekli statik içerik üreten blog, haber ve katalog sitelerinde veri transfer maliyetini iyi yönetebiliyorsunuz.

Güvenlik tarafında ise, Cloudflare kadar geniş bir WAF ve DDoS platformu sunmuyor; daha çok performans ve CDN odaklı bir yaklaşımı var.

CloudFront: Büyük Ölçek ve Gelişmiş Edge Senaryoları

CloudFront, büyük ölçekli ve mikroservis ağırlıklı yapılarda sık tercih edilen, çok bölgeli edge altyapısına sahip bir CDN. Özellikle API, video yayıncılığı, SaaS uygulamaları ve yüksek hacimli statik içerik sunumunda öne çıkıyor.

Güçlü yanları:

• Gelişmiş konfigürasyon: Origin grupları, cache policy, signed URL/COOKIE, coğrafi kısıtlama gibi kurumsal özellikler.
• Çok bölgeli mimariyle uyum: Farklı bölgelere yayılmış origin yapılarıyla beraber çalışmaya uygun.
• Güçlü entegrasyon ekosistemi: CI/CD, loglama ve gözlemlenebilirlik araçlarıyla sıkı entegrasyon imkânı.

Dezavantajı ise, panel ve kavram setinin diğer ikisine göre daha karmaşık olması; WordPress tarafında “kur, eklentiyi bağla, bitsin” beklentisinden biraz daha fazla altyapı bilgisi istiyor.

CDN Seçiminde Temel Kriterler: Sadece Fiyat Değil

Cloudflare mi BunnyCDN mi CloudFront mu sorusuna tek cümlelik cevap yok; ama bazı net kriterlerle daraltmak mümkün.

1. Performans, Ağ Yapısı ve Core Web Vitals Etkisi

CDN performansını konuşurken iki şeyi ayırmak gerekiyor: TTFB ve render süresi. CDN, ağırlıkla TTFB’yi ve statik dosya yüklenme hızını etkiler. PHP tarafındaki yavaş sorgular, zayıf CPU veya diske takılan sorgular ise yine origin üzerinde çözülmelidir. Bu konuyu Core Web Vitals ve hosting altyapısı rehberimizde detaylı anlattık.

Genel yaklaşım:

• Cloudflare: Dünya çapında çok geniş bir ağ; özellikle DNS + CDN birlikte kullanıldığında ilk byte sürelerinde ciddi iyileşme sağlar.
• BunnyCDN: Az ama “iyi seçilmiş” POP’larla, çoğu WordPress/WooCommerce sitesi için gayet yeterli ve istikrarlı gecikme süreleri sunar.
• CloudFront: Özellikle global trafikte, çok bölgeye yayılmış POP ağıyla API ve dinamik içerik servislerinde de stabil bir performans verebilir.

Performansın sadece CDN ile bitmediğini, altında yatan VPS veya dedicated sunucunuzu doğru boyutlandırmanız gerektiğini unutmamak gerekiyor. Yeni bir projede kapasite planlıyorsanız, CPU, RAM ve trafik hesaplama rehberimizi mutlaka gözden geçirin.

2. Fiyatlandırma ve Maliyet Kontrolü

CDN tarafında tipik maliyet kalemleri veri transferi (bandwidth), istek sayısı ve ek güvenlik/edge özellikleridir.

• Cloudflare: Ücretsiz plan başlangıç için cazip; ancak gelişmiş WAF, bot yönetimi, özel cache kuralları gibi özellikler için ücretli planlara çıkmanız gerekir. Buna karşılık DNS maliyeti yoktur, hepsi tek pakette gelir.
• BunnyCDN: Kullanım bazlı, oldukça anlaşılır bir model. Özellikle sadece statik dosyalarınızı CDN’ye verip HTML’yi origin’de bırakıyorsanız maliyet kontrolü kolaydır.
• CloudFront: Kullanım arttıkça birim fiyatların düşebildiği, detaylı ama karmaşık bir fiyat yapısı vardır. Büyük hacimlerde ekonomik olabilir, ancak küçük siteler için takip ve tahmin etmesi zor olabilir.

WooCommerce gibi sipariş başına kar marjı net hesaplanabilen projelerde, CDN maliyetini sipariş başına maliyet olarak görmek iyi bir yaklaşımdır. Örneğin aylık 10.000 TL CDN maliyeti ve 5.000 siparişiniz varsa, sipariş başına 2 TL CDN maliyetiyle karşı karşıyasınızdır; bu rakamı kârlılığınıza göre değerlendirmelisiniz.

3. WordPress ve WooCommerce ile Entegrasyon Kolaylığı

WordPress tarafında entegrasyon genellikle bir eklenti veya birkaç satır wp-config.php ayarıyla çözülüyor. Burada kritik nokta, cache davranışını doğru tanımlamak ve WooCommerce’de dinamik sayfaları CDN’den bypass etmektir.

• Cloudflare: Resmî eklentisi ve pek çok üçüncü parti eklentiyle tam sayfa cache, cache purge ve HTML cache bypass kuralları tanımlanabiliyor. Ancak yanlış kural setleri sepet/oturum sorunlarına yol açabilir.
• BunnyCDN: Genellikle bir “CDN URL” tanımlayıp statik dosyaları CDN üzerinden verirsiniz. Tam sayfa cache kurmanız da mümkün; burada doğru cache-control başlıklarını ayarlamanız önemli.
• CloudFront: Güçlü ama nispeten fazla ayar gerektiren bir yapı; cache policy, origin policy, header ve cookie forward ayarlarını anlamadan tam verim almak zor.

WordPress ve WooCommerce için doğru CDN cache kurallarını, pratik örneklerle CDN önbellekleme ve edge kuralları rehberimizde ve ayrıca WordPress için CDN cache kuralları nasıl kurulur? yazımızda detaylı olarak anlattık.

4. Güvenlik, WAF ve DDoS Koruması

CDN seçerken sadece hız değil, güvenlik tarafını da düşünmek gerekiyor. Özellikle WooCommerce’de ödeme sayfanız, giriş formunuz ve yönetim paneliniz sık saldırı alan noktalar.

• Cloudflare: Güçlü bir WAF, bot yönetimi, rate limiting ve DDoS koruması sunar. WordPress için hazırlanmış hazır kural setleri bulunur.
• BunnyCDN: Temel DDoS koruması ve bazı güvenlik ayarları mevcut; ancak tam kapsamlı bir WAF arıyorsanız genelde origin tarafında (örn. ModSecurity) veya ayrı bir WAF çözümünde tamamlamanız gerekir.
• CloudFront: Gelişmiş kurumsal güvenlik özellikleri ve loglama imkânlarıyla gelir, ancak bunların tam anlamıyla verimli kullanılması için iyi bir güvenlik ve altyapı bilgisi gerekir.

Biz DCHost tarafında, CDN ne olursa olsun, origin sunucuda mutlaka güçlü bir güvenlik sertleştirmesi yapılmasını öneriyoruz. Özellikle WordPress için hazırladığımız WordPress güvenlik sertleştirme kontrol listesi bu anlamda iyi bir başlangıç noktası.

5. Yönetim Kolaylığı, Panel ve Loglama

CDN kullanımında bir diğer önemli kriter de günlük yönetim yükü. Cache temizleme, kural değiştirme, istatistik takibi gibi operasyonları ne kadar kolay yapabildiğiniz; özellikle ajanslar ve çok siteli yöneticiler için kritik.

• Cloudflare: Paneli oldukça olgun, API’si ve CLI araçları güçlü. Çok site yöneten ajanslar için toplu yönetim kolaylıkları sunuyor.
• BunnyCDN: Minimalist, hızlı ve kafa karıştırmayan bir panel; küçük ve orta ölçekli siteleri yönetenler için oldukça rahat.
• CloudFront: Esnek ama karmaşık; ince ayar seviyorsanız tatmin edici, hızlı “plug and play” bekliyorsanız yorucu olabilir.

Senaryolara Göre Cloudflare mi, BunnyCDN mi, CloudFront mu?

Şimdi işin en pratik kısmına gelelim. Farklı WordPress/WooCommerce senaryolarında hangi yaklaşım daha mantıklı olur, ana hatlarıyla bakalım. Burada “tek doğru” yok; ancak tecrübeyle sabit bazı örüntüler var.

1. İçerik Ağırlıklı Blog ve Haber Siteleri

Bu tip sitelerde sayfaların büyük kısmı okunabilir içerik ve görsellerden oluşur. Kullanıcı başına oturum mantığı ve yoğun sepet/hesap alanları yoktur.

İhtiyaçlar:

• Güçlü görsel optimizasyonu (WebP/AVIF, responsive image setleri).
• Yoğun statik HTML cache; sayfaların büyük kısmı ziyaretçiler için aynıdır.
• Düşük CDN maliyeti, yüksek cache hit oranı.

Bu senaryoda:

• BunnyCDN, basit yapı ve statik ağırlıklı trafik için çok mantıklı bir seçim olabilir.
• Cloudflare ile de hem DNS + CDN + güvenlik paketini birlikte alarak operasyonu sadeleştirebilirsiniz.
• CloudFront, bu tip küçük/orta ölçekli içerik sitelerinde çoğu zaman “aşırı” karmaşık kalabilir.

Bu tür projelerde asıl kazanç, CDN’i görsel optimizasyon hattı ile birlikte kurduğunuzda ortaya çıkar. Görsel boru hattını daha detaylı anlattığımız görüntü optimizasyonu ve CDN faturası yazımıza göz atabilirsiniz.

2. Orta Ölçekli WooCommerce Mağazaları

WooCommerce’de durum farklıdır; sepet, ödeme, hesap sayfaları ve kişiye özel fiyatlandırma gibi dinamik alanlar devrededir. Yani her şeyi CDN’den cache’lemek çoğu zaman yanlış bir fikirdir.

İhtiyaçlar:

• Statik dosyalar (CSS, JS, görseller) için güçlü CDN.
• Ürün liste ve detay sayfaları için akıllı HTML cache.
• Sepet, ödeme, hesap gibi sayfalar için cookie bazlı cache bypass.
• Temel WAF ve DDoS koruması.

Bu senaryoda tipik yaklaşım:

• Cloudflare, WooCommerce için hazır sayılabilecek cache bypass kuralları ve WAF ile sık tercih edilir. Doğru ayarlarla ürün sayfalarını edge’de tutup sepet/ödeme sayfalarını origin’den çalıştırabilirsiniz.
• BunnyCDN ile de özellikle statik dosyalarınızı ve görsellerinizi CDN’e taşıyıp, HTML cache’i Nginx/LiteSpeed tarafında yönetmeyi tercih eden çok proje var.
• CloudFront, orta ölçekli klasik WooCommerce siteleri için genellikle “fazla kurumsal” ve yönetimi zor kaçabilir; ama kompleks entegrasyonlar olan yapılarda mantıklı olur.

WooCommerce’de doğru kapasite planlaması da en az CDN kadar önemli. vCPU, RAM ve I/O ihtiyacını anlamak için WooCommerce kapasite planlama rehberimize mutlaka göz atın.

3. Yüksek Trafikli Kampanya ve Lansman Siteleri

Büyük kampanya dönemlerinde (örneğin indirim günleri, bilet satışları, ürün lansmanları) kısa süreli çok yüksek trafik peak’leri oluşur. Origin ne kadar güçlü olursa olsun, statik içerikleri CDN’e taşımadan bu yükü atlatmak zordur.

İhtiyaçlar:

• Çok agresif tam sayfa cache stratejisi.
• Önceden test edilmiş cache purge senaryoları.
• Güçlü DDoS ve bot koruması.
• Geniş global POP ağı.

Bu tip projelerde:

• Cloudflare, geniş ağı ve güçlü DDoS/WAF özellikleriyle sık kullanılıyor.
• CloudFront, global ölçekli kampanyalarda; çoklu bölge ve yüksek istek hacmini kaldırabilen yapısıyla tercih edilebiliyor.
• BunnyCDN, özellikle statik landing sayfaları ve medya ağırlıklı kampanya sitelerinde, maliyeti makul tutmak isteyenler için iyi bir seçenek olabilir.

Burada asıl fark, CDN’iniz ne olursa olsun, DCHost tarafında doğru boyutlandırılmış origin altyapısı ile birlikte çalışmaktır. Örneğin NVMe diskli VPS veya dedicated sunucu üzerinde Nginx + PHP-FPM + Redis stack’i kullanmak, kampanya dönemlerinde fark yaratır.

4. Kurumsal, Çok Bölgeli ve Mikroservis Ağırlıklı Yapılar

Birden fazla ülkede ofisi olan, birden fazla veri merkezinde uygulama sunucusu barındıran ve genellikle API ağırlıklı çalışan yapılarda CDN’den beklenti sadece “statik dosya hızlandırma” değildir. Akıllı yönlendirme, çok bölgeli mimari ve felaket senaryoları devreye girer.

İhtiyaçlar:

• Birden fazla origin arasında yük dağıtımı.
• Coğrafi veya ağırlık bazlı routing.
• API ve dinamik içerik için düşük gecikme.
• Detaylı loglama ve gözlemlenebilirlik.

Bu senaryolarda:

• CloudFront, gelişmiş origin policy ve cache policy seçenekleriyle öne çıkabilir.
• Cloudflare ise, DNS tarafında coğrafi ve ağırlık bazlı yönlendirme yetenekleriyle, çok bölgeli yapıda da mantıklı bir seçenek olur.
• BunnyCDN, daha çok içerik ve medya ağırlıklı, daha sade çok bölgeli yapılarda tercih edilebilir.

Çok bölgeli mimariyi CDN ile birlikte nasıl kurgulayabileceğinizi çok bölgeli mimariler rehberimizde adım adım ele aldık.

WordPress ve WooCommerce İçin CDN Ayar Önerileri

Hangi CDN’i seçerseniz seçin, WordPress/WooCommerce tarafında bazı ortak prensipleri uygulamak zorundasınız. Aksi halde ya performans kazanamaz ya da sepet/oturum sorunları yaşarsınız.

1. Statik ve Dinamik İçeriği Net Ayırın

Statik içerikler:

• Görseller (jpg, png, gif, webp, avif vb.)
• CSS ve JS dosyaları
• Font dosyaları (woff, woff2 vb.)

Dinamik içerikler:

• WooCommerce sepet, ödeme, hesap sayfaları
• Giriş paneli ve kullanıcıya özel sayfalar
• Sık güncellenen, kişiselleştirilmiş içerikler

CDN kurarken temel kural: statik içerik kesin, dinamik içerik genellikle şartlar uygunsa cache’lenir. WooCommerce’de sepet/ödeme sayfalarını cookie veya URL pattern’leriyle mutlaka bypass etmelisiniz.

2. Cache-Control ve Edge Kuralları Doğru Olsun

CDN’in ne kadar süre neyi cache’leyeceğini esas belirleyen şey HTTP başlıklarıdır. Özellikle:

• Cache-Control: public, max-age=...
• s-maxage (proxy/CDN için özel süre)
• Vary (cookie, user-agent vb. varyasyonlar)

Cloudflare, BunnyCDN ve CloudFront’un üçü de bu başlıkları destekler; ayrıca panel üzerinden kural yazarak da cache politikalarını değiştirebilirsiniz. Ancak en sağlıklısı, origin’den düzgün başlıklarla çıkmaktır. Nginx/Apache üzerinde bu başlıkları nasıl ayarlayacağınızı yukarıda link verdiğimiz CDN ve cache-control rehberlerinde örnek konfigürasyonlarla anlattık.

3. WooCommerce İçin Özel Bypass Kuralları

WooCommerce’de sıkça kullanılan bypass koşulları:

• URL bazlı: /cart/, /checkout/, /my-account/ gibi patikaları asla cache’leme.
• Cookie bazlı: woocommerce_cart_hash, woocommerce_items_in_cart, wp_woocommerce_session_* gibi cookie’ler varsa HTML cache’i devre dışı bırak.
• HTTP method bazlı: POST isteklerini asla cache’leme.

Cloudflare’de bunları Page Rules veya Rules üzerinden, BunnyCDN’de ise cache rules ve request conditions üzerinden tanımlayabilirsiniz. CloudFront’ta ise cache policy ve origin request policy kombinasyonu ile cookie/URL bazlı ayrım yaparsınız.

4. Yedekli ve Test Edilebilir Bir Yapı Kurun

CDN tarafında yaptığınız her değişikliği, özellikle WooCommerce’de, önce mutlaka staging ortamında test edin. DCHost üzerinde staging ortamı kurmayı adım adım anlattığımız WordPress staging rehberine göz atarak canlıya almadan önce tüm cache senaryolarını denemenizi öneririz.

Ayrıca, CDN’de sorun yaşadığınızda hızla origin’e dönmek için DNS ve TTL stratejinizi önceden planlamanız önemli. Bunun için TTL stratejileriyle kesintisiz taşıma yazımız faydalı olacaktır.

DCHost Altyapısıyla CDN’i Birlikte Düşünmek

Cloudflare mi BunnyCDN mi CloudFront mu sorusunun cevabı ne olursa olsun, ortak bir gerçek var: CDN, zayıf bir origin’i mucizevi şekilde kurtarmıyor. Yetersiz CPU, yavaş disk, yanlış PHP-FPM/MySQL ayarları ve zayıf güvenlik sertleştirmesi varsa, CDN sadece problemin üstünü biraz örtüyor.

DCHost olarak yaklaşımımız, önce origin altyapısını doğru kurmak:

• WordPress/WooCommerce için uygun NVMe diskli VPS veya dedicated sunucu planı seçimi.
• PHP-FPM, OPcache, Redis, MySQL/MariaDB tuning gibi sunucu tarafı optimizasyonları.
• Güvenlik sertleştirmesi, firewall, WAF ve yedekleme stratejisinin net olması.

Ardından CDN’i, bu sağlam origin’in önüne performans artırıcı bir katman olarak yerleştiriyoruz. Cloudflare, BunnyCDN veya CloudFront tercihine göre; cache stratejinizi, kuralları ve test senaryolarını birlikte kurgulamak her zaman daha sağlıklı sonuç veriyor.

Özet ve Yol Haritası: Hangi Adımla Başlamalısınız?

Tüm tabloyu toparlayacak olursak:

• Küçük/orta ölçekli WordPress blog ve içerik sitelerinde, BunnyCDN veya Cloudflare ile başlamanız çoğu zaman yeterli olacaktır.
• WooCommerce için, hangi CDN’i seçerseniz seçin, doğru cache-bypass kuralları olmadan yola çıkmayın.
• Yüksek trafikli kampanyalar ve global kitleniz varsa, Cloudflare ve CloudFront gibi geniş POP ağı olan çözümleri daha yakından inceleyin.
• Kurumsal, çok bölgeli ve mikroservis mimarilerinde ise, CDN seçiminden önce genel mimariyi ve felaket kurtarma planını netleştirin.

CDN seçimi, tek başına “hangi marka daha iyi” sorusu değil; sitelerinizin trafiği, gelir modeli, büyüme planı ve teknik ekibinizin yetkinliğiyle birlikte verilmesi gereken bir karar. DCHost olarak biz, önce doğru kapasite planlaması ve origin altyapısı üzerinde birlikte çalışmayı, ardından sizin için en mantıklı CDN seçeneğini ve cache stratejisini beraber şekillendirmeyi tercih ediyoruz.

Eğer hâlâ “Cloudflare mi BunnyCDN mi CloudFront mu?” sorusunun içinde kaybolmuş hissediyorsanız, sitenizin trafik verilerini ve hedef kitlenizi birlikte inceleyip, DCHost altyapısı üzerinde sizin için en mantıklı CDN mimarisini çıkarmaktan memnuniyet duyarız.