Teknoloji

Object Storage vs Block Storage vs File Storage: Web Uygulamaları ve Yedekler İçin Doğru Seçim

Neden Depolama Mimarisi Kararı Bu Kadar Kritik?

Yeni bir web uygulaması planlama toplantısında, çoğu zaman CPU, RAM ve bant genişliğini konuşuyoruz; depolama tarafı ise “SSD olsun, hızlı olsun” seviyesinde kalıyor. Oysa performans, veri bütünlüğü, yedekleme stratejisi ve maliyetin en kritik parçası aslında hangi depolama modelini seçtiğiniz: file storage, block storage yoksa object storage mı? Bu karar, veritabanınızın davranışından medya dosyalarınızın teslim hızına, felaket durumunda geri dönüş sürenizden aylık faturanıza kadar her şeyi etkiliyor.

DCHost tarafında onlarca farklı web uygulaması, e‑ticaret sitesi, SaaS projesi ve kurumsal portalla çalışırken hep aynı soruyu görüyoruz: “Bu iş için object storage mı kullansak, yoksa klasik disk mi kalsa?” Cevap neredeyse her zaman “duruma göre değişir”, ama bu cümlenin altını teknik olarak doldurmak gerekiyor. Bu yazıda, Object Storage, Block Storage ve File Storage’ı; web uygulamaları, medya dosyaları ve yedekleme senaryoları üzerinden somut örneklerle kıyaslayacağız. Böylece hem yeni projelerde hem de mevcut altyapınızı iyileştirirken daha bilinçli, maliyeti ve riski düşük kararlar verebileceksiniz.

Üç Temel Depolama Modeli: Kavramsal Karşılaştırma

File Storage (Dosya Tabanlı Depolama) Nedir?

File storage, işletim sisteminde görmeye alışık olduğumuz dizin/dosya hiyerarşisi ile çalışan klasik modeldir. Bir Linux veya Windows sunucuda /var/www/html ya da C:Users… yapısı nasıl çalışıyorsa, file storage da aynı mantıkla işler.

Özellikleri kısaca şöyle özetlenebilir:

  • Dosyalar yol (path) + isim ile adreslenir: /uploads/2025/01/resim.jpg.
  • Genellikle NFS, SMB/CIFS gibi paylaşımlı dosya sistemleri ile ağ üzerinden sunulur.
  • Uygulamaların büyük bölümü (özellikle eski nesil) file storage ile çalışacak şekilde tasarlanmıştır.
  • İzinler, sahiplik ve klasör bazlı organizasyon kolaydır.

Web hosting dünyasında klasik paylaşımlı hosting, çoğu zaman file storage üzerinde döner. PHP uygulamaları, statik HTML dosyaları ve küçük ölçekli projeler için hâlâ oldukça pratiktir. Paylaşımlı hosting mimarisinin nasıl çalıştığını incelediğinizde arka planda yoğun şekilde file storage kullanıldığını görebilirsiniz.

Block Storage (Blok Tabanlı Depolama) Nedir?

Block storage, ham disk bölümleri gibi çalışan, alt seviye bir depolama yaklaşımıdır. Uygulama veriyi dosya olarak değil, bloklar halinde okur/yazar; bu blokların nasıl dosya haline geldiğini ise dosya sistemi (ext4, XFS, NTFS vb.) belirler.

Temel özellikleri:

  • Sunucuya eklenmiş fiziksel disk veya sanal disk (VPS’teki volume) gibi davranır.
  • Üzerine istediğiniz dosya sistemini kurarsınız; uygulamalar bunu normal disk gibi görür.
  • Düşük gecikme ve yüksek IOPS gerektiren veritabanları için idealdir.
  • Genellikle belirli bir sunucuya “bağlıdır”; aynı anda birden fazla sunucudan yazma erişimi karmaşıktır.

VPS ve dedicated sunucularda veritabanı, cache ya da yoğun yazma yapan uygulamalar için DCHost tarafında genellikle block storage tercih ediyoruz. Özellikle NVMe diskli VPS’lerde block storage ile I/O performansı farkı çok net hissediliyor; bu konuyu detaylı görmek isterseniz NVMe VPS hosting rehberimize göz atabilirsiniz.

Object Storage (Nesne Tabanlı Depolama) Nedir?

Object storage, veriyi klasik dosya sistemi hiyerarşisi yerine nesneler olarak saklayan modern bir mimaridir. Her nesnenin:

  • Veri içeriği (örneğin resim dosyası),
  • Benzersiz bir anahtarı (ID veya path benzeri anahtar),
  • Ve zengin metadata bilgileri (örneğin içerik tipi, versiyon, etiketler)

vardır. Tipik olarak HTTP(S) üzerinden API ile erişilir (S3 uyumlu API’ler gibi) ve sonsuza yakın ölçeklenebilirlik, yüksek dayanıklılık ve esnek saklama sınıfları sunar.

Öne çıkan avantajları:

  • Milyonlarca/ milyarlarca dosyayı tek bir namespace altında yönetebilir.
  • Versiyonlama, lifecycle (yaşam döngüsü) politikaları ve bölge replikasyonu gibi özelliklerle yedekleme/felaket senaryolarında çok güçlüdür.
  • CDN ve modern web uygulamalarıyla kolay entegre olur.
  • Genellikle kapasiteye göre faturalandırılır, blok veya dosya depolamaya göre daha esnek maliyet modelleri sunar.

Nesne tabanlı depolamanın mantığını ilk kez okuyorsanız, önce S3 depolama mimarisinin temellerini anlattığımız yazıya göz atmak, ardından bu makaleyi okumaya devam etmek faydalı olacaktır.

Performans, Tutarlılık ve Gecikme Açısından Farklar

Gecikme ve IOPS: Veritabanı vs Medya Dosyası

Depolama seçerken “hızlı olsun” demek yeterli değil; neyin hızlı olmasını istediğinizi tanımlamalısınız:

  • Veritabanı sorguları için önemli olan: düşük gecikme (latency) ve yüksek IOPS (saniyedeki I/O işlemi).
  • Medya dosyaları ve büyük yedekler için önemli olan: yüksek aktarım hızı (throughput) ve paralel istekleri kaldırabilmek.

Genel tablo şu şekilde:

  • Block storage: En düşük gecikme ve en yüksek IOPS. MySQL/PostgreSQL gibi veritabanları, queue sistemleri ve hızlı cache diskleri için ideal.
  • File storage: Günlük web dosyaları, loglar ve klasik uygulamalar için yeterince hızlı; ama çok yüksek IOPS gerektiren işlerde block storage kadar verimli olmayabilir.
  • Object storage: Tek tek I/O işlemlerinde block kadar düşük gecikmeye sahip değildir, ama paralel büyük dosya transferlerinde maliyet/performans dengesi çok iyidir. Medya dosyaları, log arşivleri ve yedekler için genellikle en verimli çözüm.

Tutarlılık ve Eşzamanlılık

Web uygulamaları için sadece hız değil; aynı anda birden fazla sunucunun veriye nasıl eriştiği de önemlidir.

  • Block storage: Tipik senaryoda bir diski aynı anda sadece tek sunucu okur/yazar; birden fazla sunucuya yazma amacıyla bağlamak, özel küme dosya sistemleri gerektirir ve karmaşıklaşır.
  • File storage: NFS veya benzeri çözümlerle çoklu sunucudan aynı dosya sistemine erişmek mümkündür; ancak kilitleme (locking) problemleri ve performans kayıpları yaşanabilir.
  • Object storage: HTTP API üzerinden erişildiği için, aynı nesneye birden fazla istemcinin okuma/yazma yapması daha kontrollüdür. Versiyonlama, etag/if-match başlıkları gibi mekanizmalarla tutarlılık daha iyi yönetilebilir.

Örneğin çok sunuculu bir WordPress/Laravel kümesi kuruyorsanız, uygulama dosyalarını (kodu) her sunucuda ayrı ayrı tutup, medya dosyalarını object storage’a taşımak hem ölçeklenebilirlik hem de tutarlılık açısından genelde en temiz çözümdür. Bu konuda pratik bir senaryo görmek isterseniz WordPress medyayı S3’e taşıma rehberimizi inceleyebilirsiniz.

Web Uygulamaları İçin Hangi Depolama Ne Zaman?

Klasik Monolitik Uygulamalar (WordPress, Laravel, Kurumsal Siteler)

Küçük ve orta ölçekli projelerde en sık gördüğümüz mimari: Tek VPS veya paylaşımlı hosting hesabı, üzerinde hem uygulama dosyaları hem veritabanı hem de medya dosyaları aynı sunucuda.

Bu yapıda tipik tercih:

  • Uygulama dosyaları: File storage (sunucunun kendi dosya sistemi).
  • Veritabanı: Sunucu diski aslında block storage gibi davranır; NVMe SSD’li bir VPS üzerinde MySQL/PostgreSQL için idealdir.
  • Medya dosyaları: Başlangıçta yine file storage, ama büyüdükçe object storage’a taşımak mantıklı hale gelir.

Ölçek büyüdükçe:

  • Uygulama katmanını birden fazla VPS’e ayırmak,
  • Veritabanını ayrı, yüksek performanslı block storage üzerinde çalıştırmak,
  • Medya dosyalarını object storage’a taşıyıp CDN ile dağıtmak

genellikle en sağlıklı adım dizisi oluyor. DCHost tarafında, yüksek trafikli WordPress/Laravel sitelerinde bu 3 katmanı ayrıştırdığımızda, hem performans hem de yönetilebilirlik tarafında ciddi iyileşme gördüğümüz çok vaka oldu.

Mikroservis, Container ve Orkestrasyon Senaryoları

Kubernetes veya benzeri orkestrasyon sistemleriyle çalışan modern uygulamalarda depolama kararı biraz daha stratejik hale geliyor:

  • Stateful servisler (veritabanı, message queue vb.): Block storage (persistent volume) ile düşük gecikme ve veri bütünlüğü hedeflenir.
  • Stateless web servisleri: Genellikle sadece container image kullanır; ek kalıcı depolamaya ihtiyaç duymaz ya da çok sınırlı ihtiyacı olur.
  • Medya dosyaları, raporlar ve arşivler: Object storage üzerinden servis edilir; böylece cluster ölçeklendirilirken depolama karmaşası yaşanmaz.

DCHost altyapısında container ve Kubernetes tabanlı projelerde tavsiye ettiğimiz model, veriyi mümkün olan her yerde object storage’a “itmek”, sadece zorunlu olduğu yerlerde (veritabanı gibi) block storage kullanmaktır. Böylece node değişimleri, scaling operasyonları veya bakım süreçleri sırasında veri taşıma maliyeti minimuma iner.

Medya Ağırlıklı Siteler ve CDN Entegrasyonu

Fotoğraf galerileri, video platformları, dosya indirme servisleri veya blog + e‑ticaret karışımı projelerde medya dosyaları hızla şişer. Bu dosyaları tek bir sunucunun file storage’ında tutmak, şu sorunlara yol açar:

  • Disk kapasitesi hızla dolar, sürekli disk büyütmek gerekir.
  • Tek sunucuya bağımlılık artar; ölçeklenebilirlik kısıtlanır.
  • Yedekleme süreleri ve geri yükleme operasyonları uzar.

Bu noktada en sağlıklı çözüm çoğu zaman şöyledir:

  • Medya upload’larını doğrudan object storage’a yazmak (veya arka planda senkronize etmek).
  • Önüne CDN koyarak, kullanıcılara en yakın edge noktasından teslim etmek.
  • Lifecycle politikaları ile eski, az erişilen dosyaları daha soğuk saklama sınıflarına taşımak.

WordPress tabanlı projelerde bu dönüşümü adım adım anlatan pratik bir rehber arıyorsanız, WordPress medyanı S3’e taşıma yazımız tam olarak bu senaryoya odaklanıyor.

Yedekleme Senaryolarında Doğru Depolama Seçimi

3-2-1 Yedekleme Stratejisi ile Depolama Eşleştirmesi

Sağlam bir yedekleme planı konuşuyorsak, 3-2-1 stratejisi neredeyse tartışmasız bir standart:

  • 3 kopya veri,
  • 2 farklı medya/tip,
  • 1 kopya farklı lokasyonda.

Bu stratejiyi depolama türleriyle eşleştirdiğimizde genellikle şöyle bir tablo çıkıyor:

  • Canlı veri: Block veya file storage (uygulamanın çalıştığı disk).
  • Aynı lokasyonda kısa süreli yedek: Genellikle farklı bir block/file storage (snapshot, ikinci disk, başka bir sunucu).
  • Farklı lokasyonda uzun süreli yedek: Object storage (tercihen S3 uyumlu, bölge replikasyonlu).

Bu yaklaşımı uygulamalı olarak kurmak için, 3-2-1 yedekleme stratejisi rehberimizde paylaşımlı hosting, Plesk ve VPS senaryolarını adım adım ele aldık. Yedeklerinizin nereye konacağı kısmında ise object storage çoğu zaman en mantıklı “3. kopya” adresi oluyor.

Uygulama-Tutarlı Yedekler: Block ve File Storage’ın Rolü

Veritabanı veya dosya tabanlı uygulamaları yedeklerken en kritik konu, yedeğin uygulama-tutarlı olması. Yani veritabanı dolgusu devam ederken yarım kalmış transaction’ların, bozuk index’lerin veya yarım yazılmış dosyaların yedeğe yansımaması.

Bunu sağlamak için genelde şu yöntemler kullanılır:

  • Veritabanını “read-only” moda almak veya kısa süreli dondurmak.
  • LVM snapshot veya benzeri blok seviye snapshot alıp, bu snapshot üzerinden yedek çıkmak.
  • Dosya sistemi düzeyinde fsfreeze gibi araçlarla kısa süreli kilitleme yapıp, ardından snapshot almak.

Bu tekniklerin çoğu block storage veya file storage tarafında çalışır; snapshot alındıktan sonra ortaya çıkan yedek veriyi ise uzun süreli saklama için object storage’a taşırsınız. LVM snapshot ve fsfreeze ile uygulama-tutarlı yedek alma konusunu derinlemesine anlattığımız uygulama-tutarlı yedekler rehberi bu üçlü oyunun güzel bir örneği.

Uzak ve Uzun Süreli Yedekler: Neden Object Storage Daha Mantıklı?

Haftalık/aylık yedekleri yıllarca saklamak istediğinizde, block veya file storage üzerinde devasa diskler tutmak maliyetli ve verimsiz hale geliyor. Buna karşılık object storage şu avantajları sunuyor:

  • Saklama süresine göre maliyet optimizasyonu: Lifecycle kurallarıyla eski yedekleri daha ucuz, soğuk depolama sınıflarına taşıyabilirsiniz.
  • Dayanıklılık: Birden çok disk, raft, hatta veri merkezi seviyesinde replikasyonla tek disk arızası veya tek sunucu arızasından bağımsız hale gelir.
  • Zaman içinde büyümeye uyum: Kapasiteyi önceden tahmin etmek zorunda kalmazsınız; ihtiyaca göre büyür.

DCHost tarafında sık kullanılan senaryolardan biri, VPS veya dedicated sunuculardaki verileri Restic/Borg gibi modern yedekleme araçlarıyla S3 uyumlu object storage’a akıtmak. Bu yapıyı Restic ve Borg ile S3 uyumlu uzak yedekleme makalemizde detaylı anlattık; burada da yine canlı veri block/file storage’ta, uzun süreli yedekler ise object storage’ta tutuluyor.

Maliyet, Ölçeklenebilirlik ve Dayanıklılık Karşılaştırması

Maliyet Dinamikleri

Depolama türleri arasında maliyet farkı, sadece “GB başına fiyat”tan ibaret değil; yönetim, ölçeklendirme ve yedekleme maliyetleri de denklemde:

  • Block storage: GB başı genelde daha pahalı; ama yüksek performans sağlar. Veritabanı ve yüksek I/O gerektiren iş yükleri için maliyetini hak eder.
  • File storage: Orta seviye maliyet; yönetimi nispeten kolay. Küçük/orta ölçekli projeler için iyi bir başlangıç noktası.
  • Object storage: Büyük hacimli veri için genellikle en uygun toplam maliyeti sunar. Ancak istek başına ücretlendirme, veri çıkış maliyetleri ve saklama sınıfları iyi planlanmalıdır.

Örneğin 5 TB’lık log veya yedek arşivini block storage üzerinde tutmak, gereğinden fazla pahalıya gelebilir. Aynı veriyi object storage’a alıp lifecycle ile eski verileri daha ucuz sınıfa taşırsanız, hem depolama hem de yedek yönetimi maliyetiniz ciddi oranda düşebilir. Bu tip hesapları yaparken, hosting maliyetlerini düşürme rehberimizdeki depolama planlama önerileriyle birlikte düşünmek güzel sonuç veriyor.

Ölçeklenebilirlik ve Büyüme

Depolamanız büyüdükçe, yönetim yükü de artar. Burada depolama türleri arasında ciddi bir ergonomi farkı var:

  • Block storage: Büyütmek için genellikle disk genişletme, partition ve dosya sistemi büyütme operasyonları gerekir. Dikkat ve planlama ister.
  • File storage: Altında block storage olduğu için benzer sınırlamalara tabidir; ayrıca çok büyük dosya sistemlerini yönetmek karmaşıklaşabilir.
  • Object storage: Tasarım gereği yatayda kolay ölçeklenir; “bucket” kapasitesi teorik olarak sınıra çok daha uzaktır. Uygulama tarafında sadece URL veya anahtar ile eriştiğiniz için büyüme, uygulama mimarisini çok etkilemez.

Bu yüzden hızla büyüyeceğini bildiğiniz veri türlerini (loglar, medya dosyaları, rapor arşivleri, yedekler) baştan object storage’a yönlendirmek, ileride yaşayacağınız taşıma operasyonlarının önünü keser.

Dayanıklılık ve Felaket Senaryoları

Depolama türünün felaket senaryolarına etkisini de netleştirelim:

  • Block/file storage (tek sunucu üzerinde): Disk arızası, RAID bozulması veya sunucu arızasında verinizi kaybedebilirsiniz; mutlaka harici yedek gerekir.
  • Block/file storage (paylaşımlı veya küme): Dayanıklılık artar ama kurulum ve yönetim karmaşıktır.
  • Object storage: Genellikle birden çok disk ve sunucuda replikasyonlu çalışır; bazı senaryolarda birden fazla veri merkezine yayılmıştır. Doğru tasarlandığında depolama tarafındaki tekil donanım arızaları sizin için şeffaf hale gelir.

Yine de object storage “yedek almayı gereksiz kılmaz”; yanlışlıkla silme, hatalı scriptler veya fidye yazılımlarına karşı versiyonlama ve imha edilemeyen kopyalar (object lock benzeri özellikler) kritik önem taşır. Bu özellikleri pratik yedek stratejileriyle nasıl birleştirebileceğinizi, S3 Object Lock ile fidye yazılıma karşı yedek makalemizde detaylandırdık.

DCHost Altyapısında Tipik Mimari Örnekleri

Küçük ve Orta Ölçekli Web Siteleri

Klasik blog, kurumsal site veya düşük/orta trafikli e‑ticaret projelerinde tipik yaklaşımımız:

  • Paylaşımlı hosting veya tek VPS üzerinde file storage ile uygulama dosyaları.
  • Aynı sunucuda block storage benzeri SSD disk üzerinde veritabanı.
  • Otomatik günlük/haftalık yedekler; kısa süreli kopyalar yine aynı veri merkezinde, uzun süreli kopyalar ise object storage’a replike edilir.

Bu yapıda çoğu müşteri, proje belirli bir trafiğe ulaşana kadar object storage’ı doğrudan hissetmez; arka planda DCHost altyapısı, yedeklerinizi ve log arşivlerinizi nesne depolama üzerinde güvenle saklar.

Yüksek Trafikli WordPress/Laravel Siteleri

Daha ciddi trafik alan ve birden fazla VPS veya dedicated sunucuya yayılan projelerde ise genellikle şu mimariyi öneriyoruz:

  • Uygulama sunucuları: Kod ve runtime için yerel file storage (genellikle read-only deployment) + sadece geçici dosyalar.
  • Veritabanı katmanı: Ayrı bir VPS veya fiziksel sunucu üzerinde, yüksek performanslı block storage.
  • Medya dosyaları: Object storage + CDN kombinasyonu.
  • Yedekler: Veritabanı için block storage snapshot + dump; uygulama ve konfigürasyon için arşiv; hepsi son aşamada object storage’a gönderilir.

Bu sayede ölçeklendirme gerektiğinde yeni uygulama sunucuları eklemek çok kolaylaşır; veritabanı ve object storage zaten merkezi ve dayanıklı bir katman sunar.

Kendi Object Storage’ını Kurmak İsteyenler

Bazı ekipler, mevzuat, KVKK/GDPR veya tamamen kontrol altında tutma isteği nedeniyle kendi object storage altyapısını kurmak istiyor. Bu noktada DCHost üzerinde:

  • VPS veya dedicated sunucular üzerinde S3 uyumlu çözümler (örneğin MinIO tarzı yazılımlar),
  • Arkasında RAID veya dağıtılmış depolama (örneğin Ceph tabanlı sistemler),
  • Üstünde ise yedek araçları, medya servisleri ve log toplama sistemleri

ile tamamen size ait bir nesne depolama platformu kurgulayabiliyoruz. Böyle bir senaryoyu uçtan uca anlatan ayrıntılı bir kurulum için VPS üzerinde MinIO ile S3 uyumlu depolama yazımızı mutlaka inceleyin.

Karar Matrisi: Hangi Senaryoda Hangisini Kullanmalı?

Tüm bu teknik detayları daha pratik hale getirmek için, kabaca şu karar matrisini kullanabilirsiniz:

File Storage Tercih Etmeniz Gereken Durumlar

  • Klasik paylaşımlı hosting veya tek VPS üzerindeki küçük/orta ölçekli siteler.
  • Kod tabanının, tema/plugin dosyalarının ve basit konfigürasyon dosyalarının saklanması.
  • Orta büyüklükte ve tek sunuculu projelerde, uygulama dosyaları + medya dosyalarının bir arada tutulduğu başlangıç evreleri.

Avantajı sadelik ve uyumluluktur; çoğu uygulama ilk günden file storage’ı destekler.

Block Storage Tercih Etmeniz Gereken Durumlar

  • MySQL, MariaDB, PostgreSQL gibi veritabanları (özellikle yüksek I/O gerektiren WooCommerce, büyük Laravel projeleri).
  • Yoğun log yazan, queue kullanan veya cache diskine ihtiyaç duyan uygulamalar.
  • Snapshot tabanlı, hızlı geri dönüş isteyen yedek senaryoları (LVM snapshot vb.).

Avantajı düşük gecikme ve yüksek IOPS’tur; kritik veri tabanlarında “vazgeçilmez” diyebiliriz. Veritabanı yedek stratejileriyle birlikte düşünmek için MySQL/MariaDB yedekleme stratejileri rehberimize göz atabilirsiniz.

Object Storage Tercih Etmeniz Gereken Durumlar

  • Medya dosyaları: resimler, videolar, dökümanlar, indirilebilir içerikler.
  • Uzun süreli yedekler: günlük/haftalık arşivler, log arşivleri, raporlar.
  • Çok kiracılı (multi-tenant) SaaS uygulamalarında müşteri dosyaları.
  • Coğrafi olarak dağınık kullanıcılara içerik sunarken CDN ile entegre çalışmak istediğiniz senaryolar.

Avantajı, pratikte sınırsız ölçeklenebilirlik ve yedek/felaket senaryolarında esnekliktir. Uygulama katmanınızı hafifletir, veriyi daha uzun vadeli, daha dayanıklı ve çoğu zaman daha ekonomik şekilde saklarsınız.

Sonuç ve DCHost Üzerinde Yol Haritası

Object Storage, Block Storage ve File Storage arasındaki farkları teoride bilmek güzel; ama asıl önemli olan, kendi projeniz için pratik bir yol haritası çıkarabilmek. Özetlersek:

  • File storage, uygulama dosyaları ve küçük/orta ölçekli projeler için sade ve uyumlu bir başlangıç noktası.
  • Block storage, veritabanları ve yüksek I/O gerektiren iş yüklerinin kalbi.
  • Object storage, büyüyen medya dosyaları, loglar ve uzun süreli yedekler için esnek, dayanıklı ve çoğu zaman en ekonomik çözüm.

DCHost olarak pratikte gördüğümüz en sağlıklı yaklaşım; küçük başlamak, proje büyüdükçe depolama katmanlarını soyutlamak ve veriyi özelliklerine göre doğru yere taşımak. Yani:

  • Önce tek sunucuda file + block ile başlayıp,
  • Sonra veritabanını ayrı, hızlı bir block storage katmanına almak,
  • Ardından medya ve yedekleri object storage’a taşıyarak ölçeklenebilirliği güvence altına almak.

Eğer mevcut projenizde “diskler doluyor, yedekler büyüyor, taşıma planları karışık” noktaya geldiyseniz; birlikte net bir depolama mimarisi çıkarmak için buradayız. DCHost üzerinde kullanmakta olduğunuz paylaşımlı hosting, VPS, dedicated veya colocation altyapınız ne olursa olsun, yukarıdaki üç depolama modelini doğru kombinasyonla kurgulayarak hem performansı hem de veri güvenliğini ciddi ölçüde iyileştirmek mümkün. Bir sonraki kapasite planlama toplantınızda, sadece CPU ve RAM’i değil; verinizin karakterine göre doğru depolama seçimini de masanın ortasına koymayı unutmayın.

Sıkça Sorulan Sorular

Hız kavramını ikiye ayırmak gerekiyor: gecikme (latency) ve aktarım hızı (throughput). Block storage, özellikle NVMe diskler üzerinde çok daha düşük gecikme ve yüksek IOPS sunduğu için veritabanı gibi rastgele küçük okuma/yazma yapan iş yüklerinde nettir şekilde daha hızlıdır. Object storage ise tekil I/O açısından block kadar düşük gecikme sunmaz; buna karşılık paralel, büyük dosya transferlerinde ve çok sayıda istemciye içerik dağıtırken oldukça verimli çalışır. Bu yüzden canlı veritabanları için block storage, medya dosyaları ve yedek arşivleri için object storage tercih etmek en doğru yaklaşımdır.

Genellikle hayır. Uygulama kodu, tema ve eklenti dosyaları gibi sık erişilen, küçük dosyalar için yerel disk veya file storage daha pratiktir; deployment ve güncelleme süreçlerini basitleştirir. Object storage’ı asıl parladığı alanlarda kullanmak daha mantıklı: medya upload’ları (resim, video, PDF), log arşivleri, rapor çıktıları ve yedekler. Böylece hem web sunucularınızı hafifletir, hem de depolama tarafında daha iyi ölçeklenebilirlik ve maliyet avantajı elde edersiniz. DCHost üzerinde tipik mimarimiz; uygulama dosyaları için file/block, medya ve yedekler için object storage kombinasyonudur.

Doğru yapılandırılmış bir object storage, uzun süreli yedekler için çoğu zaman block storage’tan daha güvenlidir. Çünkü iyi tasarlanmış nesne depolama sistemlerinde veri, birden çok disk ve sunucuya, hatta bazen birden fazla veri merkezine yayılmış olarak saklanır. Versiyonlama, lifecycle kuralları ve object lock gibi özelliklerle yanlışlıkla silme, fidye yazılımı veya insan hatalarına karşı da ekstra katmanlar ekleyebilirsiniz. Ancak bu, block storage’ın tamamen devreden çıkacağı anlamına gelmez: canlı veriler ve hızlı geri dönüş gereken kısa süreli snapshot’lar için block storage, uzun vadeli arşiv ve offsite yedekler için ise object storage kullanmak en dengeli stratejidir.

Yeni kurulmuş, düşük trafikli ve az sayıda görsel barındıran bir WordPress sitesi için başlangıçta object storage şart değildir; paylaşımlı hosting veya tek VPS üzerinde file storage ile gayet rahat ilerleyebilirsiniz. Ancak site büyüyüp trafik ve medya sayısı arttıkça, özellikle de çok sayıda ürün görseli veya blog içeriği oluştuğunda, medyayı object storage’a taşımak ciddi avantaj sağlar: disk kapasitesi baskısı azalır, CDN ile entegrasyon kolaylaşır ve yedek yönetimi basitleşir. Bu geçişi ne zaman yapmanız gerektiğine karar verirken disk kullanım eğrinizi, yedekleme sürelerinizi ve sayfa açılış hızlarınızı birlikte değerlendirmeniz en sağlıklı yöntemdir.

Kağıt üzerinde üç farklı depolama türü karmaşık görünse de, rolleri net ayrıldığı sürece pratikte işleri sadeleştirir. Örneğin: uygulama kodu ve konfigürasyon için file storage, veritabanı için block storage, medya ve yedekler için object storage kullandığınızda; her katmanı kendi ihtiyaçlarına göre optimize edebilirsiniz. Sorun yaşadığınızda da sorunun hangi katmanda olduğunu çok daha net görürsünüz. DCHost’ta yüksek trafikli projelerde tam olarak bu modelle çalışıyoruz ve doğru dokümantasyon + otomasyonla yönetim yükünün azaldığını, fiyat/performans dengesinin ise belirgin şekilde iyileştiğini görüyoruz.