Teknoloji

Wix, Shopify Gibi Hazır Site Kuruculardan WordPress’e Geçiş Rehberi

Neden Hazır Site Kurucudan WordPress’e Geçmek Mantıklı?

Hazır site kurucular (Wix, Shopify vb.) ile başlamak çok doğal. Dakikalar içinde site açılır, tasarımı sürükle-bırak araçlarla şekillendirirsiniz ve teknik detaylarla çok uğraşmazsınız. Ancak proje büyüdükçe sınırlar ortaya çıkmaya başlar: SEO tarafında esneyemeyen yapı, eklenti veya entegrasyon kısıtları, artan aylık maliyetler ve en önemlisi de altyapı üzerinde tam söz sahibi olamamak. Bu noktada WordPress’e geçiş fikri güçlenir.

WordPress; tema ve eklenti ekosistemi, SEO kontrolü, performans optimizasyonu ve verilerinize tam sahip olmanız açısından çok daha esnek bir dünya sunar. Kendi alan adınız, kendi hosting’iniz ve tamamen size ait bir veritabanınız olur. Elbette bu, sorumluluğun da size geçmesi anlamına gelir; ama doğru hosting altyapısı ve sağlam bir taşıma planıyla hem kesinti yaşamadan hem de SEO kaybı olmadan migration yapmak mümkün. DCHost tarafında bize en çok gelen sorular tam da bu noktada başlıyor: “Wix’ten WordPress’e geçsem SEO’m gider mi?”, “Shopify’dan WooCommerce’e taşırken ürünlerim, sipariş geçmişim ne olacak?”, “DNS ve alan adını nasıl yönetmeliyim?”

Bu rehberde, hazır site kuruculardan WordPress’e geçişi; hosting seçimi, DNS-SSL ayarları, 301 yönlendirmeler, içerik/ürün taşıma ve test süreci dahil uçtan uca adım adım anlatacağız. Amacımız, geçişi sadece “site taşıma” değil, sürdürülebilir ve performanslı bir WordPress mimarisine geçiş olarak kurgulamanıza yardımcı olmak.

Geçiş Öncesi Hazırlık: Envanter ve Strateji

Mevcut Sitenizi Detaylı Şekilde Çıkarın

Başarılı bir migration’ın ilk adımı, neye sahip olduğunuzu net görmek. Hazır site kurucudaki mevcut yapınızı mutlaka envanterleyin:

  • Tüm sayfaların listesi (URL, sayfa başlığı, önem derecesi)
  • Blog yazıları, kategori yapısı, etiketler
  • Varsa ürünler, varyantlar, stok bilgisi, koleksiyon/kategori yapısı
  • Formlar (iletişim formu, teklif formu, kayıt formları)
  • En çok trafik alan sayfalar (Google Analytics ve Search Console verileri)
  • Backlink alan özel sayfalar (kampanya, landing page, PDF vb.)

Özellikle en çok trafik alan URL’ler ve dış link alan sayfalar, SEO kaybı yaşamamak için kırmızı çizginiz olmalı. Bu sayfaların 1’e 1 karşılığını WordPress tarafında oluşturmayı planlayın.

Hedefleri ve KPI’ları Netleştirin

Geçiş sadece “WordPress’e taşınalım” diye yapılmamalı. Net hedefler belirleyin:

  • Organik trafiği korumak (ve orta vadede artırmak)
  • Core Web Vitals metriklerini iyileştirmek
  • Form dönüşüm oranlarını artırmak
  • E-ticaret tarafında sepet, ödeme, upsell senaryolarını geliştirmek

Bu hedefler, tema seçiminden sunucu kapasitesine kadar vereceğiniz pek çok kararı etkileyecek.

Zamanlama ve Bakım Penceresi Planı

Taşıma sürecinde minimum kesinti istiyorsanız, zamanlamayı da önceden çalışın:

  • Analytics üzerinden en düşük trafik saatlerini belirleyin.
  • DNS kayıtlarınızın TTL değerlerini (özellikle A ve CNAME) düşürün. Bu konuda Zero-Downtime taşıma için TTL stratejileri rehberimiz adım adım yol gösteriyor.
  • Geçiş öncesi ve sonrası için performans ve SEO metriklerini not alın; böylece migration’ın etkisini ölçebilirsiniz.

WordPress İçin Doğru Hosting Altyapısını Seçmek

Paylaşımlı Hosting mi, VPS mi?

Hazır site kurucudan WordPress’e geçtiğinizde altyapı sorumluluğu size geçer. Bu noktada ilk büyük karar: paylaşımlı hosting mi, VPS mi?

  • Paylaşımlı hosting: Trafiği düşük kurumsal siteler, portföy siteleri ve küçük bloglar için maliyet-etkin ve yönetimi kolay bir seçenek.
  • VPS (Sanal Sunucu): Orta–yüksek trafikli bloglar, WooCommerce mağazaları, özelleştirilmiş uygulamalar için daha doğru. Kaynaklar size ayrılmıştır, performans ve güvenlik kontrolü daha fazladır.

Karar verirken; aylık ortalama trafik, beklenen büyüme, eklenti sayısı, içerik hacmi ve eşzamanlı ziyaretçi hedeflerini dikkate alın. Bu konuda daha derinlemesine okumak isterseniz, paylaşımlı hosting mi VPS mi karşılaştırma rehberimize mutlaka göz atın.

Managed WordPress mi, Klasik Hosting mi?

Teknik detaylarla uğraşmak istemeyenler için Managed WordPress hosting oldukça konforlu bir seçenek. Sunucu güncellemeleri, güvenlik sertleştirme, yedekler, temel optimizasyonlar servis sağlayıcı tarafından yönetilir. Klasik hosting/VPS’te ise bu sorumluluk büyük ölçüde sizde olur.

Hangi senaryoda managed, hangi senaryoda klasik hosting daha mantıklı olur, ayrıntılı anlattığımız yönetilen vs yönetilmeyen VPS rehberimize göz atabilirsiniz. DCHost tarafında hem paylaşımlı hosting hem de VPS/dedicated ve colocation seçenekleriyle WordPress projelerini barındırabiliyoruz; ihtiyaçlarınıza göre doğru kombinasyonu birlikte belirlemek mümkün.

Performans ve Core Web Vitals

Hazır site kuruculardan WordPress’e geçişin en büyük fırsatlarından biri, sunucu tarafı optimizasyon yapabilme özgürlüğüdür. PHP versiyonu, HTTP/2–HTTP/3, OPcache, Redis, MySQL/MariaDB ayarları gibi pek çok bileşen üzerinde kontrol sahibi olursunuz.

Özellikle Google’ın Core Web Vitals metrikleri (TTFB, LCP, CLS) açısından hosting altyapısının rolü büyük. Bu konuda TTFB, LCP ve CLS’yi sunucu tarafında iyileştirme rehberimiz ve WordPress için sunucu tarafı optimizasyon makalemiz size detaylı bir yol haritası sunar.

Wix, Shopify vb. Platformlardan Verileri Çıkarmak

Sayfa ve Blog İçeriklerini Alma

Hazır site kurucuların çoğu; sayfa ve blog içeriklerini dışa aktarmak için RSS, JSON veya HTML tabanlı çeşitli araçlar sunar. Temel yaklaşım:

  1. Sayfa listesi çıkarın: URL, başlık ve içerik türü (kurumsal sayfa, blog yazısı vs.).
  2. Blog içerikleri için mümkünse RSS feed veya platformun sunduğu dışa aktarma aracını kullanın.
  3. Kurumsal sayfalar (hakkımızda, hizmetler, iletişim vb.) çoğu zaman manuel düzenlemeye ihtiyaç duyar; bunları WordPress tarafında yeni sayfalar olarak açıp içerikleri taşıyın.

Burada önemli olan nokta, URL yapısını şimdilik değiştirmemek. Önce eski URL’lere karşılık gelecek WordPress sayfalarını oluşturun, sonrasında gerekiyorsa URL sadeleştirmeyi 301 yönlendirmelerle birlikte planlayın.

Ürünler ve E-Ticaret Verileri

Shopify veya benzeri bir e-ticaret odaklı hazır kurucudan geçiyorsanız, ürün verileri kritik. Genel yol haritası şöyle olur:

  • Eski sistemden CSV formatında ürün dışa aktarma (ürün adı, açıklama, fiyat, stok, SKU, varyantlar, kategoriler).
  • WordPress tarafında WooCommerce (veya tercih ettiğiniz e-ticaret eklentisi) kurulumundan sonra bu CSV dosyasını içe aktarma.
  • Kategori/etiket yapısının, eski koleksiyon yapısını olabildiğince yansıtmasına dikkat etme.
  • Varyantlar, kargo profilleri ve vergi ayarları gibi detayları taşıma sürecinden sonra WordPress tarafında tekrar gözden geçirme.

Sipariş geçmişini taşıma konusu ise her zaman bire bir mümkün olmayabilir. Bazı durumlarda, eski siparişleri ayrı bir rapor olarak saklayıp, yeni dönem siparişlerini WordPress tarafında sıfırdan başlatmak daha temiz bir çözüm olabilir.

Görseller ve Dosyalar

Hazır site kurucular genellikle görselleri kendi CDN’leri üzerinden sunar. WordPress’e geçerken:

  • Tüm görselleri klasör yapısıyla birlikte indirmeye çalışın.
  • WordPress ortam kütüphanesine yüklerken mümkünse boyut ve format optimizasyonu yapın (WebP/AVIF gibi modern formatlara geçiş için de bu iyi bir fırsat). Bu konuda WebP/AVIF’i kırmadan sunma rehberimiz size yardımcı olabilir.
  • PDF, doküman, özel dosyalar için eski URL → yeni URL eşlemesini not alın; 301 haritasında bu linkleri de unutmayın.

WordPress Kurulumu ve Temel Yapılandırma

WordPress Kurulumu

Hosting paketinizde WordPress için tek tıkla kurulum varsa işiniz kolay; yoksa klasik yöntemle kurulum yapabilirsiniz:

  1. MySQL/MariaDB veritabanı ve kullanıcı oluşturun.
  2. WordPress çekirdeğini indirip FTP/SFTP ile sunucuya yükleyin.
  3. wp-config.php dosyasında veritabanı bilgilerini tanımlayın.
  4. Alan adınızla kurulum sihirbazını çalıştırıp dil, yönetici kullanıcı vb. ayarları tamamlayın.

Temel Ayarlar ve Kalıcı Bağlantılar

Kurulum biter bitmez şu adımları atlamayın:

  • Ayarlar > Genel bölümünde site adı, kısa açıklama ve URL/WordPress adresini kontrol edin.
  • Ayarlar > Kalıcı Bağlantılar kısmında SEO dostu bir yapı seçin (genellikle “yazı ismi” formatı tercih edilir). Mevcut URL yapınızı taklit etmeye çalışın.
  • Site dilini, saat dilimini ve tarih/saat formatını doğru ayarlayın.

SSL ve HTTPS Zorunluluğu

Hazır site kurucular genelde otomatik SSL sunar. WordPress’e geçtiğinizde de HTTPS zorunlu olmalı. DCHost tarafında Let’s Encrypt veya ticari SSL sertifikalarıyla kolay kurulum sağlayabilirsiniz. SSL kavramına hâkim değilseniz, SSL sertifikası nedir ve nasıl kurulur makalemiz size temel bilgiyi verecektir. Ayrıca, olası mixed content ve tarayıcı uyarılarını çözmek için SSL sertifika hataları rehberimize de göz atabilirsiniz.

Güvenlik ve Yedekleme Temelleri

Hazır kurucularda güvenlik büyük oranda platform tarafından yönetilir. WordPress’te ise:

SEO Kayıpsız Geçiş İçin Teknik Plan

URL Haritası (Redirect Map) Oluşturma

SEO kaybının en büyük nedeni, eski URL’lerin yeni sitede karşılığının olmaması veya yanlış yönlendirilmesidir. Bu yüzden:

  1. Hazır site kurucudaki tüm URL’leri (sayfa, blog yazısı, ürün, kategori, etiket, dosya) bir listeye dökün.
  2. WordPress tarafında her URL için bir hedef URL belirleyin (mümkünse aynı yapıyı koruyun).
  3. Eski URL → yeni URL eşlemesini tek bir tabloya yazın. Bu tablo, 301 yönlendirme planınız olacak.

Alan adı değiştiriyorsanız konu biraz daha hassas hale geliyor. Alan adı değiştirirken SEO kaybetmemek makalemizde bu süreci ayrı bir perspektiften detaylandırdık; mutlaka göz atın.

301 Yönlendirmeleri Doğru Kurmak

Hazır site kuruculardan dönen siteler bazen karmaşık URL yapıları kullanır. 301 yönlendirme kurarken:

  • Önemli sayfalar için tek tek (explicit) yönlendirme tanımlayın.
  • Mümkünse kategori bazında genel kurallar yazın (örneğin eski /blog/ yapısı yeni sitede de /blog/ ise wildcard kullanabilirsiniz).
  • Apache kullanıyorsanız .htaccess, Nginx kullanıyorsanız sunucu konfigürasyonunda 301 kurallarını ekleyin.
  • Mümkünse yönlendirmeleri uygulama (WordPress eklentisi) yerine sunucu seviyesinde yapmak hem performans hem de tutarlılık açısından daha sağlıklıdır.

HTTP durum kodlarının SEO etkisini ve 301–302–404 farklarını net anlamak için HTTP durum kodları ve SEO rehberimize göz atabilirsiniz.

Meta Veriler, Yapısal Veri ve İç Linkler

Hazır site kurucudan geçerken sadece URL’leri değil, SEO meta verilerini de taşımak önemli:

  • Sayfa ve yazıların title ve meta description içeriklerini WordPress’e aktarın (gerekirse güncelleyip iyileştirin).
  • Önemli sayfalarda kullandığınız schema markup (ürün, FAQ, etkinlik vb.) varsa, WordPress tarafında da benzer yapıları kullanın.
  • Eski sitedeki iç link yapısını olabildiğince korumaya çalışın. Yeni içerik mimarisi kurguluyorsanız, iç bağlantıları SEO stratejinize göre güncelleyin.

Alan Adı, DNS ve Kesintisiz Geçiş

Alan Adı Nerede Yönetiliyor?

Pek çok hazır site kurucu, domain’i ya tamamen kendi paneline kilitli tutar ya da sadece DNS kayıtlarını yönetir. Önce şunu netleştirin:

  • Alan adınız hangi registrar üzerinde kayıtlı?
  • DNS kayıtlarını şu anda kim yönetiyor? (hazır kurucu, registrar, ayrı bir DNS hizmeti vb.)

Alan adını tamamen başka bir yere transfer etmek istiyorsanız, süreci adım adım anlattığımız alan adı transferi rehberimize göz atabilirsiniz.

Nameserver mı Değiştirmeli, Sadece A Kayıtlarını mı?

WordPress’e geçerken iki ana senaryo var:

  • Nameserver değiştirme: DNS yönetimini tamamen DCHost’a taşırsınız. Daha sade ve kontrol edilebilir bir yapı sağlar.
  • Sadece A/AAAA kayıtlarını güncelleme: DNS başka bir yerde kalır, sadece web trafiğini yeni sunucu IP’sine yönlendirirsiniz.

Hangi stratejinin daha doğru olduğuna karar verirken, Cloudflare DNS mi, hosting DNS’i mi? En doğru nameserver stratejisi makalemizden faydalanabilirsiniz.

Geçiş Anı: Canlıya Alma ve Test

WordPress sitenizi önce geçici bir alan adı veya alt alan adı üzerinde hazırlayın (ör. gecis.ornekalanadiniz.com). Tüm içerik, tasarım ve fonksiyonlar tamamlandığında:

  1. DNS TTL değerlerini önceden düşürdüyseniz, yönlendirme etkisi daha hızlı olacaktır.
  2. A/AAAA kayıtlarını veya nameserver’ları yeni sunucuya çevirin.
  3. Farklı cihaz ve ağlardan sitenize erişip doğru sunucuya gittiğinizden emin olun.
  4. Eski siteyi kapatmadan önce, 301 yönlendirmelerin ve HTTPS zorunluluğunun düzgün çalıştığını test edin.

Örnek Senaryo: Küçük Bir E-Ticaret Sitesinin Shopify’dan WordPress’e Geçişi

Somutlaştırmak için sık karşılaştığımız bir senaryoyu sadeleştirerek anlatalım. Diyelim ki Türkiye’de faaliyet gösteren, ayda 30–40 bin ziyaretçi alan bir butik giyim mağazası Shopify kullanıyor. Reklam maliyetleri artmış, SEO tarafında daha esnek olmak, blog tarafını büyütmek ve komisyon maliyetlerini azaltmak istiyor. Bizimle iletişime geçtiğinde tipik yol haritası şöyle oluyor:

  • Mevcut trafik ve satış istatistikleri inceleniyor, en değerli URL’ler ve ürün grupları işaretleniyor.
  • WooCommerce için kaynakları yeterli bir VPS planı veya güçlü bir WordPress hosting paketi seçiliyor.
  • Shopify’dan ürünler CSV ile dışa aktarılıyor, WordPress tarafında WooCommerce’e içe aktarılıyor.
  • Sayfa ve blog içerikleri WordPress’te yeniden yapılandırılıyor; kategori/etiket mimarisi SEO hedeflerine göre tasarlanıyor.
  • Eski URL yapısı bire bir kopyalanamayacaksa, 301 yönlendirme haritası detaylı şekilde hazırlanıyor.
  • DNS geçişi için TTL düşürülüyor, test ortamında her şey onaylandıktan sonra site tek seferde yeni altyapıya alınıyor.

Bu tip geçişlerde, doğru planlamayla organik trafikte ciddi bir düşüş yaşamadan; hatta birkaç ay içinde performans, hız ve SEO tarafında gözle görülür iyileşmeler yakalamak mümkün oluyor.

Taşıma Sonrası Kontrol Listesi

SEO ve İndeksleme Kontrolleri

DNS geçişi ve 301’ler devreye girdikten sonra şu adımları mutlaka uygulayın:

  • Google Search Console’da yeni site haritasını (sitemap.xml) gönderin.
  • “URL Denetleme” ile kritik sayfaları tek tek test edin.
  • 404 hata sayfalarını izleyin; beklenmedik 404’ler için ek 301 kuralları yazın.
  • robots.txt dosyanızın canlı ortamda arama motorlarını engellemediğinden emin olun (staging’den kalan Disallow: / gibi hatalardan kaçının).

Performans ve Güvenlik

Taşıma sonrası ilk günlerde siteyi yakından izlemek önemli:

  • GTmetrix, PageSpeed Insights, WebPageTest gibi araçlarla sayfa hızınızı ölçün.
  • Sunucu tarafı metrikleri (CPU, RAM, disk IO) izleyin; gerekirse hosting planınızı güncelleyin.
  • WordPress ve eklentiler için otomatik yedekleme ve güncelleme stratejisi belirleyin.

Eğer çok daha gelişmiş bir yedekleme ve felaket kurtarma senaryosu kurmak istiyorsanız, blogumuzdaki 3-2-1 yedekleme stratejisi ve S3 uyumlu depolama makaleleri de işinize yarayacaktır.

Kullanıcı Deneyimi ve Dönüşüm Optimizasyonu

WordPress’e geçişi sadece teknik bir taşıma olarak görmek yerine, kullanıcı deneyimini iyileştirmek için de fırsat olarak kullanın:

  • Eski siteyle karşılaştırmalı ısı haritaları ve kullanıcı kayıtları üzerinden dönüşüm darboğazlarını tespit edin.
  • Form adımlarını sadeleştirin, ödeme süreçlerini kısaltın.
  • Mobil deneyimi özellikle yakından test edin; menü, arama, filtreler ve buton yerleşimleri mobilde kritik.

Sık Yapılan Hatalar ve Kaçınma Yolları

  • 301 haritası olmadan domain ve DNS’i çevirme: En sık ve en pahalı hata. Önce URL eşlemesini bitirin, sonra DNS.
  • Staging ortamını indekslenebilir bırakma: Geçiş öncesi kurduğunuz test alanı arama motorları tarafından indekslenirse, içerik kopyası problemi yaşarsınız. robots.txt ve noindex ayarlarını kontrol edin.
  • Sadece ana sayfaya yönlendiren 301’ler: Tüm eski URL’leri tek bir sayfaya atmak kısa vadede trafik kaybını azaltmaz, uzun vadede SEO’ya zarar verir. Mümkün olduğunca ilgili içeriklere yönlendirme yapın.
  • Yetersiz sunucu seçimi: Özellikle WooCommerce gibi dinamik sitelerde yetersiz kaynak, geçiş sonrası “site yavaşladı” algısına neden olur. Kapasite planlamasını gerçekçi yapın.
  • Yedek almadan işe başlamak: Hem eski platformdan hem de yeni WordPress kurulumundan tam yedekler almadan büyük değişiklikler yapmayın.

Sonuç: WordPress’e Geçiş, Sadece Taşıma Değil Bir Yükseltme

Wix, Shopify gibi hazır site kuruculardan WordPress’e geçiş, doğru planlanmadığında riskli görünebilir; ama aslında bu süreç, projenizi bir üst seviyeye taşıma fırsatıdır. Kendi alan adınız ve hosting’iniz üzerinde tam kontrol sağladığınızda, SEO’dan performansa, güvenlikten entegrasyonlara kadar her noktayı projenizin ihtiyaçlarına göre şekillendirebilirsiniz.

Bu rehberde; envanter çıkarma, doğru DCHost altyapısını seçme, veri ve içerik taşıma, DNS ve SSL yönetimi, 301 yönlendirmeler ve taşıma sonrası kontroller dahil uçtan uca bir yol haritası sunduk. Her projenin kendine özgü detayları olduğunu biliyoruz; bu yüzden migration sürecini çoğu zaman müşterilerimizle birlikte, adım adım planlıyoruz.

Eğer siz de hazır site kurucudan WordPress’e geçmeyi düşünüyorsanız; hangi hosting türünün sizin için doğru olduğu, DNS stratejinizin nasıl olması gerektiği veya SEO kaybını en aza indirecek 301 planını nasıl kurabileceğiniz hakkında bir uzmanla konuşmak isterseniz, DCHost ekibi olarak buradayız. Mevcut sitenizin kısa bir analizini birlikte yapalım, hem teknik hem stratejik açıdan en sağlıklı geçiş planını çıkaralım ve WordPress’e geçişinizi gerçek bir yükseltmeye dönüştürelim.

Sıkça Sorulan Sorular

SEO kaybını en aza indirmek için en kritik adım, detaylı bir URL haritası çıkarmaktır. Önce Wix’teki tüm URL’leri (sayfa, blog, görsel ve önemli dosyalar) listeleyin, ardından WordPress tarafında her biri için mümkün olduğunca benzer veya bire bir hedef URL’ler oluşturun. Bu eşlemeye göre 301 yönlendirme kurallarını sunucu seviyesinde (Apache/Nginx) tanımlayın. Eski sitedeki title ve meta description içeriklerini de WordPress’e taşıyıp, gerekiyorsa iyileştirin. Taşıma sonrası Google Search Console’da yeni sitemap’i gönderin, 404 hatalarını yakından izleyin ve kritik sayfalar için manuel URL denetleme yapın. Doğru DNS ve TTL stratejisi, kontrollü bir geçiş için ek güvenlik katmanı sağlar.

Öncelikle Shopify tarafında tüm ürünleri CSV formatında dışa aktarın; bu dosyada ürün adı, açıklama, fiyat, stok, SKU, varyantlar ve kategori bilgileri olduğundan emin olun. WordPress tarafında WooCommerce kurulumunu tamamladıktan sonra, WooCommerce’in içe aktarma aracı veya uyumlu bir import aracıyla bu CSV’yi içe alın. Kategori ve etiket yapısını, eski koleksiyon yapınıza mümkün olduğunca yakın kurgulayın. Ürün görsellerini de toplu olarak indirip WordPress medya kütüphanesine yükleyin; import sırasında doğru görsellerle eşleştiğinden emin olun. Eski ürün URL’leri için tek tek 301 yönlendirme tanımlamayı unutmayın; özellikle organik trafik alan ürün sayfalarında bu kritik öneme sahiptir.

Bu tamamen projenizin trafiğine, büyüme planına ve teknik ihtiyaçlarına bağlı. Küçük bir kurumsal site veya düşük trafikli bir blog için iyi yapılandırılmış bir paylaşımlı hosting çoğu zaman yeterli ve ekonomiktir. Ancak WooCommerce gibi dinamik ve sorgu yoğun siteler, çok sayıda eklenti kullanan projeler veya hızlı büyümesi beklenen içerik siteleri için VPS çok daha güvenli bir tercih olur. VPS üzerinde CPU, RAM, disk ve ağ kaynakları size ayrılır; PHP-FPM, OPcache, Redis ve veritabanı ayarlarını ihtiyaca göre optimize edebilirsiniz. DCHost tarafında hem paylaşımlı WordPress hosting hem de farklı seviyelerde VPS/dedicated seçenekleri sunuyoruz; karar vermeden önce kapasite planlamasını birlikte yapmak en sağlıklı yol olur.

Genellikle en sağlıklı yaklaşım, WordPress sitesini önce ayrı bir alan adı veya alt alan adı üzerinde tamamen hazır hale getirmek, tüm içerik ve tasarımı burada tamamlamak, ardından tek seferde DNS yönlendirmesini yapmak olur. Böylece canlı sitede uzun süreli bakım ekranları göstermek zorunda kalmazsınız. Aşamalı geçiş (örneğin önce blog, sonra ürünler) bazı senaryolarda işe yarar; ancak URL ve iç link yapısının karmaşıklaşmasına, kısa vadede SEO sinyallerinin dağılmasına neden olabilir. Trafiği çok yüksek projelerde aşamalı yaklaşım, güçlü bir 301 ve DNS stratejisiyle birlikte planlandığında mantıklı olabilir; bu durumda her faz için ayrı test ve geri dönüş (rollback) planı hazırlamak önemlidir.