İçindekiler
- 1 Küresel IPv6 Benimsemesi %40’ı Aştı: Neden Önemli?
- 2 IPv4 Tıkanıklığından IPv6’ya: Rakamların Anlattığı Hikâye
- 3 Küresel %40 Eşiğinin Arkasındaki Dinamikler
- 4 Bu Değişim Web Siteleri ve Uygulamalar İçin Ne İfade Ediyor?
- 5 IPv6 Benimsemesi Artarken Karşılaşılan Tipik Sorunlar
- 6 Kendi Altyapınızı IPv6 Çağına Taşımak: Adım Adım Yol Haritası
- 6.1 1. DCHost Tarafında IPv6 Durumunuzu Netleştirin
- 6.2 2. Sunucu Üzerinde IPv6 Ağ Yapılandırmasını Doğru Kurun
- 6.3 3. Güvenlik Duvarını Dual-Stack Mantığıyla Güncelleyin
- 6.4 4. DNS Tarafında AAAA ve İlgili Kayıtları Ekleyin
- 6.5 5. Web Sunucusu ve Uygulama Konfigürasyonunu Güncelleyin
- 6.6 6. IPv6-Only Senaryoları Test Edin
- 6.7 7. İzleme, Loglama ve Runbook’ları Güncelleyin
- 7 DCHost Perspektifinden: IPv6 Hazırlığınızı Nasıl Destekliyoruz?
- 8 Önümüzdeki 5 Yıl: %40’tan %80’e Giden Yol
- 9 Sonuç: %40 Eşiği Sinyali Verdi, Sırada Sizin Yol Haritanız Var
Küresel IPv6 Benimsemesi %40’ı Aştı: Neden Önemli?
Küresel ölçekte IPv6 benimsemesi, büyük ağ operatörlerinin ve ölçüm platformlarının verilerine göre artık %40 eşiğini kalıcı şekilde aşmış durumda. Bu, internette dolaşan her 10 isteğin en az 4’ünün IPv6 üzerinden geçtiği anlamına geliyor. Yani IPv6, “bir gün bakarız” denecek opsiyonel bir özellik olmaktan çıkıp, doğrudan iş sürekliliği ve performans konusunun kalbine yerleşti.
DCHost tarafında yeni bir proje planlarken, ister küçük bir WordPress sitesi, ister binlerce eşzamanlı kullanıcılı SaaS uygulaması olsun; artık kapasite analizi ve ağ mimarisi toplantılarında IPv6’yı baştan masaya koyuyoruz. Çünkü IPv4 adreslerinin hem kıtlığı hem de maliyeti; ölçeklenebilir, sürdürülebilir ve güvenli bir altyapıyı tek başına IPv4 ile kurmayı pratik olmaktan çıkardı. Bunu IPv4 neden bu kadar pahalı oldu? ve IPv4 tükenmesi ve fiyat artışları yazılarımızda epey detaylı anlattık.
Bu yazıda odak noktamız şu: Küresel IPv6 benimsemesi %40’ın üzerine çıkmışken, bu dönüm noktası sizin web siteniz, uygulamanız ve ağ mimariniz için ne anlama geliyor? Hangi riskler büyüyor, hangi fırsatlar açılıyor ve DCHost altyapısında pratikte neleri, ne sırayla yapmalısınız? Gelin, abartısız ama net bir tablo çizelim.
IPv4 Tıkanıklığından IPv6’ya: Rakamların Anlattığı Hikâye
IPv6’yı anlamanın en net yolu, IPv4 tarafındaki sıkışmayı dürüstçe kabul etmekten geçiyor. Artık hepimiz biliyoruz: IPv4 adres havuzu fiilen tükendi ve ikincil piyasalardaki fiyatlar rekor seviyelere çıktı. Bu sadece maliyet anlamına gelmiyor, aynı zamanda esneklik kaybı demek.
IPv4 dünyasında:
- Yeni IP blokları bulmak zor,
- Bulunan blokların fiyatı yüksek,
- Adres paylaşımı için yoğun NAT (Network Address Translation) katmanları gerekiyor,
- Bu NAT katmanları, hem performansı hem de hata ayıklamayı zorlaştırıyor.
IPv6 ise tasarım itibarıyla bu tıkanıklığı çözmek için ortaya çıktı:
- Adres alanı: Pratikte “bitmez” diyebileceğimiz kadar geniş (2128 adres),
- NAT ihtiyacı: Doğal olarak çok daha düşük, hatta uçtan uca adresleme mümkün,
- Yönlendirme: Daha hiyerarşik ve öngörülebilir,
- Modern ağ özellikleri: Otomatik adres yapılandırma (SLAAC), daha verimli multicast, vb.
Küresel IPv6 benimsemesinin %40’ı aşması şu anlama geliyor: Eğer uygulamanız IPv6 desteklemiyorsa, kullanıcı kitlenizin hatırı sayılır bir kısmına hâlâ sadece IPv4 üzerinden ulaşıyor ve onların alabileceği potansiyel performans kazanımını boşa bırakıyorsunuz. Üstelik bazı mobil operatörler ve ISS’ler artık IPv6-first veya hatta IPv6-only + çeviri mekanizmalarıyla çalışıyor.
IPv6 tarafındaki bu hızlanmayı daha önce IPv6 benimseme hızlanması: Neden şimdi, nasıl tatlı tatlı olur? makalemizde sebep-sonuç ilişkileriyle ele almıştık. Bugün ise oradaki teorik çerçevenin artık “saha gerçeğine” dönüştüğünü konuşuyoruz.
Küresel %40 Eşiğinin Arkasındaki Dinamikler
%40 sadece yuvarlak bir rakam değil; ağ ekosisteminde güç dengelerinin değiştiği psikolojik bir sınır. Peki bu noktaya nasıl gelindi?
Operatör ve ISS Stratejileri
Büyük mobil operatörler ve geniş ölçekli ISS’ler için en büyük motivasyon, IPv4 maliyetlerini kontrol altına almak ve ölçeklenebilir bir adresleme yapısına geçmek oldu. Özellikle mobil ağlarda:
- Kullanıcı cihazlarının çok büyük kısmı IPv6 destekli,
- Yeni altyapı yatırımları doğrudan IPv6 düşünülerek yapılıyor,
- CGNAT (Carrier-Grade NAT) yükünü azaltmak için IPv6-first tercih ediliyor.
Birçok operatör yeni abonelerini zaten çift yığın (dual-stack) veya IPv6 ağırlıklı profillerle devreye alıyor. Bu da sizin sunucu tarafında IPv6’yı aktif etmediğiniz her gün, aslında erişilebilir IPv6 trafiğini gönüllü olarak geri çevirdiğiniz anlamına geliyor.
İçerik Sunucuları ve Barındırma Ekosistemi
Web siteleri ve uygulamaları barındıran sağlayıcılar da IPv6 geçişinde kilit rol oynuyor. Altyapı düzeyinde IPv6 sağlandığında, geliştiricilerin yapması gerekenler çoğu zaman:
- Sunucuda IPv6 adresini etkinleştirmek,
- DNS tarafında AAAA kaydı eklemek,
- Güvenlik duvarı ve web sunucusu yapılandırmalarını IPv6 için güncellemek.
DCHost’ta yeni nesil VPS ve fiziksel sunucu altyapımızı tasarlarken IPv6’yı çekirdek mimarinin parçası yapıyoruz. Yani siz IPv6 istemeden de ağ tarafında IPv6 hazır bekliyor; size düşen kısım daha çok uygulama ve DNS katmanında doğru hamleleri yapmak.
Bölgesel Farklılıklar ve Türkiye Resmi
IPv6 benimsemesi dünya genelinde eşit dağılmış değil. Bazı ülkelerde oran %60-70’lere yaklaşırken, bazılarında hâlâ %10’un altında. Türkiye’de de operatörler ve ISS’ler son yıllarda IPv6 dağıtımını artırmaya başladı; özellikle mobil tarafta IPv6 trafiğinin hissedilir düzeyde büyüdüğünü kendi loglarımızda da görüyoruz.
Bu tablo, Türkiye odaklı projeler için bile şunu söylüyor: “Kullanıcılarımın çoğu zaten IPv4 ile geliyor” rahatlığı, önümüzdeki birkaç yıl içinde giderek geçerliliğini yitirecek. Özellikle uluslararası hedefi olan SaaS, oyun, streaming ve e-ticaret projeleri için IPv6’yı ertelemek; orta vadede kapasite planlamasında sizi savunmada bırakır.
Bu Değişim Web Siteleri ve Uygulamalar İçin Ne İfade Ediyor?
Küresel IPv6 benimsemesinin %40’ı aşması; “protokol seviyesi” bir haber gibi görünse de, aslında doğrudan iş hedeflerinizi etkiliyor. Gelin, pratik sonuçlara bakalım.
Erişilebilirlik ve Performans
IPv6 desteklemeyen bir sitede:
- IPv6-first ağlardan gelen kullanıcılar, araya çeviri (NAT64, 464XLAT vb.) katmanları girerek size ulaşıyor,
- Bu ek katmanlar gecikmeyi (latency) ve hata ihtimalini artırabiliyor,
- Bazı uç ağ sorunlarında, IPv4 yolunuz iyi olsa bile IPv6 yolunuzun kötü olması kullanıcı deneyimini bozabiliyor.
IPv6’yı düzgün etkinleştirdiğiniz bir mimaride ise:
- IPv6 destekli kullanıcılar size doğrudan, daha kısa bir yönlendirme zinciriyle ulaşıyor,
- NAT katmanları azaldığı için bağlantı kurulumu ve paket işleme yükü hafifliyor,
- Özellikle mobil ağlarda ölçülebilir gecikme kazanımları görebiliyorsunuz.
Performans konusu ilginizi çekiyorsa, sunucu tarafı optimizasyonlara odaklandığımız Core Web Vitals ve hosting altyapısı rehberini de IPv6 planlarınızla birlikte düşünmenizi öneririm.
Güvenlik, Loglama ve Şeffaflık
IPv4 dünyasında NAT kullanımı sebebiyle, tek IP adresi arkasında yüzlerce hatta binlerce son kullanıcı oturabiliyor. Bu durum:
- Güvenlik loglarını yorumlamayı zorlaştırıyor,
- Kötü niyetli trafiği tespit ederken “masum kullanıcıyı” da cezalandırmanıza yol açabiliyor,
- Ortak IP’ler yüzünden yanlış kara listelemeler (blacklist) doğurabiliyor.
IPv6 ile her cihaza benzersiz adres vermek çok daha kolay. Bu da log analizini, olay müdahalesini ve güvenlik duvarı kurallarını daha anlamlı hale getiriyor. Elbette IPv6 dünyasında da saldırılar var; ama adres alanının genişliği ve mimarinin doğası, savunma araçlarını daha esnek kılıyor. IPv6 güvenlik duvarı tarafında özellikle nftables ile IPv6 kurallarını nasıl kuracağınızı adım adım anlattığımız rehber işinizi epey kolaylaştırır.
E-posta Teslimi ve İtibar
IPv6 yalnızca web trafiği için değil, e-posta altyapısı için de giderek daha kritik hale geliyor. Bazı büyük alıcılar IPv6 üzerinden gelen bağlantılara farklı politikalar uygulamaya başladı; PTR kaydı, SPF, DKIM, DMARC ve RBL listeleri IPv6 için de en az IPv4 kadar önemli.
E-posta tarafında IPv6’yı kullanmayı düşünüyorsanız, mutlaka IPv6 ile e-posta teslimi saha rehberimize göz atın. Orada PTR, HELO, SPF ve RBL konularını tamamen IPv6 perspektifinden anlattık. Ayrıca klasik SPF/DKIM/DMARC dünyasını anlamak için de e-posta teslim edilebilirliği rehberimiz iyi bir tamamlayıcı olacaktır.
IPv6 Benimsemesi Artarken Karşılaşılan Tipik Sorunlar
%40’lık küresel benimseme oranı; IPv6’nın olgunlaştığı anlamına gelse de, geçiş sürecinde sık yapılan hatalar hâlâ aynı. Müşterilerimizle sahada en sık gördüğümüz problemleri toparlayalım.
Sadece AAAA Kaydı Ekleyip Bırakmak
En yaygın hata şu: Sunucuda IPv6 kısmen hazır, DNS’e AAAA kaydı ekleniyor ve konu kapandı sanılıyor. Sonra da bazı kullanıcılarda site “ağır açılıyor” veya hiç açılmıyor. Tipik sebepler:
- Sunucunun IPv6 rotası veya gateway yapılandırması eksik,
- Güvenlik duvarında IPv6 için HTTP/HTTPS portları açılmamış,
- Web sunucusu (Nginx, Apache, LiteSpeed vb.) sadece IPv4 soketine dinliyor.
DNS kayıtlarını doğru yönetmek için DNS kayıtları A’dan Z’ye rehberimizi okumanızda büyük fayda var. Orada AAAA kaydının diğer kayıtlarla nasıl uyumlu çalışması gerektiğini detaylı anlattık.
Karışık Güvenlik Duvarı Kuralları
IPv4 için özenle hazırlanmış iptables kuralları, IPv6 tarafında çoğu zaman unutuluyor. Sonuç:
- IPv6’dan gelen meşru trafik engelleniyor,
- Veya tam tersi, IPv6 tarafı fazlasıyla açık bırakılıyor,
- Log analizi yaparken “bu trafik nereden geldi” sorusu sıklaşıyor.
Dual-stack çalışan bir sunucuda güvenlik duvarını da dual-stack düşünmek zorundasınız. nftables ile hem IPv4 hem IPv6’yı aynı tabloda yönetebilmek bu yüzden çok değerli; detaylarını yine nftables güvenlik duvarı rehberimizde bulabilirsiniz.
Uygulama Seviyesinde IPv6 Farkındalığı Eksikliği
Altyapı tarafında IPv6 aktif olsa bile, uygulama seviyesinde sık karşılaştığımız eksikler şunlar:
- Uygulamanın gerçek IP’yi loglarken sadece IPv4 başlıklarına bakması,
- Rate limit veya IP bazlı güvenlik kurallarının IPv6’yı hesaba katmaması,
- IP tabanlı lisans veya erişim kontrollerinde IPv6 adreslerinin yanlış yorumlanması.
Örneğin web uygulamanızda IP adresini database’e kaydediyorsanız, alan uzunluğunu IPv6’yı kaldıracak şekilde ayarlamanız (genelde VARCHAR(39) gibi) gerekiyor. Aynı şekilde, istatistik ve güvenlik araçlarınızın da IPv6 desteğini mutlaka test etmelisiniz.
Kendi Altyapınızı IPv6 Çağına Taşımak: Adım Adım Yol Haritası
Gelelim en kritik bölüme: Bugün elinizde çalışan bir web sitesi, SaaS ürünü veya kurumsal uygulama var ve IPv6 tarafında yol almak istiyorsunuz. Nereden başlamalı?
1. DCHost Tarafında IPv6 Durumunuzu Netleştirin
Eğer altyapınız DCHost üzerinde ise ilk adım çok basit: Müşteri panelinizdeki sunucularınıza tanımlı IPv6 adreslerini kontrol edin. Çoğu yeni nesil VPS ve fiziksel sunucuda, IPv6 blokları varsayılan olarak atanmış durumda oluyor.
Tereddüt ediyorsanız, destek talebi açarak:
- Sunucunuza atanmış IPv6 bloklarını,
- Varsayılan gateway bilgisini,
- Önerilen ağ yapılandırma örneklerini
talep edebilirsiniz. Biz de sahada denenmiş konfigurasyonları sizin senaryonuza uyarlamanıza yardımcı oluruz.
2. Sunucu Üzerinde IPv6 Ağ Yapılandırmasını Doğru Kurun
İkinci adım, işletim sistemi seviyesinde IPv6’nın eksiksiz çalıştığından emin olmak:
- Statik IPv6 adresi ve prefix uzunluğunu doğru girmek,
- Varsayılan IPv6 gateway’i tanımlamak,
- Gerekliyse
sysctlparametreleriyle IPv6’yı etkinleştirmek, - Test için
ping6/pingvetraceroute6ile dış dünyaya erişimi kontrol etmek.
Bu aşamada küçük bir AAAA kaydının bile ne kadar büyük fark yarattığını hissetmek için, deneyimi hikâyeleştirdiğimiz “Küçük bir AAAA kaydı, büyük bir aydınlanma” yazımıza göz atabilirsiniz.
3. Güvenlik Duvarını Dual-Stack Mantığıyla Güncelleyin
IPv6’yı açarken güvenliği gevşetmemek için:
- IPv4 kurallarınızın mantığını IPv6 için de bire bir düşünün,
- Gereksiz ICMPv6 paketlerini kapatmak yerine, gerekli olanları (Neighbor Discovery vb.) bilerek izin verin,
- SSH, HTTP, HTTPS gibi servisleri hem IPv4 hem IPv6’dan kontrollü şekilde açın.
nftables ile tek bir kurallar seti üzerinden hem IPv4 hem IPv6’yı yönetmek, konfigürasyon dağınıklığını ciddi biçimde azaltıyor. Rehber niteliğinde hazır örnek arıyorsanız tekrar hatırlatalım: nftables güvenlik duvarı rehberi bu iş için biçilmiş kaftan.
4. DNS Tarafında AAAA ve İlgili Kayıtları Ekleyin
Ağ katmanı hazırsa, DNS’e geçebiliriz:
- Alan adınız için A kaydına ek olarak AAAA kaydı oluşturun,
- Varsa alt alan adlarınız (api, panel, cdn vb.) için de IPv6 adreslerini ekleyin,
- MX, SPF ve diğer e-posta kayıtlarınızı IPv6’yı da kapsayacak şekilde gözden geçirin.
DNS katmanı, IPv6 geçişinde çoğu sorunun kaynağı olabildiği için, DNS kayıtları A’dan Z’ye rehberimizden yararlanmanızı özellikle öneririz.
5. Web Sunucusu ve Uygulama Konfigürasyonunu Güncelleyin
Nginx, Apache, LiteSpeed veya Caddy fark etmeksizin:
- Dinleme direktiflerinde IPv6 soketini de tanımlayın (ör.
listen [::]:80;), - Gerekliyse sanal host tanımlarında IPv6 adresini açıkça belirtin,
- HTTP log formatınızın IPv6 adreslerini de doğru kaydettiğinden emin olun.
Uygulama tarafında ise:
- Gerçek IP adresini aldığınız başlıkların (X-Forwarded-For vb.) IPv6 için de uygun olduğuna bakın,
- Rate limit ve IP bazlı erişim kurallarınızı IPv6’yı kapsayacak şekilde güncelleyin,
- Veritabanı şemanızda IP alanlarının IPv6’ya uygun uzunlukta olduğundan emin olun.
6. IPv6-Only Senaryoları Test Edin
Dual-stack sunucunuz çalışmaya başladıktan sonra, bir adım ileri gidip IPv6-only senaryoları da test etmek akıllıca olur. Bunun için:
- Geliştirme ortamında sadece IPv6 üzerinden erişim sağlayan bir test makinesi kurabilirsiniz,
- DNS tarafında sadece AAAA kaydı olan geçici bir alt alan adı ile deneyler yapabilirsiniz,
- İhtiyaç halinde NAT64/DNS64 köprüleriyle çalışan IPv6-only VPS senaryolarını inceleyebilirsiniz.
DCHost olarak, IPv6-only dünyasına adım atmak isteyen projeler için hem danışmanlık hem de uygun ağ topolojileriyle destek veriyoruz. Özellikle mikroservis tabanlı modern mimarilerde IPv6-only iç ağ + dual-stack edge kombinasyonu oldukça verimli sonuçlar veriyor.
7. İzleme, Loglama ve Runbook’ları Güncelleyin
Son adımda ise operasyonel süreçleri IPv6 ile uyumlu hale getirmek var:
- İzleme (monitoring) araçlarınızın IPv6 adreslerine sağlıklı probe atabildiğini doğrulayın,
- Log analiz ve SIEM araçlarınızın IPv6 adreslerini düzgün parse ettiğinden emin olun,
- Olay müdahale (incident response) runbook’larınıza IPv6 senaryolarını ekleyin.
DCHost tarafında kendi iç runbook’larımızı yazarken de aynı yolu izliyoruz: IPv4 için nasıl adım adım ne yapacağımız belliyse, aynı netlikte IPv6 için de senaryolar hazırlıyoruz. Benzer disiplin, sizin operasyon ekibiniz için de ciddi fark yaratacaktır.
DCHost Perspektifinden: IPv6 Hazırlığınızı Nasıl Destekliyoruz?
IPv6’yı sadece “destekliyoruz” demek, pratikte çoğu zaman yeterli olmuyor. Biz DCHost olarak bunu biraz daha ileri taşıyoruz.
- VPS ve fiziksel sunucularda yerleşik IPv6: Yeni nesil sunucularımızda IPv6 adres bloklarını altyapı tasarımının doğal parçası olarak planlıyoruz.
- IPv6-only veya dual-stack mimariler: İhtiyacınıza göre IPv6-only iç ağ, dual-stack edge, NAT64/DNS64 köprüleri gibi senaryoları birlikte tasarlıyoruz.
- Danışmanlık ve ince ayar: Uygulamanızın profilini dinleyip, DNS, firewall, web sunucusu ve e-posta tarafında sahada denenmiş öneriler veriyoruz.
- Diğer konularla entegrasyon: IPv6’yı; SSL/TLS, HTTP/2–HTTP/3, WAF, CDN, yedekleme ve felaket kurtarma planlarınızla uyumlu düşünmenize yardımcı oluyoruz.
Zaten IPv6 sürecine daha önce göz atmak isterseniz, daha kavramsal çerçeveyi çizdiğimiz “IPv6 benimseme oranları artıyor” yazımız ve IPv6 sunucu nedir? rehberimiz, bu makaleyi tamamlayan güzel parçalar olacaktır.
Önümüzdeki 5 Yıl: %40’tan %80’e Giden Yol
IPv6 benimsemesinin %40’tan %80’e gitmesi, ilk %40’tan daha hızlı olabilir. Çünkü:
- Yeni nesil cihazların neredeyse tamamı IPv6 destekli geliyor,
- Operatör ve ISS tarafında altyapı yatırımları büyük oranda yapılmış durumda,
- Barındırma ve veri merkezi ekosistemi IPv6’yı artık “opsiyon” değil “varsayılan” kabul etmeye başladı.
Bu da şu anlama geliyor: Eğer bugün IPv6 için adım atmazsanız, birkaç yıl sonra geriye dönük uyumluluk sorunlarıyla uğraşma ihtimaliniz artacak. Özellikle mikroservis, konteyner, çok bölgeli (multi-region) ve çok kiracılı (multi-tenant) SaaS mimarileri için IPv6-aware tasarım yapmak zorunluluk haline gelecek.
DCHost olarak biz, önümüzdeki 5 yılda tüm yeni projeleri IPv6’yı içerecek şekilde tasarlayan ekiplerin; hem maliyet hem performans hem de operasyonel basitlik anlamında avantajlı çıkacağını öngörüyoruz. IPv4’ü tamamen hayatımızdan çıkaracağımız bir tarih ufukta net görünmüyor; ancak karar vericilerin zihninde “önce IPv6 + tamamlayıcı IPv4” modeline geçiş başladı bile.
Sonuç: %40 Eşiği Sinyali Verdi, Sırada Sizin Yol Haritanız Var
Küresel IPv6 benimsemesinin %40’ı aşması, teknik bir istatistikten fazlası. Bu, internetteki trafiğin anlamlı bir bölümünün artık doğal olarak IPv6 üzerinden aktığını ve IPv6’yı göz ardı eden her mimarinin, orta vadede rekabet avantajı kaybedeceğini gösteren güçlü bir sinyal.
Eğer bugün projenizi, sadece IPv4’ü düşünerek planlıyorsanız; IPv4 adres maliyetleri, NAT katmanlarının karmaşıklığı, loglama ve güvenlik kısıtları yüzünden gereksiz yere kendinizi dar bir kutuya sıkıştırıyorsunuz. Oysa doğru planlanmış bir IPv6 geçişiyle:
- Kullanıcılarınıza daha düşük gecikme ve daha temiz ağ yolları sunabilir,
- Güvenlik ve loglama katmanınızı daha şeffaf hale getirebilir,
- Orta ve uzun vadede IP adres maliyetlerinizi daha öngörülebilir kılabilirsiniz.
DCHost ekibi olarak; domain, hosting, VPS, dedicated sunucu ve colocation altyapılarımızı IPv6’ya hazır şekilde tasarlıyor, müşterilerimizi de bu dönüşüm yolculuğunda adım adım destekliyoruz. Mevcut altyapınızı birlikte gözden geçirip, “bugün ne kadar IPv6 hazırız, 3–6 ay içinde neleri hayata geçirebiliriz” sorularına net cevaplar bulmak isterseniz, bize bir destek talebi açmanız yeterli.
IPv6 dalgası artık kıyıya vurmaya başladı. Küresel %40 eşiği geride kalırken, kendi ağınız ve projeleriniz için net bir IPv6 yol haritası çizmenin tam zamanı. Bunu doğru yaptığınızda; performans, güvenlik ve maliyet tarafında elde edeceğiniz kazanımlar, harcayacağınız efora fazlasıyla değecek.
