Teknoloji

Paylaşımlı Hosting’den VPS’e Nasıl Geçersin? Kesintisiz Taşıma İçin Sıcacık Bir Kontrol Listesi

İçindekiler

Küçük Bir Telaştan Büyük Bir Geçişe: Neyi, Ne Zaman, Nasıl?

Hiç başınıza geldi mi? Siteniz bir sabah uyanıyorsunuz, bir iki yazı daha patlatmış, trafik kıpırdanmaya başlamış, derken paylaşımlı hosting hesabınızda her şey biraz daha ağır. Panel açılıyor ama sayfalar canı istemezse yükleniyor. Bir eklenti güncellemesi, bir dosya yükleme, hop CPU sınırı. O an şunu düşünüyorsunuz: “Tamam, büyüdük. Şimdi ne olacak?” İşte tam burada VPS sahneye çıkıyor. Korkutucu değil, sadece daha olgun bir adım.

Bugün, paylaşımlı hosting’ten VPS’e kesintisiz geçiş için rehber bir kontrol listesi paylaşacağım. Yıllardır yaptığım taşımaların sonunda öğrendiğim küçük numaraları, pratik yöntemleri ve minik tuzakları birleştirip bir hikâye gibi anlatacağım. Mesela şu meşhur DNS geçişinde “TTL’yi önceden düşürme” adımı var ya, onu atlayan çok kişi gördüm. Bir de e-posta kayıtları, SPF, DKIM, rDNS… Hiç panik yok. Parça parça, sakin sakin ilerleyeceğiz. Sonunda, siteniz yeni evinde nefes alacak; siz de klavyeye güvenle yaslanıp derin bir oh çekeceksiniz.

Ne Zaman VPS’e Geçmeli? Sinyaller, Küçük İpuçları ve Gerçekler

Bir site, önce büyümeye niyet eder. Ziyaretler artar, yazılar çoğalır, veritabanı biraz tombullaşır. Bir gün sayfalar yavaşlamaya, panel ağırdan almaya başlar. Önbellek eklentiniz elinden geleni yapar ama yine de bir şeyler tıkanır. Mesela resim yüklerken bekleyenler kuyruğu uzar, cron görevleriniz gecikmeye başlar. Böyle zamanlarda “Paylaşımlı hesap artık dar geliyor” diye fısıldayan bir his doğar. Bu bir lüks değil, büyümenin doğal bir sonucu.

VPS’e geçmek, sadece performans için değil, kontrol için de güzeldir. Kendi PHP sürümünüzü seçersiniz, servisleri istediğiniz gibi ayarlarsınız, firewall kurallarını kendiniz belirlersiniz. Bir de gizli bonus: Öngörülebilirlik. Trafik artınca nasıl davranacağını siz belirlersiniz. Acelesi yok; doğru anda, doğru planla, en önemlisi de kesinti yaratmadan adım atmak hedefimiz.

İlk Durak: Hazırlık Defteri — Envanter, Yedek, Plan

Neyi Taşıyacağız? Envanterimizi Çıkartalım

Mesela şöyle düşünün: Ev taşımadan önce hangi odada ne var bakarsınız. Aynı mantık. Sitenizin dosyaları (tema, eklenti, görseller), veritabanı (içerikler, kullanıcılar), cron görevleri (zamanlanmış işler), e-posta düzeni (SMTP mi kullanılıyor, ayrı bir sağlayıcı mı?), DNS kayıtları (A, AAAA, CNAME, MX, TXT…) ve varsa kuşak servisler (Redis, arka plan işçiler, kuyruklar). Bunları bir kenara not edin. Envanter, geçişin temel haritasıdır.

Yedekler: En Güzel Güvence

Paylaşımlı hesabınızda tam yedek alın. Dosyaları arşivleyin, veritabanınızı dışa aktarın. İsterseniz iki kopya alın, biri yerelde, diğeri bulutta dursun. Veritabanı yedeği için “garantici” yaklaşım her zaman iyidir. İleride taşıma sırasında bir şeyler ters giderse, bu yedekler birer paraşüt gibi açılır.

TTL’yi Erken Düşürmek

DNS tarafında akıllı bir numara vardır: TTL’yi önceden düşürmek. Hedefiniz, alan adınızın A ve AAAA kayıtlarını yeni VPS’e yönlendirme sırasında beklemeyi kısaltmaktır. Bu yüzden geçişten 24-48 saat önce TTL değerini küçültmek, trafiğin hızla yeni sunucuya akmasını sağlar. DNS’in dilini anlamak için şu rehber işinizi görebilir: DNS kayıtları üzerine kapsamlı notlar ve sık yapılan küçük hatalar.

VPS’in İlk Nefesi: Temel Kurulum, Güvenlik ve İzleme

İşletim Sistemi, Panel ve SSH

VPS’inizi kurarken kullanacağınız işletim sistemi, ihtiyacınıza göre seçilir. Sunucu paneli kurmak isterseniz, arayüz üzerinden alan adı, posta, yedek gibi işleri kolaylaştırır. Terminalle aranız iyiyse SSH üzerinden yönetmek daha akıcı gelebilir. İlk adımlardan biri, SSH anahtarları ile giriş ayarlamak, parola girişini kısıtlamak ve yönetici kullanıcıyı yetkilendirmektir. Bu küçük adım, büyük bir güvenlik farkı yaratır.

Güvenlik Duvarı, Güncellemeler ve Servisler

Güncellemeleri yapın, gereksiz servisleri kapatın, firewall kurallarınızı sade ama net yazın. Web, veritabanı ve önbellek servislerinin düzgün açıldığından emin olun. Bu sırada izleme için hafif araçlar ekleyebilir, disk, CPU ve bellek grafiğini bir kenarda akıtabileceğiniz bir göz bile kurabilirsiniz. Daha sistemli bir yaklaşım için şuradaki notlar size ilham verir: VPS sunucu güvenliği için pratik, ölçeklenebilir ipuçları.

Staging Alanı: Prova Sahnesi

Bir alt alan oluşturun, mesela staging.siteadiniz.com gibi. Burada canlı sitenizin bir kopyasını taşıyıp her şeyi test edebilirsiniz. Küçük bir robots.txt düzenlemesiyle arama motorlarına “bunu indeksleme” demeyi unutmayın. Böylece yeni sunucuda her şeyi deneyip, canlıya geçişte sürprizleri azaltırsınız.

Dosyalar ve Veritabanı: Sessiz ve Derinden Taşıma

Dosyaları Aktarmanın Sakin Yolu

Dosyalar genelde iki farklı yaklaşımı sever: İlk taşıma ve artımlı senkron. İlk taşımada tüm dosyaları gönderirsiniz. Ardından canlıda kalan ufak değişiklikler için artımlı modla peşinden gidersiniz. Bunun mantığını anlamak isterseniz rsync’in artımlı kopyalama mantığı size sade bir çerçeve sunar. Küçük bir püf: Yükleme dizinleri, önbellek klasörleri ve loglar genelde hacmi şişirir; neyin gerçekten taşınması gerektiğini iyi tartın.

Veritabanı: Dumandan Kaçın, Yedekten Korkma

Veritabanında yöntem basit: Dışa aktar, içe al. Karşı sunucuda aynı karakter seti ve sıralamayı korumayı unutmayın. Dışa aktarım sırasında kilitlenme süresini azaltmak için tabloları tek tek almayı düşünebilirsiniz. Ayrıntı okumak isterseniz mysqldump ile güvenli veritabanı yedekleme rehberi, neyi neden yaptığınızı sade bir dille anlatır. İçeri alırken büyük tablolar için zamanlamayı trafiğin sakin olduğu saatlere denk getirmek, kullanıcıların fark etmediği küçük bir nezakettir.

Yapılandırmalar: Çevre Değişkenleri, Yol Ayarları, Yetkiler

Uygulamanızın gizli anahtarları, veritabanı parolaları, SMTP bilgileri ve üçüncü parti API anahtarları yeni sunucuda güncel olmalı. .env dosyası kullanan projelerde bu dosyayı dikkatle taşıyın ve yeni değerleri işleyin. Dosya izinleri ve sahiplikler karışırsa uygulama yazma izni olmayan klasörlere takılır; media yükleme hataları ve minik sinir bozucu durumlar baş gösterir. Günün sonunda, “kimin nereye yazabildiği” netleştiğinde sistem derin bir nefes alır.

SSL, E-Posta ve DNS: Küçük Ayarların Büyük Etkisi

SSL Sertifikası: Otomatik Yenileme ve Temiz Yönlendirmeler

Yeni VPS’te SSL sertifikasını kurup otomatik yenilemeyi planlayın. Çoğu zaman HTTP’den HTTPS’e yönlendirme tek satırlık bir kuraldır, ama her istek iki kez düşünülmeli: www ile geleni, çıplak alanı, alt alanları. Ücretsiz sertifikiler için Let’s Encrypt ile ücretsiz SSL yenileme akışı kafadaki soru işaretlerini hızlıca siler. Unutmayın, HSTS gibi ek güvenlik başlıklarını canlıya aldıktan sonra test etmek iyi fikir; çünkü geri dönüşü aceleye gelmez.

E-Posta Tarafı: MX, SPF, DKIM ve rDNS

Birçok geçişte en fazla gözden kaçan bölüm e-postadır. MX kayıtlarınız nerede? SMTP’yı dış bir servisle mi kullanıyorsunuz, yoksa sunucudan mı göndereceksiniz? Bu kararı baştan verin. Eğer sunucudan gönderecekseniz rDNS (PTR) kayıtlarının doğru işlediğinden emin olun. Ayrıca gönderim kalitesi için SPF, DKIM ve DMARC üçlüsü hayat kurtarır. Bu tarafı sistemli bir şekilde ele almak için şuradaki rehbere göz atın: SPF, DKIM, DMARC ve rDNS ile e-posta teslim edilebilirliğini artırma.

DNS Geçişi: Kısa Bir Pencere, Uzun Bir Huzur

TTL’yi önceden düşürmüştük. Şimdi A ve AAAA kayıtlarını yeni IP’ye çevirmenin zamanı. Canlı kesimi yapmadan önce hosts dosyası ile kendi bilgisayarınızdan alan adını yeni sunucuya çözdürüp test edin. Her şey düzgünse, değişikliği verin ve yayılmayı sakin bir kahve eşliğinde takip edin. Kesintisizlik için isterseniz yönlendirme sırasında yük dengeleyen akıllı DNS yapıları da kullanılır; merak ederseniz Anycast DNS ve otomatik failover üzerine bu rehber hoş bir tur olur.

Taşımanın İncelikleri: WordPress, Önbellek, Kuyruklar ve Cron

WordPress mi? Küçük Dokunuşlarla Büyük Fark

WordPress dünyasında temasını, eklentisini, medya klasörlerini taşımak kadar, kalıcı bağlantılar ve önyüz önbelleği önemli. Yeni sunucuda PHP-FPM ayarları, OPcache, hatta isterseniz Redis gibi yapı taşlarıyla sitenin nefesini açarsınız. Bu tarafı biraz daha kurcalamak isterseniz, performans için güzel bir yol haritası burada: WordPress için sunucu tarafı optimizasyonu. Oradaki öneriler, gerçek dünyada hissedilir fark yaratır.

Önbellek Politikası: Ne, Nereye, Ne Kadar?

Sunucu tarafında sayfa önbelleği, nesne önbelleği ve tarayıcı önbelleği üçlüsünün kendi yeri var. Statik içerikler için uzun yaşam, dinamik sayfalar için dengeli süreler. CDN kullanıyorsanız kenar önbelleğini abartmadan ayarlayın; yoksa içerik güncellemeleri geç gelir. Küçük denemelerle, sitenizin yapısına uygun tatlı noktayı bulursunuz. Unutmayın, bir dokunuş her şeye uymuyor; her site biraz farklı şarkı söylüyor.

Kuyruklar, Cron ve Arka Plan İşleri

Bülten gönderimi, rapor üretimi, dış sistemlere veri itmek gibi işler bazen sayfa yüklenirken çalışır, bazen arka planda. Arka planı tercih etmek genelde daha sağlıklıdır. Bu yüzden cron görevlerini yeni sunucuda kurun, zamanlamaları eskiye yakın tutun. Uygulamanız kuyruk işçileri kullanıyorsa servis olarak sürekli çalışan bir yapılandırmayla yeniden başlatmalara dayanıklı hale getirin. Bu küçük özen, beklenmedik yoğunluklarda “tamam, işimiz sağlam” dedirtir.

Canlıya Geçiş: Sessiz Kesim, Geri Dönüş Planı ve Minik Testler

Kuru Koşu: Provanın Gücü

Bir akşam üstü, trafik düşmeye yüz tutmuşken “kuru koşu” yapın. Yani gerçek geçişin provasını. Dosyaları senkron edin, veritabanını içe alın, hosts dosyanızla yeni sunucuyu kendi bilgisayarınızdan canlı gibi gezin. Sipariş veriyormuş gibi sepeti deneyin, üyelik açıyormuş gibi formu doldurun. Bu prova, gerçek kesimde nefesinizi açar.

Kesim Anı: Küçük Pencere, Net Adımlar

Kesim anında önce canlıda bir “içerik dondurma” kararı alabilirsiniz. Mesela blog yazısı girişi, yorum, sipariş gibi yazma işlemlerini kısa süreliğine durdurmak, veritabanı farkını kapatmayı kolaylaştırır. Son tur veritabanı dışa aktarımı ve dosya senkronundan sonra yeni sunucuda bir kez daha kontrol edin. Ardından DNS’te A/AAAA kayıtlarını çevirin. Birkaç dakika içinde çoğu kullanıcı yeni sunucuya uğrayacaktır. Bu sırada eski sunucuda izleme bırakın; hâlâ ziyaret edenler kalmışsa kısa süre daha sönümlenir.

Geri Dönüş Planı: İçinizi Rahatlatan Emniyet Kemeri

Her taşımada cebinizde bir geri dönüş bileti olsun. Eski sunucudaki yedekler ve DNS’i geri çevirme planı, içinizi rahatlatır. Çoğu zaman gerek kalmaz ama bilirsiniz, “yanımda dursun” duygusu güzeldir. Sorun çıkarsa önce sakinleşip sorunu izole edin: DNS mi, SSL mi, e-posta mı, uygulama ayarı mı? Tek tek üstüne gidince her taş yerini bulur.

Taşımadan Sonra İnce Ayar: Performans, Güvenlik ve Sağlam Altyapı

Performansın Kalıcı Olması

Yeni VPS’te ilk günler gözlemleyin. CPU sıçrıyor mu, bellek sınırda mı, disk bekleme süresi artıyor mu? Veritabanı için indeksler, sorgu nakışları ve bağlantı havuzları gibi küçük dokunuşlar fark yaratır. Önbellek oranları yeterliyse sayfalar yağ gibi akar. WordPress dünyasında PHP-FPM havuzu, OPcache ve veritabanı parametreleri arasında dengeli bir üçgen kurmak neredeyse her zaman iyi sonuç verir.

Güvenliğin Gündelik Rutinleri

Güncellemeleri düzenli yapın, yedekleri rotasyonda saklayın, oturum açma denemelerini sınırlayın. WAF, oran sınırlama ve ihtiyaca göre IP kısıtları gibi küçük önlemler uzun vadede rahat eder. İstek dalgalarına karşı bilinçli duruş için şu kaynak hoş bir rehberdir: DDoS saldırıları ve korunma yöntemleri. Uygulama katmanında ise giriş noktalarını sade tutmak, gereksiz eklenti ve modüllerden kurtulmak sayfaları hem hızlandırır hem korur.

HTTP Başlıkları ve İnce Güvenlik Baharatları

HSTS, CSP ve diğer başlıklarla tarayıcıya nasıl davranacağınıza dair küçük yönergeler verirsiniz. Bu başlıklar doğru kurulduğunda hem güvenlik artar hem hatalı istekler azalır. Canlıya aldıktan sonra raporları takip edin; kırılan bir kaynak varsa en hızlı şekilde düzeltin. Güvenlik, küçük ve süreklidir; bir kerelik bir iş değildir.

Sorun Giderme: Ufak Pürüzler ve Pratik Çözümler

SSL Var, Ama Tarayıcı Kızgın

Sertifikanız kurulu ama tarayıcı kilit göstermiyorsa genelde karışık içerik (mixed content) vardır. Eski HTTP linkleri, CDN’deki eski URL’ler veya temadaki sert yazılmış yollar can sıkabilir. Tema ve eklenti ayarlarında site adresinizi kontrol edin, önbelleği boşaltın, gerekiyorsa veritabanında eski URL’leri yenileriyle değiştirin. İki üç denemeden sonra kilit yerini bulur.

Posta Gitmiyor, Kutuda Sessizlik

Eğer gönderim yapamıyorsanız önce DNS kayıtlarını kontrol edin: MX, SPF ve DKIM doğru mu? rDNS var mı? Sunucu saatiniz yanlışsa TLS pazarlığı aksayabilir; zamanı senkronize etmeyi ihmal etmeyin. Harici SMTP kullanıyorsanız kimlik bilgilerini .env veya ayar panelinde yenilediğinizden emin olun. Küçük bir test e-postası, büyük bir ahenk getirir.

Yavaşlık Hissi: Nerede Tıkanıyoruz?

Sunucu kaynakları yerinde ama site ağırsa, genelde veritabanı sorguları ve dış istekler masum görünür ama etkilidir. Günlükleri açıp yavaş sorgu raporlarına bir göz atın. Dış servisle konuşan eklentileri sırayla kapatıp deneyin. Bazen tek bir görsel optimizasyon eklentisi yanlış ayarla sayfayı zincire vurur; ince ince çözülür.

Bir Son Kontrol: Küçük Turlar, Büyük İç Huzuru

Kullanıcı Akışı: Ziyaretçinin Ayak İzleri

Ana sayfa, kategori sayfaları, yazı sayfaları, arama, form gönderimleri, üye ol, giriş yap, sepet, ödeme… Kendi sitenizde bir ziyaretçi gibi gezin. Her aksiyonda bir gözünüz ağda, bir gözünüz günlüklerde olsun. Hata kodu görürseniz telaş yok; istek izi ve günlükler size hikâyeyi anlatır.

Arka Planda Sürenler

Cron işleriniz çalışıyor mu, kuyruk işçileri ayakta mı, yedekler zamanında alınıyor mu? SSL yenileme görevleri planlandığı gibi gidiyor mu? Bunlar genelde hiç konuşulmayan ama sitenin gerçek omurgasını oluşturan küçük ritüeller. Her biri yerli yerinde olduğunda, site de sahibi gibi güven veriyor.

Kapanış: Valizler Boşaldı, Yeni Ev Kuruldu

Şöyle bir başımızı kaldırıp baktığımızda, aslında yaptığımız şey basit: Önce envanter, sonra yedek, ardından sahneyi hazırlama, dosya ve veritabanını taşıma, SSL ve e-posta ayarlarını derleme, DNS düğmesine nazikçe basma ve en sonda ince ayar. Bir ev taşır gibi. Her oda kendi düzeninde, her eşya kendi yerinde. Ufak gecikmeler olur, sürprizler çıkar, ama plan bazen sadece size “devam” demek için vardır.

Eğer bu rehber, geçişi gözünüzde büyüten o sis perdesini azıcık araladıysa ne mutlu. Unutmayın, kusursuz geçiş denen şey, iyi hazırlık ve sakin adımlarla gelir. DNS’ten e-postaya, önbellekten güvenliğe kadar her adımı kendi sitenizin doğasına göre uyarlayın. Ek okumalar için DNS kayıtları rehberi, e-posta teslim edilebilirliği notları, kesintisiz yayın için Anycast yaklaşımı ve WordPress performans rehberi iyi arkadaşlarınız olur. Umarım bu yazı işinizi kolaylaştırır; bir sonraki yazıda başka bir küçük ama kritik yol ayrımını konuşuruz. Şimdilik, yeni VPS’inizde bol trafikli ve dingin günler!

Sıkça Sorulan Sorular

Önce staging alanında provanızı yapın, TTL’yi önceden düşürün, dosyaları senkron edip son turda veritabanını aktarın. Ardından DNS’i yeni IP’ye çevirin. Böylece ziyaretçiler kesinti fark etmeden yeni sunucuya yönelir.

Genelde MX, SPF, DKIM ve rDNS dörtlüsünden biri eksik kalıyor. SMTP kimlik bilgilerini güncellediğinizden ve rDNS’in doğru IP’ye işaret ettiğinden emin olun. Küçük bir test e-postasıyla her şeyi doğrulamak iyi alışkanlıktır.

Önbellek ayarları, PHP-FPM havuzu ve veritabanı parametreleri yeni sunucuda henüz oturmamış olabilir. Eski URL’ler, karışık içerik ve ağır eklentiler de etkiler. Önbelleği temizleyip kritik eklentileri sırayla test etmek hızlı yol gösterir.